• Sonuç bulunamadı

Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

4.2. Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin

Alt Problem 2: Türk moda tasarımcılarının genel özellikleri ile ilgili bulgular nelerdir?

Araştırmanın ikinci alt problemi Moda Tasarımcıları Derneği'ne bağlı moda tasarımcılarının genel özelliklerini belirlemek amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde bulgular bu bölümde yer almaktadır ve bulgular Tablo 5'de sunularak yorumlanmıştır.

Tablo5.

Türk Moda Tasarımcılarının Eğitim Durumları (n=60)

Tasarımcıların Eğitim Durumları x SS

Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli

donanıma sahiptir. 2,51 0,85

Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir. 2,43 0,85

Türkiye'de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi

yeterli düzeydedir. 1,98 0,85

Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması

mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağlamıştır. 3,78 0,86

Türkiye'de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda

tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili sunmaktadır. 3,33 0,96

"Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli donanıma sahiptir." ifadesine verilen yanıtların ortalama değeri ( x =2,51) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir. Ankete katılan moda tasarımcılarının, moda tasarımı eğitimi veren eğitimcilerin yeterli donanıma tam olarak sahip olmadıklarını düşünmesi, eğitimcilerin sektöre yönelik öğrenci yetiştirmemesinden ve tasarımcıların sektörde zorlanmasından kaynaklı olduğunu düşündürmektedir. Eğitimcilerin sektördeki değişimleri yakından takip eden öngörülü kişiler olması önemlidir. Geleneksel moda pazarlarından örnek verilirse; moda tasarımı eğitimi moda tasarımı sektörünün ilk ve temel basamağı olarak görülmektedir. Bu nedenle moda tasarımı eğitimine oldukça önem verilmektedir. Örneğin, gelecekte önemli bir süper

60

güç olacağı öngörülen Çin; moda eğitiminde ilerlemek amacıyla Avrupa ülkelerinden akademisyenleri daha yüksek ücretlerle kendi ülkelerine çekmeye çalışmaktadırlar (Oxford Economics'ten aktaran Som, s.37).

"Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir." cümlesinin ortalama değeri (x =2,43) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.

Ankete katılan moda tasarımcılarının Türkiye'de moda tasarımı eğitimini yetersiz düzeyde görmesi, eğitimcileri de yetersiz görmeleri ile bağlantılı kabul edilebilir. Sonuçtan moda tasarımı eğitimi sektöre yönelik tasarımcı ve kalifiye eleman yetiştirmeye yönelik değildir yorumu çıkarılabilir. Örneğin "Giyim Teknikleri ve Üretimi" dersi alan öğrencilerde belli miktarda öğrenmenin gerçekleştiği, programın etkililiğine kanıt sayılabilecek yeterli öğrenmenin olmadığı görülmüştür (Kuru, 1987, 54). Ayrıca ülkemizde moda tasarımı eğitimi veren bölümler yalnızca tasarımcı yetiştirmek amacı gütmeyip gerekirse moda pazarlama, moda hukuku, görsel düzenleme, moda ve stil danışmanlığı, moda fotoğrafçılığı, moda yönetimi, moda ekonomisi, moda sosyolojisi gibi bölümlere ayrılarak sektörün ihtiyacı profesyonellerce giderilebilir. Yurtdışında moda tasarımı eğitimi veren önemli okullar bu gibi alanlarda öğrenci yetiştirerek sektörün ihtiyacını karşılamakta ve sektörü canlı, sürdürülebilir bir pazar haline getirmektedir. Ayrıca bu okullara başka ülkelerden de öğrenci akışı gerçekleşmektedir ve ekonomiye katkı sağlanmaktadır. Ülkemizde de bu tarz da eğitim veren özel eğitim kurumları bulunmaktadır, fakat bu eğitimler yalnızca kısa kurslar veya sertifika programları şeklindedir. Asıl düzenlemelerin lisans düzeyinde olması önemlidir.

"Türkiye'de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi yeterli düzeydedir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =1,98) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.

Ankete katılan moda tasarımcılarının moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimini yetersiz bulmalarının nedeni, genellikle moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi verilmemesiyle alakalı olarak yorumlanabilir. Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yalnızca tasarıma ya da tekniğe yönelik olarak verilmekte, hem tasarım, hem teknik, hem de sektöre yönelik özellikle pazarlama alanında eğitim veren bir düzenleme bulunmamaktadır. Tasarımcıların eğitim beklentilerine karşılık bulamamasının nedeni bu düzenlemenin bulunmaması olarak görülebilir. Özellikle lisans ve ön lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi kapsamında pazarlama eğitimi verilmesi bu durumu ortadan kaldıracaktır. Okulların pazarlama ile direkt ilgili bölümlerinde görev yapmakta olan akademisyenler ile

61

birlikte yeni bir eğitim modeli hazırlanması bu olumsuz durumu olumluya çevirmek adına bir başlangıç olabilir.

"Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağlamıştır." cümlesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,78) katılıyorum olarak belirlenmiştir.

Ankete katılan moda tasarımcılarının Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulmasının mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağladığını düşünmesi, MTD'nin moda tasarımcıları gözünde önemli olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca MTD'nin kuruluş misyonlarından biri olan mesleki örgütlenmeye de başlamış olduğu sonucuna varılabilir. Böylesi bir mesleki örgütlenme fikrinin moda tasarımcıları arasında farkındalığının artmasıyla, moda tasarımcılarının sorunlarının çözümü için birlikte hareket etme isteğinde oldukları düşünülebilir. Tasarımcılar; bu örgütlenme sayesinde eğitimden başlayarak sektördeki devam eden problemleri belirleyebilir ve bu problemleri ortadan kaldırmak adına çalışmalar geliştirebilirler. Bu sayede de sektör gelişebilir. Hammadde, kültürel altyapı, istihdam edilecek genç nüfus gibi etkenlere sahip olan Türkiye'den de yurtdışı pazarlarında da rekabet edebilecek moda markalarının çıkması adına bu örgütlenme önemlidir.

"Türkiye'de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili sunmaktadır." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,33) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir.

İHKİB ve İTKİB'in; tasarımcılara özellikle yurtdışında satış, pazarlama, profesyonel ve kurumsal destek sağlama, fuarlara katılım, danışmanlık konularında destek, yabancı yatırımcıları Türk moda tasarımcıları ile buluşturma gibi olumlu etkileri olduğu düşünülebilir. Fakat sonuçtan olumsuz bir ifadeye de varılabilmektedir. Ülkemizdeki meslek birliklerinin temelde hazır giyim sektörünün kalkınmasına yönelik kurulması bunun bir nedeni olabilir. Ülke olarak global moda markaları yaratmak adına hazır giyim markaları da fason imalat anlayışından çıkarak tasarımcılar ile iş birliğini ilerlettikleri takdirde moda tasarımı sektörü ve hazır giyim sektörü birlikte kalkınabilir. Meslek birliklerinin son yıllarda tasarımcılar ile birlikte hareket etmeye başlaması da bu kalkınma adına başlangıç niteliğindedir. Bu birliktelik arttıkça tasarımcıların meslek birliklerinin destek ve temsilini yeterli bulacağı düşünülebilir.

62

Alt Problem 3: Moda tasarımı sektöründe markalaşma süreci nasıl gerçekleşmektedir?

Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden üçüncüsü olan "Resmiyette markalaşma süreci nasıl gerçekleşmektedir?" sorusuna cevap aramak amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde edilen bulgular Tablo 6'da yer almakta ve yorumlanmaktadır. Tablo6.

Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşma Süreci (n=60)

Sektördeki Markalaşma Süreci x SS

Türk moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektördür 4,10 0,87

Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için

markalaşmak gereklidir. 4,51 0,62

Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir.

2,30 0,99

Türkiye' de markalaşma süreci içinde basın- yayın ve internet

kullanımı etkilidir. 4,01 0,79

Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya

önemli bir katkısı vardır. 4,08 0,76

Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı markasını oluşturmak için kendi mağazasını açmaya ihtiyaç

duymaktadır.

3,30 0,96

Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için çalışma ihtiyacı duyar.

3,40 0,88

Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin

uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterlidir. 2,11 0,82

"Türk moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektördür." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,10) katılıyorum olarak belirlenmiştir.

Buna göre; moda tasarımcılarının Türk moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğu konusunda hemfikir oldukları düşünülebilir. Geleneksel moda pazarlarına bakıldığında toplumun tasarım algısı ve tasarıma verilen önemin üst seviyelerde olduğu görülmektedir. Örneğin Fransa'da moda tasarımı sanat dalı olarak görülmekte ve eğitimi bu şekilde

63

verilmektedir. Bu şekilde tasarıma değer verip, geçmişten bugüne tasarım algısına sahip olan ülkeler günümüzde moda başkentleri olarak anılmaktadır. Toplumda tasarım algısı geliştikçe moda tasarımı sektörünün de yalnızca belirli bir zümreye ait olduğu düşüncesi de yıkılmış olacaktır. Türkiye'de de moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğunun düşünülmesinin nedeni bu algının yıkılması ile ters orantılı olarak düşünülebilir.

"Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için markalaşmak gereklidir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,51) kesinlikle katılıyorum şeklinde

ortaya çıkmıştır.

Buna göre; markalaşmanın moda tasarımcıları için oldukça önemli olduğu sonucu çıkarılmaktadır. Ülke olarak yalnızca moda tasarımı sektörü değil, hazır giyim sektöründe de kalıcı markalaşmayı sağlamak önemlidir. Kalıcı markalaşmayı sağlamak için fason imalat anlayışından çıkılmalı ve tasarımın önemi kavranmalıdır. Bunun paralelinde firmalar tasarımcılar ile çalışarak özgün modeller ile pazara girebilir. Bugün İspanya'da bağımsız giyim perakendecileri (Zara, Mango, H&M, Stradivarius gibi.) son yıllarda dünya pazarında büyük gelişme kaydetmişlerdir (İTKİB Genel Sekreterliği, 2011, s. 10). Bu firmalar tasarımcılar ile çalışarak hatta bazıları her yıl farklı ve tanınmış tasarımcılar ile marka işbirliği yaparak ülkelerine katma değer yaratmaktadırlar.

"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =2,30) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.

Bu değere göre; tasarımcılar iş planı oluştururken yeterli destek ve kaynak bulamadıklarını düşünmektedirler. İş planı oluşturmak tasarımcıların marka kurma aşamalarında izlemeleri gereken bir yol haritası konumundadır. Marka kurma kararı vermekten başlayarak, tüketiciye ürünü sorunsuz bir şekilde ulaştırmaya kadar izlenilecek kapsamlı bir iş planı oluşturmak önemlidir. Tasarımcıların ankete verdikleri cevaplardan pazarlama ve satış aşamalarında problemler yaşadıkları belirlenmiştir. Doğru bir iş planı bu problemleri en aza indirmeye yardımcı olabilir. MTD ve profesyonel danışmanlık veren özel ve devlet destekli kurumların artışı iş planı oluşturmak adına tasarımcılara kolaylık sağlayabilir. Ancak tasarımcılar için; rekabetin yüksek ama tasarımcı markalarının farkındalığının az olduğu ortamda iş planı oluşturmanın maliyetinin yüksek gelebilir. Özellikle meslek birlikleri, MTD ve devlet tabanlı fonlar ile iş planı oluşturma aşaması desteklenir ise; tasarımcıların yeterli kaynağı bulabilecekleri düşünülebilir.

64

"Türkiye'de markalaşma süreci içinde basın-yayın ve internet kullanımı etkilidir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri (x =4,01) katılıyorum olarak ortaya çıkmıştır.

Bu sonuca göre; moda tasarımcılarının basın-yayın ve internet kullanımının markalaşma sürecinde etkili olduğunu düşündükleri sonucuna ulaşılmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte özellikle sosyal medyanın gücü moda tasarımı sektöründe de hissedilir hale gelmiştir. Tasarımcılar, defile ve koleksiyonlarını bu iletişim yollarını kullanarak sergileyebilmektedirler. Bu sayede reklam ve pazarlamanın hem maliyetini düşürüp hem de daha çok kitleye ulaşmasını sağlayabilirler. Moda blogları ve bloggerlarının tasarımcılardan bahsetmeleri de maliyetsiz tanıtımlardır. Ayrıca tasarımcılar sosyal medyada ürün tanıtım ve satış faaliyetlerini de yürütebilmektedir. Bütün bu sosyal medya faaliyetlerinin markalaşma aşamasında tasarımcılara olumlu katkıları vardır. Türkiye'de de markalaşma sürecinde tasarımcıların bu katkıları kullandıkları ve bu yöntemin markalaşma adına etkili olduğuna kanaat getirdikleri düşünülebilir.

"Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya önemli bir katkısı vardır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri (x =4,08) katılıyorum şeklinde olmuştur.

Moda tasarımcılarının tüketiciye ulaşma kanallarını çeşitlendirmeleri hususunda düzenlenen Galata-moda etkinliği ve moda haftası hakkında, moda tasarımcılarının düşüncelerinin olumlu yönde olduğu görülmüştür. Bu tarz etkinliklerin moda tasarımcılarını tüketici ile buluşturma, moda tasarımcılarının toplum nezdinde bilinirliliğinin artması, tasarımcıları yerli ve yabancı satın alma sorumlusu ile buluşturma ve toplumda moda algısı yaratma açısından önemlidir. Dolayısı ile özellikle İstanbul'u bir moda şehri yapma amacına hizmet etmeleri nedeniyle tasarımcıların gözünde önemli olduğu sonucuna ulaşılabilir. Dünya'da moda başkentlerinden biri olarak görülen Fransa'nın bu tarz faaliyetleri pazarda yeni gelişmekte olan ülkelerin aksine 1970'lere dayanmaktadır. Paris Moda Haftası ilk olarak 1973 yılında başlatılmıştır ve Fransız Modacılar Federasyonu tarafından organize edilmektedir (Grail Research, 2009, s.8). "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı markasını oluşturmak için kendi

mağazasını açmaya ihtiyaç duymaktadır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri (x =3,30) kısmen katılıyorum olarak görülmektedir.

Moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecini etkileyen elemanlardan biri mağaza faktörüdür. Mağaza; tüketiciye direkt ulaşım kanallarından biridir. Bu yönü ile

65

tasarımcının kendi yerinin olması ve burada ürünlerini sergileyebilmesi adına etkili bir yöntemdir. Fakat gelişen teknoloji ile birlikte, daha önce de vurgulandığı gibi basın-yayın, internetin etkisi ve Galata-moda, moda haftası gibi etkinliklerin etkisinin mağaza açma ihtiyacını azalttığı düşünülebilir. Moda tasarımcıları bu kanallarla da tüketiciye kolaylıkla ulaşabilmektedir. Elde edilen sonuca göre moda tasarımcıları markalaşmak için mağaza açma gerekliliği hissetmemesi bu durumlarla bağlantılı olarak düşünülebilir.

"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için çalışma ihtiyacı duyar" cümlesine verilen cevapların ortalama değeri (x =3,40) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir.

Bu sonuca göre; moda tasarımcılarının genellikle belli bir tecrübe kazanmak ve sektörü daha derinlemesine tanımak için bir tasarımcının ya da hazır giyim markasının bünyesinde çalışmaya ihtiyaç duyduğu anlaşılabilir. Bu ihtiyaç moda tasarımı eğitimindeki eksiklikler ile bağlantılı olarak düşünülebilir. Moda tasarımı eğitimi sektörün ihtiyaçlarına göre düzenlenip, o şekilde verildiği takdirde tasarımcılar sektörü öğrenmek adına bir tasarımcı ya da firmada çalışma hayatına başlamak zorunda kalmayabilirler. Kendi markasını kurmak isteyen tasarımcının öncelikle bir tasarımcı ya da hazır giyim firmasında çalışma hayatına başlamasının bir diğer nedeni olarak da tasarımcıların marka oluşturma aşamasında yeterli maddi desteği ve teşviki bulamamaları olarak da düşünülebilir. Eğitim düzenlemeleri yapıldıkça ve özellikle de devlet teşviki arttıkça sektöre direkt kendi markası ile dahil olan tasarımcıların da artacağı düşünülebilir.

"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterlidir" ifadesine cevapların ortalama değeri ( x =2,11) katılmıyorum olarak

belirlenmiştir.

Çıkan bu sonuca göre; moda tasarımcılarının mevcut olan mevzuat ve yasalardan memnun olmadıkları anlaşılmaktadır. Türk moda tasarımı sektörünün kendi içinde ve uluslararası alanda rekabet edebilmesi için moda tasarımcılarının hem haklarını hem de tasarımlarını koruyucu ve geliştirici kapsamlı bir mevzuat düzenlemesine gidilmesi önemlidir. Tasarımcıların haklarının korunmasında hukuki boşluklar ve bürokratik engeller olmamalıdır. Geleneksel moda pazarlarının olduğu ülkelerde moda hukuku bir dal olarak faaliyet sürdürmektedir. Ülkemizde de bu boşluğun farkına varılmış ve moda hukuku enstitüleri açılmaya başlanmıştır. Fakat mevzuatta ki eksiklikler hala moda tasarımcılarının ihtiyacı olan şekilde değildir. Devletin mevzuat ve yasalarını tasarımcıların

66

markalaşmasına destek olacak şekilde düzenleme yoluna gittiği takdirde, tasarımcıların mevzuat ve yasalardan memnun olmasının mümkün olacağı düşünülmektedir.

Alt Problem 4: Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemler nelerdir?

Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden dördüncüsü "Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemler nelerdir?" sorusuna cevap aramak amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde edilen bulgular ve yorumlar yer almaktadır. Elde edilen bulgular Tablo 7'de verilmektedir.

Tablo7.

Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler (n=60)

Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler x SS

Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliği vardır.

3,63 0,86

Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere

karşı kaynak bulmak zordur. 3,30 0,78

Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması

süreci olumsuz etkilemektedir. 3,96 0,75

Türk moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecinde pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası tüketiciye ulaşmada bir tedarik zinciri problemi yaşanmaktadır.

3,55 1,09

"Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliği vardır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,63) katılıyorum olarak çıkmıştır.

Buna göre; tasarımcıların sektörde profesyonel eleman eksikliği çekmesinin nedeninin moda tasarımı eğitiminin yetersizliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Eğitim alanında düzenlemeler ile sektörün ihtiyaç duyduğu ara eleman yetiştirildiği takdirde sektörün profesyonel eleman ihtiyacını karşılayabilecek potansiyel sağlanmış olacaktır. Bu potansiyeli istihdam edebilmek adına devlet; kendi markasını kurduktan sonra kalifiye ara eleman çalıştıran moda tasarımcılarına işgören teşviki sağlayabilir. Tekstil ve moda tasarımı sektörü istihdam için çok önemli bir alandır. İşsizlik sorununu sürekli yaşadığımız ülkemizde bu yöndeki mevzuat düzenlemeleriyle yatırımcıların daha çok eleman

67

çalıştırılabilmesinin yolları aranabilir. Çünkü işsizlik aynı zamanda sosyolojik bir olgudur. İstihdam arttıkça refah düzeyi de artacaktır.

"Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere karşı kaynak bulmak zordur" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri (x =3,30) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.

Dünya'da devlet destekli ilk markalaşma programı olan Turquality tasarımcılara da maddi olanaklar sağlamaktadır. Bunun yanı sıra İHKİB ve İstanbul Kalkınma Ajansı'nın İstanbul Fashion Incube projesi ile de tasarımcılara kurumsal desteğin yanında finansal destek de sağlanmaktadır. Fakat bu destekler sektörün gelişmesi ve tasarımcıların markalaşmasını sağlaması için yeterli görülmemektedir. Tasarımcıların verdikleri yanıtlardan; gerek devlet gerekse özel kaynaklı maddi desteklerin arttırılmasını bekledikleri görülmektedir. Geleneksel moda pazarlarında da sektörün gelişimi için devlet desteği verilmektedir. Örneğin; moda sektörü oldukça gelişmiş olmasına rağmen; İtalya Hükümeti 2015 yılında moda tasarımı sektörüne yaptığı finansal desteği arttırmıştır. İtalya'nın Ekonomik Gelişme Bakan Yardımcısı Carlo Calenda, 2015 yılında moda endüstrisine 40 milyon euroluk yatırım yapmayı planladığını duyurmuştur. Calenda'ya göre İtalya'da yapılan yerli üretim; moda alanındaki fuar etkinliklerine fon sağlamak ve İtalya'nın bu alanda yurt dışındaki pozisyonunu güçlendirmek için kullanılacak para olmazsa tehlikeye girebilir (Drain, 2015). "Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması süreci olumsuz etkilemektedir" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri (x =3,96) katılıyorum olarak ortaya çıkmıştır.

Son yıllarda taklit ürünlerin artışı Türk moda tasarımcılarını da her yönden olumsuz etkilemektedir. Tasarımcılar bu tarz ürünlerden maddi bir kazanç sağlamadığı gibi, kötü bir imaja da sahip olmaktadırlar. Bu sebeplerden ötürü tasarımcılar ürünlerini koruma altına alma ihtiyacı hissetmektedirler. Moda sektöründe trendler sezonluk olarak değiştiği için ürünler de sezonluk olarak üretilmektedir. Marka tescil işlemlerinin uzaması nedeniyle tasarımcılar; o sezon ürünlerinin taklidinin piyasaya sürülmesine engel olamamaktadırlar. Özellikle ürün tescil işlemlerinin uzun zaman alması sezonluk üretim yapan tasarımcıyı süre olarak sıkıntıya sokmaktadır. Bu da taklitçiliğin önünü açmaktadır. Bu noktada tasarımcının ürününü mevzuat koruyamamaktadır. Taklitçiliğe karşı bir yasal yaptırım söz konusu değildir. Her ne kadar son yıllarda tasarım ile ilgili mevzuatlarda bir takım