• Sonuç bulunamadı

Ekonomik kalkınma hedefinin ve programlarının içerdiği önemli politikalardan biriside sanayinin teşviki ve gelişimi olmuştur. Sanayi sektörünün gelişimini hedefleyen mali ve mekânsal politikalar / teşvikler, gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak hem de her ülkenin kalkınma programları dâhilinde yer almıştır. Organize Sanayi Bölgeleri de benzer amaçlı bir politika olarak yüzyılı aşkın bir süredir gündemde bulunmaktadır. Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeler kalkınma ve sanayileşme hedefleri doğrultusunda, Organize Sanayi Bölgelerinin kuruluşuna özel önem atfetmişlerdir.

Organize Sanayi Bölgesi kurulması süreci belirli hedefler doğrultusunda tasarlanan bir politika olarak pek çok ülke gündeminde yerini almıştır. Organize Sanayi Bölgesi politikası ile önemli ve çoğul hedeflere ulaşılması amaçlanmaktadır. Sanayinin teşviki, bölgeler arası eşitsizliklerin giderilmesi, planlı kentsel gelişmenin sağlanması gibi genel ve önemli hedeflere ulaşılması için Organize Sanayi Bölgesi politikasından yararlanılması, gerek Türkiye’nin gerekse diğer ülkelerin gündemlerinde yer almış ve almaya devam eden bir konudur. Kuşkusuz Organize Sanayi Bölgelerinin istenilen hedeflere ulaşmadaki etkinliği salt kendilerinden menkul değildir. Bir başka anlatımla; bir alanın Organize Sanayi Bölgesi kullanımı için kamulaştırılması ve bu alanın gerekli altyapı hizmetleri ile donatılması sonucunda hedeflere ulaşılmasını beklemek büyük ölçüde iyimserlik taşımaktadır.

Organize Sanayi Bölgesi politikası hedefleri göz önünde bulundurularak, iç dinamikleri doğrultusunda tutarlı bir biçimde tasarlanmalı, uygulanmalı ve gerektiğinde başka politik araçlar ile de ilişkisi kurularak desteklenmelidir. Bu noktada, Organize Sanayi Bölgesi politikasının tasarlanması ve uygulanması sürecinde önem arz eden iç dinamiklerin neler olduğu tartışılmalıdır. Ayrıca sürecin etkin bir biçimde planlanması da oldukça önemlidir.

Organize Sanayi Bölgesi Politikası içinde bazı önemli süreçlerin iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bu süreçlerden bazıları Organize Sanayi Bölgesi’nin konumu, Organize Sanayi Bölgelerinin özellikleri; bölge büyüklüğü, firma büyüklüğü, firmaların sektörel yapıları, bölgede sunulacak hizmetler gibi, süre ve planlamadır (Balaban, 2001, s.63).

Konum: Organize Sanayi Bölgesi’nin yer alacağı konumun / bölgenin belirlenmesi Organize Sanayi Bölgesi politikasının önemli aşamalarından birisi olarak belirlenmiştir. Organize Sanayi Bölgesi’nin sürekliliğinin dolayısıyla da kamusal kaynakların etkin kullanımının sağlanması, konuma sıkı sıkıya bağlıdır. Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulacağı bölgenin ya da bölge içindeki yerinin belirlenmesi, önemli olduğu kadar karmaşık bir süreç olarak da tanımlanmaktadır. Konum bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinde de önemli bir rol oynar. Organize Sanayi Bölgesi

politikası ile bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi hedefleniyor ise, söz konusu bölgenin; ulaşım olanakları, işgücü pazarının niteliği, pazara yakınlık ve kentsel hizmetler gibi özellikler açısından geliştirilmesi de en az Organize Sanayi Bölgesi kurulması kadar önemlidir.

Organize Sanayi Bölgesi’nin özellikleri: Organize Sanayi Bölgesi’ne ilişkin yapılan tanımlar üzerinden giderek bu bölgelerin, çeşitlendirilmesinde etkili olan ve politikanın hedefleri ile tutarlı nitelikte bölgeler oluşturulmasını sağlayacak bazı özelliklerini belirlemek olanaklıdır. Bu özelliklerin farklılaşması ve farklılıklar arasında yapılacak tercihler sonucunda bölge tipolojisinde de farklılaşmalar yapılabilir. Bu da politikanın hedefleri ile tutarlı bir ilişki gösteren nitelikte, farklı tür bölgelerin oluşturulması olanağını yaratır. Organize Sanayi Bölgelerine ilişkin bu özellikler; bölgenin büyüklüğü, firma büyüklükleri, firmaların sektörel yapıları ve bölge bünyesinde sunulacak hizmetler olarak tanımlanabilir.

Süre: Organize Sanayi Bölgesi politikasının önemli dinamiklerinden biriside uygulamanın hızlı ve kısa sürede gerçekleştirilmesidir. Firmalar açısından Organize Sanayi Bölgelerinde yer seçmenin önemli avantajlarından biriside yatırımlarda riskin azaltılmasıdır. Bu nedenle, politikanın hızlı ve kısa sürede uygulanabilirliği önemli bir koşul olarak karşımıza çıkmaktadır. Bölgelerin kurulması süresinin kısalığı sürecin etkin finanse edilmesi ile de ilişkilidir. Organize Sanayi Bölgesi politikasını uygulayan kurumlar açısından önemli bir diğer dinamik, sürecin etkin ve yerinde bir zamanlama ile finanse edilmesidir (Balaban, 2001, s.65).

Planlama: Organize Sanayi Bölgeleri’nin “planlı bölgeler” ya da “sanayinin planlı yerleşimi” olduğu biçimindeki ifadeler, Organize Sanayi Bölgesi’ne ilişkin tanımların içinde yer aldığı önemli ifadelerdir. Bölgelerin, planlı yerleşmeler olduğu gerçeği bile tek başına, Organize Sanayi Bölgesi politikası kapsamında planlamanın önemini göstermektedir. Ancak politika kapsamında planlamaya ilişkin tartışmaların, sadece bölgelerin planlanması aşaması ile sınırlandırılamayacağı açıktır. Organize Sanayi Bölgesi’nin özellikleri ve süre gibi parametrelere ilişkin açıklamalar değerlendirildiğinde, Organize Sanayi Bölgesi politikasının gerek

biçimlendirilmesinde gerekse uygulanmasında etkin bir planlamaya gidilmesi gerekmektedir. Konumun ya da Organize Sanayi Bölgesi’nin özelliklerinin belirlenmesinde farklı yaklaşımlar geliştirilmesi mümkündür. Bu farklılaşmalar arasında nasıl bir tercih yapılacağı ise, politikanın hedefleri doğrultusunda belirlenmesi gereken bir durumdur. Yerel koşullarda kimi zaman avantaj kimi zaman ise dezavantaj olarak gerçekleşen farklılıklar, politikanın uygulanması sürecinde dikkate alınmalıdır. Kurumsal örgütlenmelerin ve tek düze yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi sonucunda politikanın her uygulamasının beklenen ve olumlu sonuçları yaratacağı iyimser bir bakış açısı olmaktan öteye gidemez. Bu nedenle politikanın her aşamasında, planlama etkin bir biçimde gerçekleştirilmelidir (Balaban, 2001, s.65).

Sanayi Bölgelerinin geliştirilmesinde ister kamu ister özel sektör eliyle yapılsın, planlamanın yaşamsal önemde olduğu unutulmaması gerekir. Politikadan beklenen tüm hedeflere ulaşmasında önemli koşullardan birisinin, politikanın etkin bir biçimde planlanması olduğu açıktır.

Organize Sanayi Bölgesi politikasının planlanması üç aşama olarak değerlendirilir. Bunlardan ilki, proje öncesi planlama, ikincisi projenin planlanması ve sonuncusu ise, proje sonrası planlama aşamalarıdır. Proje öncesi planlama aşaması, politikanın kapsamına ilişkin planlama aşaması olarak düşünülmelidir. Bu süreçte, öncelikle politikanın hedefleri netleştirilmeli ve bu hedefler doğrultusunda konum ve Organize Sanayi Bölgesi tipolojisinin belirlenmesi aşamaları gerçekleştirilmelidir. Proje planlaması süreci ise, öncelikle Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulacağı bölgenin mevcut planları ile Organize Sanayi Bölgesi uygulamasının ilişkilendirilmesi aşamasını kapsamalıdır. Organize Sanayi Bölgesi’nin seçilen konum içerisindeki yer seçimi de bu süreçte belirlenecek diğer bir aşamadır. Bu süreçteki bir diğer aşama ise, sanayi bölgesini yapılaşma düzeninin ve yapılaşma koşullarının belirlendiği Organize Sanayi Bölgesi planın elde edilmesidir. Proje sonrası planlama süreci ise, bölgenin uzun dönemli işletme ve denetim süreçlerine ilişkin planlamanın gerçekleştirildiği aşamadır (Balaban, 2001, s.66).

Sonuç olarak; Organize Sanayi Bölgesi politikalarının mevcut biçimiyle uygulanmaya devam edilmesinin, kamusal kaynakların etkin ve verimli kullanılmasında ve politikanın hedeflerine ulaşmasında olumlu sonuçlar sağlamayacağı açıktır. Politikanın geleceğine yönelik çalışmalar, Organize Sanayi Bölgelerinin cazip merkezler olmasını sağlayacak nitelikte bir dönüşüm ve yeniden kurgulanma sürecini içermelidir. Kısa erimde, mevcut projelerin bitirilmesi esas alınmalı ve daha fazla Organize Sanayi Bölgesi kararı verilmemelidir. Karar sayısının sürekli artışı, proje başına düşen kaynak miktarını daha da azaltacağından, politikanın mevcut olumsuz sonuçlarının devam devamlılığı kaçınılmaz olacaktır. Gelişmiş İllerden gelecek talepler çevre ile ya da bölgelerdeki düşük doluluk oranına sahip mevcut Organize Sanayi Bölgelerine yönlendirilmelidir. Sanayi Bölgeleri sadece endüstriyel üretimin yer aldığı değil aynı zamanda bilginin de üretilerek üretim sürecine eklemlendiği bölgeler olarak tasarlanmakta ve uygulanmaktadır. Organize Sanayi Bölgesi politikası için gerçekleştirilecek dönüşüm bu güncel gelişmeleri de içermesi önemli ve gereklidir.