• Sonuç bulunamadı

2.1. GELİR KAVRAMI, GELİRİN UNSURLARI VE ÖZELLİKLERİ

2.1.3. Türk Vergi Sisteminde Gelirin Özellikleri

GVK’nın 1. maddesi incelendiğinde vergi tabi olan gelirlerin özellikleri şu şekilde sıralanabilir; Gelir kişiseldir, yıllıktır, elde edilmiş olmalıdır, gerçek olmalıdır, safidir, kazanç ve iratları dikkate alan genel bir toplamdır.

a) Gelir kişiseldir;

GVK’nın 1. maddesinde belirtildiği üzere “Gerçek kişilerin gelirleri gelir

vergisine tabidir…”. Buradan anlaşılmaktadır ki gelir vergisinin mükellefleri yalnızca

gerçek kişidir. Tüzel kişilikler gelir vergisi mükellefi değildir. Buna karşılık bazı tüzel kişiliğe sahip ortaklılıkların ortaklıkları (kolektif şirketlerin ortakları ve adi ve eshamlı komandit şirketlerinin komandite ortakları gerçek kişilikleri sebebiyle) gelir vergisine tabidirler192.

Gelir vergisi sübjektif bir vergi olduğundan ödeme gücünü ulaşmada elverişli bir yapıya sahiptir. En az geçim indirimi ve ayırma kuramının uygulanması için elverişli olan gelir vergisine artan oranlılık da uygulanabilmektedir. Bu durum ödeme gücüne ulaşılmasında gelirin kişisel olması durumu ile yakın ilişkilidir193

.

b) Gelir yıllıktır;

GVK’nın 1. maddesinde “…Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde

ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.”şeklinde belirtilmiştir. İlgili maddede esas

alınan bir takvim yılında elde edilen gelirlerdir. Genel olarak bu dönem 1 Ocak–31 Aralık arası olmasına rağmen bunların bazı istisnaları da vardır. Sonuç olarak (istisnalar hariç olmak üzere) görülmektedir ki bu vergilendirme dönemi 12 aydan oluşmaktadır.

Vergilendirme açısından, bir takvim yılında elde edilen gelirin göz önünde bulundurulması gerekir. Gerçek kişinin her hangi bir ayda gelir elde etmemiş olması gelirin yıllık olması özelliğini ilgilendirmemektedir. Önemli olan bir yıl içinde elde

191 Şenyüz, Gerçek, Yüce, a.g.e., s.5.

192 Şükrü Kızılot ve Metin Taş, Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2009,

s. 196.

193

edilen gelirlerin toplamıdır. Vergi adaleti açısından, her ne kadar sürenin uzunluğu veya kısalığının önemi tartışmalı konu olsa da, uygulamanın kolaylığı, idari ve mali nedenler sebebiyle vergilendirme döneminin bir takvim yılı olarak belirlenmesi yoluna gidilmiştir194

.

c) Gelir elde edilmiş olmalıdır;

GVK’nın 1. maddesinde “…Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde

ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.”şeklinde belirtilmiştir. Buna göre gelir

vergisinde vergiyi doğuran olay “gelir elde edilmesi” dir. Gelirin elde edilmesi, kişinin onun üzerinde fiili, hukuki ve ekonomik tasarrufunun gerçekleşmiş olması demektir. Gelirin elde edilebilmesi için, borçludan istenebilecek bir aşamada (muaccel) olması, hukuken istenilmesi ve fiili olarak tasarruf edilmesi gerekir195.

GVK’da gelirin elde edilmesi konusunda tahakkuk ve tahsil ilkeleri olmak üzere iki ilke benimsenmiştir. Tahsil ilkesi; elde edilen gelirin, para, mal veya bir hak olarak yeni sahibinin tasarrufuna geçmesini ifade etmektedir. Örneğin GVK’da ücretler, gayrimenkul sermaye iradı, serbest meslek kazancı ve diğer kazanç ve iratlar bu esas üzerinden değerlendirileceği belirtilmiştir. Tahakkuk ilkesi; alacaklı olmayı ifade eder. Gelirin kullanılması açısından zaman ihtiyaç bulunması tahsil esası arasındaki farkı göstermektedir196. Ticari ve zirai kazançlar için tahakkuk ilkesi benimsenmiştir.

Gelir vergisinde vergiyi doğuran olayın (gelir elde edilmesi olmasının) önemi zamanaşımının değerlendirilmesi bakımından da önem arz etmektedir. Tahakkuk zamanaşımının başlangıcı vergiyi doğuran olaya bağlanmış olması sebebiyle gelirin elde edilmesinde belirtilen tahakkuk ve tahsil esası oldukça önemlidir.

d) Gelir gerçek olmalıdır;

Gelir vergisinde genel prensip olarak, beyan edilen miktarın defter kayıtlarına ve belgelere dayanılarak tespit edilmesi esasıdır. Bu durum gelirin gerçek olarak tespit edilmesi anlamına gelmektedir. Kanunda belirtilmiş giderler hâsılattan düşülür ve safi hâsılata ulaşılmış olur. Kanun da sayılmamış olan giderler, gider olarak indirilemez.

Gerçek gelire ulaşmanın pek kolay olmadığı bazı durumlar için istisnalar da getirilmiştir. Bunlardan biri de götürü gider usulüdür. Buna göre (isteğe bağlı olarak)

194 Akdoğan (II), a.g.e., s. 185.

195 Hasan Hüseyin Bayraklı, Gelir Vergisi Kanununda Gelir Kavramı ve Sapmalar, Mevzuat Dergisi,

Sayı: 36, Aralık 2000, http://www.mevzuatdergisi.com/2000/12a/02.htm (01.02.2011)

196

götürü gider usulü gayrimenkul sermaye iradı için uygulanmaktadır. Esas itibariyle gelirin gerçek olması, bu durumda kısmen gerçekleşmektedir197

.

e) Gelir safidir;

Gelir, bir gerçek kişinin elde ettiği kazanç ve iratların toplamıdır. Vergiye tabi olacak gelir ise, elde edilmiş toplam gelir için yapılan giderlerin ve bu işlerde kullanılan sermaye malları amortismanlarının toplam gelirden indirilmesidir, yani safi tutardır. Gelirin elde edilmesi için yapılan giderlerin ne olduğu gelirlerin unsurları itibariyle GVK’da belirtilmiştir. Bunların dışında, bağış, yardım, geçmiş yıl zararları, gelirin elde edilmesiyle ilgisi olmadığı halde kanunen kabul edilmiş gider sayılanlar da indirildiğinde ortay çıkacak safi tutar, verginin matrahını oluşturmaktadır198

.

f) Gelir, kazanç ve iratları dikkate alan genel bir toplamdır;

GVK’nın 1. maddesinde “…Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde

ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.”şeklinde belirtilmiştir. Bu ifade gelir vergisinin

sedüler199

değil, üniter200 sistemi benimsediğini göstermektedir. Bu durumda elde edilen kazanç ve iratlar toplu olarak gerçek kişinin geliri kabul edilecektir.

Mükellef gelir unsurlarından birini veya bir kaçını aynı yıl içinde elde etmiş olabilir. Bu durumda beyannamede elde edilen gelir unsurlarının safi değerleri ayrı ayrı gösterilerek toplanacaktır. Toplam gelirden bazı indirimler düşüldükten sonra gelirin safi tutarı bulunmuş olur. Bu gelirin üniter olmasının doğal bir sonucudur201

.

Ödeme gücü açısından, gelirin mükellefin kazanç ve iratlarının genel bir toplamı olarak bir arada gösterilmesinin ve vergilendirilmesinin ödeme gücüne göre vergilendirmeye yakınlaşması açısından olumlu değerlendirilmektedir202

.

197Şenyüz, Gerçek, Yüce, a.g.e., s.12. 198 Tosuner ve Arıkan, a.g.e.,s.24.

199 Sedüler gelir vergisi uygulamasında vergi konusu olan gelirler çeşitli kategorilere ayrılarak her

kategori ayrı ayrı düzenlemeler içinde vergiye tabi tutulur

200

Üniter gelir vergisi mali güce ulaşılma açısından uygun bir sistemdir. Bu yöntemde; Gelir unsurları kabul edilen olan bütün gelir toplanarak, toplam gelirden indirimlerin ve giderlerin düşürülmesi ile bulunan matraha artan oranlı tarifenin uygulanması ile vergi miktarı hesaplanmaktadır.

201 Şenyüz, Gerçek, Yüce, a.g.e., s.13. 202