• Sonuç bulunamadı

4. TÜRKİYE’ DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ’NİN GELİŞİMİ

4.3. Cumhuriyet Döneminde İş Sağlığı ve Güvenliği Alanındaki Gelişmeler

4.3.3. Türkiye’de İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları

4.3.3.1. Kavramsal çerçeve yasal mevzuat

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) İş kazalarını, “önceden planlanmamış, çoğu kez kişisel yaralanmalara, makinelerin, araç ve gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir süre durmasına yol açan olay” şeklinde tanımlarken, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’da buna yakın bir ifade ile, “belirli bir zarara ya da yaralanmaya neden olan beklenmeyen ve önceden planlanmamış bir olaydır” şeklinde tanımlamıştır (URL-1, 2017).

Türkiye’de geçmişte farklı kanunlar içinde değerlendirilen iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ve iş kazası tanımı 6331 sayılı yasa öncesinde en son 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda ele alınmıştır.

5510 sayılı SSGSSK ’nda 13.Madde’de İş kazası, aşağıda belirtilen haller şeklinde tanımlanmıştır (RG, 2006);

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

Aynı kanunu 14.Maddesinde ise “Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir”, denilmektedir (RG, 2006).

2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İSG Kanunu’nda iş kazası ve meslek hastalığı tanımına 3. madde içinde farklı fıkralarda yer verilmiştir. g. fıkrasında “İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay” şeklinde ifade edilirken, l. Fıkrasında ise “Meslek hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık (RG, 2012a.)”, şeklinde tanımlanmıştır.

4.3.3.2. İş kazalarının sınıflandırılması

Ucuz atlatılan kazalar (ramak kala durumu)

Yaralanma, mamul ya da kullanılan ekipman kaybına veya hasarına sebep olmadan atlatılan kaza durumunu ifade eder. Bu durumlar “kıl payı” atlatılan durumlar olarak görülüp bir kaza olarak değerlendirilmeli ve yol açan sebepler araştırılarak engellenmesi yönünde araştırma ve çalışmalar yapılmalıdır (İvrin Yılmaz, 2013: 28).

Bu durum “Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Md.4.1.d. de, “işyerinde meydana gelen; çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olay” şeklinde tanımlanmıştır (RG, 2012b).

Maddi kayıplara yol açan iş kazaları

Küçük maddi kayıplı kazalar

10 000 USD altında ürün kaybı veya maddi hasarın yaşanmasına sebep olan kazalar bu gurupta değerlendirilir. Bu tarz kazalar sonucunda iş emniyeti performansı yok sayılmaz, ancak olumsuz etkilenir (MMO).

Büyük maddi kayıplı kazalar

Herhangi bir yaralanmaya sebep olmamasına rağmen işletme içinde makine ve çeşitli ekipmanlar, araçlar veya mamuller üzerinde 10 000 USD üzerinde zarara sebep olan kazalardır (MMO).

Yaralanma ile sonuçlanan iş kazaları

İşletme içinde tanımlanmış olan bir görevin yerine getirilmesi sırasında yaşanan, bir veya kısa bir süre içinde yaşanan birden fazla olaydan kaynaklanan yaralanma veya rahatsızlanma durumudur (MMO).

-Basit yaralanmalar ile sonuçlanan kazalar: Basit müdahaleler gerektiren ve gün kaybı ile sonuçlanmayan kazalardır. Örnek: Küçük sıyrıklar, ciddi olmayan yüzeysel yanıklar, küçük kesiler, vb. (İvrin Yılmaz, 2013: 28).

-Geçici iş göremezlik durumu: Kazaya uğrayan kişinin en azından olayın yaşandığı günü takip eden takvim günü boyunca çalışmasının engellenmesine yol açan kazalardır (MMO).

Geçici iş görmezlik hallerinde kişinin çalışamadığı günlerden kaynaklanan gelir kaybı Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanır. Geçici iş göremezlik ödeneği iş kazası geçiren çalışan için, 5510 sayılı kanunda Md.18’ de “Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için ödenir” denilmektedir (RG, 2006).

-Kalıcı kısmi sakatlık: Yaşanan bir kaza sonucunda vücudun herhangi bir uzvunun kaybedilmesi veya kalıcı olarak işlevini yitirmesi durumudur (İvrin Yılmaz, 2013: 28). Bu durumlar kişinin çalışma hayatını tamamen engellemese de, belli oranda sürekli iş gücü kaybına sebep olan hallerdir.

-Tam sakatlıkla sonuçlanan kazalar: Son derece ciddi sonuçlara sebep olan bu tür kazalarda kişi, çalışma yeteneğini tamamen kaybeder ve vücudun fiziki fonksiyonları kalıcı olarak zarar görür (MMO).

Ölümcül iş kazaları

Bir veya daha fazla kişinin ölümü ile sonuçlanan iş kazalarıdır (MMO).

ILO verileri incelendiğinde dünyada her yıl yaklaşık 270 milyon iş kazası yaşanmakta, her 15 saniyede bir çalışan hayatını kaybetmektedir. Kayıt ve bildirim sistemlerindeki yetersizlikler göz önüne alındığında bu sayıların çok daha fazla olması da söz konusudur (MMO, 2012: 25-26).

Yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan istatistiksel veriler, iş kazalarının % 95'inden fazlasının kişisel hatalar ve davranışlar sonucu yaşandığını ortaya koymaktadır. Tüm iş kazaları, bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı durumlar davranışlar ve önlemi alınmamış hareketlerden kaynaklanmaktadır (MMO).

Amerikalı bilim adamı Heinrich’in 1931 yılında yayınlanan Industrial Accident Prevention, A Scientific Approach (Endüstriyel Kazaların Önlenmesi, Bilimsel Bir Yaklaşım) adlı kitabında yer alan teorileri günümüzde de geçerliliğini korumakta ve kullanılmaktadır (Keskin, 2017).

Heinrich, kazanın meydana gelmesi için gereken faktörleri “Domino Teorisi” adını verdiği kaza zinciri ile açıklamaktadır. Kazaların 5 temel nedenin ardı ardına dizilmesi ile meydana geldiğini söyleyen Heinrich, bu nedenlerden herhangi biri olmazsa veya ortadan kaldırılırsa bir sonraki ile olan bağlantı kesilir ve kaza yaşanmaz demiştir (Algün, 214: 2).

4.3.3.3. İş kazalarının ortaya çıkardığı maliyetler

İşletmeler üretimleri en düşük maliyetlerle elde edip sunabilecekleri en iyi fiyatlarla pazarlayarak ticaretlerinde devamlılıklarını sağlamaktadırlar. Elde edecekleri karlılıkla büyüyecekler, istihdama yapacakları katkı ile ise ülke ekonomisine ve kalkınmaya destek olacaklardır. İnsan faktörünün işin içine girdiği bu noktada iş kazaları ve meslek hastalıklarının işletme üzerine yükleyeceği maliyet unsuru göz ardı edilemez.

İş kazaları çalışanların işlerine devamsız kalmalarına sebep olan, dolayısıyla iş günü yönünden kayıplar yaşanmasına sebep olan bir durumdur. Bu durum maliyetlerin önemli bir parçasıdır. İş günü kayıpları, özellikle büyük sanayi işletmelerinde yüksek değerlere ulaşabilmektedir. İş kazalarının önlenmesi iş günü kaybını, dolayısıyla bu durumun oluşturacağı maliyetleri azaltacak, çalışanın işe devamlılığı sağlanacak ve bunun sonucu olarak artan verimlilik işletmenin kârlılığının artmasına katkıda bulunacaktır (Yılmaz ve Tan, 2015: 145).

Ekonomik zararları yönünden incelendiğinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının direkt (görünür) ve endirekt (görünmez) maliyetlerinden söz edilebilir.

Doğrudan (direkt) maliyetler

İş kazasının yaşanmasını takip eden süreçte yaşanan bir kısım zararları, tedavi giderlerini ve çeşitli ödemeleri ifade eder. Bu maliyetler, çoğunlukla sigortalanabilen maliyetlerdir (Balcı, Taçkın, Balcı, Yerden, 2013: 71).

Bu maliyetler (İvrin Yılmaz, 2013: 29);

- İlk müdahale, ulaşım ve tedavi masrafları,

- Geçici veya sürekli iş göremezlik ve ölüm ödemeleri,

- İşçiye veya yakınlarına ödenen maddi ve manevi tazminatlar, - Sigortaya ödenen tazminatlar,

- Bunun yanında Aksoy (2016)’un da belirttiği gibi ödenen ilk iki gün

ücretinden oluşur.

Dolaylı (endirekt) maliyetler

İş kazalarında maliyetler arasında bir kıyaslama yapmak gerekirse direkt maliyetler buzdağının görünen yüzünü ifade eder. Görünmeyen maliyetler ise tıpkı buzdağında olduğu gibi gerçek büyüklüğü hakkında herhangi bir yorum yapmanın neredeyse imkânsız olduğu büyük maliyetleri ifade etmektedir.

Ancak, dolaylı maliyet tanımı içine nelerin dâhil edileceğini belirlemek çok zordur. Endirekt maliyetlerin bir kısmının hesaplanması çok zor iken, bir kısmı hesaplanabilir maliyetlerdir. Endirekt maliyetler kalemleri genel hatlarıyla aşağıdaki gibi sıralanabilir (Balcı vd., 2013; 69-71);

İşletme bazında hesaplanması çok zor olan maliyetler

 Kaza nedeniyle kesintiye uğrayan üretim kaybının maliyeti,

 Diğer çalışanların kazadan dolayı olumsuz etkilenmeleri ve bu nedenle ortaya çıkan verim düşüklüğünün yarattığı maliyeti,

 Kazazedenin yerine işe alınan çalışanın, oryantasyon süresi içinde düşük performansının sebep olduğu maliyet,

 Makine ve ekipmanların hasara uğraması sonucu ortaya çıkan üretim kaybı. İşletme bazında hesaplanabilen dolaylı maliyetler

 Kazaya uğrayan çalışan ve beraberinde çalışan işçilerin olay anında ve sonrasında çalışamadıkları iş süreleri için ödenen ücretler ve bunun getirdiği maliyetler,

 Meydana gelen iş kazasının sebep olduğu fazla çalışma sürelerinin maliyeti,  Kazada hasar gören bina, makine, malzemenin, bakım onarım maliyeti,  Kaza sonrası gerekli düzenlemeler için harcanan zamanın ücretler üzerinde

oluşturduğu ek maliyet,

 Kaza geçiren çalışanın yerine alınan yeni işçinin adaptasyon süresinde yaşanan maliyet,

 Kamu görevlilerinin (polis, müfettiş, v.b.) iş sürelerinin maliyeti.

ILO verileri dikkate alındığında, iş kazası ve meslek hastalıklarının maliyetinin gelişmekte olan ülkelerin kendi gayri safi hasılasının %4 civarında, küresel boyuttaki ekonomik kayıpların ise tüm dünyanın gayri safi hasılasının yaklaşık %4’ü olduğu tahmin edilmektedir. Dolaylı maliyetlerin ise, net ölçülememelerine karşın, nispeten daha sağlıklı bilgiler ışığında ölçülebilen direkt maliyetlerle kıyaslandığında 4-10 katı kadar daha fazlası olduğu yapılan araştırmalarda ortaya konulmuştur (Balcı vd. 2013: 68-69).

4.3.3.4. İş kazaları ve meslek hastalıklarını bildirimi

İş kazaları hakkında uluslararası düzeyde istatistiklerin hazırlanmasında kullanılan yöntemler ülkeden ülkeye hatta bir ajanstan diğerine göre dahi çok büyük farklılıklar gösterebilmektedir. 1998 yılında Cenevre’de yapılan 16. Uluslararası Çalışma İstatistikçileri Konferansında alınan kararla iş kazalarına ait istatistik çalışmalarında mesleki kaza, mesleki yaralanma, iş göremezlik terimlerinin göz önüne alınması,

verilerin istihdamdaki statülerine bakılmaksızın çalışan kesimin tamamını kapsaması gerektiği kararlaştırılmıştır (Balcı vd., 2013: 72).

Türkiye’de iş kazası ve meslek hastalıklarını Sosyal Güvenlik Kurumunca kayıt altına alınmaktadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 14.maddesi ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 14. Maddelerine göre iş kazası ve meslek hastalıklarının kuruma bildirimi ile ilgili olarak işveren, yaşanan iş kazalarını veya tespiti yapılan meslek hastalıklarını üç iş günü içinde kuruma bildirmekle mükelleftir. Bu bildirimler, işveren veya işveren temsilcileri tarafından SGK tarafından verilen kullanıcı adı ve şifresi ile erişilebilen SGK Sağlık Ödemeleri Sistemi- İş Kazası Meslek Hastalığı Bildirimi sayfası üzerinden yapılmaktadır.

4.3.3.5. İşverenin iş sağlığı ve güvenliğini sağlamada genel yükümlülükleri

İşveren çalışanlarını iş kazası ve meslek hastalıkları yönünden koruma adına işle ilgili her türlü sağlık ve güvenlik önlemini almakla yükümlüdür. Bu durum 6331 sayılı İSG kanunu 4. Maddesine göre (RG, 2012a);

İşveren;

- Mesleki riskleri önlemeye yönelik çeşitli çalışmalar yapar, çalışanların bu

konular üzerine bilgilendirilmesini sağlar,

- Alınan tedbirlere uyulup uyulmadığının denetlenmesi, aksayan yönlerin

düzeltilmesini sağlar,

- Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır,

- İş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışanın yapılacak işe uygunluğunu göz

önünde bulundurur,

- Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike

4.3.3.6. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği hakkında genel yükümlülükleri

Kanunun 19. Maddesinde bu konuda, “Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü oldukları” vurgulanmıştır. Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri ise şunlardır (RG, 2012a);

- İşyerindeki tüm araç gereç ve makineleri kuralına uygun kullanmak, - Kişisel koruyucu donanım malzemelerini doğru kullanmak ve korumak, - İşyerindeki makine, cihaz, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden bir

tehlike ile karşılaştıklarında, ilgililere derhal haber vermek,

- Yetkili denetim makamı tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve

aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak,

- Görev alanların, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan

temsilcisi ile iş birliği yapmaktır.

Benzer Belgeler