• Sonuç bulunamadı

2.1. Çağdaş Sanat

2.1.2. Türk Resim Sanatının Çağdaşlaşma Süreci

Türk resim sanatında non-figüratif eğilimlerin 1950-1960’lı yıllarda ortaya çıkışı ve bu dönemlerde Batı resmine yönelmelerin başlaması Türk resim sanatının çağdaşlaşma yönündeki ilk adımlarıdır. Türkiye’de 1950’li yıllarda özgürlükçü demokrasi hareketi, ülkenin sanat anlayışına Batıyı takip eden ve oradaki gelişmeleri yakından izleyen bir anlayışı getirmiştir (Tansuğ, 2008, s. 245). Bu tarihlerde Türk resim sanatçısı Batı’daki sanatsal gelişmeleri yakından takip etmeye başlamış ve çalışmalarında yeni yaklaşımlar geliştirme peşine düşmüştür. Öncelikli olarak objeyi tasvir eden çalışma düşüncesini yıkarak non-objektif çalışmalar üretmeye başlamışlardır. “1950’lerin ressamları, soyut sanat uğraşlarında özellikle eski Türk kaligrafisinden hareket eden çizgisel bir spontaneteyi denemişler, yenilenme sorunlarına gerek bu yönde, gerekse geleneksel yüzey şematizminin geometrik renk planları ve tezyini değerleri yönünde çözümler aramışlardır” (Tansuğ, 2008, s. 247).

15

Yurt dışına eğitim amaçlı gönderilen sanatçılar ve yurt dışında belirli bir süre yaşamış sanatçılarımızın Türk resim sanatının çağdaşlaşma sürecine yönelik büyük katkıları bulunmuştur. Dönemin sanat merkezlerinin başında gelen Paris’e birçok Türk sanatçısı devlet bursu ile gitme şansını elde etmiş, oradaki sanat akımlarını yerinde inceleme fırsatını bulmuştur. Aralarında Mübin Orhon, Fikret Mualla, Yüksel Arslan, Hanefi Yeter, Neşet Günal, Mehmet Güleryüz, Alaattin Aksoy, Coşkun Gürkan gibi isimlerin bulunduğu sanatçılar yurda döndüklerinde yurtdışında karşılaştıkları yeni sanat hareketlerini tanıtmaya çalışmış, sanatsal üretimleri ile Türk resim sanatının çağdaşlaşma sürecine katkıda bulunmuşlardır. Batıda gelişen sanat akımları çerçevesinde özgün üsluplar geliştirmek için uğraşan Türk sanatçılarının, kimi zaman soyut renge dayalı anlatımlar kimi zamanda özgün figüratif çalışmalar ürettikleri görülür.

Şekil 5. Mehmet Güleryüz, “Devrim Müzesi”. 10.12.2015 tarihinde http://www.mehmet guleryuz.com/tr/works/view/41sayfasından erişilmiştir.

2. Dünya savaşı sonrası tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de özgür düşüncenin ifadesine yönelik girişimler önem kazanmıştır. Savaşın buhranını atlatan toplumların sergilemiş

16

oldukları bu girişimler, özellikle sanatçıların eserlerindeki anlatım biçimlerine yansımış, onların sanata bakış açılarını değiştirmiştir. 1968 kuşağı olarak adlandırılan, 1961 anayasasının da etkisinin görüldüğü bu dönem, Türkiye’de özgürlükçü hareketlerin hız kazandığı bir döneme işaret etmektedir. “68 eylemleri, her şeyden önce antiemperyalist bir karakter taşımaktaydı” (Bulut, 2011, s. 136). Özgürlük düşüncesinin egemen olduğu bu eylemler, başta sanat olmak üzere kültürel hayatın pek çok farklı yönünde etkili olmaktaydı. O dönemin Mehmet Güleryüz, Alaettin Aksoy, Komet (Gürkan Coşkun), Burhan Uygur, Utku Varlık ve Neşe Erdok gibi genç sanatçıları, dönemin özgürlükçü düşünce sistemiyle figüratif temelli özgün eserler üretmişlerdir. “1968 Kuşağı sanatçıları "D" Grubu'na mensup hocalarının bir etüt aracı olarak gördüğü figürü farklı bir biçimde yorumlamışlar ve ona yeni anlamlar yükleyerek plastik ifadenin başlıca öğesi yapmışlardır” (Germaner, 2000, s. 1). Günümüzde 68’Kuşagı sanatçılarının vermiş oldukları eserler, çağdaş Türk figür resim sanatını temsil eden önemli örnekler olarak gösterilebilir.

Türk sanatının çağdaşlaşma sürecine katkı sağlayan isimlere, Burhan Doğançay, Erol Akyavaş, Bedri Baykam, Füsun Onur, Erdağ Aksel gibi New York’ta belirli bir dönem yaşamış ve eğitim almış sanatçılarımızın isimleri verilebilir. 2. Dünya savaşı sonrası dünyanın yeni sanat merkezi olan New York, o dönemden itibaren yerli ve yabancı pek çok sanatçıyı kendisine çekmiştir. Sanat alanındaki gelişmeleri yakından izlemek isteyen sanatçılarımız New York’a gitmişlerdir. Oradaki sanat akımlarını yakından izleyen sanatçılarımız, kimi zaman onlardan etkilenmişler kimi zamanda onları etkilemişlerdir. Dönemin yeni sanat akımları soyut ekspresyonizm, neo-ekspresyonizm ve kavramsal sanat çerçevesindeki sanat akımlarından beslenen sanatçılarımız, kendilerine özgü sanat anlayışları ile Türk ve dünya sanatında kendilerini ispatlamışlardır. Günümüzde de çağdaş Türk resim sanatının en önemli isimlerinden olan, Burhan Doğançay, Erol Akyavaş, Bedri Baykam vs. Türk resminin çağdaşlaşma sürecine ve çağdaş Türk resminin dünya sanat ortamında tanıtılmasına büyük katkıları olmuştur.

17

Şekil 6. Burhan Doğançay, “Saratoga Dreaming”. 10.12.2015 tarihinde http://uploads8. wikiart. org/images/burhan-dogancay/saratoga-dreaming-1984.jpg sayfasından erişilmiştir.

20. yüzyılda çağdaş sanat hareketi içerisinde neo-expressionism, minimalizm, hiper- realizm, pop art, video art, land art vs. gibi akımların ortaya çıkışı ve Türk sanatçıların da bu akımlar içerisinde sanatsal üretimlerde bulunması, çağdaş Türk resim sanatının dünya sanatı içerisindeki yerini güçlendirmiştir. “Bu bağlamda…1980 sonrasında dünya sanat çevreleri ile Türk sanatçılarının etkileşimlerinin çoğalması sonucunda minimalist, hiper- realist, neo-expressionism yorumlar yapan, kavramsal sanatı ve video sanatını seçen, enstalasyon yapan kuşak sanatçıların yetişmesidir” (Germener’dan aktaran Bozkuş, 2014, s. 22). Bu sanatçıların, önemli uluslararası çağdaş sanat etkinliklerinde yer alması çağdaş Türk resim sanatının dünyaya tanıtılmasında büyük rol oynamıştır. Bu sanatçılara verilebilecek en iyi örneklerden bir tanesi, Hiper-reaalizm sanat akımı içerisinde eserler veren Taner Ceylan’dır. Günümüzde çağdaş bir Türk sanatçı olarak Ceylan, dünyanın önemli müzelerinde, koleksiyonlarında eserleri bulunmakta, önemli fuarlarında, müzayedelerinde, galerilerinde, eserleri izleyici önüne çıkmaktadır.

18