• Sonuç bulunamadı

Türkistan Özelinde Rusya’da Bulunan Alman Yerleşimciler

2. Çalışmanın Kaynakları ve Yöntemi

2.3. Alman İmparatorluğu Kolonizasyonu

2.3.1. Türkistan Özelinde Rusya’da Bulunan Alman Yerleşimciler

Kolonileşme siyasetinin her ne kadar Alman İmparatorluğu kurulmasından sonra hız kazandığı görülse de, düşünce olarak imparatorluğun kurulmasından daha önceki tarihlere gittiği yukarıda belirtilmişti. 1840’lı yıllarda Almanya’nın Avrupa dışındaki koloni temsilcilerinden Friedrich Schulz von Weilburg, Almanya’nın kolonilerini Doğu’da – Rusya’da kurması gerektiği görüşünü savunmuştur238. İmparatorluk kurulduktan sonra da söz konusu fikri savunanların var olduğu görülmektedir. Örneğin, dönemin dışişleri bakanlığı bürokratlarından Bernhard von Büllow, 6 Aralık 1897 tarihinde imparatorluk meclisinde gerçekleştirdiği bir konuşmasında, Almanya’nın çıkarlarının Doğu Asya’da yattığını ve kendilerinin de buradan pay almaları gerektiğini ifade etmiştir239.

Almanların Rusya’ya yerleşmeleriyle (kolonizasyon) ilgili Alman arşivlerinde, dönemin Alman ve Rus gazete haberlerinde çok sayıda belge ve haber mevcuttur. Ancak, burada sadece Rusya’nın batı bölgelerinde bulunan Almanlardan söz edilmekle birlikte, özelde Türkistan’daki Alman yerleşim yerlerinden çok bahsedilmemektedir. Gazeteler, yukarıda değinildiği üzere Rusya’ya olan Alman göçlerinin yeni olmadığını, bu göçlerin ilk kez II. Katerina’nın izniyle başladığını ve o dönemden beri var olduğunu sık sık sayfalarına taşımışlar, bu konuyla ilgili

237

Rus ordusunda görev yapmış olan bazı Alman subayların isimleri ve resimleri için bkz. Albert Obholz, Die Kolonie Mariental an der Wolga, Nürnberg 2014, s.76-77.

238

Bkz. Dörte Lerp, Imperiale Grenzräume - Bevölkerungspolitiken in Deutsch Südwestafrika

und den östliche Provinzen Preußens 1884-1914, Campus Verlag, Frankfurt 2016, s.41;

Saliohoğlu, a.g.e., s.164.

239

haberler ve makaleler yayımlamışlardır240. 1861 yılında gerçekleşen nüfus sayımında, Rusya’nın güneybatı bölgesinde 2443 Alman ailenin varlığı kaydedilmiştir. 1885 yılına gelindiğinde bölgedeki Alman nüfusu 93.108’e çıkmış ve hızlı bir şekilde kontrolsüz büyüyen bu nüfus, 5 sene içerisinde yani 1890 yılında 200 bine ulaşarak %128 artış göstermiştir. Batı bölgesindeki 21 vilayette yabancılar 1887’den beri toprak edinebiliyorlardı. Bunun sonucunda kısa zaman içerisinde toplamda 553 bin desjatine toprak elde eden Alman yerleşimciler, 1890 tarihine gelindiği vakit 700 bin desjatineden fazla toprağın sahibi konumuna gelmişlerdir. Bölgede yerleşmiş olan Almanlar, 1910 senesine kadar gelen süreçte Rusya’nın batı bölgelerindeki toprakların %12 sine sahip olarak buralarda ziraat ve ticaret yapmışlardır. Rusların ifadeleriyle, bu Almanlar, önceleri sadece geçim sıkıntısından dolayı vatanlarından başka yerlerde yaşamak isteyen ve aynı zamanda kültür elçileri olarak görülmüşlerdir. Ancak, bunlar zaman içerisinde benliklerini kaybetmemişler ve Rus halkının içine karışmayarak Almanlıklarını korumuşlardır241.

1897 tarihli nüfus sayımda Rusya’nın hâkim olduğu bütün bölgelerin nüfusu 125 milyon olarak tespit edilmiş ve bu nüfusun 1,8 milyonunun Alman olduğu belirlenmiştir. Bu rakam içerisinde Rusya Polonya’sında, Kafkaslarda ve Baltık bölgesinde yerleşik olan Almanlar da bulunmaktadır. Bu rakamın I. Dünya Savaşı’ndan önce 2,4 milyona kadar çıktığı tahmin edilmektedir. 1900 yılının başından itibaren Alman yerleşimcilerin Türkistan’a, özellikle de Kazakistan’a ve Sibirya’ya doğru ilerledikleri ifade edilmektedir242. Bu bağlamda diğer bölgelere göre az da olsa, Türkistan’da da bir Alman nüfusundan söz etmek mümkündür. Kaynaklarda Türkistan’a gelip yerleşen Almanların homojen bir grup oluşturmadıkları görülmektedir. Burada bulunan Almanlar, çok önceleri Rusya’ya gelip yerleşen, Baltık Almanları, Merkezi Almanya’dan, İsviçre ve Avusturya’dan gelen Alman yerleşimcilerden oluşmaktadır. Türkistan topraklarına ailecek gelip yerleşenlerin olduğu gibi, birey olarak da gelen Almanlar mevcuttur. Bu topraklarda

240

Deutsche Tageszeitug, Die russische Regierung und die Deutschen in Russland, 30.11.1910. (Alman Hükümeti ve Rusya’daki Almanlar)

241

PA-AA, R 19590, Russland No: 78, 23 Haziran 1910 St.Petersburger Herold Gazetesi haberini rapor eden St. Petersburg Almanya Büyükelçiliği, St. Petersburg 24.06.1910; Petersburg Zeitung, Ein Feldzug geden die Kultur, 05.10.1910. (Kültüre karşı olumsuz kampanya.)

242

dünyaya gelen Almanların zamanla dil ve kültür açısından asimile oldukları da bilinen bir gerçektir. Kırsal kesimde yerleşik olan Almanlar tarımla uğraşırken, şehirlerde yerleşik olanlar fabrikalarda çalışmışlar, zanaatçılık yapmışlar ve bazıları da kendi işyerlerini açmışlardır243. Söz konusu yerleşimci Almanların birçoğu Rus vatandaşı olup tebaadan sayılmışlar, ama askerlik görevi yapmamışlardır. Askerlikten muaf olan Almanlar, Polonya isyanı (1830-1831), Kırım Savaşı (1853- 1856) gibi zor zamanlarda topladıkları bağışlarla, orduya bağışladıkları atlarla, gıda ve yem yardımıyla Rus ordusuna karşı görevlerini yerine getirmişlerdir. Ancak, 1871 yılından itibaren askerlik yapmakla yükümlü olmuşlardır. Özellikle Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan savaşlarda (Rus Harbi) askerlik yapmak istemeyen Almanların sayısı artmış ve ilk etapta 500 Alman aile Rusya’yı terke etmeye başlamıştır. Bu duruma kızan Rus Hükümeti askerlik çağındaki erkeklerin ülkeyi terk etmesini yasaklamıştır. 1904-1905 yıllarında gerçekleşen Rus-Japon savaşlarında da Alman askerler yer almışlardır. Aynı şekilde I. Dünya Savaşı’nda da Alman kolonilerinden Rus ordusuna 100 bin ruble nakit para, ayakkabı, çamaşır ve gıda ürünleri gönderilmiştir. Ayrıca, asker ve subayların haricinde 50 bin civarında Alman özellikle Kafkasya cephesinde geri hizmetlerde görev yapmıştır244.

1897 yılında gerçekleşen nüfus sayımında, Türkistan’da 3.762 kişinin ana dillerinin Almanca olduğu kayıtlara geçmiştir. Bu rakam toplam nüfusun %0,07’sine takabil ederken, bölgede var olan Rus nüfusu da %3’e denk gelmektedir. Resmi nüfus sayımı rakamlarında I. Dünya Savaşı’na kadar bütün Türkistan’da söz konusu Alman nüfusun 10 bin civarında olduğu, 7.600 kişilik nüfusun Seyhun bölgesinde ve yaklaşık 1600 kişinin ise Hazar bölgesinde yaşadığı belirtilmektedir. Verilen bu rakamların büyük bir kısmına denk gelen 4200 kişinin Taşkent’te, 586 kişinin Aşkabat’ta, 378 kişinin ise Semerkant’ta yerleşik olduğu bildirilmektedir. Türkistan’ın diğer birçok şehrinde de küçük gruplar halinde Alman nüfusu bulunmuştur. Protestan kilisesine mensup Almanların; Köppental, Gnadental, Gnadenfeld, Hohendorf ve Johannesdorf adında küçük köyler oluşturdukları,

243

Mark, Krieg an…, s.50. Ayrıca bunun için bkz. Bölüm 3, Başlık: Türkistan’ın Almanya için Ticari Önemi.

244

bununla birlikte Hive ve Akmescit’te de Protestan kilisesine mensup Alman yerleşimcilerin olduğu kayıtlarda yer almıştır245.

İlk göçlerin yapıldığı II. Katerina döneminde, Rusya topraklarına göç eden Almanlara Rus vatandaşlığı verilmişti. Alman kanunlarına göre ise, Almanya dışında yaşayan ve başka ülkenin vatandaşlığına geçen Almanlar, isterlerse kendi vatandaşlıklarından çıkmayabiliyorlar, her iki ülkenin de vatandaşı olabiliyorlardı. Oysa Rus makamları kendi ülkelerinde yaşayan Almanları sadece Rus vatandaşı olarak kabul etmek istiyordu. Yukarıda da ifade edildiği gibi, burada bulunan Almanlar kendi dillerine, kültür, örf ve adetlerine bağlılardı. Rusya’daki Alman yerleşimciler Alman himayesi altında olmaktan vazgeçmiyorlar, bu da Rus yönetiminin hoşuna gitmiyordu. Hatta bazı Rus aydınlar, Alman yerleşimcilerin Almanya tarafından komşu ülkeleri işgal etmek için kullanıldıklarını savunuyordu246. Bu düşüncelerle Ruslar tarafından Rusya içerisinde bulunan Alman yerleşimcilere artık iyi gözle bakılmıyordu. Berlin Gazetesi olayların tehlikeli boyutlara varabileceğini henüz 1910 senesinin Temmuz ayında haber yapmış ve Rusya’da Alman düşmanlığının arttığını yazarak, orada bulunan Alman yerleşimcilerin tehlikeli olarak görüldüklerini ifade etmiştir247. Alman Brestlauer Gazetesi de aynı dönemde, “Rusya’da Alman Zulmü - Rusya’da Almanların Sıkı Takibi” şeklinde Türkçeye çevirebileceğimiz başlığıyla, Rus vatandaşlığına geçmeyen Almanlara Rusların artık iyi davranmadıklarını ve Rusya’nın Alman yerleşimini sona erdirmek istediğini sayfalarına taşımıştır248. Aynı şekilde Viyana’da bulunan Neue Freie Presse de, Rusya’da Alman karşıtı eylemlerle ilgili haberlere yer vermiştir249. Ayrıca, St. Petersburg’da bulunan Almanya büyükelçisinin güncel durumla ilgili Alman şansölyesine göndermiş olduğu bilgilendirici bir yazısında, Petersburg’da çıkan gazetelerde, Almanya’nın “Drang nach Osten” (Doğuya yöneliş - Doğuya nüfuz etme) siyaseti çerçevesinde Rusya’nın batı bölgesindeki Almanların her

245

Mark, Krieg an…, s.48; Mark, Im Schatten…, s.50-51.

246

Deutsche Tageszeitug, Die russische Regierung und die Deutschen in Russland 30.11.1910.

247

Berlin Zeitung Mittag, Deutschfeindlich aus Russland, 25.7.1910.

248

Brestlauer Zeitugn, Deutscheverfolgungen in Russland, 2.8.1910. (Rusya’da Alman Zulmü ya da Rusya’da Almanların Sıkı Takibi)

249

Neue Freie Presse, Antideutsche Bewegung in Russland, 6.7.1910. (Rusya’da Alman Karşıtı Olaylar)

hangi bir savaş durumunda hepsinin bir görevinin olduğunu iddia ettikleri, ifade edilmiştir250.

Aslında yukarıda izah edilmeye çalışılan söz konusu durumla ilgili Alman yazınına ve arşiv kayıtlarına bakıldığı vakit Rusların endişelerinin pek de yersiz olmadığı görülmektedir. XIX. yüzyılın sonuna doğru Şansölye Bismarck ile birlikte bazı Alman yazarlar, Rusya’da bulunan Almanların sadece görünürde Rus vatandaşı oldukları, aslında onların benliklerini kaybetmedikleri251, kendi dillerini ve dinlerini muhafaza ettikleri belirtilmiştir. Onlara göre, böylece Karadeniz, adeta Alman yerleşimciler tarafından bir çember içerisine alınmış, burada aldıkları topraklar sayesinde tarıma ve başta tarla fiyatları olmak üzere ticarete etki etmeye başlamışlardır. Bazı Rus gazetelerinde, burada bulunan Almanların toprak satın alabilmeleri için Alman Dışişleri tarafından parasal destek gördükleri iddia edilmiştir252. Preussische Zeitung’da (Prusya Gazetesi) 24.06.1910 tarihinde Almanların “Drang nach Osten” siyaseti çerçevesinde bol bol toprak satın alarak Rusya’nın içlerine doğru ilerledikleri haberi yapılmıştır253. Almanya’nın Moskova büyükelçiliğinden Berlin’e, Şansölye Bethmann Hollweg’e gönderilen bir raporda, Rusya’nın batı bölgesindeki topraklarının 8’de birinin Almanlara ait olduğu ve burada yaklaşık 1,5 milyon Alman nüfusunun var olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, burada bulunan Almanların kendi kültür ve benliklerini korudukları, her hangi bir savaş durumunda Rusya tarafına asla geçmeyecekleri, aksine Almanya’ya yardım

250

PA-AA, R 19590, Russland No: 78, St. Petersburg Büyükelçiliğinden Almanya şansölyesi Bethmann von Hollweg’e gönderilen yazı, St. Petersburg 20.10.1910.

251

Kolonizasyon faaliyetleri çerçevesinde Almanya’dan göç edecek olan Almanlara eğitimlerin verildiği, bunun için tıpkı İngiltere’deki “Colonial College” ve Hollanda’daki “Reichsackerbauschule” gibi Almanya’da da “Deutsche Kolonialschule” adıyla koloni okullarının açıldığı görülmektedir. İlk Alman koloni okulu 3 Haziran 1899 tarihinde eğitime başlamıştır. Bu okullarda özellikle köy işleri, tarım, el işçiliği, din, yabancı dil, fizik, kimya, jeoloji, coğrafya, tarih gibi dersler uygulamalı olarak verilmiştir. Söz konusu bu okullar 1915 yılına kadar aktif olarak devam etmiştir. 1956 senesinde bu okulların ismi “Deutsche Institüt für Tropische und

Subtropische Landwirtschaft” (Alman Tropikal ve Astropikal Tarım Enstitüsü) olarak değiştirilmiş

ve Kasel Üniversitesi’ne bağlanmıştır. 1908 yılından itibaren bazı bölgelerde sadece kadınlara yönelik “Frauen Kolonialschule” (Kadın Koloni Okulları) açılmıştır. Bu okullarda da kadınlara, koloni içerisinde yapmaları gereken işler öğretilmiştir. Ancak, eğitimler esnasında Alman kadınlarına özellikle çocuklarını Alman örf-adet, gelenek-göreneklerine göre yetiştirmeleri ve onlara iyi bir Almanca eğitimi vermeleri gerektiği öğütlenmiştir. (Daha geniş bilgi için bkz. Siedhof, a.g.e., s.29-36, 67.)

252

Neutatz, a.g.m., s.83.

253

edecekleri vurgulanmıştır254. St. Petersburg büyükelçisinin gönderdiği başka bir raporda da, Rusya’nın batısına olan Alman yerleşimlerinin Almanya için stratejik öneme sahip olduğu ve bunların mutlaka korunması gerektiği belirtilmiştir255.

Rusya’da bulunan Alman yerleşimcilerin tarihleri yaklaşık 1700’lü yıllara kadar geriye gitmektedir. Bu süre içerisinde memuriyette Rus Meclisi Duma gibi önemli kurumlarda göreve yükselen Almanların var oldukları Alman arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır. Ancak, sonraki zamanlarda yüksek mertebelerde olan Alman kökenli memurların Rus halkına iyi davranmadıkları da görülür olmuştur256. Sonuç itibariyle, 1910 yılından itibaren Duma’nın aldığı kararlar neticesinde Rus vatandaşlığına geçmeyen Almanlar sıkı takip altına alınmış, Rusların 14 Mart 1887’de çıkardıkları ‘Rus vatandaşlığına geçmeyen yerleşimciler ülkeden sınır dışı edilir” kanunu ciddi olarak devreye sokulmuş ve ilk etapta 30 Alman aile Rusya dışına çıkarılmıştır257. Alman yerleşimcilerin doğuya doğru ilerlemelerini durdurmak için artık toprak sahibi olmaları yasaklanmıştır258. Ayrıca Rusya’da bulunan Almanlara askerlik yapma zorunluluğu getirilmiştir259.

Yukarıda anlatılan, Almanlara karşı olumsuz davranışlar önceleri sadece devlet yetkilileri tarafından, önlem amaçlı gerçekleştirilirken, I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte her iki milletin karşı cephelerde yer alması sonucu, Rus halkına da sıçradığı görülmektedir. Rus ordusunun en tepesinde bulunan yönetim kadrosunda, 9 Çarlık ailesi mensubu grandükün, 31 Rus ve 13 Alman kökenli generalin / amiralin mevcut olduğu, I. Dünya Savaşı arifesinde her beş Rus generalinden birinin ve askeri birliklere komuta eden subayların ise üçte birinin Alman kökenli olduğu ifade edilmektedir. Çarlık Rusya’sında bulunan milletlerin

254

PA-AA, R 19590, Russland No: 78, Moskova Büyükelçiliğinden Almanya şansölyesi Bethmann von Hollweg’e gönderilen rapor, Moskau 9.8.1910.

255

PA-AA, R 19590, Russland No: 78, St. Petersburg Büyükelçiliğinden Almanya şansölyesi Bethmann von Hollweg’e gönderilen yazı, St. Petersburg 22.06.1910.

256

PA-AA, R 19590, Russland No: 78, Kiev Alman Konsolosundan Almanya şansölyesi Bethmann von Hollweg’e gönderilen rapor, Kiev 13.07.1910.

257

Berliner Tageblatt, 7.7.1910.

258

PA-AA, R 19590, Russland No: 78, St. Petersburg Büyükelçiliğinden Almanya şansölyesi Bethmann von Hollweg’e gönderilen yazı, St. Petersburg 22.06.1910; PA-AA, R 19590, Russland No: 78, St. Petersburg Büyükelçiliğinden Almanya şansölyesi Bethmann von Hollweg’e gönderilen yazı, St. Petersburg 12.12.1910.

259

PA-AA, R 19590, Russland No: 78, Moskova Büyükelçiliği’nden Almanya şansölyesi Bethmann von Hollweg’e gönderilen rapor, Moskau 9.8.1910.

içerisinde sadece %1,2 sinin Alman kökenli Rus vatandaşı olmasına rağmen devletin her alanında ve özellikle de askeriyesinde çok sayıda Alman kökenli insanların bulunması dikkatleri çekmiştir. Bununla birlikte Kazakistan’dan sorumlu iki general Alman kökenliydi ve bütün Türkistan’da da 818 Alman kökenli memur bulunmaktaydı. Alman kökenli insanların Rusya’da uzun zamandan beri var olmaları neticesinde XIX. yüzyıl sonunda ve XX. yüzyıl başında her hangi bir Alman ismi, Alman milletine aidiyeti ifade etmezken, savaşın başlamasıyla birlikte bu isimler dikkat çeker olmuştur ve Rus halkında bir korku uyandırmaya başlamıştır. Bütün Çarlık topraklarında bulunan Alman kökenli siyasetçilerin, subayların, yüksek mertebedeki memurların, özellikle Baltık bölgesinde bulunan Alman kökenli vatandaşların ve hatta Almanya’nın Hessen-Darmstadt eyaleti grandükü IV. Ludwig’in kızı olan İmparatoriçe Alexandra’nın bile Ruslara karşı artık sadık olmadığı ve bunların hepsinin artık Almanlar için çalıştıkları dedikoduları yayılmıştır. Alman düşmanlığı rastgele oluşmuş bir olgu değil, aksine Rus yüksek sosyal sınıfı, elitler, entelektüeller, bilim insanları ve sanatçılar tarafından bilinçli olarak çıkartılmış bir vakadır. Alman kökenli Rus vatandaşlar aniden bütün Rusya halkının gözünde bir iç düşman olarak algılanmaya başlanmış, adeta bir gecede istenmeyen, hor görülen ve düşmanlık beslenen insanlar haline gelmişlerdir. Savaşın başlamasıyla birlikte Alman kökenli komşuları olan Ruslar, onlara selam vermekten ve onların selamını almaktan imtina eder olmuşlar, komşuluk ilişkilerini aniden kesmişlerdir. Bu zamana kadar Ruslar nezdinde bir saygınlık uyandıran Alman isimleri artık bir küfür sözcüğü haline gelmiştir. I. Dünya Savaşı’na Rusya’nın dâhil olduğu kabul edilen 4 Ağustos 1914 tarihinde, Rusya şehirlerindeki Almanlara ait iş yerlerine saldırılar düzenlenmiş ve Alman elçilik binaları yağmalanmıştır. 1915 yılının Mayıs ayına kadar sadece Moskova’da Almanlara ait 700’den fazla konutun tahrip edildiği edinilen bilgiler arasındadır260.

Yıllardan beri Rus halkına hizmet etmiş olan Alman kökenli Alexander Juergensohn isminde bir doktor, söz konusu zamanda Almanya’da bulunan oğlunun Alman ordusunda bir asker olması neticesinde kendisinin Türkistan’a sürüldüğünü, savaş bitiminde Kemnitze yazdığı bir raporda dile getirmiştir. Rapordan Dr.

260

Juergensohn’un artık Almanya’nın kontrolü altında bulunan Kurland’ın başkenti olan Mitau’da yaşadığı anlaşılmaktadır. Rapora kendi özgeçmişini de yazan doktor, bölgede yıllarca görev yaptığını, Rusçaya ve orada yaşayan birçok halkın diline hâkim olduğunu vurgulamakta ve Mitau’da bulunan Alman konsolosu Kemnitz’ten kendisine Ön Asya veya Türkistan’da doktor olarak bir görev verilmesini arz etmektedir261. Kemnitz de durumu olduğu gibi Alman şansölyesine aktarmış ve Dr. Juergensohn’un mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini, Ön Asya ya da Türkistan’da görev verilmese bile, kendisine Anadolu’da görev verilmesinin uygun olacağını ifade etmiştir262.

Alman tarihçi Rudolf A. Mark, Rus topraklarında bulunan Alman kökenli yerleşimcilerin maruz kaldıkları söz konusu şiddet olaylarının sadece şehirlerde olduğunu, köylerde yaşayan ve çiftçilikle meşgul olan Alman kökenli vatandaşlara her hangi bir şiddetin ya da hoşgörüsüzlüğün uygulanmadığını belirtmektedir. Yaptığı araştırmalarda, Rusya’da ve özelde de Kafkasya ve Türkistan’da bulunan çiftçi Almanların hayatlarına eskiden olduğu gibi sorunsuz devam ettiklerini, tespit ettiğini ifade etmektedir263.

261

PA-AA, R 11072, Russland No: 97b, Juergensohn’un Kemnitze gönderdiği rapor, Mitau 19.6.1918.

262

PA-AA, R 11072, Russland No: 97b, Kemnitz’in Başbakan Hertling’e gönderdiği yazı, Mitau 20.6.1918.

263

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ALMANYA İÇİN TÜRKİSTAN’IN ÖNEMİ