• Sonuç bulunamadı

Toplumsal fayda sağlayıcı ve ona kaynaklık edici sektörlerin başında hiç şüphesiz kamu sektörü gelmektedir. Bir ülkede ortak hizmet ve değerlerin ana kaynağı ve sağlayıcısı olan kamu sektörü, kamu hizmetlerinin yasal mevzuatın yürürlüğe konarak bu hizmetlerin dışlamadan bütün vatandaşların kullanılmasına imkân vermektedir (Boelman vd., 2015). Kamu sektörünün sonsuz olmasa da geniş bütçesi, organizasyonel ve kapasite/beceri kaynakları ve bu kaynaklara erişim kolaylığı, aynı zamanda değişim için politik altyapı ve düzenleyici kurumlara, uygulama için gerekli ağlara sahip olması sistematik bir değişimi mümkün kılan araçlardır (The Young Foundation, 2012). Dolayısıyla kamu hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde sosyal inovasyonun en güçlü aktörlerinden biri olarak görülmektedir.

Danimarka’da hükümetin sosyal inovasyon merkezi olan The Mindlab’in direktörü Christian Bason kamuda sosyal inovasyon anlayışının hâkim olmasıyla sektörünün artan rolünü ve değişen yönünü şu şekilde sıralamıştır (Regional & Policy, 2013, s. 14):

 Kamunun tüm kademelerinde inovasyon kapasitesini inşa edecek insan kaynağını yönetmeye,

 Toplum için yapılan işleri ve projeleri yönetmeden onları yeni çözümlerin üretilmesine ve karar alma süreçlerine ve dâhil edecek mekanizmaları geliştirerek düzenlemelere,

 Kamu sektörünün yenilenmesi için rasgele yapılan inovasyonlardan bilinçli ve sistematik bir yaklaşıma doğru yön değiştirme ve nihayet

 Kamu kuruluşlarını yönetmeden öte kamu sektörü dışında diğer sektörlere inovasyon konusunda öncülük etmeye doğru bir değişime imkân vermektedir.

Avrupa’da kamu sektörü prensipte ortak değer yaratan ve sosyal inovasyon dâhil inovasyonun önemli bir itici gücü olmasına rağmen hâlâ birtakım değişimlere ihtiyaç duyduğu birçok çalışmada belirtilmektedir. Bu bağlamda yukarıda da ifade edildiği üzere kamu sektörünün politika yapım süreçlerindeki mevcut rolünü, işleyişini ve ilişkilerini değiştirmesi (kamuda inovasyon) gerektiği ve doğrudan kamu dışı aktörlerle farklı düzeylerde işbirlikleri geliştirmesi ihtiyacı vurgulanmaktadır.

111

Türkiye özelinde değerlendirildiğinde birçok kamu ve diğer reformlar sosyal alanda yenilikler getirmesine rağmen terminolojideki eksiklikler nedeniyle bu uygulamalar, sosyal inovasyon örneği olarak nitelendirilmemektedir.

Sosyal inovasyonu anlayan, özümseyen ve onu bizzat kendi içinde uygulayan devletler sosyal inovasyonu gerçek anlamda sahiplenip destekleyebilir. Nitekim sosyal inovasyonların niceliksel ve niteliksel olarak arttığı ülkelerde hükümetler sosyal inovasyonu farklı perspektiflerden ele alarak politikalarına dâhil etmiş ya da etme çabasındadırlar. Kamu inovasyonunun açık/şeffaf kaynaklar (open assets), hizmetlerin şeffaflığı (open

services) ve şeffaf işbirlikleri/bağlar (open engagement) olarak üç temel başlıkta ele almak

mümkündür. Kullanılan kaynakların şeffaflığı kapsamında bilginin, sunulan hizmetlerin, insan kaynağının, iletişim kanallarının ve diğer kaynakların paylaşımı ve bütün vatandaşlar açısından kolay ulaşılabilir olması söz konusu iken hizmetlerin şeffaf olmasında devlet dışındaki diğer aktörlerin de yenilikçi kamu hizmetlerinin oluşturulması sürecinde paydaş olarak yer almasına imkân verilmelidir. Şeffaf bağların kurulması, karar alma ve siyasa yapım sürecinde kamu dışı aktörlerin söz sahibi olmasını ifade etmektedir. Sözgelimi şeffaf kaynakların yönetimi, çatışmaların çözümü ve katılımcı bütçeleme gibi konular ancak çok sektörlü bir katılımı ile daha şeffaf ve açık hâle gelebilmektedir (Boelman vd., 2015). Diğer taraftan kamu politikaların yenilikçi bakış açısıyla yeniden dizayn edilmesi ve birincil rol üstlenmesi devletin sosyal inovasyona kaynaklık etmesi anlamını taşımaktadır. Örneğin ABD, İngiltere, Danimarka, Finlandiya, Avusturalya, Yeni Zellanda gibi ülkeler sosyal inovasyon çözümlerini hem kendi içinde hem de ana aktör olarak diğer paydaşlarla birlikte hayata geçirmektedirler. Aşağıdaki tablo ülkelerin sosyal inovasyonu hangi farklı yöntem ve araçlar yoluyla sahiplendiklerini göstermesi açısından önemlidir.

Kamunun sosyal inovasyonun gelişmesinde ve yayılmasında başlatıcı, önayak olucu, kaynak sağlayıcı ve yenilikleri entegre edici gibi farklı roller üstlendiğini daha önce belirtilmişti. Devlet tarafından geliştirilen ve kamu kurumlarının kendi içinde uygulanan sosyal inovasyonlar diğer aktörler açısından da önem taşımaktadırlar.

112 Tablo 7 Kamuda Sosyal İnovasyon

Danimarka Mind Lab

Mindlab- Danimarka’da devletin farklı bakanlıklarının bir araya gelerek kurdukları sosyal inovasyon ile ilgili çalışmalar yapan bir laboratuvardır (Bason, 2010). Ülke için belli başlı politika fikirlerini üretmek ve ortak vizyon oluşturmak için bir araya gelmişler ve kamu sektörü politika inovasyon süreci örneği teşkil etmişlerdir. “Merkezî yönetimin güçlü organizasyonlarının farklı kademelerinde sistematik yenilikçi çözümler nasıl üretilir (co-creation)?” sorusuna cevap arandığı bir mekezdir.

Yeni Zellanda Kalkınma Bakanlığı Skip Programı23

SKIP Programı Yeni Zelanda Sosyal Kalkınma Bakanlığı tarafından oluşturulan ve fonlanan sosyal değişim programıdır. Programın ana hedefi çocukların iyi beslenen, mutlu, geleceğe güvenle bakan yetenekli ve sağlıklı bireyler olarak yetişebilmesi için ailelere destek olmaktır. Ebeveynlerin çocuklarını geleceğe nasıl daha hazırlayabilecekleri ile ilgili seminerler, eğitimler sunmakta, inovatif kitapçık, broşür, magnet vb. yazılı ve görsel materyaller hazırlamaktadır. Program kapsamında çocuk yetiştirmeye ve çocuklarla iyi ilişkiler kurmaya yönelik yeni fikirlerin toplandığı ve bunlardan bir kısmının devlet programlarına alındığı aynı zamanda yenilikçi uygulamalar için yerel STK’ların fonlanması söz konusudur. Sonuç olarak toplumun kapasitesini geliştirerek ailelerin çocukları ile sağlıklı temas kurabilmelerine yardımcı olan bu program sayesinde bireyler, toplumsal guruplar, ulusal sivil örgütler ve devlet kurumlarının işbirliği içinde oluşturduğu iletişim ağı tüm ülke geneline yayılmış durumdadır.

Beyaz Saray Sosyal İnovasyon Merkezi

Amerika Federal Hükümeti sosyal inovasyonun gelişmesi ve büyümesinde birincil aktör olarak rol almış, Yurtiçi Politikalar Konseyi’ne bağlı çalışan bu birimi 2009 yılında kurmuştur. Kemikleşmiş toplumsal sorunlara ilişkin yeni çözüm yolları bulmada sınırlı kamu kaynaklarının en iyi şekilde kullanılması ve diğer sektörlerin de bu süreçlerde etkin rol alması konusunda çalışmalar yürütmektedir. Diğer bir deyişle kendi mali kaynağa sahip bu yapı, sosyal inovasyon projelerine hem finansal kaynak hem de diğer sektörleri bir araya getirerek aralarında işbirliği sağlamaktadır. Kısaca bu ofis, sosyal inovasyon konseptini benimseyerek strateji geliştiren, uygulamasını denetleyen bir kamu kurumu niteliğindedir.

23 Yeni Zellanda Kalkınma Bakanlığı Skip Programı ile ilgili bilgilere http://www.skip.org.nz/how-skip-

113

Singapur Design Thinking Unit24

Singapur Başbakanlık Kamu Hizmetleri Bölümü bünyesinde kamu politikaları ve hizmetlerini yeniden tasarlamak misyonu kurulan Design Thinking Birimi, aynı zamanda yenilikçi bir bakış açısıyla vatandaşları politika yapım sürecine dâhil etmektedir. Kamu Hizmetleri İnovasyon Labaratuvarı Birleşmiş Milletler Kalkına Programı (UNDP) Global Centre for Public Excellence (GCPSE) birimi çabalarıyla 2013 yılında kurulmuştur. Bu birim özellikle politikacıların ve karar vericilerin sosyal inovasyon ve akıllı tasarım

(design thinking) fikrini benimsemelerinde ve bu doğrultuda kamu

hizmetleri reformlarının yenilikçi bakış açısıyla tasarlanmasını sağlamaktadır.

Helsinki Design Lab-Finlandiya 25

Finlandiya İnnovasyon Fonu SİTRA tarafından finanse edilen Helsinki Dizayn Lab, hükümet liderlerinin “sorunların mimarisini” görmesinde yardımcı olmak üzere karar vericilere geniş bir perspektiften sorun ve ihtiyaçları görmeleri için yardımcı olan bir birimdir. Diğer taraftan birim karar vericilere toplumsal bir sorunun tüm yönlerini ele alarak daha tutarlı çözümler üretebilmeleri için bir rehber hizmeti sunmaktadır. Bunun yanında, politika uygulamalarında “stratejik dizayn” misyonuyla hareket eden laboratuvar, stratejik tasarımı daha da geliştirmek ve mevcut uygulamaları yeniden inceleme, tekrar düşünme ve yeniden tasarlamak suretiyle inovatif bir şekilde yeniden ele almaktadır.

Behavioural Insight Team- İngiltere26

Sosyal amaçlı bir şirket olan Behavioural Insights Team (BIT), İngiltere hükümeti, çalışanları ve NESTA (devlet destekli sivil toplum örgütü innovasyonu)’ya ait bir girişimdir. 2010 yılında kurulan ve 2013’te ortak şirkete dönüşen bu girişim kendisini davranış bilimlerinin pratikte uygulanmasına çalışan dünyanın ilk kamu girişimi olarak gösterilmektedir. Kurulduğu günden buyana temel hedefi vatandaşların kullanımına en uygun maliyetli ve etkin kamu hizmeti politikaları oluşturmak, insan davranışlarını daha gerçekçi bir model ile tanımlayarak sonuçları çerçevesinde politikalar geliştirmek ve insanların kendileri için en iyi olanı seçmesini sağlamak olmuştur. Ekonomi, psikoloji gibi hem akademik camiadan hem de politika geçmişi olan kişilerden oluşan kadrosu ile kamu hizmetlerini yeniden tasarlanmasına imkân vermekte, bunu yaparken de mümkün olduğunca kanıta dayalı

24 Chirstian Basson, “Design-Led Innovation in Government”,

http://ssir.org/articles/entry/design_led_innovation_in_government, 23 Haziran 2016 tarihinde erişilmiştir.

25 Helsinki Design Lab-Finlandiya ile ilgili bilgilere http://www.helsinkidesignlab.org/ adresinden erişilebilir. 26 Behavioural Insight Team girişimi ve kapsamı ile ilgili ayrıntılı bilgilere

114

verilerle çözüm yolları üretmektedir. Bu sayede ortaya çıkan fikrin uygulamaya geçmeden önce işe yarayıp yaramayacağı hususunun test edilme imkânı sunulmaktadır.

Avustralya Sosyal Etki Merkezi27

Merkez, toplumun müşterek etki kapasitesi yaklaşımıyla mevcut sorunlara etkili çözümler geliştirmelerine destek olmaktadır. Sosyal etki için işbirliği içinde merkezde üç üniversite vardır. Avustralya New South Wales Üniversitesi, Swinborn Teknoloji Üniversitesi, Batı Avustralya Üniversitesi. Merkez, Avustralya devlet liderlerinin önemli katkıları olmak üzere dört şirketin ve sivil toplum kuruluşunun destekleri ve diğer hayırsever insanların katkıları ile kurulan sektörler arası işbirliklerine açık bir kuruluştur.

TACSİ- Avusturalya Sosyal İnovasyon Merkezi28

TACSI 2009 yılında NESTA’nın desteği ile kurulmuş bir merkezdir. İlk iki yıl içinde halk tarafından da desteklenen bu merkezde sosyal alandaki inovasyonları radikal bir yaklaşımla denemek, gerçekleştirme alanına koymak, uygulamak ve geliştirmek için bir ekip kurulmuştur. Başta aile ve çocuğun korunması çerçevesinde “Aileden Aileye” projesi ile ailelerin birbirlerini güçlendirilmesi ve aktif yaşlanma gibi toplumsal ihtiyaç alanlarına dönük konular merkezin öncelikli çalışma alanları içerisindedir.

Son zamanlarda birçok devlet yeniden dizayn yaklaşımını temel alarak sivil sektörlere, özel sektör temsilcilerine, üçüncü sektör kuruluşlarına ve vatandaşlara yönelik inovatif girişimlerin katalizörü olmaya yönelmiştir. Bu yaklaşımı gerçekleştirirken profesyonel destek alarak kamu politikalarına yeniden şekillendirdikleri de görülmektedir. Tasarımsal düşünce veya tasarım odaklı düşünce (design thinking) olarak adlandırılan bu bakış açısı, paydaşları sosyal inovasyon sürecine dâhil edip her bir paydaşa belli sorumlulukları paylaştırmakta, kararların şekillendirilmesinde aktif ve yapıcı rol oynamaya çağırmaktadır. Kamu hizmeti innovasyonu laboratuvarları ve tasarım merkezleri, farklı paydaşları bir araya getirerek, yeni kamusal hizmetlerin veya mevcut hizmetlerin nasıl daha verimli hâle getirilebileceği ve dizayn edilebileceği hakkında uygulamalı analizler yapmaktadır.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde sanayileşmiş veya gelişmekte olan ülkeler, sosyal innovasyon alanında Tasarımsal Düşünce faaliyeti yürütmek adına bu kurumları işlevsel olarak kullanmaktadır. Bu süreç çerçevesinde, yeniden tasarlanan idari ve kamu hizmetlerinin

27 Avustralya Sosyal Etki Merkezi ile ilgili bilgilere http://www.csi.edu.au/ adresinden erişilebilir.

115

geliştirilmesi mümkün olmaktadır. Nitekim sosyal inovasyonu gelişmesi ve büyümesinde birincil aktör olarak rol alan Amerika Federal Hükümeti bünyesinde kendi fonu olan “Sosyal İnovasyon ve Demokratik Katılım Merkezi”ni kurmuş bir yandan sosyal inovasyon projelerine finansal kaynak sağlamakta; bir yandan da diğer sektörlerle işbirlikleri kurma hususunda paydaşlara destek olmaktadır. Benzer şekilde Danimarka’da kamu bünyesinde kurulan “Mindlab” hükümete ve politikacılara eğitim, istihdam, sağlık, çevre vb. politikaların daha iyi ve yenilikçi bir anlayışla nasıl tasarlanabileceği hususunda çalışmalar yapmaktadır. Politikaların yeniden dizaynına ilişkin “atölye” görevi üstlenen bu yapı, örneğin atık yönetimi, cezaevlerindeki hükümlü ve gardiyanlar arasındaki gerilimin azaltılması ve zihinsel engelli bireylere sunulan hizmetlerin iyileştirilmesine yönelik tasarım yöntemleri, yaratıcı fikir geliştirme süreçleri, hizmet prototiplerinin görselleştirilmesi ve modellemesi gibi konularda yenilikçi çözümler üretmektedir (Bason, 2010). Yine devlet bünyesinde kurulan Helsinki Dizayn Lab (Finlandiya), Behavioural Insight Team (İngiltere), Design Thinking Unit (Singapur) gibi birimler devletin sosyal inovasyona kaynaklık ettiğine dair güzel birer örnek teşkil etmektedirler. Bu ve benzeri birimler ülkelerin öncelikli sorun ve ihtiyaçlarına farklı vizyon ve misyon çerçevesinde etkin çözüm bulmada bürokratik engelleri aşan daha aktif yapılar olarak tüm dünyada hızla yayılmaktadır.

Türkiye özelinde sosyal inovatif çerçevede politikaların dizayn edildiği ve şekillendirildiği bir kurumsal bir birim bulunmamaktadır. Benzer amaçları güden veya Türkiye’de sosyal inovasyonun bilinmesinde, gelişmesinde ve iyi örneklerin yayılmasında çalışmalar yapacak bir merkezin kurulmasının gerekli olup olmadığı hususu tartışılarak somut tavsiyeler ortaya konmalıdır.

Öte yandan devletin, sosyal inovasyon bağlamında ne tür roller üstleneceğini ele almadan önce devletin sosyal alanda yeniliklere dair kendi yapısını nasıl şekillendirdiği ve dönüştürdüğü tartışılmalıdır. Nitekim sosyal inovasyon bakış açısının kamuda yerleştiği örneklere bakıldığında, başta yönetişim olmak üzere politika ve hizmet dizaynını dönüştürmede, aynı zamanda inovasyon kültürünün ve kapasitesinin arttırılmasında önemli katkılar sunduğu değerlendirilmektedir.

Bu bağlamda üzerinde durulması gereken, kamuda sosyal inovasyon yaklaşımının benimsenmesi ve kendi içinde uygulama alanı bulması gerektiği hususudur. Türkiye’de kamu kurumların demokrasinin gelişmesi ve katılımcılık adına başlattığı birçok etkinlik ve uygulama da sistematik bir yaklaşım eksikliğinin sebep olduğu verimsizlik ve

116

sürdürülemezlik sorunu göze çarpmaktadır. Örneğin Orta Anadolu Kalkınma Ajansı kurumsal internet sitesinde, ana ağ sayfası üzerinden kalkınmaya ilişkin fikirlerin kuruma iletilmesine imkân veren “bir fikrim var” uygulaması, vatandaşın aracısız Cumhurbaşkanına soru yöneltebildiği “Cumhurbaşkanına sor” ve Kalkınma Bakanlığı planlarının oluşturulmasında fikir alışverişinde bulunulmasına katkı veren “Kalkınma Bakanlığı Forumu” gibi uygulamalar ya sürdürülebilir olamamış ya da gereken ilgiyi bulamayıp verimsiz kaldıkları gözlemlenmiştir. Diğer taraftan bu tür katılımcı uygulamalar, Bakanlığın görev tanımının bütün politika alanlarını içermesi, politika belirlemede katılım süreçlerinin Bakanlık tarafından geliştirilecek yeni yaklaşım ve araçlarla zenginleştirilebileceğini işaret etmektedir.

Türkiye açısından söz konusu süreçlerde sistematik bir yaklaşım eksikliğini dolduracak terminolojinin sosyal inovasyon konsepti olduğu, bu nedenle sosyal inovasyon bakış açısının politika yapım süreçlerinde ve uygulamalarında etkin bir araç olarak kullanılması gerektiği düşüncesi çalışmanın temel savını oluşturmaktadır. Bir başka ifade ile devlet, sosyal inovasyon bakış açısını hem kamuda gerçekleştirdiği inovasyonlarda hem de toplumun diğer kesiminin geliştirdiği fikir ve uygulamaların desteklenmesinde benimsemesi, değişen dünyadaki yeni trendleri yakalaması açısından önem taşımaktadır.