• Sonuç bulunamadı

Sosyal sermaye ile ilgili çalıĢmalarda ve alan yazında genellikle sosyal sermayenin olumlu katkılarına yer verilmektedir. Sosyal sermayeyi oluĢturan unsurların, birey ve toplum bazındaki iliĢki ve etkileĢim sonucu geliĢtiği; bunun da ekonomik, beĢeri ve kültürel sermayeyi artırarak, toplumdaki eğitime, adaletin geliĢmesine ve demokratik bir toplum oluĢmasına katkı sağladığı; giderek refahın artmasına ve adil paylaĢımına imkan sunduğu vurgulanmaktadır. (ġahin, 2011, s.57).

Sosyal sermaye, olumlu özelliklerinin yanı sıra, farklı açılardan eleĢtirilmekte ve betimlendiği kadar mükemmel olmadığı ifade edilmektedir. Sosyal sermayeye iliĢkin eleĢtirilerin pek çoğu, sosyal sermayenin unsurları arasında ele alınan güven unsuruna yöneliktir (Öğüt ve Erbil, 2009, s.76).

47

Sosyallik iki tarafı keskin bıçak gibidir diyen Portes (1998, s.15) ise, sosyal sermayenin çoğunlukla olumlu sonuçlarının yanı sıra bazı sosyal yapılarda olumsuz sonuçlar da ortaya çıkarabileceğini öne sürmekte ve bu çerçevede son çalıĢmaların dört baĢlıkta özetlenebilecek olumsuz sonuçlara odaklandıklarını ifade etmektedir. Bunlar; grup dıĢındakilerini dıĢlama veya mahrum bırakma, grup üyeleri üzerinde aĢırı tahakküm, sosyal yapılarda bireysel özgürlük ve insiyatifleri kısıtlama ve normlarda nitelik kaybıdır.

2.8.Sosyal Sermayenin Ölçülmesi

Sosyal sermayenin ölçümü üzerine gerçekleĢtirilen çalıĢmalara bakıldığında, bu çalıĢmaların sosyal sermayenin ne Ģekilde ölçülebileceğine iliĢkin ortak bir noktada buluĢamadığını, buna karĢın tümünde, sosyal sermaye kavramının ölçümünün oldukça güç olmasına vurgu yaptığı görülmektedir (Öğüt ve Erbil, 2009, s.69).

Sosyal sermaye soyut iliĢkilerdir ve çok boyutludur. Bazı davranıĢ çeĢitleri ile vatandaĢlar ve kamuya ait kurumlar arasındaki düzen yoluyla, bağlantı ağları ve birlikler yoluyla veya kentsel ve kamusal kurumlara katılım yoluyla görülebilir. Sosyal sermayenin ölçülmesinde yaygın olarak kentsel kuruluĢlar, örneğin gönüllü organizasyonlara veya siyasi partilere üyelik, diğer insanlara güven düzeyi ön planda tutulmaktadır. Dünya Bankası, sosyal sermayenin ölçülmesinde kullanılabilecek göstergeleri içeren bir liste geliĢtirmiĢtir. Buna göre baĢlıca “sosyal sermaye göstergeleri” Ģunlardır (KOSGEB, 2005, s.8):

 Demokrasi,  RüĢvet oranı,

 Mahkemelerin bağımsızlığı,

 Grevler, öğrenci hareketleri, protestolar,

 Her 100.000 kiĢide kiĢi baĢına düĢen tutuklu sayısı,  Hükümete ve sendikalara olan güvenin derecesi,  Kredi kullanılırlığı,

 KiĢisel özgürlük  Seçmen mevcudu,

 Yerel topluluklara katılım,

 Sosyal bağlamda etkinliklere katılım,  Yetkilendirme, temsil yetkisi oranları,  KomĢuluk-mahalle bağlantıları,  Aile ve arkadaĢlık bağlantıları,

48  ĠĢ bağlantıları,

 ÇeĢitliliğe (farklılığa) tolerans gösterme.

Sosyal sermayenin geliĢtirilebilir bir nitelik taĢıması ve sosyal sermaye düzeyinin düĢük olmasının toplumsal yasamdaki yüksek maliyeti, sosyal sermaye düzeyinin belirlenmesini önemli kılan etkenlerdir. Kurumsal veya toplumsal düzeyde mevcut potansiyeli tespit etmek amacıyla yapılan sosyal sermaye ölçümleri bu bakımdan önem taĢımaktadır. Sosyal sermayenin zamanla çeĢitli etkenler altında erimesi veya geliĢtirilebilmesi bu önemi daha da arttırmaktadır. (Ekinci, 2008, s.98).

Ekonomik olan ya da olmayan herhangi bir konu üzerinde çalıĢma yapabilmenin temel koĢulu, ölçülebilir olmasına bağlıdır. Para iktisadi değerleri ölçmede kullanılan ortak bir ölçü birimi olmasına rağmen, son yıllarda yeni bir iktisadi değer olarak en çok ilgi çeken sosyal sermaye kavramının parayla ölçümü söz konusu olmamaktadır. Bu gerçekliğin, iktisadi anlayıĢta yeni bir bakıĢ açısına yol açtığı da söylenebilir. Parasal değer olarak ölçümü mümkün olmayan sosyal sermaye olgusunun değerlendirilmesinde daha ziyade sosyal göstergelerden faydalanmak mümkündür. Sosyal sermayenin bir toplumda ne ölçüde var olduğu konusunda değiĢik veri kaynaklarından yararlanmak söz konusu olmaktadır. Bu konudaki en genel yöntem, sosyal hayata dönük gözlem ve değerlendirmelerdir (Karagül, 2012, s.99).

2.9.Sosyal Sermaye Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

KuĢçu (2006) tarafından yapılan, “ĠĢ YaĢamında Sosyal Sermayenin ÇalıĢanın Fiziksel ve Ruhsal Sağlığındaki Yeri” adlı araĢtırmada çalıĢanların temsil ettikleri sosyal norm, eğilimler veya koĢullarla fiziksel, psikolojik iyilik halleri ve sosyal destek düzeyleri arasındaki iliĢki, ayrıca sosyal sermaye algısı düzeyinin psikososyal etkenler ile iliĢkisi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırmada yapılandırılmıĢ anket formları ve ölçekler kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın sonucunda sosyal sermayenin çalıĢanların fiziksel ve psikososyal iyilik hali için önemli bir sağlık değiĢkeni olabileceği yönünde bulgulara ulaĢılmıĢtır.

Ergin (2007) tarafından yapılan “Sosyal Sermayenin Yöneticiler Bağlamında Ölçülmesine Yönelik Konya Sanayisinde Bir AraĢtırma” adlı araĢtırmasında genel olarak Konya sanayisinin sosyal sermayeyi ne ölçüde oluĢturduğu ve nasıl kullandığı değerlendirilmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırmada sosyal sermaye ölçümü anketi kullanılmıĢtır. Elde edilen bulgulardan Konya sanayisindeki yöneticilerin sosyalleĢme ortamlarının genelde aileleri

49

olduğu, bunun yanında komĢuluk ve arkadaĢlık iliĢkilerine de yüksek önem verdikleri ortaya çıkmıĢtır.

Devamoğlu (2008) tarafından “Toplumsal Sermaye Kuramı Açısından Türkiye'de Demokrasi Kültürü Üzerine Bir Değerlendirme” konulu bir araĢtırma yapılmıĢtır. Bu çalıĢmada genel olarak, Türkiye’de sosyal sermaye öğelerinin geliĢmiĢlik düzeyini tespit ederek, Türkiye’de var olan demokrasi kültürünün, sosyal sermaye teorisi çerçevesinde değerlendirilmesi amaçlanmıĢtır. AraĢtırmada, Denizli’de bulunan gönüllü kuruluĢların hazırladıkları bir anket uygulanmıĢtır. Yapılan araĢtırmalar sonucunda, Türkiye’de sosyal sermaye stokunun genel olarak düĢük olduğu gözlemlenmiĢtir.

ÇalıĢkan ve Meçik (2010) “Sosyal Sermayenin OluĢumunda ve RadikalleĢmenin Önlenmesinde Eğitimin Rolü” konulu araĢtırmalarında, eğitimin sosyal sermaye ve iĢsizlik üzerindeki etkilerinden hareketle radikalizmin önlenmesindeki fonksiyonu tartıĢılmıĢ ve bu bakıĢ açısından Türk eğitim sisteminin etkinliği değerlendirilmiĢtir. Eğitim sisteminin, toplumsallaĢtırma ve sosyal sermayenin oluĢumundaki katkısı dikkate alınarak yeniden yapılandırılması gerektiği bulgularına ulaĢılmıĢtır.

Mısırdalı (2006)’nın hazırladığı “Örgüt Ġçi Bilgi PaylaĢımında Sosyal Sermayenin Etkisi: Kütahya Porselen A.ġ’de Bir Uygulama” baĢlıklı araĢtırmasında 31 sorudan oluĢan 5’li Likert tipi bir anket kullanılmıĢtır. AraĢtırmada sosyal sermayenin tüm unsurları, bireyler arasındaki iliĢkileri destekleyerek, bireylerin sahip oldukları bilgileri paylaĢmaya gönüllü davranmasını sağladığı sonuçlarına ulaĢılmıĢtır.

Töremen (2002) tarafından yapılan “ Okullarda Sosyal Sermaye: Kavramsal Bir Çözümleme” adlı bir araĢtırmada, sosyal sermaye kavramı tanımlanmıĢ olup, okullarda sosyal sermayenin öğelerinin neler olduğu ve sosyal sermayenin nasıl geliĢtirilebileceği tartıĢılmıĢtır. AraĢtırmanın bulgularına göre sosyal sermayenin öğeleri iliĢki ağları, sadakat, güven ve aidiyet duygusu olarak tespit edilmiĢtir. Okullarda sosyal sermayenin geliĢtirilmesi için okullarda güven ortamının oluĢturulması, okul örgütündeki üyeler arasındaki iletiĢimin geliĢtirilmesi, üyelerin bir araya gelebileceği sosyal ortamların hazırlanması, okul örgütüne ait kültürün bir unsuru olan örgütsel hikayelerin yaygınlaĢtırılması ve iĢbirliğinin özendirilmesi gerektiği kanaatine ulaĢılmıĢtır.

Töremen (2004)’ in “Ġlköğretim Okullarının Sahip Oldukları Sosyal Sermaye Konusunda Öğretmen GörüĢleri” konulu çalıĢmasında, ilköğretim okullarının sahip oldukları sosyal sermaye ölçülmüĢtür. AraĢtırmada sosyal sermayenin ölçülmesinde 47 soruluk likert tipi

50

bir sosyal sermaye betimleme anketi kullanılmıĢtır. ÇalıĢmada okullarda çalıĢan öğretmenlerle ilgili, okullardaki uygulamalarla ilgili, okul yönetimiyle ilgili ve öğretmenler odasıyla ilgili olmak üzere dört boyut üzerinde durulmuĢtur. AraĢtırmanın sonuçlarına göre sosyal sermaye ve unsurlarının öğretmenler arasındaki iliĢkilerde, okullardaki uygulamalarda, okulların yönetimi hususlarında ve öğretmenler odası ile ilgili yaĢantılarda istenilen düzeyde olmadığı ve etkin olarak kullanılamadığı, bulgularına ulaĢılmıĢtır.

Ekinci (2008)’ nin “Genel Liselerdeki Sosyal Sermaye Düzeyinin Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) BaĢarısına Etkisi” konulu araĢtırmasında 62 maddeden oluĢan bir ölçek kullanılmıĢtır. AraĢtırmada, sosyal sermayenin sadece “örgütsel bağlılık” boyutunun, okulların ÖSS sınavındaki baĢarı düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunduğu bulgularına ulaĢılmıĢtır.

Ersözlü (2008) tarafından “Sosyal Sermayenin Ortaöğretim Kurumlarında Görev Yapan Öğretmenlerin ĠĢ Doyumuna Etkisi” konulu bir araĢtırma yapılmıĢtır. AraĢtırmada sosyal sermaye ve iĢ doyumu ölçekleri kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, okulların sosyal sermaye düzeyleri ortanın üzerinde bulunmuĢtur. Diğer bir sonuç olarak, öğretmenlerin iĢ doyumu beklenti düzeyleri yüksekken, beklentilerin gerçekleĢme düzeyleri daha düĢük bulunmuĢtur. Son olarak, okulların sosyal sermaye düzeyleri ile öğretmenlerin iĢ doyumları arasında yüksek düzeyde, pozitif ve anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur.

Erdoğan (2006) tarafından yapılan, “Sosyal Sermaye, Güven ve Türk Gençliği” adlı araĢtırma Türk gençliğinin sahip olduğu sosyal sermaye düzeyini ağırlıklı olarak “genelleĢtirilmiĢ güven” ve “aktif katılım” çerçevesinde belirlemeye çalıĢmıĢtır. AraĢtırma sonuçlarında göre gençlerin “insanların çoğuna güvenirim” önermesine yönelik algıları % 4.6 düzeyinde kalmıĢtır. AraĢtırmada dikkat çeken bir diğer unsur, siyasal ve sosyal katılım oranlarının oldukça düĢük olmasıdır.

Coleman (1988)’ ın yapmıĢ olduğu “Ġnsan Sermayesinin OluĢmasında Sosyal Sermayenin Rolü” adlı araĢtırmasında, sosyal teori içerisinde “sosyal sermaye” kavramı, insanlar arası iliĢkilerin somutlaĢtığı finansal sermaye, fiziksel sermaye ve insan sermayesi kavramlarına paralel olarak tanımlanmaya çalıĢılmıĢtır. Aktör veya aktörlerin sosyal sermaye oluĢturmada normalde onun yararlarının sadece küçük bir kısmını yakaladığı, gerçekte sosyal sermayenin yetersiz yatırımlar için liderlik edeceği bulgularına ulaĢılmıĢtır.

Stanton-Salazar ve Dornbusch (1995), “EĢitsizliğin Ortaya Çıkması ve Sosyal Sermaye: Meksika Kökenli Lise Öğrencileri Arasında Bilgi Ağları” adlı araĢtırmada, Kaliforniya

51

liselerinde okuyan Meksika kökenli öğrenciler arasındaki sosyal dayanımsa ve eĢitsizliğin giderilmesinde sosyal sermayenin etkisi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, söz konusu liselerde okuyan öğrencilerden eğitimsel baĢarıları yüksek olanların sahip oldukları sosyal sermaye düzeyinin daha yüksek olduğu sosyal sermaye düzeyi ile okul baĢarısı ve sosyal hareketlilik arasında yüksek düzeydeki iliĢkinin eĢitsizliğin etkisini azalttığı sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Dijkstra ve diğerleri “Eğitimde Sosyal Sermaye” adlı çalıĢmalarında ailelerin ve dolayısıyla okul toplumunun sahip olduğu sosyal sermaye düzeyinin öğrencilerin eğitimsel baĢarılarına (dil ve matematik puanları) etkisi üzerinde çalıĢmıĢlardır. Sonuçlar değerlendirildiğinde, eğitimsel baĢarı ve sosyal sermayeye sahip olma düzeyi arasında orta düzeyde bir iliĢki belirlenmiĢ olup, öğrencilerde görülen disiplin sorunlarının düzeyi ile daha sıkı bir iliĢki tespit edilmiĢtir. (Dikjstra ve diğerleri, 2003’den aktaran Ekinci, 2008). Leana ve Pil (2006) tarafından yapılan “Sosyal Sermaye ve Örgütsel Performans: ġehir Halk Okullarından Bulgular” konulu çalıĢmada, hem dâhili ve hem de harici sosyal sermayenin örgütsel performans üzerinde olumlu etkisinin olacağı amaçlanmıĢtır. AraĢtırmanın hipotezleri 88 halk okulundaki yöneticilerden, öğretmenlerden, velilerden ve öğrencilerden toplanan veriler ile test edilmiĢtir. AraĢtırmanın sonuçlarına göre, hem dâhili sosyal sermayenin (öğretmenler arası iliĢkiler) ve hem de harici sosyal sermayenin (yöneticiler ve kurumsal paydaĢlar arasındaki iliĢkiler) okuma ve matematikte öğrenci baĢarısına etki ettiği görülmüĢtür. Sosyal sermaye ve performans arasında nedensel bir iliĢki yönünde destek sağlayan bu etkiler, zamanla okumada baĢarı elde edilmesini sağlamıĢtır.

Pastoriza, Arino ve Ricart, “Örgütsel Sosyal Sermayenin Öncesi Olarak Etik Yönetimsel DavranıĢ” adlı çalıĢmalarında, örgütteki sosyal sermayenin nasıl büyütüleceğini anlamak için daha fazla araĢtırmaya ihtiyaç olduğunu, mevcut literatürün, karĢılıklılık normlarının, usullerinin ve iĢyerindeki sosyal sermayenin ana hareket ettiricisi olarak kararlı istihdam uygulamalarına odaklandığı söylemektedirler. AraĢtırmacılar bu çalıĢmada sosyal sermayenin geliĢiminde etik yönetimsel davranıĢlarının etkisini açıklamıĢtır (Pasoriza, Arino ve Ricart, 2008’den aktaran Ersözlü, 2008).

52

BÖLÜM III

Benzer Belgeler