• Sonuç bulunamadı

2. Çalışmanın Kaynakları ve Yöntemi

3.2. Türkistan’ın Almanya için Ticari Açıdan Önemi

3.2.1. Türkistan Pamuğu

Almanya’nın sömürü politikalarının temellerinden birini, sanayisi için hammadde elde etme, hammadde kaynaklarını genişletme ve sanayisinde üretilen mamuller için de pazar bulma oluşturmaktadır. Ancak, söz konusu bölge Türkistan olunca, amaç diğer ülkelerden farklı olarak buraya ürün satmaktan ziyade buranın başta pamuğu olmak üzere diğer yer altı ve yer üstü kaynaklarını bir şekilde Almanya’ya getirmek olmuştur. Türkistan ile ticaret söz konusu olduğu zaman, Almanya’nın aklına ilk başta pamuk gelmektedir. Çünkü Almanların Türkistan’ı tarif ederken kullandıkları diğer bir ifade de “Pamuk Ülkesi” tabiridir. Almanya XX. asır başlarında neredeyse bütün planlarını ve siyasetini Türkistan’ın pamuğunu ele

306

Almanya-Rusya arasındaki ticari antlaşmalar için bak. Ludwig Lehrfreund, Die Entwicklung Der

Deutsch-Russischen Handelsbeziehungen, Carnegie Verlag, Leipzig 1921.

Eserde, Novgorod Knezliği döneminden başlamak suretiyle, XVI. ve XVII. yüzyıllarda düşüşe geçen, Prusya döneminde biraz daha fazla hareketlenen, Alman İmparatorluğu’nun kurulmasıyla ciddi ilişkiler tesis edilen ve sonunda 1904 yılında zirve yapan Almanya’yla Rusya arasındaki ticari ilişkiler, I. Dünya Savaşı sonrasına kadar ele alınmıştır.

geçirmek üzere kurgulamış ve geliştirmiştir. Bundan dolayıdır ki, Alman tüccarların, özellikle pamuk ticaretinde, Türkistan bölgesinde çok aktif oldukları görülmektedir.

Arşiv kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Türkistan’ın pamuk konusundaki verimliliği Alman Devleti’nin 1901 yılında dikkatini çekmiş ve Moskova’da bulunan Alman Konsolosu Rechenberg, Alman Dışişleri’ne yazmış olduğu bir yazısında, Türkistan’da giderek artan pamuk hasadı sonucunda buradan elde edilen pamuğun ileride Rusya’nın dışına da satışının yapılabileceği ifade edilmiştir307. Alman Doğu İstihbarat Birimi ve özellikle Moskova Alman Büyükelçiliği Türkistan’daki pamuk rezervleriyle ilgili elde ettiği bilgileri raporlar halinde sürekli Berlin’e aktarmışlardır. Ayrıca, Rusların pamukla ilgili Türkistan’da yaptıkları araştırmalara ulaşmaları halinde bu bilgileri hemen Almancaya tercüme etmişlerdir308. Moskova Büyükelçisi Mirbach’tan gelen bir raporda, ileride Türkistan’ın sadece Rusya’ya değil bütün Avrupa’ya yetecek kadar pamuk üreteceği ve satacağı ifade edilmiştir. Bununla birlikte gelecekte artık Amerika tarafından Avrupa’ya pamuk satışı yapılmayacağı, Amerika’da yetişen pamuğun ancak kendi fabrikalarına yeteceği, doğal olarak da Avrupa’nın Türkistan’a yöneleceği öngörülmüştür. Türkistan’da yetişen pamuğun Amerikan pamuğundan daha kaliteli olduğu, buna karşın Mısır ve Hindistan’da yetişen pamuğun çok kaliteli olmadığı da raporda belirtilmiştir. Bundan dolayı da İngiltere’nin özellikle son senelerde Türkistan pamuğuyla ilgilendiği vurgulanmıştır. Ayrıca raporda, 1907 ile 1915 yılları arasında Türkistan’da gerçekleşen pamuk hasadı miktarları verilmiştir. Bununla birlikte Siegel, Türkistan’a geldiği 1885 yılında yıllık pamuk hasadının 5 milyon pud civarında olduğunu ve Rusların bölgeye sulama sistemleri gibi her hangi bir yatırım

307

PA-AA, R 11068, Moskova konsolosu Freiherr von Rechenberg’in Alman Başbakan’ı Bernhard von Bülow’a gönderdiği yazı, Moskova 29.11.1901.

308

Örneğin, 1912 senesinde Rus Tarım ve Tarım İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Türkistan araştırma gezisi sonucu ortaya konulan 64 sayfalık rapor, hemen Almancaya aktarılmıştır. Söz konusu raporun Almancası için bkz. Von ULLRICH, Denkschrift des Chheffs der

Hauptverwaltung für Landeinrichtung und Landwirtschaft über seine Reise nach Turkestan im Jahr 1912, Eisenschmidt Verlag, Berlin 1913.

yapmadıklarını belirtmektedir309. Eksik yatırımlara rağmen Türkistan’ın pamuk alanındaki verimliliği 20 yıl içerisinde neredeyse 3 katına çıkmıştır. Rus Tarım ve Tarım İdaresi Başkanlığı’nın 1912 yılı raporuna göre, Rusya’nın toplamda ihtiyacı olan pamuğun yarısı olan, 100 milyon ruble değerinde 11 milyon pud pamuk sadece Hive ve Buhara’dan karşılanmaktadır310. Dolayısıyla Rusya, ihtiyacı olan pamuğu zaten her hangi bir yatırıma gerek duymadan Türkistan’dan sağlamaktadır. Almanya ise buna karşın muhataplarına Türkistan’da sulama alanına yapılan yatırımlar sonucunda bölgeden elde edilebilecek başta pamuk olmak üzere diğer tarım ürünlerinin miktarının çok fazla aratacağı ve söz konusu yatırımları gerçekleştirmeye Almanya’nın gücünün yeteceği propagandası yapmıştır311. Ancak, Rusların da artık bu yıllarda, ihtiyaçlarının diğer yarısını Amerika’dan karşılamaları sonucunda, Amerika’ya yıllık 70-80 milyon ruble ödeme yapmalarından rahatsız oldukları ve Rus sanayisinin ihtiyaç duyduğu pamuğun tamamının Türkistan’dan elde edilmesi için bir takım çalışmalar içerisine girdikleri görülmektedir. Bunun için kendilerine üç hedef koymuşlardır. Birincisi, pamuk ekimi alanları artırılmalıdır. İkincisi, sulama

309

Hokand’da bulunan Pamuk Borsası başkanı Alman Heinrich Siegel, Mayıs başında Bolşeviklerin Hokand’ı ele geçirmeleri sonucunda Moskova’daki Alman Büyükelçiliği’ne kaçmayı başarmıştır. (Mark, Krieg an…, s.142. ) Siegel, 13 Mayıs 1918 tarihinde Büyükelçi Mirbach’a Türkistan’ın genel durumuyla ilgili bir rapor sunmuştur. Mirbach da bu raporu başbakanlığa göndermiştir. Raporun üst yazısında da yıllardan beri Türkistan’da bulunan Siegel’in, pamuk ve yağ ticaretiyle meşgul olduğu ve kendisinin çok güvenilir bir kişi olduğu belirtilmiştir. Almanya’da doğmuş olan ve Alman menfaatleri için çalışan Siegel’in, uzun yıllardan beri Türkistan’da kaldığı ve Rus vatandaşlığına geçtiği anlaşılmaktadır. Bkz. PA-AA, R 11073, Russland No: 97b, şirket sahibi A. Lohmann’dan Busche’ye gönderilen Türkistan ve Kafkasya raporu, Bremen 01.06.1918.

310

Ullrich, a.g.e., s.5.

311

Mark, Krieg an…, s. 144. Siegel raporunun devamında, bölgedeki Afgan tehlikesine karşı Alman Dışişleri’ni uyarmaktadır. Siegel’in ifadeleriyle, Afganlılar cesur insanlardır ve ellerinde modern silahlar mevcuttur. Çok büyük olmasa da kendilerine ait bir mühimmat fabrikaları vardır. Afganlılar İngiltere’nin de kışkırtmasıyla Türkistan’da bazı emeller besliyorlardı. Ne var ki, iyi silahlanmış 10 bin kadar Afgan askeri Türkistan’ı ele geçirmeye yetmemektedir. Ancak, İngiltere’nin desteğini almış bir Afganistan’ın bu işi kolayca başarabileceğini ifade eden Siegel, Afganistan’ın aktif olan demiryollarını kontrol altında tutması ya da imha etmesi sonucunda Bolşevik güçlerinin iklim şartlarından dolayı hızlı hareket etmeleri oldukça zorlaşacak ve Türkistan’ı geri almaları pek kolay olmayacaktır. O durumda Rusya’nın Türkistan’a yaptığı tahıl sevkiyatı da sekteye uğrayacak ve bölgedeki pamuk ekimi oldukça düşecektir. Böylece Türkistan’dan elde edilmesi düşünülen pamuğu İngiliz güdümü altındaki Afganistan, kesinlikle Almanya’ya hatta merkez Avrupa’ya satmayacaktır. Böylece bölgenin başta pamuğu olmak üzere bütün el değmemiş yer altı ve yer üstü kaynaklarını hem Rusya hem de Avrupa kaybetmiş olacaktır. Siegel, raporunun sonunda buna karşı acil önlem alınması gerektiği ve Afganistan, İran gibi Türkistan’a komşu olan ve İngiliz etkisi altında kalabilecek ülkelerle iyi ilişkiler geliştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bkz. PA-AA, R 11072, Russland No: 97b, Büyükelçi Mirbach’ın Alman Başbakanı’na gönderdiği 21265 numaralı Türkistan raporu, Moskau 14.05.1918.

sistemleri kurulmalıdır ve üçüncüsü de, Türkistan’a daha fazla Rus çiftçisinin göç etmesini sağlamaktır. Rusya böylece pamukta dışa bağımlı olmaktan kurtulmayı hedeflemiştir312.

Tablo 13: Türkistan’da 1907-1915 arası yapılan pamuk hasadı miktarı.

Yıl Miktar (pud ağırlık birimi cinsinden)

1907 10 547 596 1908 9 207 304 1909 10 773 266 1910 9 427 576 1911 11 409 142 1912 13 642 359 1913 12 734 906 1914 12 719 737 1915 17 052 469

Siegel’in raporundan başka, Alman Dışişleri’ne Türkistan ve Kafkasya’daki pamuk ekimiyle ilgili sunulan bir diğer rapor da Doğu İstihbarat Birimi Rusya Bölümü sorumlusu Hermann Koch’un raporudur313. Koch raporunda, pamuk ekimi alanları, hasadı vb. birçok önemli bilgiye yer vermiştir. Siegel, raporunu kendi tecrübeleri ve bilgileri ışığında hazırlarken, Koch’un Rus istatistiklerinden de faydalandığı görülmektedir. Bu yüzden özellikle pamuk hasadıyla ilgili verilen rakamlarda farklılıklar meydana gelmiştir, lakin bu rakamlar yine de birbirine yakınlık arz eder.

312

Ullrich, a.g.e., s.5-6.

313

Bihl makalesinde, Hermann Koch’un Dışişleri yetkililerine sözlü sunum yaptığını yazmaktadır. (Bihl, a.g.m., s.450). Ancak, söz konusu arşiv dosyasında sözlü sunum yaptığıyla ilgili her hangi bir ibareye rastlanmamıştır. Bu raporun Dışişleri’ne yazılı sunulduğu anlaşılmaktadır.

Tablo 14: Koch’un verdiği bilgilere göre, Türkistan’ın önemli bölgelerinde pamuk ekimi yapılan araziler, desjatine ölçü biriminde aşağıdaki şekildedir.

YILLAR BÖLGELER 1906-10 1911 1912-15 1916 1917 Hazar 24,385 37,509 43,437 60,362 23,660 Semerkant 21,110 46,936 31,593 60,305 43,920 Seyhun 29,821 49,047 62,379 64,635 43,718 Fergana 217,384 267,347 264,546 348,459 228,103 Toplam 292,700 400,839 401,955 533,761 339,401 35,642 19,603 Hive - Buahra 150,000 150,000 150,000 111,408 66,845 Toplam 150,000 150,000 150,000 147,050 86,448

Tablo 14’deki verilerden anlaşılacağı üzere, 1917 senesindeki pamuk ekimi bir yıl öncesine nazaran oldukça azalmıştır. Bunun sebebi olarak ise savaşın getirdiği kıtlık ve açlıkla insanların daha çok tahıl ekmiş olmaları gösterilmektedir. Rus istatistiki verilerine göre, Türkistan’ın yıllık 15-18 milyon pud ve Kafkasya’nın da yıllık 10 milyon pud tahıla ihtiyacının olduğunu belirtmekte ve bölgeye tahıl sevkiyatı yapılması halinde getirisinin iyi olacağı için bölgede sadece pamuk ekiminin yapılacağını anlaşılmaktadır. Bu vesileyle Türkistan coğrafyasında 1918 yılında da pamuk ekimi yapılabilecek alanların %30-40’ına tahıl ekimi yapılmıştır. Buradan Rus yönetiminin de aynı Almanlar gibi bölgedeki tahıl sorununa çözüm aradıkları görülmektedir. Yedisu bölgesindeki demiryolu hattı inşasının bitiminden sonra yıllık 28 milyon pud tahıl taşınabileceği hesaplanmış ve bunun 20-22 milyon pudunun Türkistan’a nakledilmesiyle birlikte Türkistan’da fazladan 400 bin desjatine arazinin pamuk ekimine tahsis edileceği ön görülmüştür. Ayrıca Ruslar tarafından 1907 senesinde yapılan bir araştırmada, sulama tesislerinin kurulmasıyla Türkistan’da fazladan 3 milyon desjatine arazinin daha pamuk ekimine elverişli olduğu sonucuna varılmıştır. Böylece Koch’un ifadesiyle; “İkinci bir Türkistan oluşturmak mümkündür”314.

314

PA-AA, R 11073, Russland No: 97b, İstihbarat Birimi Rusya bölge sorumlusu Hermann Koch’un Dışişlerine yazdığı Türkistan ve Kafkasya raporu, Berlin 10. 08. 1918.

Aşağıdaki Tablo 15’ten de anlaşılacağı gibi, ekim alanında bir değişiklik olmamasına rağmen pamuk hasadı 1912 senesinde çok düşük, 1913-14 yıllarında kısmen artış olsa da 1915 yılında oldukça yüksektir. Fakat 1916 senesinde savaşın etkisiyle yine düşüşe geçmiştir.

Tablo 15: 1912-1916 yılları arasında Türkistan’da hasat edilen pamuk miktarı. (Tabloda verilen rakamlar 1000 puddur.) YILLAR BÖLGELER 1912 1913 1914 1915 1916 Hazar 1628,3 3109,1 2519,3 1732,013 1007,277 Semerkant 925,6 1934,7 1615,7 2039,987 1123,015 Seyhun 1366,3 2727,0 2965,0 1797,311 1291,506 Fergana 13032,4 15497,0 16585,1 10170,332 7588,748 Toplam 16852,6 23267,8 23685,1 15793,643 11010,546 Hive - - - 1740,406 826,463 Buhara - - - 2717,617 2740,637 Toplam - - - 4458,023 3569,100

Tablo 15’e ilaveten, Alman Dışişleri’nin verdiği bilgiye göre, Türkistan’da 1917 senesinde yaklaşık 8 milyon pud ve 1918 senesinde yaklaşık 2 milyon pud civarında pamuk hasadı elde edilmiştir. Raporda 1917 yılında yurt dışına hiç satışın olmadığı ve hâli hazırda 10 milyon pud pamuğun kullanıma hazır olduğu bilgisi de yer almaktadır315.

Dışişlerine sunulan başka bir raporun ekinde de 1900 ile 1912 yılları arası Türkistan’dan dışarıya satışı yapılan pamuk miktarı verilmiştir. Bununla birlikte raporda, 1913 senesi itibariyle Rusların pamuk ekimini ve verimini artırmak maksadıyla bazı sulama sistemleri kurma kararı aldıkları ifade edilmektedir. 1913 senesi itibariyle Türkistan’da toplam 4. 758. 000 desjatine alanda tarım yapılmakta ve bunun sadece 550 bin desjatinesine pamuk ekilmektedir. Rus tarım bakanlığının araştırmalarına göre, Ceyhun ve Seyhun’dan sulama kanalları yapılmak suretiyle 3

315

PA-AA, R 11072, Russland No: 97b, Dışişlerinden Genelkurmay’ın Siyasi Bürosuna gönderilen rapor, 11. 07. 1918.

milyon desjatine alan daha tarım yapılır hale getirilebilecek ve buradan yıllık yaklaşık 20 milyon pud pamuk hasadı yapılabilecektir. Öncelikle pamuğunun kaliteli olması ve Ceyhun’dan faydalanmanın daha kolay olduğu Hive’de ve ardından da Ceyhun’un yan kolları olan Surkhan ile Vahş nehirlerinden faydalanılarak Güney Buhara’da çalışmalara başlanılması düşünülmüştür316.

Tablo 16: 1900-1912 yılları arasında Türkistan’dan dışarıya satılan pamuk miktarı.

Yıl Miktar 1900 4 960 000 pud 1901 6 880 000 pud 1902 6 012 000 pud 1903 5 644 000 pud 1904 6 403 000 pud 1905 5 458 000 pud 1906 9 013 000 pud 1907 10 533 000 pud 1908 9 269 000 pud 1909 10 771 000 pud 1910 9 430 000 pud 1911 13 181 000 pud 1912 13 697 000 pud

Daha önce sözü edilmiş olan Mayerkort raporunda, Türkistan’ın Almanlar için hiç umulmadık faaliyet alanları sağlayacağı belirtilmiştir. Mayerkort’un yaptığı tahmini hesaplamalara göre, Türkistan’da 4 milyon desjatine alanda sulama sistemi mevcuttur. Bu alanın sadece yarısı bile pamuk ekimine ayrılmış olsa, bu yıllık 45 milyon pud temizlenmiş işlenmeye hazır pamuk anlamına gelmektedir. Böylece Türkistan, dünyaya pamuk ihraç eden önemli bir ülke konumuna gelecektir. Mayerkort, Almanya’nın bölgeyle ilgili yapacağı çalışmalar neticesinde pamuk noktasında Amerika’ya bağımlı olmaktan kurtulacağını ifade etmektedir. Ona göre, Alman Hükümeti buradan payına düşeni alabilmesi için çaba sarf etmelidir. Türkistan’a ulaşımı kolaylaştırmak için Taşkent-Orenburg arasındaki Arys

316

PA-AA, R 11073, Russland No: 97b, Stryk’in Dışişleri Müsteşarı’na gönderdiği 34050 numaralı yazının eki: Baron Stael von Holstein’ın Türkistan ve Kafkasya raporu, Berlin 08.08.1918.

istasyonundan Wjernij istikametine demiryolu bağlantısı gerçekleştirilmelidir. Söz konusu proje esasen savaş başlamadan önce Rus Hükümeti’nin de planında bulunmaktaydı. Çünkü halkı pamuk ekimine yönlendirmek için ilk başta 1917-18 yıllarındaki kıtlığın getirdiği olumsuz izler silinmeli ve Türkistan’a ucuz buğday temin ederek Türkistan çiftçilerinin tahıl ihtiyaçları giderilmelidir. Demiryoluyla bu bölgeye 20 milyon pud tahıl nakliyesinin yapılması sonucunda en az 400 bin desjatine alan pamuk ekimine ayrılabilecektir. Daha sonraki dönemlerde Wjernij hattı Semipalatinsk, Çarken ve Kulca’ya kadar uzatılarak buralardan da pamuk ithalatı yapılması söz konusudur317.

Bremen’de bulunan ve Türkistan ile ticari ilişkileri olan şirket sahibi A. Lohmann da Busche’ye gönderdiği bir raporda,318 bu yılki hasat ile beraber şu anda Türkistan’da yaklaşık 14 milyon pud hazır pamuğun olduğunu bildirmektedir. Lohmann’a göre, bunun 10 milyonuna ulaşmak mümkündür, bu rakam yaklaşık 160 milyon kg ya da yaklaşık 1 milyon balya anlamına gelmektedir. 10 milyon pud pamuk Avusturya-Macaristan ve Almanya’nın yıllık ihtiyacının %60’ını karşılamaktadır. Tüccarın ifadeleriyle, Kafkasya’dan ve Türkistan’dan pamuk getirilmesi takdirinde Almanya pamuk konusunda Amerika’dan bağımsız hareket edebilecektir319. Alman Genelkurmayına gelen bir raporda da Türkistan’da bulunan bazı Alman şahıslardan, Rus ve Alman pamuk tüccarları ile Hazar Denizi’nde faaliyet gösteren “Kafkasya Mercurie Gemi Taşımacılığı” (Schiffahrtsgesellschaft Kaukasus Mercurie) şirketinden edinilen bilgilere göre, 1917 yılında Türkistan’da birçoğu tren istasyonlarına nakledilmiş halde, 10 milyon pud pamuk balyalar halinde satışa hazır vaziyettedir. Ayrıca Türkistan’da bulunan 10 adet fabrikada çok miktarda satışa hazır pamuk yağı da bulunmaktadır320.

317

Mayerkort, a.g.r.

318

Söz konusu rapor kendisine şirketinin Moskova temsilcisi Bay Clason tarafından ulaştırılmıştır. Calason, savaştan önce 30 sene Moskova’da kalmış olan bir Almandır. Dolayısıyla bölgeyi iyi bilmekte ve orada ciddi bağlantıları bulunmaktadır. Bu rapor ise Clason ile yukarıda adı geçen Siegel’in istişareleri sonucunda hazırlamış ve şirket sahibi A. Lohmann’a gönderilmiştir. Lohmann da aynı raporu Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Busche’ye iletmiştir.

319

PA-AA, R 11073, Russland No: 97b, şirket sahibi A. Lohmann’dan Busche’ye gönderilen Türkistan ve Kafkasya raporu, Bremen 01.06.1918.

320

PA-AA, R 11072, Russland No: 97b, Sauerländer ve Waldmann’ın Genelkurmay’a yazdıkları rapor, Warschau, 09.06.1918.

Almanların pamuk konusunda bu kadar azimli ve istekli olduklarını gören Moskova’daki Ermeni tüccarlar ve siyasiler, Moskova’daki Alman Büyükelçisi ile görüşerek Ermeni halkını korumak şartıyla Almanya’ya pamuk satabileceklerini ve başta Kafkasya olmak üzere kendi ellerinde olmayan bölgelerden de Almanya için pamuk tedarik edebileceklerini bildirmişlerdir. Lakin Büyükelçi Mirbach’ın, bu teklife temkinli yaklaştığı görülmektedir. Büyükelçi bu yaklaşımına, pamuk piyasasının Ermenilerin tekelinde olmamasını ve zaten hâlihazırda kendilerinin Batum’da, Trans Kafkasya Cumhuriyeti’yle Kafkasya pamuğu konusunda görüşmeler yaptıklarını gerekçe olarak göstermiştir. Ayrıca Bay Clason, Mirbach’a 1 pudu 118,50 rubleden ciddi miktarda Türkistan pamuğu satın alma anlaşması yaptığını bildirmiştir321. Almanların pamuk anlaşmalarını mark-ruble arasındaki kur farkından dolayı Moskova’da yapmak istedikleri görülmektedir. Örneğin, Ukrayna’da 100 ruble 135 mark ederken, Moskova’da 100 ruble 65 mark etmektedir. Aynı şekilde Kafkasya’da da kur farkından dolayı Almanların bir kat fazla ödeme yaparak zarar edecekleri bildirilmiştir322.

Alman Dışişleri’ne gelen Türkistan raporlarından anlaşıldığı üzere, Almanların ciddi çabaları sonucunda, Moskova’da, Kafkasya’da ve Türkistan’da bulunan pamuk tüccarlarıyla iyi ilişkiler geliştirerek aldıkları pamuğun Almanya’ya nakliyesi, mesafenin çok uzak olmasından dolayı büyük sorun teşkil etmiştir. Karayoluyla nakliye düşünülse, Andican’dan Moskova’ya kadar Taşkent, Orenburg ve Samara üzerinden demiryoluyla 3581 werst, deniz yolu kullanılsa Andican’dan Hazar Denizi kıyısındaki Kızılsu’ya kadar ise 1912 werst uzaklık söz konusudur323. Almanların Hazar ve Karadeniz yoluyla Almanya’ya nakliye yapan Levantelinie, Schiffahrtsgesellschaft Kaukasus Mercurie ve Hofmann Taşımacılık şirketi isminde üç büyük şirketi bulunmaktaydı. Ayrıca Hofmann şirketi, Sir Derya ve Kara

321

Almanya Rusya’daki propaganda faaliyetleri için 40 milyon Mark kaynak ayırmıştı. Bu para içerisinden de 1918 yılında Türkistan’dan pamuk ve kakao almak üzere 5 milyon ruble ayrılmıştır. (Winfried Baumgart, Deutsche Ostpolitik 1918-Von Brest Litowsk bis zum Ende des Ersten

Weltkrieges, Wien und München 1966, s.214, dipnot 19. Kısaltma: Baumgart, Deutsche

Ostpolitik… ) Ayrıca, Bihl de makalesinin 62. dipnotunda bu konuyla ilgili, pamuk ve Türkistan’da bulunan diğer ürünlerin alımıyla ilgili yaklaşık 5 milyon rublenin ayrıldığını ifade etmektedir. (Bkz. Bihl, a.g.m.)

322

PA-AA, R 11072, Russland No: 97b, Clason’un Kafkasya pamuğu hakkında Mirbach’a sunduğu rapor, Moskau 21.05.1918.

323

PA-AA, R 11073, Russland No: 97b, Doğu İstihbarat Birimi Rusya bölge sorumlusu Hermann Koch’un Dışişleri’ne yazdığı Türkistan ve Kafkasya raporu, Berlin 10.08.1918.

Derya’da da pamuk taşımacılığı yapıyordu324. Bunların yanında 1912 senesinde Ceyhun’da taşımacılık yapan Alman Gerhard  Hey şirketi kurulmuştur. Bazı Alman firmaların limanlara kadar Kavkaz i Merkurij, Vostoçnoe Obşçestvo gibi Rus nakliye firmalarıyla iş yaptıkları olmuştur325. Almanya’nın, Rusya, Türkistan ve Kafkasya’yla yaptığı ithalat ve ihracatta deniz taşımacılığını daha güvenli bularak tercih ettiği görülmektedir.

Almanya için Türkistan’a olan mesafenin uzak olması ve bölgede de Bolşeviklerle İngilizlerin aktif olmaları, güvenlik açısından tehlike arz etmektedir. Türkistan’da savaş esiri olarak bulunan, Mayıs 1918’de Bakü üzerinden kaçmayı ve Varşova’daki Alman askeri birliğine ulaşmayı başaran Üsteğmen Sauerländer ve Üsteğmen Waldmann, Türkistan pamuğunu Almanya’ya getirebilmek için birkaç çözüm önerisinde bulunmuşlardır. Bunlardan biri Bolşeviklere rüşvet vererek nakliye sorunun aşılabileceği fikridir. Bir diğeri suretiyle en azından satın alınan pamuğun nakliyesi bitene kadar Bolşevik garnizonlarının bulunduğu demiryolu boyunca Alman askeri birliklerinin bulundurulması muhtemel saldırılara karşı nakliyenin güvence altına alınmasıdır. İran sınırında konuşlanmış olan İngiliz askeri birliklerinin saldırma ihtimali göz önünde bulundurularak nakliye anında pamuk dolu vagonların takip edilmesi ve karşı tarafın haberleşmesinin önlenmesi tavsiye edilmiştir. Bunun için Türkistan’da bulunan Alman istihbarat görevlileri tarafından nakliyeyi etkilemeyecek şekilde demiryolu hatlarında ve telgraf tellerinde sonradan tamiri kolay olan basit tahribatlar yapmaları salık verilmiştir. Ancak, her şeye rağmen Hazar Denizi’nin batısında (Bakü ya da Petrovsk olabilir) bir liman Almanlar tarafından kontrol altında tutulmalıdır. Hazar Denizi’nde gerçekleştirilmesi düşünülen taşıma sırasında da yine İngilizlerin saldırma ihtimalinin hesaba katılması, dikkatli davranılması ve istihbaratın çok iyi değerlendirilmesi belirtilmiştir326.

Yapılan tavsiyelere rağmen Alman yönetimi tarafından pamuk nakliyesi için Türkistan’a asker sevki yapmaya sıcak bakılmamıştır. Alman ordusu son günlerde

324 Mark, Im Schatten…, s.406. 325 Mark, Im Schatten…, s.430. 326

PA-AA, R 11072, Russland No: 97b, Sauerländer ve Waldmann’ın Genelkurmay’a yazdıkları rapor, Warschau, 09.06.1918.

zaten batıda başarı sağlayamıyordu327. Bundan dolayı Dışişleri Bakanlığı görevlileri, nakliyenin her hangi bir çatışmaya sebebiyet vermeden halledilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Türkistan’da bulunan Alman ve Avusturyalı savaş esirlerini organize etmek suretiyle onlardan ve Bolşeviklere karşı savaşan Türkmenlerden yardım alınarak bu işi başarmanın yolları aranmıştır328. Bu konudaki bir başka görüş de Türkistan’da bulunan Alman kökenli vatandaşlardan bir gönüllü askeri birlik oluşturmak kaydıyla, Almanların aldıkları ve bundan sonra alacakları hammadde, pamuk vs. bütün ürünlerin korunmasının ve nakliyesinin sağlanmasının mümkün olacağı yönündeydi. Ancak, bürokratik çevreler bu teklife de sıcak bakmayarak, çalışmalara o sıralarda eski gücünü kaybettiği düşünülen Rusya ile çatışmaya girmek yerine İngiltere’nin yaptığı gibi iyi ilişkiler tesis ederek başlanması gerektiği görüşünü savunmuşlardır329. 7 Ağustos’ta Berlin’e gönderdiği bir raporundan, İstanbul Büyükelçisi Bernstorff’un da yukarıda anlatılanlara, yani her hangi bir