• Sonuç bulunamadı

Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan UCM‟nin KuruluĢuna Kadar YaĢanan Tarihi Süreç

3.7. Ġnsan Haklarının Yargısal Nitelikte Korunması : Uluslararası Ceza Mahkemesi

3.7.1. Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan UCM‟nin KuruluĢuna Kadar YaĢanan Tarihi Süreç

Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında insanlığın maruz kaldığı zulümler ve ağır insan hakları ihlalleri karĢısında henüz savaĢ bitmeden, suçluların yargılanması gerektiği vurgulanmıĢtır. Bu gerekliliğin hayata geçmesi konusunda, ceza hukuku alanında faaliyet gösteren uluslararası mahkemelerin ilk örneklerini, Ġkinci Dünya SavaĢı sonrasında kurulan “Nüremberg Askeri Ceza Mahkemesi” ve “Tokyo Uzakdoğu Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi” oluĢturmuĢtur. Bunlardan sonra BM bünyesinde kurulan “Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi” ve “Ruanda Uluslararası

Ceza Mahkemesi” tarihsel süreç içerisinde kurulan uluslararası ceza mahkemelerinin diğer örnekleridir (Kılıç, 2009: 620).

- Nüremberg Askeri Ceza Mahkemesi

Almanya‟nın II. Dünya SavaĢı‟nı kaybetmesinin ardından, Bavyera eyaletine bağlı Nüremberg‟de kurulan uluslararası mahkeme, iĢledikleri çok ağır suçlardan sorumlu tutulmaları fiilen mümkün olmayan kiĢilerin yargılanmaları ve cezalandırılmaları yönünde atılmıĢ ilk önemli adımdır. Mahkeme, sadece savaĢ suçlularını yargılamakla kalmamıĢ, aynı zamanda, insanlığa karşı suçlar ve barışa karşı

suçlar kavramlarını milletlerarası hukuk belgelerine sokarak, bu kiĢilerin milletlerarası

kurumlar aracılığıyla yargılanmasına olanak sağlamıĢtır (Uzun, 2003: 27).

8 Ağustos 1945 tarihinde Ġngiltere, ABD, SSCB ve Fransa arasında imzalanan Londra AndlaĢması‟yla, bir Milletlerarası Askeri Mahkeme‟nin kurulması kararlaĢtırılmıĢtır. Müttefiklerin üzerinde anlaĢma sağladığı 24 kiĢi, Kasım 1945‟ten Ekim 1946‟ya kadar yargılanmıĢ, dava sonucunda iki sanık beraat etmiĢ, diğer sanıklardan bir kısmı idam cezası alırken, geriye kalan sanıklar ise değiĢik cezalara çarptırılmıĢlardır (Uzun, 2003: 28).

Nüremberg Mahkemesi‟nin milletlerarası hukuka getirmiĢ olduğu en büyük yenilik, bireylerin milletlerarası kurallarla bağlı olabileceklerinin milletlerarası belgelerle kabul edilmiĢ ve fiilen uygulanmıĢ olmasıdır (Uzun, 2003: 28).

Her ne kadar Nüremberg Mahkemesi‟nin kuruluĢuyla bir takım yenilikler ortaya çıkmıĢsa da, bu Mahkeme aynı zamanda birçok yönden eleĢtirilmiĢtir. Nüremberg Mahkemesi birden fazla devlet tarafından kurulmuĢ olması ve uluslararası hukuku uygulamıĢ olması dolayısıyla uluslararası nitelikte bir mahkemedir. Fakat, yenik düĢen ve tarafsız devletlerden herhangi bir yargıcın mahkemede yer almaması, yargıçların hepsinin galip devletlerden oluĢması ve bu özelliği dolayısıyla mahkemenin tarafsızlıktan uzak bir nitelik taĢıması, Nüremberg Mahkemesi‟nin en çok eleĢtirilen yanını oluĢturmaktadır (Alibaba, 2000: 185).

- Tokyo Uzakdoğu Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi

Ġkinci Dünya SavaĢı‟nın bitimi ve Nüremberg Mahkemesi‟nin kurulmasından hemen sonra, 26 Nisan 1946 tarihine gelindiğinde, bir baĢka uluslararası mahkeme olan,

Tokyo Uzakdoğu Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi (Tokyo Mahkemesi) kurulmuĢtur. Tokyo Mahkemesi ile Nüremberg Mahkemesi arasında büyük benzerlikler vardır. Suçların tanımlarındaki ufak tefek farklılıklar hariç, mahkemelerin statüleri hemen hemen birbirinin aynısıdır. Bunun nedeni ise, Tokyo Mahkemesinin, Nüremberg Mahkemesi örnek alınarak kurulmuĢ olmasıdır (Alibaba, 2000: 185).

Tıpkı Nüremberg Mahkemesi gibi Tokyo Mahkemesi de aynı sebeplerle eleĢtirilmiĢtir. Her ne kadar, birtakım uluslararası suç kategorilerinin ortaya çıkmasını sağlamıĢ, uluslararası hukukta bireysel sorumluluk kavramını geliĢtirmiĢ ve devlet baĢkanı ayrıcalığının önemini yitirmesine yol açmıĢ olsalar da, her iki mahkeme de kazananın adaletini temsil etmiĢlerdir (Alibaba, 2000: 185-186).

Soğuk SavaĢ dönemi mahkemeleri olarak nitelendirilebilecek bu iki ad hoc uluslararası ceza mahkemesinden sonra, Soğuk SavaĢ sonrasında uluslararası insancıl hukuk ihlallerinin cezalandırılması amacıyla, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ile Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuĢtur (Bozkurt, 2006: 98).

- Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi

Slovenya ile Hırvatistan‟ın 25 Haziran 1991‟de Yugoslavya Federal Cumhuriyeti‟nden bağımsızlıklarını ilan etmeleri, Yugoslavya Halk Ordusunun Krajina Sırplarına destek vermesi ve Hırvatistan‟a müdahale etmesi nedeniyle çatıĢmalar çıkmıĢ, daha sonra bu çatıĢmalar Bosna Hersek‟e yayılarak etnik temizlik, tecavüzler ve ağır insanlık suçlarının iĢlenmesine sebep olmuĢtur. Bu geliĢmelerden sonra, 22 ġubat 1993‟te Fransa‟nın önerisi üzerine, 808(1993) sayılı BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararıyla “Eski Yugoslavya‟da 1991‟den beri iĢlenen ağır insani hukuk ihlallerini kovuĢturmak üzere bir uluslararası ceza mahkemesi kurulması” öngörülmüĢtür. 25 Mayıs 1993„te 808(1993) sayılı kararın 1. Maddesindeki yetkinin kullanılması ile Genel Sekreterin sunduğu Rapor ve Statü taslağı, 827(1993) sayılı BMGK kararıyla tartıĢılmadan oybirliği ile kabul edilmiĢtir. BMGK kararıyla kurulması, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi‟nin önemli bir özelliğidir (Altun, 2004: 18-19).

Mahkemenin yetkisi, 01 Ocak 1991‟den itibaren Eski Yugoslavya topraklarında 1949 Cenevre SözleĢmesinin ağır ihlallerini, savaĢ, yasa ve geleneklerinin ihlallerini, soykırım ve insanlığa karĢı suçları iĢleyen bireyleri yargılamaktan ibarettir. Mahkeme,

BM AntlaĢmasının VII. bölümünden kaynaklanan güçle BMGK‟nce kurulan yardımcı organ niteliğindedir. Ulusal mahkemeler karĢısında önceliğe sahiptir (Altun, 2004: 19).

Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, ilk kararını 07 Mayıs 1997‟de, statünün 5. maddesinde düzenlenen insanlığa karĢı suçlar ve 3. maddedeki savaĢ hukuku ihlallerinden suçlu bulduğu Dusko Tadic hakkında vermiĢ ve bu sanığı çeĢitli hapis cezalarına çarptırmıĢtır. Miloseviç dahil birçok sanık hakkında yargılama yapan ve Nüremberg Mahkemesi ile birçok ortak ve farklı noktaları bulunan, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, UCM‟ye giden yolda çok önemli bir kilometre taĢıdır (Altun, 2004: 20).

- Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi

Eski Yugoslavya‟daki bu geliĢmelerden sonra, Ruanda‟da insan hakları açısından yaĢanan trajik olaylar sebebiyle bir baĢka mahkemenin daha kurulması gündeme gelmiĢtir. 1994 yılında hutular ile tutsiler arasında meydana gelen iç savaĢ sonucunda, Ruanda hükümetinin talebi üzerine, BMGK‟nin 1994 tarihli kararıyla, Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuĢtur (Karakehya, 2008: 140).

Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi de, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ile aynı özellikleri taĢımaktadır. Fakat bununla birlikte iki mahkeme arasındaki en önemli farklardan birisi de Ģudur: Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, Yugoslavya‟da çatıĢmalar devam ederken kurulmuĢ, buna karĢılık, Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi, ülkede iç savaĢın bitip sonra göreceli de olsa bir barıĢ ortamı sağlandıktan sonra kurulmuĢtur (Bozkurt, 2006: 100).

Tanzanya‟nın baĢkenti Arucha‟da çalıĢmalarını sürdüren Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi, 4 Eylül 1998‟de tarihte ilk kez, soykırım suçlusu olduğunu kabul eden eski BaĢbakan Jean Kambanda‟yı ömür boyu hapis cezasına çarptırmıĢtır (Gülmez, 2001: 41)

Soğuk SavaĢ sonrası oluĢturulan bu iki ad hoc ceza mahkemesinden sonra, uluslararası alanda iĢlenen suçların cezai takibinin yapılması amacıyla atılmıĢ en önemli adım, Uluslararası Ceza Mahkemesi‟nin kurulmasıdır (Bozkurt, 2006: 101).