• Sonuç bulunamadı

PROSOSYAL DAVRANIŞLAR

4. Yaş Sosyal Gelişim

1.6. SOSYALLEŞME ÖZELLİKLERİ Arkadaş Edinme

Çocukların sosyal davranışları geliştikçe yaşıtları ile oyun ortamlarında bulunma istekleri de artar (Akt. Kaymak ve ark, 2001: 20).

Okul öncesi dönemdeki bedensel ve zihinsel olgunlaşmanın sonucu olarak çocuğun sosyal davranışlarında da olumlu bir yönde bir değişim görülür. Bu süreç içerisinde çocuklar akranlarıyla daha karmaşık yapıda etkileşimde bulunabilirler (Akt. Kaymak ve ark., 2001: 21).

yanıtı çocukları olumsuz yönde etkilemektedir.

Okul öncesi çocukların arkadaşlık ilişkileri ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda, nedeni bilinmemekle beraber kız çocuklarının erkek çocuklara göre daha kolay arkadaş edindikleri bulunmuştur (Palut, 2003: 315,316)

Gruba Katılma

Aralarında ilişki ve ortak değerleri olan birbirine bağlı iki ya da daha çok kişiden oluşan topluluğa grup denilir. Gruplar insanların ait olma duygularını tatmin ettiği için gelişimde önemli rol oynar (Akt. Yıldız, 2000: 70).

4 – 6 yaşında çocuğun çevreye olan ilgisi artmıştır. Diğer çocuklarla birlikte oynamakta ve gruba katılmaktadır (Ellialtıoğlu, 2005: 34). Grup oyunlarına katılma, çocuğun sosyalleşmeye başladığının bir göstergesidir. Okul yıllarında çocuklar gruplara daha kolay girerler. Liderlik özellikleri çocuklar ise gruplarda diğer çocukları oranla başarılı olurlar (Akt. Yıldız, 2000: 70).

Yetişkinler tarafından nazlı büyütülmüş, bağımlı ve ağır öğrenen çocuklar gruba kabul edilmezler (Yıldız, 2000: 70).

İşbirliği

İşbirliği insanların birbiriyle yardımlaşması ve karşılıklı dostça davranması demektir (Akt. Yıldız, 2000: 69).

Çocuklarda işbirliği becerisi ya da davranışının diğer kişilere ve hedefe uygun şekilde sergilenmesinin 4 yaş dolaylarında başladığı öne sürülmüştür. Bu konuda Iwanaga’ nın bulguları, Piaget’ in bulguları ile uyumludur. Piaget’ e göre bu dönemde oyunun yapısı sosyal izolasyondan, paylaşım ve etkileşimin bulunduğu bir yapıya dönüşmektedir. Dolayısıyla, çocukların ben – merkezci davranışlarında azalma meydana gelir (Akt. Kaymak ve ark., 2001: 21).

Azmita (1988) tarafından, okul öncesi çağ 5 yaşındaki çocukların tek başına veya başkaları ile birlikte Lego modellerinin kopyalarını yapma girişimindeki durumları üzerine yapılan çalışma sonucunda işbirliğinin, bağımsız çalışmaya göre

Rekabet ikinci yaşın sonlarına doğru gelişmeye başlasa da dördüncü yaşta daha belirgin hale gelir. İki yaşından sonra bazı çocukların kendi yaptıkları ile akranlarının yaptıklarını kıyaslamaya başladıklarını görmek mümkündür. “Benim resmim daha güzel”, “Ben senden daha büyüğüm” ve “Ben senden daha güçlüyüm ” gibi söylenilen sözler çocuklarda kıyaslamanın ilk belirtileri olarak değerlendirilebilir (Çağdaş ve Seçer-Şahin, 2002: 37).

Leuba (1933) tarafından yapılan çalışmada 2-6 yaş arasındaki çocuklar önce teker teker, sonra ikişer ikişer bir odaya alınarak, ellerine, üstüne parça çivilenen oyun tahtaları verilmiştir. İki yaşındaki çocuklarda rekabete yönelik hiçbir davranış görülmemiş, üç yaşındakilerin yanlarındaki çocuğu yaptıklarından haberdar olduğu dört-altı yaşındakilerin ise yanındakini geçme ve daha iyisini ve mükemmelini yapma eğiliminde olduğu gözlenmiştir. Yine altı yaş çocuklarının bazılarının yaptıkları işin eleştirisini yapmaya başladıkları görülmüştür (Akt. Çağdaş ve Seçer- Şahin, 2002: 37)

Rekabetin kaynağı çocuğun ev ortamındadır. Eğer sevgi ve hoşgörüye dayalı bir ev ortamı varsa çocuk paylaşmayı öğrenir. Çocuklar arası ayrım ve şiddet varsa kıskançlığı öğrenir (Akt. Yıldız, 2000 : 71).

Liderlik

Liderlik okul öncesi çağlarda ortaya çıkan bir özelliktir. Arkadaş grupları arasında liderlik rolü genellikle zeki, enerjik ve olgun çocuklarındır. Oyunlarda liderler başı çekerken, diğer çocuklarda onu izlerler. Liderlik özelliğine sahip çocuklar, grubu toplar, etkinlikleri planlar, organize eder ve iş bölümü yapar. Onların gruba olan etkisi olumlu olarak kabul edilir (Akt. Yıldız, 2000:71).

Lider olan çocuk kendine güvenir. Dört yaşında yuvaya başlayan bir çocuk daha ilk hafta kendisini gösterir. Örneğin öğretmenin masaya koyduğu oyun hamurunu bölüp her çocuğa birer parça dağıtır (Akt.Yıldız, 2000:71).

boğularak, kendisinin yapması gereken pek çok iş anne yada baba tarafından yapılır. Arkadaşlık kurması ve dışarıda oyun oynaması engellenir. Böylece çocuğu büyüme ve olgunlaşması geciktirilmiş olur (Yörükoğlu, 1982: 233).

2-3 yaşlarına kadar, çocuklar bağımlılık gereksinimlerini gidermek amacı ile okşanmak, dokunmak gibi fiziksel temas fırsatları oranlar. Üç yaşından sonra yetişkinin sabrı ve ilgisine daha çok ihtiyaç duyarlar. Bebeklik döneminde çok sokulgan olan çocukların büyüdükçe okşanmaktan kaçındıkları, ancak yine de yetişkin yanında durup konuşmak istemeleri bu gelişimi göstermektedir (Akt.Yıldız, 2000: 70, 71).

Kavga ve Tartışmalar

Bebeğin ilk sosyal ilişkisi anne ile olmaktadır. Emzirilme sırasında doyurulmanın geciktirilmesi ya da sütün az geldiği durumlarda bebeğin homurdanarak tepki verdiği gözlenir.

Annenin buna gösterdiği tepki ve bebek ile arasında olan ilişki bebeğin tüm yaşantısı için bir temel oluşturmaktadır. Ayrıca çocuğun ailesindeki kişilerin birbirlerine olan tutum ve davranışları onun davranışlarının oluşumunda önemli etkendir (Akt. Yıldız, 2000: 72).

Çocuk 9. ve 13. aylar arasında diğer bir çocuğun varlığında, oyuncak için kavga etme, gergin bir şekilde izleme, vurma ve ısırma gibi davranışlar gösterir (Akt. Kaymak ve ark., 2001 : 20). 2 – 4 yaşları arasında çocuğun yaşamında grup oyunları başlar. Ancak grubun kurallarına uyma dördüncü yaştan itibaren görülür. Çocuk kavga ve tartışmaları denemelidir ki bu tür davranışların sonuç vermemesi ona daha paylaşımcı daha anlayışlı olmaya itecektir (Yıldız, 2000: 72).

Kız ve Erkek Çocuk İlişkisi

Bireyin doğuştan getirdiği, cinselliğin bilincinde olması ve bunu benimsemesi olarak tanımlanan, cinsel kimlik iki yaşından itibaren kazanılmaya başlanır (Akt. Başaran, 2000: 117).

Okul dönemine geldiklerinde arkadaş seçimi yaparken kendi cinsiyetlerinde olmalarına özen gösterirler (Yavuzer, 1995: 151).

Başkalarına Karşı İlgi Duyma ve Dayanışma

Bebek henüz birkaç aylıkken başkasına gördüğü acı ve haz belirtilerinin etkisi altında kalır. Karşısındaki kişinin ağladığını ya da güldüğünü görmek onda aynı durumların belirlenmesi için yeterlidir. Yani basit ve içgüdüsel şekildeki ilgi, çocukta yaşamındaki ilk zamanlardan itibaren mevcuttur.

Yaklaşık 3 yaşına doğru eşyaya ruh izafe etmek eğilimi ile birlikte çocukta merhamet duygusunun da oluşmaya başladığı görülür. Çocukların yaşıtları ile birlikte olma eğilimleri başlangıçta rastlantı sonucu ve bilinçsiz bir şekilde oyun ve oyuncakların etkisiyle ortaya çıksa da yaş ilerledikçe sosyal eğilimler ve dayanışma duygusu artar (Güven-Metin, 1999: 30).

Çocuğun sosyal deneyim ve ona sunulan iletişim olanaklarının fazlalığı dayanışmanın gelişmesinde önemli bir etkendir. Çocuk diğer insanlarla konuştukça onların değerlerini anlar, onları birer ödül kaynağı olarak görür. İnsanları tanıdıkça onları sevmeye ilgi ve yakınlık duymaya başlar, bu da dayanışma isteğini arttırır (Akt. Yıldız, 2000: 72).