• Sonuç bulunamadı

4. KURAMSAL YAPI VE İŞLEYİŞ

4.5. Türkiye‟de Organik Tarım ve Ticareti

4.5.1. Türkiye‟de Organik Tarıma Yönelik Destekler ve İzlenen Politikalar

Türkiye‟de 2009 yılsonu verilerine göre organik tarımda faaliyet gösteren 673 adet şirket ve geçiş süreci dahil olmak üzere 35 565 üretici bulunmaktadır (TÜGEM, 2010a). Türkiye‟nin organik ürünler pazarından aldığı pay binde beş seviyesindedir. Dünya organik gıda pazar hacmi 2009 yılında 54,9 milyar dolar iken, Türkiye‟nin ihracat değeri 27,5 milyon dolardır. Tüketici talebinin artmasına paralel olarak organik ürünler perakendeciliği de gelişmektedir. Türkiye‟nin organik ürün pazarından daha fazla pay alabilmesi; firmaların organik ürünlere yönelik uygun pazarlama stratejileri belirlemesiyle ve organik ürünlerin üretim ve tüketimini özendirici yönde politikalar oluşturmasıyla sağlanabilecektir. Avrupa ülkelerinde organik ürünler pazarının hızlı gelişmesi ve pazar hacminin büyük olması izlenen politikaların bir yansımasıdır. Türkiye‟de desteklemeler yalnızca doğrudan gelir desteği içinde yer alan bir kalemde yer almakta, bu da üreticilerin organik tarım sistemine geçmelerini sınırlamaktadır (Gök, 2008). Ancak burada dikkati çeken husus, Türkiye'de ve dünyada organik tarıma yönelik etkin vergi teşvik araçlarının olmamasıdır. Verilen sübvansiyonlar, üreticilere

Ahududu ve yaban mersini reçeli %61,93 Ayçiçek yağı %0,97 Çikolata %0,48 Soya unu %11,27 Rokfor peyniri %23,74 Zencefilli kurabiye %0,32 Diğerleri %1,29

sabit bir getiri sağlaması ve ekolojik sistemin devamı açısından önemlidir. Ancak bu sübvansiyon sistemi kaynak açısından sorun yaratabilecek bir yapıya sahiptir. Bu açıdan organik tarım sübvansiyonları vergi teşvikleriyle de desteklenmelidir. Bu bağlamda özellikle gelire dayalı vergiler (gelir ve kurumlar vergisi) vergi muafiyeti ve vergi oranlarında indirim gibi yollarla önemli bir sübvansiyon aracı olarak kullanılabilir (Bahrs, 2004).

Entansif tarımda pazar payı yarışı dolayısıyla yaşanan rekabet organik tarım alanında da kendini göstermektedir. Ancak aralarındaki temel farklılık özellikle gelişmiş ülkeler tarafından organik tarım ticaretine koruyucu gümrük vergilerinin konulmamasıdır. Bunun nedeni ise organik tarıma büyük mali destek verilmesi ve bunun etkisiyle büyük bir üretim artışı yaşanmasına rağmen talep artışının üretim artışından fazla olmasıdır. Yani gelişmiş ülkeler organik ürün talebini karşılayamamaktadır. Bu yüzden de organik tarım ürünlerinin uluslararası ticaretinde konvansiyonel tarım ürünlerinde görülen engelleyici faktörler uygulanmamaktadır (Çetin ve ark., 2006). Sürdürülebilir yaşam tarzı ve kalkınma anlayışıyla da uyumlu olan bu gelişme çoğu ülkede devlet tarafından organik tarımı teşvik etmeyi gerekli kılmıştır (İTO, 2009). Özetle dünyada hızlı bir talep artışı gösteren organik tarım ürünleri gerek uluslararası ticaret, gerek ülkelerin sektörlerini korumak, gerekse sağlık ve çevre bilinci çerçevesinde desteklenmektedir (İpek ve Çil, 2010).

Gelişmekte olan ülkelerde organik tarıma geçişteki en büyük etki, üretime verilen desteklerdir. Yaşanan verim kaybı, yoğun emek gerektiren üretim metodu ve danışmanlık hizmetlerine ulaşmadaki sıkıntılar nedeniyle üretici açısından oldukça zorlu bir süreç olan geçiş döneminde üreticiye teşvik verilmesi oldukça önemlidir. Türkiye‟de organik tarım destekleri iyi tarım uygulamaları destekleri ile birlikte değerlendirilmektedir.

Organik tarım uygulamalarının ekonomik, ekolojik ve sosyal faydasının birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir (Er ve Başalma, 2008). Türkiye'de organik tarıma verilen desteğin bulunduğumuz aşamada yurt dışına ihracatın artırılması şeklinde olduğu söylenebilir (İpek ve Çil, 2010). İhracatın artırılması kadar iç pazarın gelişimi de oldukça önemlidir. Türkiye'nin 2009 yılı toplam ihracat gelirlerinin 102 milyar dolar

olduğu düşünüldüğünde; 27,5 milyon dolarlık organik tarım ihracat geliri oldukça düşüktür.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın “Organik Tarım Strateji Belgesi”ne göre 2006-2020 döneminde organik tarıma destek politikalarıyla ilgili olarak bir takım çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda organik tarıma yönelik desteklerin üretime yönelik mali destekler, geçiş dönemi destekleri, sertifikasyon ve kredi destekleri şeklinde olduğu görülmektedir (TÜGEM, 2010c).

Türkiye‟de 2011 yılında yayımlanan tebliğle organik bitkisel üretim yapan çiftçilere TKB tarafından dekara 25 TL ödeme yapılmaktadır (Anonim, 2010v). Ayrıca Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince organik tarım yapanlara yönelik kredilerde %60 olarak uygulanan faiz indirim oranı, 2011 yılında %50 olarak uygulanmaktadır. Yine Dış Ticaret Müsteşarlığı ihracat yapan firmaların sertifika maliyetinin %50‟sini ve laboratuarlarda yapılan analizlerin maliyetini de üstlenmektedir. Öte yandan; İl Özel İdareleri kendi bütçelerine göre sulama, sertifikasyon, analiz gibi maliyetlere destek vermektedir. Hayvancılıkla uğraşanlar, yem bitkileri ürettiği için diğer desteklerden aynen yararlanabilmektedir. Özellikle içme suyu havzalarında bulunan köylerde içme suyunun kirlenmesini önlemek amacıyla Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri ile Devlet Su İşleri gibi benzer resmi kuruluşlar tarafından üreticilere organik girdi dağıtımı yapılmaktadır (TKB, 2010a; TÜGEM, 2011).

Çizelge 4.1‟de organik tarım destekleri görülebilir. 2011 yılında yayımlanan tebliğe göre organik tarım ve iyi tarım üreticilerine dekara verilen destek miktarları sabit kalmış, ancak faiz indirim oranı %50 olarak açıklanmıştır (Anonim, 2011r).

Çizelge 4.1. Organik tarıma verilen destekler

Destek Konusu 2009 Birime Verilen Destek Miktarı (TL/da) 2010 Birime Verilen Destek Miktarı (TL/da) 2011 Birime Verilen Destek Miktarı (TL/da) Organik tarım 20 25 25

Faiz İndirimli Kredi Uygulamaları İndirim Oranı (%)

Organik tarım (İşletme-Yatırım) 60 50

Türkiye'de organik tarım yapan çiftçilere verilen devlet destekleri; düşük faizli krediler, doğrudan gelir desteği, çevre amaçlı tarımsal arazilerin korunmasına yönelik destekler, iyi tarım uygulamaları ve toprak analizi yaptırılmasına ilişkin destekler olarak sıralanabilir (TKB, 2010a). Türkiye'de organik tarıma “bazı kredilere sağlanan faiz indirimi” dışında etkin bir teşvik uygulanmamaktadır. Türkiye‟de organik tarım yapan üreticilerin, AB‟deki üreticilerle rekabet edebilmesi açısından daha kapsamlı teşvik politikalarına ihtiyaç duyulduğu ortadadır (Özkan, 2006).