• Sonuç bulunamadı

2.3. Korumanın Boyutları

2.3.1. Ġnsan Haklarının Ulusal Boyutta Korunması

2.3.1.1. Türkiye‟de Ġnsan Haklarının Bireysel BaĢvuru Yoluyla Korunması

Bir diğer adı “Anayasa ġikayeti” olan “Bireysel BaĢvuru Yolu” temel hak ve hürriyetleri ihlal edilmiĢ olan bireylerin, diğer baĢvuru yollarını tükettikten sonra, Anayasa Mahkemesi‟ne baĢvurmalarıdır. Almanya, Avusturya ve Ġspanya gibi bazı ülkelerde mevcut olan böyle bir baĢvuru yolu, bizim anayasa yargısı sistemimize 12 Eylül 2010 tarihli referandumla onaylanan 5982 sayılı Anayasa DeğiĢikliği Kanunu ile girmiĢtir (Gözler, 2010: 365).

12 Eylül 2010 tarihli referandumla birlikte 1982 Anayasası‟nın 148. Maddesine bireysel baĢvuru yoluyla ilgili bazı hükümler eklenmiĢtir. Bireysel baĢvuru yoluyla ilgili 1982 Anayasası‟nın 148. Maddesinde Ģu ifadeler yer almaktadır:

“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.

Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

Bu maddeden hareketle bireysel baĢvuru yolunu düzenleyen 6216 sayılı “Anayasa Mahkemesi‟nin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun” 30.03.2011 tarihinde kabul edilmiĢ, 03.04.2011 ve 27894 sayılı RG‟de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir.

6216 sayılı “Anayasa Mahkemesi‟nin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun” un 45 – 51. Maddelerini kapsayan dördüncü bölümü “Bireysel BaĢvuru Hakkı” nı düzenlemiĢtir. Kanunun 45. Maddesi‟ne göre bireysel baĢvuru hakkının genel nitelikleri ve içeriği açıklanarak Ģu ifadelere yer verilmiĢtir:

“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.

İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.

Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.”

2.3.1.1.1. Bireysel BaĢvuru Hakkına Sahip Olanlar

6216 Sayılı kanunun 46. Maddesi bireysel baĢvuru hakkına sahip olan kiĢileri düzenlemektedir. Bu maddeye göre, bireysel baĢvuru, ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan

etkilenenler tarafından yapılabilmekte, kamu tüzel kiĢileri bireysel baĢvuru hakkından

yararlanamamakta, Özel hukuk tüzel kiĢileri, sadece tüzel kiĢiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel baĢvuruda bulunabilmektedirler. Yabancılar ise, yalnızca Türk vatandaĢlarına tanınan haklarla ilgili olarak bireysel baĢvuru yapamamaktadırlar.

2.3.1.1.2. Bireysel BaĢvuruların Kabul Edilebilirlik ġartları

Bireysel BaĢvuruların Kabul Edilebilirlik ġartları, söz konusu kanunun 48. Maddesinde yer almıĢtır. Bu maddeye göre AYM, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taĢımayan ve baĢvurucunun önemli bir zarara uğramadığı baĢvurular ile açıkça dayanaktan yoksun baĢvuruların kabul edilemezliğine karar verebilmektedir.

Aynı maddeye göre kabul edilebilirlik incelemeleri, komisyonlar tarafından yapılmakta ve komisyonlar tarafından verilen kabul edilemezlik kararları da kesin hüküm taĢımaktadır.

Kanunun 48. Maddesi‟nin son fıkrasında, kabul edilebilirlik Ģartları ve incelemesinin usul ve esasları ile ilgili diğer hususların içtüzükle düzenleneceği belirtilmiĢtir.

2.3.1.1.3. Esas Hakkında Ġnceleme ve Karar

6216 Sayılı Kanunun 49. ve 50. Maddeleri, kabul edilebilirlik aĢamasını geçen bireysel baĢvuruların esas yönünden incelenmesi ve kararların hangi nitelikte olduğunu düzenlemektedir. 49. Maddeye göre, AYM‟de bireysel baĢvuruların esas bakımından incelenmesi Bölümler tarafından yapılmaktadır.

Aynı maddenin 5. Fıkrası, Bölümlerin bireysel baĢvuruyu esas bakımından inceleme aĢamasında, baĢvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya baĢvurucunun talebi üzerine karar verebileceğini, tedbire karar verilmesi hâlinde, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde verilmesi gerektiğini, aksi takdirde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağını hükme bağlamıĢtır.

6216 Sayılı Kanunun 49. Maddesinin 6. Fıkrası‟na göre, Bölümlerin, bir mahkeme kararına karĢı yapılan bireysel baĢvurulara iliĢkin incelemeleri, bir temel

hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi

ile sınırlı olmaktadır. Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamamaktadır. Bireysel baĢvurunun esas bakımından incelenmesinden sonra karar aĢamasına geçilmektedir.

6216 Sayılı Kanunun, “Karar” konu baĢlıklı 50. Maddesine göre, bireysel baĢvurunun esas bakımından incelenmesi tamamlandıktan sonra, baĢvurucunun

hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilmektedir. Ġhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilmektedir. Bireysel baĢvuru yoluyla AYM‟ye yapılan Ģikayet baĢvurularının esas bakımından incelenmesi ve karar aĢamasında, AYM‟nin yerindelik denetimi yapma ve idari eylem ve iĢlem niteliğinde karar verme yetkisi bulunmamaktadır.

Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmıĢsa, 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesinin 2. Fıkrası‟na göre AYM‟nin, ihlali ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosyayı ilgili mahkemeye gönderme yetkisinin bulunduğu, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde baĢvurucu lehine tazminata hükmedilebileceği veya genel mahkemelerde dava açılması yolunun gösterilebileceği ifade edilmektedir. Eğer AYM, yeniden yargılama yapılmasına ve dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verirse, yeniden yargılama yapmakla yükümlü olan mahkemenin, AYM‟nin ihlal kararında açıkladığı

ihlali ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldıracak Ģekilde, mümkünse dosya üzerinden

karar vermesi gerekmektedir.