• Sonuç bulunamadı

6. ARAŞTIRMA BULGULARI

6.1. Üreticilere Yönelik Alan Araştırması Bulguları

6.1.3. Organik Tarım Yapan Üretici Grubunun Analizi

Organik tarım ürünleri üretici grubunun tarımsal uygulamaları ve piyasa içerisindeki konum ve özelliklerine ilişkin bazı bulgular bu bölümde irdelenmiştir. Organik tarım ürünleri üretim deseni, organik tarıma başlama tarihi ve nedeni, pazar yapısı ve pazarlama şekli, organik tarım uygulaması ile elde edilen en önemli avantajlar, alınan destekler, sertifikasyon, tanıtım gibi tüketicileri de ilgilendiren konular çizelgelerde gösterilerek, oransal ve rakamsal değerlerle araştırılmıştır. Çizelge 6.19‟da organik tarım yapan üreticilerin bu uygulamayı ne zamandır yaptıkları ve tecrübelerine ilişkin değerler verilmiştir. Organik tarım üreticilerinin %11,8‟i son bir yıldır organik üretim yapmaktadır. İki yıl ve daha kısa zamandır üretim yapanların oranı kümülatif yüzde değeri olan %50,9‟dan anlaşılmaktadır. Organik tarım üreticilerinin %10,9‟unun dört yıldır organik tarım yapmakta olduğu ve %6,4‟ünün ise beş yıldır organik tarım uygulamakta olduğu çizelgeden görülmektedir. İncelenen işletmeler arasında beş yıldan fazla süredir organik üretim yapan üretici bulunmamaktadır.

Çizelge 6.19. Üreticilerin organik tarıma başlama yılları Organik Tarımın Kaç Yıldır Uygulandığı* Sayı (%) Kümülâtif (%)

Bir yıldan beri 13 11,8 11,8

İki yıldan beri 43 39,1 50,9

Üç yıldan beri 35 31,8 82,7

Dört yıldan beri 12 10,9 93,6

Beş yıldan beri 7 6,4 100,0

Toplam 110 100,0

Not: Anketler 2009 yılı Ağustos-Eylül aylarında yapılmıştır.

Tarımsal üreticilerden organik üretim yapanların bu uygulamaya başlama nedenleri kendilerine sorulmuş, alınan cevaplar Çizelge 6.20‟de verilmiştir. Hangi faktörün organik tarıma geçişte etkili olduğu üreticilerin verdikleri cevaplara göre oransal olarak bakıldığında; en önemli faktörün organik tarım uygulamalarına verilen destek ve teşvikler olduğu %34,5 oranı ile kendini göstermektedir. İkinci önemli faktör %23,6 ile ve çok yakın değer alan %22,7 ile çevreye duyarlılık ve yüksek kar marjı olduğu görülmektedir. Ürünlerin pazar garantisi olması faktörünün organik tarıma başlamadaki etkisi %9,1 oranında bulunmuştur. Literatürde organik tarımın en önemli avantajı olarak, ürünlere pazar garantisi sunulması vurgulanmaktadır. Ancak araştırma bulgularına göre; ürünlerin pazar garantisinin olması, üreticilerin organik tarımı tercih etmelerinde diğer unsurlardan daha düşük düzeyde etkili olan bir faktör olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum, üreticilerin elde ettikleri ürünleri bireysel olarak pazarlamayı ve aracısız olarak tüketiciye ulaştırmayı arzu ettikleri şeklinde yorumlanabilir. Organik tarıma duyulan merak ya da hobi faktörü %7,3 gibi dikkate değer bir orana sahiptir. En zayıf faktörün ise, firma talepleri olduğu saptanmıştır. Organik tarımın başladığı ilk yıllarda firmalardan gelen talepler, organik tarıma başlamada en etkili faktör konumunda iken; zaman içerisinde başkaca faktörlerin etkili olduğu ortaya çıkmıştır.

Çizelge 6.20. Üreticilerin organik tarıma başlama nedenleri

Faktör Sayı (%)

Organik tarıma verilen destekler 38 34,5

Çevreye ve sağlığa olan duyarlılık 26 23,6

Yüksek kar marjı olduğunu gözlemleme 25 22,7

Ürünlerin pazar garantisi olması 10 9,1

Hobi / merak etme 8 7,3

Firmalardan gelen talepler 3 2,7

Toplam 110 100,0

Organik tarıma geçişle birlikte üreticilerin bu üretim sisteminden ne tür bir fayda elde ettikleri genel olarak sorulmuştur. Gelir artışı sağlama, sosyal statü, modern tarımsal uygulamalar gibi genel faydaların ne oranda yer aldığı Çizelge 6.21‟de verilmiştir. “Organik tarım yapmak size en çok hangi faydayı sağladı?” şeklinde yöneltilen soruya verilen cevaplardan birinci derecede önemli olarak belirtilen cevaplamalar hesaplamalarda dikkate alınmıştır. Organik üreticilerin %38,2‟si çevreye, sağlığa ve ekolojik dengeye önem verilmesi gerektiğini öğrenmekle önemli bir fayda elde ettiklerini söylemişlerdir. Organik üreticilerin %29,2‟si tarımsal uygulamalarda daha bilinçli olmayı öğrenmekle önemli bir fayda sağladıklarını belirtirken; %24,5‟i gelir artışı ile ekonomik fayda sağladıklarını ifade etmişlerdir. Organik tarımla uğraşan üreticilerin %5,4‟lük bir bölümü ise, organik tarım üreticisi olmakla hiçbir fayda sağlamadıklarını söylemişlerdir. Bu noktadan hareketle, üreticilerin %5,4‟ünün organik tarım üreticisi olmaktan memnun olmadıkları ve üretimin zahmetli olması ya da organik tarıma geçtiklerinde bekledikleri gelir artışını yakalayamadıkları sonucuna varılabilir. Üreticilerin %2,7‟lik bir bölümünün sosyal statü bakımından fayda sağladıklarını söylemeleri; kendi kabuğundan sıyrılmak ve sosyalleşmek isteyen bir kitlenin de üreticiler arasında var olduğunu göstermektedir. Bu yapıdaki üreticilerin, diğerlerine göre yenilikleri daha erken kabul ettikleri söylenebilir.

Çizelge 6.21. Organik tarım yapmanın üreticiye sağladığı faydalar

Fayda Türü Sayı (%)

Çevreye ve sağlığa duyarlı olma 42 38,2

Tarımsal uygulamalarda bilinçli davranma 32 29,2

Gelirde artış elde etme 27 24,5

Sosyal statü sağlama 3 2,7

Hiçbir fayda görmeyenler 6 5,4

Toplam 110 100,0

Çizelge 6.22‟de organik tarım üreticilerinin karşılaştıkları en önemli sorunların oransal olarak dağılımı verilmiştir. Karşılaşılan en önemli sorunların başında organik tarıma verilen destek ve teşviklerin yetersiz kalması gelmektedir. Bu faktör %33,6 gibi bir oranla en önemli sorun olma durumundadır. Üreticilerin %34,5‟i organik tarıma başlamalarında etkili olan en önemli faktörün organik tarıma verilen destek ve teşvikler olduğunu belirtirken (“bkz.” Çizelge 6.20); organik tarıma başladıktan sonra bu desteklerin yetersiz kaldığını düşünenlerin oranının %33,6 olduğu Çizelge 6.22‟den anlaşılmaktadır. Organik tarım üreticileri arasında organik tarıma daha fazla destek sağlanması gerektiği, genel bir kanıdır. İkinci önemli sorunun pazarlama ve pazar yeri sıkıntısı olduğu %25,4 oranı ile belirtilmiştir. Belirtilen sorunların %33,6‟sı teknik anlamda ifade edilen destek ve teşvikleri kapsarken, kalan %66,4‟lük oranını oluşturan kısmı; pazar yeri sıkıntısı, tüketiciye ulaşmada zorluk, talep yetersizliği, ürün çeşidinin azlığı gibi pazarlamayla ilgili ve piyasa koşullarına ilişkin sorunları içermektedir. Organik tarımda teknik sorunlardan çok, üreticilerin tüketiciye ulaşması konusunda yaşanan güçlük, pazar özellikleri ve talep yetersizliği gibi ekonomik faktörlerin daha ağırlıkta olduğu sorunların var olduğu saptanmıştır. Organik tarım ve ürün satışında; tüketiciye yönelik uygulamalar ile üreticilerin pazara ve tüketiciye daha kolay ulaşmalarını sağlayıcı yönde politikalar geliştirilmesi gerekliliği, üretici gruplarınca da ağırlıklı olarak ifade edilmektedir.

Çizelge 6.22. Organik tarım yapan üreticilerin karşılaştıkları en önemli sorunlar

Sorun Sayı (%)

Teknik destek ve teşviklerin yetersiz kalması 37 33,6

Pazar yeri ve satış koşullarının yetersiz olması 28 25,4 Organik ürünlerle ilgili yeterli tanıtımın yapılmaması 19 17,3

Talebin yetersiz olması 17 15,5

Ürün çeşidinin az olması 9 8,2

Toplam 110 100,0

Organik tarım yapan üreticilerin karşılaştıkları sorunların çözümü için neler yapılması gerektiği konusu araştırılmıştır. Genel en önemli sorun olarak ortaya çıkan ve çözümü için; medya, üniversiteler, yerel yönetimler ve tarım teşkilatlarının bu konuda bir şeyler yapmaları gerekir denilen tüketici bazlı sorunlarda neler yapılabilir sorusuna üreticilerin verdikleri cevaplar Çizelge 6.23‟de verilmiştir. Sorunların çözümünde üreticilerin önerdiği en önemli çözüm teklifinin, tüketicilere organik ürünleri tanıtmada medyanın kullanılması önerisidir. Üreticilerin %33,5‟i medyanın organik ürünleri tanıtmada etkili olacağını söylemektedir. Öte yandan tüketici bilincinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyenlerin oranı %14,5‟dir. Bu noktadan hareketle, üreticilerin %50‟si karşılaştıkları sorunların tüketici yönlü olduğunu vurgulamışlardır. Bu söylemle, tüketicilerin organik ürün konusunda bilinçlenemediği üreticiler tarafından belirtilmektedir. Yerel yönetimlerin konuya el atmasının yararlı olacağını söyleyen üreticilerin oranı %25,4‟dir. Üniversitelerin konuya el atması gerektiğini söyleyen üreticilerin oranı %18,2‟dir. Tarım teşkilatlarının konuyla ilgilenmeleri gerektiğini söyleyenlerin oranı %6,4 olup, oldukça düşük bulunmuştur. Bu oranın düşük olması, üreticilerin tarım teşkilatlarına bu konudaki güvenlerinin yetersiz olduğu ya da çözümü tüketicinin medya veya diğer kanallarla eğitilmesi olarak gördükleri için tarım teşkilatlarının bu anlamda yapabilecekleri bir şey olmadığını düşündükleri anlamına gelebilir.

Çözüm önerileri arasında tüketicilere ve tüketime yönelik önerilerin çok zikredilmesi dikkat çekicidir. Organik tarımda en önemli sorunun, tüketici cephesindeki talep yetersizliği ve çevre-sağlık konusunda tüketicilerin duyarsızlığının olduğu bir kez daha bu değerlerle ortaya çıkmaktadır. Teknik boyutta sorun ve çözüm önerileri yerine, ekonomik boyutlu pazar ve tüketim konularının ağırlık kazandığı açıkça görülmektedir.

Çizelge 6.23. Organik tarım yapan üreticilerin genel sorunların çözümüne ilişkin önerileri

Getirilen Öneri Sayı (%)

Medya ve tanıtım yaygınlaşmalı 39 35,5

Yerel yönetimler konuya eğilmeli 28 25,4

Üniversiteler konuya eğilmeli 20 18,2

Tüketici bilinci geliştirilmeli 16 14,5

Tarım teşkilatları konuya yoğunlaşmalı 7 6,4

Toplam 110 100,0

Tüketicilerin organik tarım ürünlerine olan talep yetersizliğinin nedenleri üreticilere sorulmuştur. Buna göre, talep yetersizliğinde en önemli faktörün %31,8 ile bilinçsizlik olduğu, bu faktörü %25,5 ile gelir yetersizliğinin izlediği görülür. Talep yetersizliğinde %24,6 ile tanıtım eksikliği faktörünün önemli bir pay aldığı da görülmektedir. Fiyat ve gelir faktörlerinin birlikte etkisi %34,6 ile en yüksektir. Üreticilerin %4,4‟ü, tüketicilerin organik ürünlerin sertifikasına güven duymadıkları ve ürünlerin gerçekten organik tarım esaslarına uygun yetiştirilmediğini düşündükleri için talep etmediklerini ifade etmişlerdir. Tüketicilerin organik tarım konusuna ilgisizliği ve duyarsızlığının ürün talebinin düşük olması üzerindeki etkisi %3,6 ile en düşük paya sahip olduğu görülmektedir. Kısaca talep yetersizliğinde ekonomik faktörlerle birlikte tüketici bilincinin oluşturulamamış olması en büyük etken olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çizelge 6.24. Organik tarım yapan üreticilere göre tüketicilerin organik ürünlere olan talebinin düşük olmasının nedenleri

Etkili faktör Sayı (%)

Bilinç eksikliği 35 31,8

Gelir düşüklüğü 28 25,5

Tanıtım eksikliği 27 24,6

Ürün fiyatlarının yüksek olması 10 9,1

Sertifikaya inanmama 5 4,5

Duyarsızlık 4 3,6

Üretim yetersiz 1 0,9

Organik tarım üreticilerinin ürünlerini pazarlama şekli Çizelge 6.25‟de verilmiştir. %29,1‟lik grup ürünlerini özel firmalara sattıklarını belirtmişlerdir. Üreticiler tarafından ürünlerin pazarlamasında en çok tercih edilen yol, kendi imkanlarını kullanarak ekolojik pazarlar vasıtasıyla ürünleri doğrudan tüketiciye ulaştırmaktır. Samsun İli‟nde kurulan ekolojik pazarlar bu bölgedeki üreticilerin %62,7‟si tarafından kullanılmaktadır. Organik üretim yaparak ürünlerini bireysel olarak pazarlayan çevre il ve ilçelerdeki üreticiler de bu pazarları kullanmaktadır. Üreticilerin %6,4‟ü ürünlerin işlenmesi, mamul hale getirilmesi amacıyla sanayici işleyici kuruluşlara satmaktadır. Samsun İli‟nde organik ürünleri işleyen altı adet firma bulunmaktadır.

Çizelge 6.25. Organik ürünlerin pazarlamasında kullanılan kanallar

Pazarlama Kanalı Sayı (%)

Aracısız olarak ekolojik pazarlar 69 62,7

Özel firmalar 32 29,1

İşleyici-sanayici firmalar 7 6,4

Aracılara pazarlıyor 2 1,8

Toplam 110 100,0

Anket yapılan 4 organik tarım üreticisi organik tarıma geçtikleri için pişman olduklarını belirtmişlerdir. Pişmanlık nedeni olarak iki işletmeci verim düşüklüğünü gösterirken, diğer ikisi pazar sıkıntısı ve beklediği geliri elde edememe olduğunu söylemiştir. Organik tarım yapan üreticilere iki uçlu evet/hayır şeklinde düzenlenen sorular yöneltilmiştir. Üreticilerin %83,6‟sı organik tarımın yeterince tanıtılmadığına inanmaktadır. Organik tarıma yeterli destek sağlanması durumunda organik tarım yapmayan üreticilerin %53,8‟i organik üretime geçebileceğini belirtmesine karşın (“bkz.” Çizelge 6.13); organik üreticilerin yaklaşık 1/3‟i en önemli sorunu teknik destek ve teşvikler konusunda yaşadıklarını belirtmişlerdir. Organik üreticilerin %90‟ı organik tarıma verilen desteklerin yeterli olmadığını düşünmektedir. Aynı şekilde üreticilerin %38,2‟si danışmanlık hizmetlerini tatmin edici düzeyde bulmamaktadır. Üreticiler özellikle organik tarıma verilen desteğin yetersiz kaldığını ve ürünlerini aracısız olarak pazarlayabilecekleri imkanların sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Üreticilerin %92,7‟si organik üretici birliğine üyedir. Organik üretici birliğine üye olmanın en büyük avantajının ucuz girdi temini konusunda olduğunu belirtmişlerdir.

Üreticilerin %99,1‟i grup sertifikasına sahiptir. Sertifikasyon zorunluluğunu üreticilerin %86,4‟ü olumlu ve yararlı bulmaktadır. 15 üretici organik ürünler için sertifika alma zorunluluğunu gereksiz bulurken, aynı zamanda üreticilerin hiçbirinin sertifika için kendi ceplerinden bir bedel ödemedikleri dikkat çekicidir. Kontrol ve sertifikasyon firmaları bağımsız kuruluşlar olması gerektiğinden, üreticiye danışmanlık hizmeti veremezler. Dolayısıyla üretici ürünlerini yılda bir kez kontrol ederek belge veren firmaların kendilerine bir yararının olmadığını düşünüyor olabilir. Üreticilerin yalnızca %11,8‟i organik tarım fuarına katıldıklarını ifade etmiştir. Üreticilerin %32,7‟si organik tarımsal üretimin yanı sıra geleneksel tarım da yapmaktadır. Aynı orandaki bir grup organik tarıma geçtiklerinde ürün veriminde düşme yaşadıklarını belirtmiştir.

Organik tarım üreticilerinin, geleneksel üretim yapanların neden organik tarıma geçmedikleri konusundaki düşünceleri araştırılmak istenmiştir. Bu amaçla, geleneksel üretim yapanların organik üretime geçmemelerinde etkili olan en önemli faktörün ne olduğu organik üreticilere sorulmuş ve yanıtları Çizelge 6.26‟da verilmiştir. Organik tarım yapan üreticilere göre, geleneksel üreticilerin organik tarıma geçmemelerinde en büyük pay %40,9 oranı ile alışkanlıklardan vazgeçememedir. İkinci önemli sebep olarak, üreticilerin organik tarım koşullarını yerine getirmenin zorluğu nedeniyle ve prosedürle uğraşmak istememelerini göstermişlerdir. Üreticilerin %25,4‟ü ise geleneksel üreticilerin organik üretimi ekonomik açıdan ve pazar koşulları bakımından cazip görmediklerini ifade etmişlerdir.

Çizelge 6.26. Organik tarım yapan üreticilere göre, geleneksel üreticilerin organik tarıma geçmeme nedenleri

Nedenler Sayı (%)

Alışkanlıklardan vazgeçilememesi 45 40,9

Organik tarım esasları ve prosedürle uğraşmak istememeleri 29 26,4

Organik tarımı cazip bulmamaları 28 25,4

Fazla işgücü gerektirmesi 8 7,3

Toplam 110 100,0

Üreticilerin organik tarımı ilk kez nereden duydukları araştırılmak istenmiş ve elde edilen bulgular Çizelge 6.27‟de verilmiştir. Üreticilerin %60‟ı organik tarımı ilk kez en sık muhatap oldukları tarım teşkilatlarından duyduklarını ifade etmişlerdir. Bu durum, beklenen bir sonuçtur ve tarım teşkilatlarındaki yayım elemanlarının üretici

davranışlarında ne kadar etkili kullanılabileceğinin de bir göstergesidir. Üreticilerin %20‟lik bölümü ilk haber kaynağı olarak çevrelerindeki eş-dost-akrabayı, %18,2‟si medyayı göstermiştir. Yalnızca 1 üretici organik tarımı ilk kez, üniversiteden araştırma için gelen elemanlardan ve 1 üretici de okuldan duyduğunu ifade etmiştir.

Çizelge 6.27. Üreticilerin organik tarımla ilgili ilk haber kaynakları

Duyum Kaynağı Sayı (%)

Tarım teşkilatları 66 60,0

Eş-dost-akraba 22 20,0

Medya 20 18,2

Üniversiteden gelen araştırmacılar 1 0,9

Okul 1 0,9

Toplam 110 100,0

Üreticilerin organik tarım konusunda bilgiye en rahat ulaştıkları kaynak sorulmuş ve elde edilen bulgular Çizelge 6.28‟de verilmiştir. %82,7‟lik büyük bir üretici grubundan, organik tarımla ilgili bilgiye en rahat tarım teşkilatlarından ulaşıyoruz cevabı alınmıştır. Her ne kadar üreticilerin yaklaşık 4/5‟i organik tarımla ilgili bilgiye ulaşmada tarım teşkilatlarından nispeten daha rahat bilgi aldıklarını belirtseler de, danışmanlık hizmetlerinin yetersiz olduğunu düşünmektedir. Üreticilerin %12,8‟i ise hiçbir kurum ya da kuruluştan organik tarımla ilgili tatmin edici bilgi alamadıklarını ve bu konuda memnun olmadıklarını kesin bir dille ifade etmişlerdir. Bu bulgu, organik tarımla ilgilenen otoriteler tarafından dikkate alınması gereken bir durumdur.

Çizelge 6.28. Üreticilerin organik tarımla ilgili en rahat bilgi edindikleri kaynaklar Bilgiye En Rahat Ulaşılan Kaynak Sayı (%)

Tarım teşkilatları 91 82,7

Hiçbiri 14 12,8

Sözleşme yaptığı firma 3 2,7

Sertifikasyon kuruluşundaki mühendis 2 1,8

Toplam 110 100,0

Organik üretim yapılan işletmelerde aynı zamanda geleneksel üretime de yer verilip verilmediği araştırılmak istenmiştir. Bu amaçla organik tarımla uğraşan üreticilere

organik üretimin yanı sıra geleneksel üretim yapıp yapmadıkları sorulmuştur. İşletmelerin yalnızca %67,3‟ünün tamamen organik üretim yaptığı; kalan %32,7‟sinin ise organik üretimin yanı sıra geleneksel üretime de işletmelerinde yer verdiği sonucuna ulaşılmıştır. İşletmelerinde organik tarım dışı ürünler yetiştiren organik tarım üreticilerinin, riski sevmeyen grup olduğu söylenebilir.

Literatürde, organik üretime geçtikten sonra verimde yaklaşık %20-30 civarında bir düşme yaşandığı bilgisi yer almaktadır. Bu bilginin çalışma yapılan yörede de geçerli olup olmadığını ortaya koymak amacıyla, üreticilere organik tarıma geçtikten sonra verimde hangi oranda kayıp yaşadıklarının ifade edilmesi istenmiştir. Üreticilerin %67,3‟ü organik tarıma geçtikten sonra verimde düşme meydana geldiğini ifade etmiştir. Verimin düştüğünü söyleyen 74 işletmenin verim kaybı ortalaması %25,97 olarak bulunmuştur. Üreticiler tarafından organik tarıma geçtikten sonra en düşük %7 ve en yüksek %50 arasında verimde düşme yaşandığı ifade edilmiştir.

6.2. Tüketicilere Yönelik Alan Araştırması Bulguları