• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLERE DESTEK VEREN KURULUŞLAR

3. BÖLÜM

3.3. TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLERE DESTEK VEREN KURULUŞLAR

Girişimci ruhu taşıyan bireyler toplumların daha yüksek refah düzeyine ulaşmalarında sivil toplum örgütleri kilit rol üstlenmektedirler. Girişimcilik, bir işi sıfırdan zirveye taşımaktır. Bu zorlu süreçte de girişimcileri pek çok zorluk beklemektedir. Sadece planlama ve yönetim açısından değil psikolojik açıdan da zaman zaman girişimciler kendilerini yalnız ve yetersiz hissedebilmekte, en önemli itici güçleri olan özgüvenlerini kaybetme noktasına gelebilmektedirler.

Bunun bilincinde olan pek çok ülke, gerek devlet gerekse sivil toplum örgütleri aracılığı ile bu bireylerin gelişimine katkıda bulunmaya ve onlara her alanda destek vermeye çalışmaktadır. Özellikle Avrupa’da girişimcilik olgusu üzerine birçok araştırma yapılmakta ve destek fonları oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı erkeklere göre daha düşük olmakla birlikte, toplumsal yapıdaki hızlı değişme, yaşamın her alanını olduğu kadar çalışma yaşamını da etkilemektedir. Toplumsal gelişme ve değişim kadını iş yaşamına itmiş; iş ortamının rekabetçi koşullarının gerektirdiği biçimde daha aktif katılım gösterme ve girişimcilikte talebini arttırmıştır. Çalışma yaşamında kadın girişimciler kendilerini gösterme olanağı bulmaya başlamışlardır. Kadın girişimciler çok çeşitli alanlarda hizmet ve ürün sunmaktadırlar.

Kadınların kendi işlerini kurmak istemeleri çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Girişimcilik, ekonomik ve toplumsal bağımlılıktan kurtulmak isteyen kadınlar için alternatif bir yol olarak kabul edilmektedir.

Ekonomik ihtiyaçlar kadın girişimcilerin kararlarında etkili olurken, kendi işyerine sahip olma güdüsü ve çeşitli nedenlerden dolayı ücret ve maaş karşılığı çalışmak istememe kadın girişimcileri harekete geçiren önemli faktörlerdir. Ekonomik, sosyal ve psikolojik risk almayı ve çok uzun saatler çalışmayı gerektirmesine karşın, ekonomik bağımsızlık arzusu bireyleri kendi işlerini kurmaya yöneltmektedir. Bazı kadınlar için iş sahibi olmak, aile içi yükümlülükler ile çalışma yaşamını bütünleştirmenin ve aile içi ilişkileri güçlendirmenin bir yolu olarak da görülmektedir.

Ülkemizde 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu, toplumun değişen ihtiyaçları ve kadın erkek eşitliği bakış açısı ile yeniden düzenlenmiş olup, Yeni Türk Medeni Kanunu onaylanarak, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yine 1926 yılında kabul

edilen Türk Ceza Kanununun çağın şartlarına uygun halen getirilmesi amacıyla Adalet Bakanlığınca yeni bir tasarı hazırlanmıştır126.

Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne (CEDAW) ilişkin olarak hazırlanan İhtiyari Protokolü Türkiye, 30.7.2002 tarihinde onaylanmış olup, 29 Ocak 2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir127.

Kaynağında hangi itici faktörler yer alırsa alsın girişimcilik kadınları güçlendirici bir süreç olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle özellikle 1980 sonrasında birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kendi işini kurmak isteyen kadınları teşvik edici ve bu yönde karşılaşabilecekleri güçlüklerde kendilerine destek verici kurum ve mekanizmalar çeşitlenmiş, küçük girişimcileri destekleme konusunda özel bir politik müdahale alanı oluşmuştur. İlk işini kuran kadın girişimcilere sağlanan banka kredileri, kadın girişimcileri kendi aralarında dayanışma ve örgütlenmeye özendirme, gönüllü kadın kuruluşlarınca ev kadınlarını küçük anaparalarla kendilerine ait işler başlatmaya teşvik edici projeler bugüne kadar bu alanda atılan adımlardır.

Bu bağlamda Türkiye’de çalışan kadınlar arasında işveren ve kendi hesabına çalışan kadınların oranı yıllar itibariyle artış göstermektedir. 1995 yılında yüzde 9.1 olan girişimci kadınların oranı 2001 yılı itibariyle yüzde 13,5’a yükselmiştir. Küçük ve orta ölçekli işletmelere kredi desteği veren Türkiye Halk Bankası 1993 yılından bu yana Kadın ve Genç girişimcilere küçük girişimcilik kredisi kullandırmaktadır128. Bu kapsamda bu güne kadar 22.797 kadın girişimci kredi kullanmıştır. Ülkemizde kadın girişimcilerin sorunlarını belirlemek ve yeni hizmet modelleri ve kurumsal yapılara ilişkin model sunmak üzere araştırmalar yapılmaktadır. Gerek ilgili kamu kurumları gerekse sivil toplum kuruluşları tarafından kadın girişimciliği eğitim programları ve seminerler düzenlenmektedir.

Türkiye’de ayrıca 2002 yılında, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında imzalanan Çerçeve Anlaşması sonucunda, bir meslek kuruluşu tarafından Kadın Girişimciliğini Destekleme Projesi başlatılmıştır. Kadın Girişimciliğini Destekleme Projesi’nde, toplumun kendilerine yüklediği sosyal rolleri dolayısıyla, birer girişimci olarak ekonomik faaliyette bulunamayan, yeterli bilgi ve beceriye sahip olmayan, eğitim düzeyleri düşük olan ve bununla bağlantılı olarak genellikle kayıt dışı istihdam kapsamında yer alan kadınların öncelikli olarak desteklenmesi hedeflenmektedir.

126 http://www.die.gov.tr/tkba/mevzuat.htm 127http://www.die.gov.tr/tkba/mevzuat.htm

Ayrıca 2003 yılında henüz başlatılan bir uygulama ile seçilen pilot illerde yoksul kesimlere yönelik olarak mikro-kredi programı yürütülmeye başlanmıştır129. Bu program kapsamında kadınların da küçük çaplı da olsa işini kurmaları ve gelir elde etmeleri amaçlanmaktadır. Kadınlar arasında girişimciliğin yaygınlaşması, hem kadınların kendi kazançlarını sağlayarak başkalarına bağımlılıklarını azaltıcı hem de ücretli bir iş bulamayan kadınların bu yolla emek piyasasına katılımlarını sağlayıcı bir gelişmeye işaret etmesi bakımından önemlidir. Amaç Türkiye’de çeşitli teşviklerle yatırımları artırarak işsizliği azaltmak, yeni iş alanları yaratmaktır. Kadınların çalışma yaşamına katılımlarının arttırılarak güçlenmelerinin sağlanması da başlıca hedeflerdendir. Bu çerçevede kadınların girişimci olarak desteklenmeleri amacıyla piyasa koşulları ve krediye ulaşma yolları hakkında bilgilendirilmeleri için yasal rehberlik, teknik danışmanlık ve pazarlama gibi konuları da içeren eğitim programlarını kapsayan projeler yaygınlaştırılmalıdır.

Türkiye’nin nüfusu 2000 yılı verilerine göre 67.8 milyondur. Nüfus artışı son 20 yıllık dönemde sürekli azalma eğilimi içindedir. Türkiye nüfusu genç, orta ve yüksek eğitimde okullaşma oranları giderek artan, önemli sayıda nitelikli işgücü barındıran bir yapıya sahiptir.

Türkiye’de temel eğitim 1997 yılında 5 yıldan 8 yıla çıkarılmıştır. Okullaşma oranları açısından temel eğitimden sonra kız çocuklarının sayısında azalma gözlenmekle birlikte bu sorunun giderilmesi amacıyla kırsal bölgelerde kız ve erkek çocuklar için Yatılı Bölge Okulları ve Taşımalı Eğitim Sistemi hayata geçirilmiştir. Ayrıca yoksul aileler için mali destek programları yürütülmektedir.

Türkiye’de kadının eğitim düzeyinin yükseltilmesi yönünde başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere diğer kamu kuruluşları ve bu alanda çaba gösteren sivil toplum kuruluşlarının ortak proje çalışmalarının artarak sürdürülmesi hedeflenmektedir. Bu olumsuz göstergeye rağmen, hemen her sektörde kadınlar giderek artan sayıda varlıklarını hissettirmektedir. Özellikle eğitim imkanlarından yararlanmış kadınlar uluslararası platformları da kapsayacak şekilde önemli başarılara imza atmaktadır.

Türkiye’de bazı sektörlerde kadın sayıları oldukça yüksektir. Bunların başında hizmet sektörü gelmektedir. Örneğin kamuda çalışan kadın oranı 2005 yılı itibariyle %34’dür. Üniversitelerde öğretim elemanı kadın oranı %36 olup, toplam profesörler içinde kadın oranı %25’e ulaşmıştır130.

129 http://www.isguc.org/?avc=arc_view.php&ex=174&hit=zend&pg=m 130 http://www.die.gov.tr/tkba/kadin_istatistik.htm

Bazı mesleklerde ise kadın oranı, Avrupa ülkelerindeki oranlardan daha yüksektir. Mimarların % 30.6’sı, doktor ve operatörlerin % 29’u, eczacıların % 51’i, avukatların ise % 26’sı kadındır131. Son yıllarda ülkemizdeki kadın haklarının geliştirilmesi, kadınların ekonomik ve sosyal yaşamlarının, standartlarının yükseltilmesi konusunda çok ciddi çalışmalar yapılmakta ve adımlar atılmaktadır.

Ülkemizde kadının siyasi yaşama ve karar mekanizmalarına katılım düzeyi düşük olmakla birlikte gelecekte kadının siyasi yaşama daha aktif bir şekilde katılacağı beklenmektedir.

Tüm bu gelişmeler sonucunda Türkiye’de özelikle son yıllarda bu alanda oldukça hareketlilik gözlenmiş, pek çok kuruluş bu konuda çalışmalar başlatmıştır. Bu çalışmaların girişimciye sağladığı en önemli fayda kuşkusuz süreçleri atlatmakta yardımı dokunan yol gösterici hizmetlerdir. Ülkemizde girişimciliği geliştirmek ve bu alandaki çalışmaları desteklemek için kurulmuş devlet veya sivil merkezli pek çok kuruluş vardır. Bu kuruluşların başlıcaları aşağıda açıklanmıştır.

3.3.1. KAGİDER

Kısa adı KAGİDER olan Kadın Girişimciler Derneği, geleceğin iş dünyasını yapılandırmada etkin kadın girişimciler yaratmak amacı ile Eylül 2002’de kurulmuştur. Derneğin amacı kısaca “kadınları ekonomik hayata kazandırmak” olarak ifade edilmektedir. Dernek bu amaç için “Girişimcilik Bilinci Seminerleri” ve “Kadın Fonu” gibi projeler geliştirmiştir. Dernek tarafından girişimci kadınlar teşvik edilmekte, projelere destek verilmekte, iş sahibi kadınlara her aşamada uzman üyeleri aracılığıyla danışmanlık hizmetleri sağlanmaktadır. “Girişimcilik Bilinci Seminerleri” yılda iki kez düzenlenmekte ve bu seminerin ardından proje göndermek isteyen kadın girişimcilerden başvurular kabul edilmektedir. Dernek tarafından seçilen projelere eğitim, danışmanlık ve mentorluk desteği verilmektedir. Bunun dışında Proje başına 30 bin Euro’u aşmamak üzere mali destek de verilebilmektedir132.

131 http://www.die.gov.tr/tkba/kadin_istatistik.htm 132 www.kagider.org

Vizyonu; “geleceğin iş dünyasında etkin kadın girişimciler yaratmak”, misyonu da “ekonomik değer yaratan kadın girişimci sayısını artırarak ekonomiye katkıda bulunmak” olarak belirleyen derneğin üye sayısı her geçen gün artmaktadır133.

Kadın Girişimciler Derneği, ekonomik değer yaratan kadın girişimci sayısını arttırarak, varolanları güçlendirerek ve Türk kadın girişimcilerin dünya ile bütünleşmesini sağlayarak, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen bir kuruluştur. Ayrıca KAGİDER; 2006 yılı itibariyle “Dünya Kadın Girişimciler Derneği (FCEM)”ne tam üye olmuş ve uluslararası arena da Türkiye’deki Kadın Girişimciler açısından önemli bir adım atılmasını sağlamıştır.

KAGİDER; potansiyel kadın girişimcilere yönelik destek veren bir kuruluştur. İşlerini kurmaları, büyütmeleri ve güçlendirmeleri için kadın girişimci adaylarına gerekli olan eğitim ve danışmanlık hizmetlerini veren dernek, öncelikle “aday proje” başvurularını değerlendirmektedir. Bu değerlendirme işlemi ise öncelikle “Aday Proje Komitesi” tarafından incelenmektedir. Bu inceleme sonunda belirlenen projelerin sahipleri dört günlük bir eğitime tabi tutulmaktadır. Derneğin amaçları içerisinde Türkiye’de ki kadın girişimci sayısını artırmak ve Anadolu’da şubeleşerek kadın girişimci adaylarından proje toplamak ve yeni kadın girişimciler yaratmak yer almaktadır. Bu noktadan hareketle günümüzde dernek faaliyetleri içerisinde; gelen projeleri değerlendirmek ve ışık gördükleri iş fikirlerini hayata geçirebilmek için her türlü desteği vermek yer almaktadır. Bu desteklerin başında eğitimler ve mentorluk gelmektedir. Kadın girişimcilere işlerini nasıl kuracakları ve nasıl yönetecekleri öğretilmektedir. Dernek üyeleri de ayrıca kadın girişimcilere iki yıllık periodlar halinde kılavuzluk etmektedirler. Bu süre zarfında ise şirket kurulmuş ve girişimci ordusuna bir kadın girişimci daha katılmış olmuştur134.

Aşağıda KAGİDER’in proje kapsamına ait bilgileri içeren “Kadın Fonu Değerlendirme Kriterleri Tablosu” yer almaktadır:

133 Eylem Türk; İş Dünyasındaki Marka Kadınlar, Neden Kitap, 1. Basım, Kasım 2005, İstanbul, s. 154. 134 a.g.e; s. 155.

Tablo 3.2. KAGİDER Kadın Fonu Değerlendirme Kriterleri

Kaynak: www.kagider.org/tr 3.3.2. KOSGEB

Türkiye’de en kapsamlı girişimcilik desteği veren Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)’in vizyonu; küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin teknolojik yeniliklere süratle uyumlarını sağlamak, rekabet güçlerini yükseltmek ve ekonomiye katkılarını ve etkinliklerini artırmaktır. Bu çerçevede kurum pek çok destek de vermektedir. Bu desteklere örnek olarak; “İş Geliştirme Merkezi Desteği”, Kriterler Ağırlık PROJENİN HEDEFLERİ VE BEKLENEN ETKİSİ 50 1. Projenin hedefinin kadına karşı şiddetin önlenmesi, kadının güçlenmesi ve

toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşılması hedefine uygunluğu

7.5 2. Projenin hedef kitlesinin ihtiyaçlarına uygunluğu, gerçek bir ihtiyaca cevap

verip vermediği

12.5

3. Projenin eylem planının hedef kitlesinin pratiklerine uygunluğu 5 4. Projenin hedef kitlesi ve nihai faydalanıcılarının projenin planlama,

uygulama ve değerlendirme sürecine katılma düzeyi ve bu grupların projeyi sahiplenip sahiplenmedikleri

5

5. Projenin etkisinin genişliği 5

6. Projenin devamlılığının sağlanıp sağlanmayacağı, sonuçları ve etkilerinin kalıcı olup olmayacağı

5

7. Projenin tekrarlanabilir bir model oluşturup oluşturmadığı 5 8. Projenin ölçülebilir/tarafsız başarı kriterlerinin, izleme ve değerlendirme

planının olup olmadığı, 5

PROJENİN YAPILABİLİR OLUP OLMADIĞI 25

9. Projenin eylem planının gerçekleştirilebilir olup olmadığı 15

10. Projenin bütçe kalemlerinin uygunluğu 10 BAŞVURAN KURULUŞLA İLGİLİ UNSURLAR 15

11. Kurumun misyonu ve çalışma prensiplerinin demokratik değerler içerip içermediği, katılımcı olup olmadığı

5

12. Kurumun yeni bir kurum olup olmadığı 2.5 13. Kurumun başka kaynaklara ulaşmakta zorluk çekmesi 5

14. Kurumun veya kurucularının/yönetimin projeyi gerçekleştirebilecek

uzmanlığa sahip olup olmadığı 2.5

PROJENİN KADIN FONU’NUN DİĞER ÖNCELİKLERİNE UYGUNLUĞU

10

15. Yerel sivil toplum inisiyatiflerini güçlendirme önceliğine uygunluğu 5

16. STK’lar arası işbirliği geliştirmeye katkısının olup olmadığı 2

17. Başarılı bir projenin tekrarı/devamı olup olmadığı 1.5 18. Toplumsal dinamikleri dönüştürücü olup olmadığı 1.5

“Yeni Girişimci Desteği”, İ”hracat Amaçlı Yurtdışı İş Gezisi (İyig) Katılım Desteği”, “Yabancı Danışman Desteği Programı” gösterilebilir135.

Girişimcilik eğitimi ile ilgili olarak Türkiye’de ki girişimcilik ve pazarının durumunu belirlemek amacıyla KOSGEB tarafından Kobi’lere yönelik yapılan araştırma sonuçlarına göre Türkiye de canlı bir kobi girişimcilik eğitimi pazarının varlığı kanıtlamıştır. Pazarın başlıca tedarikçileri özel sektör danışmanlık kuruluşları, ihtisaslaşmış kamu kurumları, sanayi, ticaret ve esnaf odaları, iş adamları dernek ve vakıfları, üniversiteler ve özel şahıslardır. KOSGEB, giderek piyasanın önemli müşterilerinden birisi olarak özel sektör tedarikçilerini Kobi’lerle tanıştırmaya ve onlara hizmet sunmaya teşvik etmeye çalışmaktadır. Diğer kamu kurumlarının da bu konuda katkı sağladığı söylenebilir.

Ayrıca KOSGEB’in kadın girişimcilere yönelik özel projeleri ve destekleri de bulunmaktadır.

3.3.3.AIESEC

1948 yılından bu yana faaliyet göstermekte olan AIESEC; genç, yaratıcı, yenilikçi, profesyonel ve Dünyanın en büyük değişim ve öğrenci organizasyonudur. AIESEC Bursa Şubesi, girişimci olmak isteyen, belirli bir girişim sahibi olan veya “Girişimcilik” i kendine mesele edinmiş olan kişiler, kurumlar ve organizasyonlar için her yıl “Ulusal Girişimcilik Kongresi” düzenlemektedir. Bu kongre’nin amacı, Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olan girişimcilik ve önündeki engeller ile ilgili; genç girişimcilerde belirli bir bilinç yaratmak ve girişimcilerin sorunlarına çözüm önerileri getirmektedir. Ulusal Girişimcilik Kongresi Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile ortaklaşa almış oldukları inisiyatifle gerçekleştirilmektedir136. Bu kongrelerde kadım girişimcilik konuları da ayrıntıları ile yer bulmakta ve kurum tarafından kadın girişimcilik çalışmalarına önem verilmektedir.

3.3.4. TÜSİAD

Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) bünyesinde, Ömer Sabancı başkanlığında kurulan Bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu bulunmaktadır. Bu komisyonun altında da “Girişimcilik ve Yenilikçilik Çalışma Grubu” kurulmuştur. Bu grup 20 Nisan 2004 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde pek çok üniversiteden öğrencilerin fikirleri ve değerli konuşmacıların katılımları ile Girişimcilik Kongresi gerçekleştirilmiş ve bu sayede

135 www.kosgeb.gov.tr 136 www.aiesec.org.tr

konu hakkında bilgi verilmiş ve yeni projelerin hayata geçirilmesi yolunda gençler iş adamları ile buluşturulmuştur137.

TÜSİAD, gerek yayınladığı raporlar, gerek çeşitli platformlarda dile getirdiği görüşler gerekse de düzenlediği toplantı ve seminerlerle girişimciliğin önemine dikkat çeken bir kuruluştur. Kadın girişimciliğe de verdiği özel önem doğrultusunda ekonomik, teknik ve proje bazlı destekler sürmektedir.

3.3.5. TÜGİAD

Türkiye Genç İşadamları Derneği TÜGİAD, kendi bünyesinde bir Girişimcilik Komisyonu oluşturmuştur. Komisyonun kuruluş amaçları, sistematik çalışmalarla Türkiye’deki girişimcilik potansiyelinin arttırılması için çalışmalarda bulunmak, girişimciliğin önündeki engellerin tespiti ve giderilmesi için çalışmalar yürütmek, Türkiye’nin “girişimci profili”ni belirlemek, liderlik, motivasyon gibi konuları çeşitli platformlarda işlemek, girişimciliği özendirmek, özgün ve orijinal projeleri belirleyerek fon sağlayıcı kuruluşlara sunmak ve başarılı girişimcileri ödüllendirmektir138.

Günümüzün en önemli kavramlarından biri olan girişimciliği Türkiye’ye yaymak ve ülkemizi girişimciliğe uygun bir ortam haline getirmek isteyen bu ve benzeri kuruluşlar, girişimcilere pek çok alanda destek vermektedirler. Bu desteklerin başında ise danışmanlık desteği gelmektedir. Bu tip etkin çalışan girişimcilik ruhu taşıyan insanların, kendi iş imkanlarını yaratıp, önce kendilerine daha sonra da ülke ekonomisine katkıda bulunmaları mümkündür. Kadın girişimciliğin önemi de kuruluş tarafından faaliyetleri içerisinde vurgulanmaktadır.

3.4. DÜNYA’DA GİRİŞİMCİ KADINLAR

Kadınların firma kurması ve geliştirmesi önündeki engellerin kaldırılması ve kadın işletme sahipleri için eşit bir oyun alanı yaratılması güçlü bir girişimcilik sektörü açısından hayati önem taşımaktadır ve ulusal büyüme stratejilerinde de büyük bir rol oynamaktadır. Kadın işletme sahipleri girişimcilik faaliyetlerinde yeni alanlar yaratmakta ve yeni, bilgiye dayalı ekonominin önemli oyuncuları olma potansiyelini taşımaktadırlar. Bununla beraber

137 www.tusiad.org.tr

küçük işletmelerin gerek yerel gerekse küresel seviyede iş yapma şekillerinde meydana gelen köklü değişikliklere adapte olmaları gereklidir139.

Dünya genelinde kadınların sahibi olduğu şirketlere bakıldığında, en büyük payın hizmet sektöründeki şirketlerin aldığını görüyoruz. Kadınlar son yıllarda alışılagelmiş “kadın işi olmayan” şeklinde adlandırılan; inşaat, toptan ticaret, nakliye, tarım, üretim gibi dallarda da iş kurmaktadırlar. ABD kadınların aktif çalışma hayatına yüksek oranlarda katıldığı ülkelerden biridir. Fortune 500 arasında tepe noktada yer alan kadınların sayısı birkaç elin parmaklarıyla ifade edilecek sayıdadır. Çok uluslu ve çok kültürlü büyük kuruluşlar kadınların hemen her kademede yer alabilmesine destek vermektedirler140

1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler öncülüğünde uluslararası platformda başlayan kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar hızla devam ederken, yine 1970’li yıllardan başlayarak dünya ekonomisinde üretim yapıları esnekleşmeye başlamış ve bu durum hızlı bir ekonomik küreselleşme süreci yaşanmasına neden olmuştur. Ancak, kadınlarla erkekler arasında var olan farklılıklar küreselleşme süreciyle daha da artmaya başlamıştır. Günümüzde kadınların istihdam edilme biçimlerine bakıldığında; hâlâ büyük oranda tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, giderek artan oranda mikro, küçük ve orta ölçekli girişimlerde yer almaya başladıkları, bazı durumlarda da, genişleyen kayıt dışı sektörde yoğunlaştıkları bilinmektedir.

Ekonomik koşullar ve diğer faktörler arası eşitsizlikten kaynaklanan pazarlık gücünden yoksun olma, pek çok sayıda kadını düşük ücretli ve kötü çalışma koşullarına sahip işleri kabul etmeye zorlamış, kadınlar çoğu kez tercih edilen işçiler haline gelmişlerdir.

İşgücüne katılan kadınların bazıları, istedikleri işyerine girmeyi ve yükselmeyi başarmış, ücretlerini ve çalışma koşullarını iyileştirmişlerdir. Bununla birlikte ekonominin ve istihdamın doğasını değiştiren yeniden yapılanma süreçlerinde profesyonel ve yetenekli kadınların bile işlerini kaybettiklerini de görülmektedir. Diğer taraftan Dünyanın birçok ülkesinde ekonomik politikaların oluşturulması süreçlerine kadınların katılımları hâlâ söz konusu değildir. Oysa hükümetler ve diğer karar vericiler, kadının ekonomik potansiyelini ve bağımsızlığını ele alırken, bütün politika ve programlara toplumsal cinsiyete dayalı bakış