• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.7. Tüketici Davranışlarını Etkileyen Faktörler

2.7.3.3. Sosyal Sınıf

Sınıf, bir toplum içinde bireyler veya gruplar arasında var olan hiyerarşik farklılıklardır (Berber, 2003: 223). Sosyal sınıf ise, bir toplumda yaşayan bireylerin statülerine göre üst ile alt arasında sınıflandırılmasını ifade etmektedir (Hoyer ve Maclnnis, 2004: 331).

Başka bir ifadeyle sosyal sınıf, toplumda hemen hemen eşit konumda bulunan, davranış, değer ve yaşam biçimleriyle görece olarak özdeş ve diğer gruplardan farklılaşan bir grup insanı tanımlamaktadır (Loudon, Bitta ve Della, 1988: 236).

Assael, sosyal sınıfı “toplum içindeki bireylerin güçleri ve prestijlerine göre alt, orta ve üst sınıflar temelinde bir hiyerarşi ile sıralamak” olarak tanımlamıştır (Assael, 1998: 408)

Sosyal sınıf, birey gruplarından diğer birey gruplarına olan davranış ve yaşam tarzı farklarından oluşur (Hoyer ve MacInnis, 2010: 1). Lundberg (1970) sosyal sınıfı, bir toplumun, aralarında ayrıcalık, sınırlılık, ödül ve yükümlülük bakımından farklar bulunan, kendi içlerinde bir ölçüde uyumlu iki ya da daha çok tabakaya bölünmesi olarak tanımlamıştır (akt: İslamoğlu, 2003: 175).

Maciver – Page’e göre sosyal sınıf “sosyal statüleri marifetiyle (yani sosyal mevkilerin, işgal edenlerine sağladığı saygı, prestij, nüfuz, eğitim, statü derecesi) toplumun diğer kısımlarından ayrılan bölümdür. Bir sosyal sınıflar sistemi veya yapısı, ilk önce statü gruplarının hiyerarşisini, aşağı ve yukarı tabakalaşmayı ve yapının belirli bir derece devamlılığını gerektirir” (Dönmezler, 1994: 300-301).

En genel anlamda sosyal sınıf, benzer ekonomik güçlere sahip, hayat biçimleri birbirine benzer, kültür ve eğilimleri aynı özellikler taşıyan, ekonomik menfaatleri müşterek olan ve bütün bu hususlarda aynı durumlarda olmanın şuuruna sahip bulunan kişilerin meydana getirdiği bir topluluktur. Bu itibarla sosyal sınıfların belirlenmesinde

ekonomik güç, hayat biçimi, kültür, eğitim, sınıf şuuru gibi pek çok değişkenin bir anda dikkate alınması gerekmektedir. Sadece servet veya kültür, kişilerin sosyal sınıflarının belirlenmesinde yeterli olamamaktadır. Gelirin yüksek veya düşük olmasından çok, gelirle mütenasip tutum, hayat biçimi ve şuurun gösterilmesi önemlidir (www.genelbilge.com 15.02.2013).

Sosyal sınıf, en geniş şekliyle Amerikalı sosyolog W.L. Warner tarafından bilimsel şekilde incelenmiştir. Warner’in geliştirdiği sosyal sınıf incelenmelerinde kullanılan yöntemlerin ilkinde, kişiler spesifik olarak seçilmekte ve çevrelerindeki değerleri sosyal konumlarına göre derecelemeleri istenmektedir. Bu yöntemde, bireylerin sosyal ilişkileri temel alınmaktadır. Çalışmalar sonucunda elde edilen “İlişkiler Diyagramları” belirli bir kişi ya da kişilerin sosyal konumlarını belirlemek için kullanılmaktadır.

İkinci yöntem, Statü Özellikleri İndeksi değişkenlerinin (meslek, gelir seviyesi, gelirin kaynağı, eğitim, yaşanılan evin tipi, yaşanılan çevrenin yapısı) ölçülmesi sonucu, bireyin sosyal sınıfının ne olduğu saptanmaktadır (Odabaşı ve Barış, 2004: 296-297).

Sosyal yapıyı sınıflandırma, 1941 yılında Warner tarafından gerçekleştirilmiştir. Çalışmada altı sosyal sınıf tanımlanmıştır (Solomon, 1999: 435):

1) Üst-Üst (Seçkin, köklü aileler), 2) Üst-Alt (Yeni zenginler),

3) Orta-Üst (Profesyonel, teknik ve yönetimsel meslek sahipleri, gelir düzeyleri ortalamanın üstüne olan bireyler(Gayler, 1980: 431),

4) Orta- Alt (Beyaz yakalı çalışanlar, küçük iş sahipleri),

5) Alt-Üst (Mavi yakalı adı verilen vasıflı ve yarı vasıflı işçiler) (Arpacı, Ayhan, Böge, Tuncer ve Üner, 1992: 36).

6) Alt-Alt (Kalifiye olmayan işçi grubu, işsiz olanlar ve sezonluk işçiler) (Gayler, 1980: 431).

Türkiye’de sosyal sınıf ayırımı ile ilgili en kapsamlı çalışma Zet-Nielsen Araştırma şirketi tarafından yapılmıştır. Bu çalışmaya göre Türk Toplumu A, B, C1, C2, D, E grupları şeklinde isimlendirilen altı farklı sınıfa bölünmektedir. Bu sınıfların özellikleri incelendiğinde Türk toplumu temelde üst, orta ve alt olmak üzere üç sınıfa

ayrılmaktadır. A ve B grubu üst sınıfı, C1 ve C2 grubu orta sınıfı, D ve E grubu alt sınıfı oluşturmaktadır (Odabaşı ve Barış, 2004).

2.7.3.3.1. Sosyal Sınıfın Özellikleri

Bir sosyal sınıfın altı temel özelliği şöyle sıralanabilir (İslamoğlu, 2003: 179- 180):

 Sosyal sınıf statüyü gösterir. Sosyal sınıfla statü aynı şey olmamakla birlikte, aralarında anlamlı bir ilişki vardır. Statü, bireyin sosyal sistem içindeki yerinin ya da rütbesinin öteki toplum üyelerince algılanması ve kabul edilmesidir. Bir bireyin sosyal statüsü sadece onun toplumsal fonksiyonunu değil, aynı zamanda onun kişilik özelliklerinin de fonksiyonudur.

 Statünün sembolleri vardır. İnsanlar ne yapabildiklerini kanıtlamak için bir malı satın alırlar. Bu, insanların kişisel ve toplumsal amaçlarının bir fonksiyonu olarak ortaya çıkar.

 Sosyal sınıf çok boyutludur. Sosyal sınıf çok boyutlu ve çok sayıda eleman üzerine oturan bir kavramdır. Yani, tek başına eğitim ya da gelir ölçütlerine göre belirlenemez. Eğitim ve gelir, sosyal sınıfı belirlemekte elbette ki çok önemlidir. Ama sosyal sınıfı belirlemede başka değişkenler de rol oynar. Söz gelimi, ailenin geçmişi, akrabalık bağları, nüfuzu bu değişkenlere örnek gösterilebilir.  Sosyal sınıflar hiyerarşik özellik taşırlar.

 Sosyal sınıflar davranışları sınırlar. Sınıflar arasındaki etkileşim, her sınıfın kendini tanımlamasından ötürü sınırlıdır.

 Sosyal sınıf homojendir.

 Sosyal sınıf dinamiktir. Birey, bir sınıftan ötekine geçebilir ve zamanla sosyal sınıfların önemi değişebilir.

2.7.3.4. Kültür ve Alt Kültür

Kültür, insan topluluklarının geçmişi, bugünü ve yarını, yaşamı, üretim ve tüketim biçimleri, değerleri, bunlarla ilgili gelişmeler, insan topluluklarının sosyal ilişkileri gibi pek çok durum ve değişkenle ilişkili bir kavram olup, oldukça kapsamlıdır (Argon ve Kösterelioğlu, 2009: 44).

Kültürün bir toplumun sahip olduğu maddî ve manevî değerlerden oluşan bir bütün olduğunu söyleyen bilim insanları, aynı zamanda kültürün toplumda mevcut her tür bilgi, ilgi, alışkanlık, değer yargıları, genel tutumlar, görüş, düşünce ve tüm davranış şekilleriyle bir bütün olduğunu savunmaktadırlar (Uygur ve Baykan, 2007: 30).

Hofstede (1980; 1997), kültürü “bir toplumu diğer toplumlardan ayıran insan düşünce sisteminin toplu bir programlaması” olarak tanımlanmıştır (Akt: Luna ve Gupta, 2001: 45).

Tylor ise kültürü, “toplumun bir üyesi olarak insanın elde ettiği bilgi, inanma, sanat, moral, hukuk ve diğer yetenek ve alışkanlıkları kapsayana karmaşık bir bütün” olarak tanımlamıştır (Fichter, 2009: 154).

Başka bir tanımda Bronislav Malinovski kültürü “aletlerden ve tüketim mallarından, çeşitli toplumsal gruplaşmalar için yapılan anayasal belgelerden, insana özgü düşünce ve becerilerden, inanç ve törelerden oluşan bütüncül bir toplam” şeklinde tanımlamıştır (Sezal, 2002: 133).

Başka bir tanıma göre kültür, bireyin toplumun bir neferi olarak elde ettiği, bilgi, inanç, sanat, ahlak, âdetle ve diğer kabiliyetlerle ile alışkanlıklardan oluşan karmaşık bütündür. Yani insanın üretebildiklerinin tümüdür. Duyuş, düşünüş ve davranış biçimidir. Yaşam tasarımı ve insanların davranışını koordine eden ortak anlayıştır (Bozkurt, 2011).

Tüketici davranışı üzerinde en derin ve en geniş etkiye sahip faktör kültürdür (Ünlüönen ve Tayfun, 2003). Tüketici davranışları açısından en önemli olan tanım Linton tarafından yapılmıştır. Linton’a göre kültür, belirli bir toplumun üyeleri tarafından paylaşılan, aktarılan ve öğrenilen davranışlar bütünüdür (Odabaşı ve Barış, 2003: 313).

Kültürel özellikler tüketicinin nasıl alışveriş ettiklerini ve hangi ürünleri satın aldıklarını etkiler. Bir kişinin küçüklükten itibaren yaşamı boyunca karşı karşıya kaldığı değerler, standartlar ve dil, gelecekte sergileyeceği tüketim davranışının bir belirleyicisidir (Aydın, 2005: 161).

2.7.3.4.1. Kültürün Özellikleri

Kültürün incelenebilmesi için özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir. Ancak bu özelliklerin bilinmesi ile kültürün tüketici davranışları üzerindeki etkilerini incelemek olasıdır (Odabaşı, 1998: 144).

Kültürün özellikleri şöyle sıralanabilir (İslamoğlu, 2003: 160-161):

1) Kültür oluşturulur. Kültürü insanlar ortaya çıkarır. Kültürün ilahi yönü varsa da, bu yön de insanlar arasındaki kabullerden ve iletişimden kaynaklanmaktadır. Kültürün ortaya çıkışı üç eleman ya da sistemden oluşur. Bu elemanlardan birincisi; idealler, inançlar, değerler ve arzu edilen ya da edilmeyen durumları içeren ideolojik sistemdir. İkinci eleman teknik bilgiyi, beceriyi ve sanatı içine alan teknolojik sistemdir. Üçüncü eleman ise, aileyi, sosyal yapı ve kurumları içine alan örgütsel sistemdir.

2) Kültür öğrenilir. Doğuştan kaynaklanan biyolojik özelliklerin (örneğin; cinsiyet, deri, saç rengi veya zekâ) aksine kültür öğrenilir. Erken yaşlarda, sosyal çevrenden toplanan inançlar, değerler ve adetler kültürü oluşturur (Schiffman ve Kanuk, 1997: 408).

3) Kültür gelenekseldir. Kültür, toplum üyelerinin ortak anlayış ve düşüncelerine uygun davranış standartlarını içerir. Kültürün, toplumun anladığı ve ona bağlı kaldığı dil, semboller, değerler dahil olmak üzere bir çok öğesi vardır (Schmelz ve Sojka, 2006: 133).

4) Kültür, paylaşılan görüşler, değerler ve davranışların ölçütüdür; bireyin eylemlerinin gruplar için anlaşılır kılan ortak belirleyicidir. İnsanlar ortak kültürü paylaştığı için belirli koşullarda diğerlerinin nasıl davranacaklarını ve davranışlara nasıl karşılık verebileceklerini kestirebilirler (Hawiland, Prins and Walrath, 2006: 104).

5) Kültür zamanla değişebilir. Kültür daima değişen, dinamik bir süreçtir. Belli kültür zaman aralıkları içinde sabit gözükür; fakat gerçekte daima değişmektedir. Gelişen ihtiyaçlar, yeni tecrübeler, gelen yeni kuşakların ihtiyaçları kültürü değiştirmektedir (Dönmezer, 1994: 103). Ancak bu değişiklik kısa zamanda olmayıp uzun bir süre almakta, yeni kültür normları eskileri hemen ortadan kaldırmamakta, yeni normlar eskilerin yanında birlikte yaşamaktadır. Eski normlar yenileri yanında uzun bir süre yaşadıktan sonra

ortadan kalkabilmektedirler. Kültürün kısa zamanda değişmesi, çok büyük teknolojik değişmelerle, mevcut değerler arasındaki büyük çatışmalarla, başka kültür değerlerinin baskısı ile ya da savaş gibi büyük dramatik olaylarla olabilmektedir (İslamoğlu, 2003: 160).

6) Kültür benzerlik olduğu kadar farlılıkları da içerir (Durmaz, Çelik ve Oruç, 2011: 110). Hemen hemen tüm kültürlerde ortak olan değerler, normlar ve davranış kalıpları vardır. Fakat aynı elemanlar kültürden kültüre farklılık gösterir.

7) Kültür örgütleme ve bütünleşmedir. 8) Kültür uyumdur (İslamoğlu, 2003: 160).

9) Kültür, ihtiyaçları tatmin eder (Schiffman ve Kanuk, 1997: 407). İnsan ihtiyaçlarını tatmin etmeyen değer yargıları, inançlar ve alışkanlıklar yok olmak zorundadır (Odabaşı, 1998: 145).

2.7.3.4.2. Kültürün İşlevleri

Kültür, insanlar arası etkileşim sonucu doğup gelişen toplumsal bir ürün olduğundan dolayı kişiler ve toplumlar arasındaki ilişkinin sürdürülebilmesi için bir takım işlevleri vardır. Bunlar;

 Kültür toplumsal davranışları düzenleyerek toplumsal davranışın çeşitli parçalarını birbirleriyle ilişkilendirir ve bir bütün haline getirir.

 Kültür sosyal dayanışmayı sağlayan temel faktördür (Güney, 2000: 38).  Kültür toplumları birbirinden ayırmaya yarayan bir işaret gibidir.  Toplum değerlerini bir bütün haline getirir ve yorumlar.

 Toplumsal kişiliğin oluşmasında baş faktördür (İçli, 2002: 85).

 Kültür bir toplumda yer alan bireylerin, diğer bireylerin tepkilerini tahmin etmesini sağlar.

 Kültür fizyolojik ihtiyaçların giderilmesi için bireye, gerekli bilgi ve beceriyi kazandırır.

 Kültür, benzer birikim ve amaçlara sahip insanların birbirleriyle özdeşleşmesini sağlar (Silah, 2000: 298).

2.7.3.4.3. Kültürün Öğeleri

Kültürü yapılandıran öğeler; değerler, dil, din, inanışlar, gelenekler, törenler, maddi kültür unsurlardır (Koç, 2008: 248).

Değerler: Amaçların ve davranışların belirlenmesinde doğru ve yanlışı belirleyen standartlardır. Ahlaki ve gayri ahlaki şeyler hakkındaki ölçütlerdir.

İnançlar: Gerçekliğin yapısı hakkında ortaya atılan iddialardır. Geçmişin yorumu, bugünün açıklaması, geleceğin tahminidir.

Semboller: Belirli bir durumu ya da ifadeyi anlamlandıran her şeydir. Bayrak, marka, amblem gibi ifadelerdir.

Dil: İnsanların iletişim için kullandıkları, anlamlara sahip semboller sistemidir.

Normlar: Belli bir durumda bireylerin nasıl davranmaları gerektiği konusunda beklentilerdir. Bayrağa saygı bir normdur (Bozkurt, 2011).

Bu unsurlar ve tüketim davranışı üzerindeki muhtemel etkileri Tablo 2.1.’de görülebilmektedir (Koç, 2008: 248).

Tablo 2.1. Kültürün Unsurları ve Tüketim Davranışlarına Etkisi

Kültürün Unsurları Tüketici Davranışına Muhtemel Etkileri

Değerler Çevreyi koruma değeri geri dönüşümlü paketlerde satılan ürünlerden almaya itebilir.

Dil Marka adlarının, sloganlarının, edebi figürlerin etkisi, tüketimle ilgili atasözleri vs.

Din Faizsiz olduğu söylenen yatırım kuruluşları ve ürünlerine

yönelme, yiyeceklerin seçimi vb.

İnanışlar Türbelere adak adamak, kışın dondurma yememek, iki bayram

arası evlenmemek gibi.

Gelenekler Görücü usulü ile evlenmek, önemli kararlarda büyüklerin

onayını almak.

Törenler Kına gecesi, sünnet töreni vb.

Maddi Kültür Unsurları Alyans, nazar boncuğu vb. Kaynak: Koç, 2008: 248.

Alt Kültür, toplumun temel kültür unsularını paylaşan fakat bunun dışında da

kendini diğer gruplardan ayıran değer, norm ve yaşam biçimleri olan grupları kapsar (Özkalp, 1990: 79).

Alt kültür, katılan bireyler üzerinde etkiye sahip, sosyal sınıf, bölgesel, kırsal ya da kentsel yerleşim, dini inanç ve etnik köken gibi ulusal kültürü oluşturan alt bölüm olarak tanımlanmıştır (Laroche, Papadopoulos, Heslop ve Bergeron, 2006: 233).

Alt kültüre ait faktörler, tüketicilerin giyim, kuşam, yeme içme, eğlenme, mesleki tercihlerini etkileyecektir (Tek, 1999: 199).

Tüketici davranışlarını etkileyen bir faktör olarak kültür, toplumun çeşitli kesimlerindeki tüketici davranışlarını analiz etmeye yardım eden öğretilmiş davranışların, değerlerin, inanışların ve geleneklerin toplamıdır. Kültürün özellikleri, tüketici davranışları üzerinde birçok etkide bulunur. Başka bir deyişle kültürel faktörler günlük yaşamımızın önemli bir kısmını oluşturduğu için satın alma kararlarını da büyük

ölçüde etkilemektedir. Ne giyileceğinden, nereye seyahat edileceğine kadar birçok ürün ve hizmet tercihinde kültürün etkisi büyüktür (Erdoğan, 2009: 88).

Benzer Belgeler