• Sonuç bulunamadı

Sosyal Beceri Đle Đlgili Yurt Đçinde Yapılan Yayın ve Araştırmalar

Yurt Đçi ve Yurt Dışında Yapılan Đlgili Yayın ve Araştırmalar

2.1. Sosyal Beceri Đle Đlgili Yayın ve Araştırmalar

2.1.1. Sosyal Beceri Đle Đlgili Yurt Đçinde Yapılan Yayın ve Araştırmalar

Pekdoğan (2011), tarafından gerçekleştirilen araştırmanın amacı okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 5-6 yaş çocuklarının sahip olduğu sosyal becerileri etkileyen bazı değişkenlerle olan ilişkilerini incelemek olarak belirlenmiştir. Araştırma tarama modelinde olup 2010-2011 eğitim öğretim yılında Elazığ il merkezinde bulunan bağımsız anaokullarına devam

eden 5- 6 yaş grubu çocukların anne-babaları ve öğretmenleri araştırma evrenini oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak öğretmenlere ise çocukları değerlendirmeleri için Sosyal Beceri Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, kreş veya anaokulu eğitimi alma süresi uzadıkça çocukların sosyal becerileri düzeylerinin arttığı, baba eğitim seviyesi, sosyo-ekonomik düzey ve cinsiyetin çocukların sosyal becerilerini becerilerini etkilediği görülmüştür.

Günindi (2010) tarafından, okul öncesi dönemdeki çocukların bağımsız anaokullarına ve anasınıflarına devam etmelerine göre sosyal becerilerinin farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleştirilen araştırmaya 2009–2010 yıllarında Aksaray ili merkezinde bulunan bağımsız anaokullarına devam eden altı yaş grubundaki 54 çocuk ve ilköğretim okulları bünyesinde bulunan anasınıflarına devam eden aynı yaş grubundaki 52 çocuk olmak üzere toplam 106 altı yaş grubu çocuğu katılmıştır. Verilerin toplanmasında “Anasınıfı ve Anaokulu Davranış Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, iki grup arasında bağımsız anaokuluna devam eden çocuklar lehine anlamlı farklılık elde edilmiştir.

Erbay (2008), çalışmasında okul öncesi eğitim alan ve almayan çocuklarda ilköğretim 1. sınıfta sosyal beceri düzeylerini incelemeyi amaçlamıştır. Araştırmanın örneklemi Denizli ili merkezinde ilköğretim 1. sınıfa devam eden 401 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada, öğrencilerin sosyal beceri düzeylerini belirleme amacıyla “Đlköğretimde Öğrencilere Kazandırılması Gereken Sosyal Beceriler” ölçeği ve anne-babaların çocuk yetiştirme tutumlarını belirlemek için “ Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği”(PARI) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, okul öncesi eğitim alan ve almayan ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri arasında, okul öncesi eğitim alan öğrenciler lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür.

Öztürk (2008) ‘ün gerçekleştirdiği çalışmada ilköğretim 1.sınıf ve 3. sınıf öğrencilerinin sosyal beceri düzeyinde okulöncesi eğitimin alıp almama durumuna göre farklılaşma olup olmadığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın örneklemini Đzmir ili Kınık ilçesinde ilköğretim okullarının 1. ve 3. sınıfına devam eden 275 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada ölçme aracı olarak Avcıoğlu (2005) tarafından geliştirilen Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonucunda ilköğretim 1. ve 3. sınıfında çocukların sosyal beceri düzeylerinde okul öncesi eğitim alma durumuna göre okul öncesi eğitim alan çocuklar lehine anlamlı fark olduğu görülmüştür.

Kılıç (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada okul öncesi eğitimi alan ve almayan çocukların ilköğretim birinci sınıftaki gelişim becerileri karşılaştırılıp okul öncesi eğitimin etkisi araştırılmıştır. Araştırmada, ilköğretim okullarının birinci sınıflarında öğrenim görmekte olan okul öncesi eğitim alan öğrenciler ile, okul öncesi eğitim almayan öğrencilerin ilköğretim birinci sınıf öğretmenlerinin gözlemlerine göre okuma yazma, matematik ve öz bakım becerileri, motor, sosyal, duygusal, dil gelişimleri karşılaştırmıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi eğitim alan öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişim açısından okul öncesi eğitim almayan öğrencilere göre anlamlı düzeyde yüksek puanlar aldıkları görülmüştür.

Vaizoğlu (2008), tarafından gerçekleştirilen anaokuluna devam eden çocukların davranış sorunları ile ebeveynlerinin evlilik uyumlarının incelendiği çalışmanın değişkenlerinden biri de okul öncesi eğitime devam süresi olarak belirlenmiştir. Çalışma Ankara ilinde anaokuluna devam eden 240 dört beş grubu çocuk ve annelerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ölçme araçları Davranış Derecelendirme Ölçeği ile Evlilikte Uyum ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar anaokuluna devam süresinin sosyal davranışlar üzerinde etkili olduğu göstermiştir.

Siva (2008) tarafından yapılan araştırmada okul öncesi eğitimin ilköğretimdeki başarıya etkisi araştırılmıştır. Araştırmada 361 öğrenci velisi 27 öğretmenle çalışılmıştır. Araştırmanın verileri anket yöntemi ile toplanmıştır. Araştırma sonuçları okul öncesi eğitim alan çocukların, okul öncesi eğitim almayan çocuklara göre daha yüksek okul başarısına sahip olduğu ve okul öncesi eğitim alan çocukların, sosyal-duygusal gelişimlerinin, eğitim almayanlara göre okul öncesi eğitim alanlar lehine farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır.

Kapıkıran, Đvrendi ve Adak (2006), okul öncesi çocuklarda sosyal becerileri bazı demografik değişkenler açısından incelemiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak, farklı sosyal beceri ölçeklerinden yararlanılarak araştırmacılar tarafından geliştirilen “Sosyal Beceri Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi, Denizli Đl Milli Eğitim Müdürlüğü’ ne bağlı bir anaokuluna devam eden 196’ sı kız, 147’ si erkek olmak üzere toplam 343 öğrenciden oluşmuştur. Araştırma sonucunda, 4 yaşındaki öğrencilerin 5 ve 6 yaşındaki öğrencilerden daha düşük sosyal becerilere sahip oldukları ayrıca, ilk kez okul öncesi eğitim kurumuna giden çocukların daha önce okul öncesi kurumuna giden çocuklara göre daha düşük sosyal beceri puanına sahip oldukları saptanmıştır.

Esaspehlivan (2006) tarafından gerçekleştirilen araştırmada, 78 aylık ve 68 aylık ilköğretim birinci sınıf çocuklarının okula gidebilmek için yeterli hazırlıklarının bulunup bulunmadığı incelenmiş ve okula hazır oluş düzeyleri değerlendirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, Đstanbul ilinin 6 ilçesinde bulunan 17 özel ve resmi ilköğretim okulunun birinci sınıfına devam eden 78 ve 68 aylık, okul öncesi eğitim kurumuna gitmiş ve gitmemiş 300 çocuk oluşturmuştur. Araştırmada ölçme aracı olarak, Marmara Đlköğretime Hazır Oluş Ölçeğinin Gelişim Formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi eğitim kurumuna gitme değişkenine göre; 68 aylık ve 78 aylık çocukların Gelişim Formunun sosyo-duygusal ve gelişim formundan

aldıkları puanlarda okul öncesi eğitimi almış olanlar lehine anlamlı bir farklılık görülmüştür.

Kök, Tuğluk ve Bay (2005), tarafından gerçekleştirilen araştırmada okul öncesi eğitimin, ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin gelişim özellikleri üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Đlköğretim birinci sınıfta öğrenim gören 425 öğrenci çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmada ölçme aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen 67 maddelik gözlem formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; psiko-sosyal. dilsel, psiko-motor ve bilişsel gelişim özellikleri bakımından, okul öncesi eğitimi almış olan öğrencilerin diğer öğrencilere göre daha iyi durumda oldukları bulunmuştur.

Güven, Önder, Sevinç, Aydın, Balat, Palut, Bilgin, Çağlak ve Dibek (2004) okulöncesi eğitim alan ve almayan ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin sosyal ve duygusal uyum düzeyini karşılaştırmayı amaçladıkları çalışmalarında 50 ilköğretim okulunda 6 yaşındaki 248 kız ve 242 erkek olmak üzere toplam 490 öğrenci ile çalışmışlardır. Araştırmanın sonucunda okulöncesi eğitimi alan ilköğretim birinci sınıf öğrencilerin sosyal duygusal uyum puan ortalamalarının anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür.

Dinç ve Gültekin (2003), okul öncesi eğitimin çocukların sosyal gelişimine etkilerini öğretmen görüşleri çerçevesinde incelemişlerdir. Araştırmanın örneklemini 2000-2001 öğretim yılında Eskişehir il merkezinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı anaokullarına devam eden 4-5 yaş grubu 162 çocuk ve öğretmenlerinden oluşmaktadır. Çocukların sosyal gelişim düzeylerini belirlemek üzere “Davranış Derecelendirme Ölçeği” öğretmenler tarafından doldurulmuştur. Öğretmenlerin görüşleri yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile alınmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, anaokuluna devam eden 4-5 yaş çocuklarının sosyal gelişim düzeylerinin ortanın üstünde gelişmiş olduğunu göstermektedir.

Özbek (2003), okul öncesi eğitim alan ve almayan çocukların ilköğretim birinci sınıftaki sosyal gelişim düzeylerini öğretmen görüşüne dayalı olarak ortaya koyma amaçlı çalışmasında, 95 ilköğretim okulunda, 194 birinci sınıf öğretmeninden bilgi toplamıştır. Çalışmada verileri toplamak üzere Çubukçu ve Gültekin tarafından geliştirilen ölçme aracı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda: öğretmenlere göre, okul öncesi eğitim alan öğrencilerin “ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerileri”, “grupla iş yapabilme becerileri”, “duygulara yönelik beceriler”, “stres durumuyla başa çıkma becerileri”, “plan yapma ve problem çözme becerileri” ve “özdenetimini koruma becerileri” okul öncesi eğitim almayan öğrencilere göre daha fazla gelişmiş olduğu ortaya çıkmıştır.

Gizir (2002), tarafından gerçekleştirilen anaokuluna devam eden dört- beş yaş çocuklarında sosyal davranışların gelişimi ile benlik saygısı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlı araştırmada, anaokuluna iki yıl devam eden beş- altı yaş çocukların anaokuluna 1 yıl devam edenlere göre sosyal davranış puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir.

Dinç (2002), tarafından gerçekleştirilen okulöncesi eğitimin dört-beş yaş çocuğunun sosyal gelişimine etkilerinin öğretmen görüşleri ile incelediği çalışmada, okulöncesi eğitimin dört-beş yaş çocuklarının sosyal gelişimine olan etkileri konusunda öğretmen görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre , anaokuluna 2 yıl devam edenlerin sosyal gelişim düzeyleri 1 yıl anaokuluna devam edenlere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur.

Gürşimşek, Girgin ve Harmanlı (2001), erken çocukluk döneminde ailenin çocuk yetiştirme tutumu ile eğitime katılımının çocukların psiko-sosyal gelişimine etkisini incelemişlerdir. Yapılan araştırma sonucunda ailenin

eğitime katılımı ile çocukların psiko-sosyal gelişimi arasında anlamlı ilişki bulunmuştur.

Atılgan (2001), okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden ve okul öncesi eğitim kurumlarına devam etmeyen ilköğretim birinci kademe birinci devre öğrencilerinin sosyal beceri özelliklerini karşılaştırdığı çalışmasında, okul öncesi eğitim alan öğrencilerin okul öncesi eğitim almayan öğrencilere göre daha olumlu bireysel özelliklere sahip olduğu ve yüksek sosyal beceri sergilediğini ortaya koymuştur.

Çoban (1999), çalışmasında okulöncesi eğitimin sosyalleşme üzerindeki etkilerinin ortaya koyulması ve okulöncesi dönem çocuğunun sosyal gelişim süreci çerçevesinde incelenmesi amaçlamıştır. Araştırmada okul öncesi eğitim alan ve almayan çocuklarda sosyalleşme düzeyi karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda okul öncesi eğitim alan ilkokul birinci sınıfa başlayan çocukların sosyalleşme düzeyi daha yüksek bulunmuştur.

Uğur (1998), okul öncesi eğitimin sosyalleşme üzerindeki etkisini ortaya koyma amaçlı olarak yaptığı çalışmasında özel ve devlet okul öncesi eğitim kurumlarında okul öncesi eğitim almış ve okul öncesi eğitim almamış üç grupla çalışmıştır. Araştırmada ölçme aracı olarak sosyometri tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, okul öncesi eğitim alan çocukların, almayanlara göre sosyalleşmede daha başarılı oldukları ve sosyalleşmede özel okulların devlet okullarına göre daha başarılı oldukları ortaya çıkmıştır.

Başal (1998), tarafından yapılan okul öncesi eğitimin etkileri konulu araştırmada, okul öncesi eğitimin denetim odağı, kendine saygı ve psikososyal gelişim üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Okul öncesi eğitim almış ve almamış ilköğretim 2. sınıf öğrencilerinden oluşan örneklemin psikososyal gelişim düzeylerini ölçmek için Uyumsal Davranış Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin,

bağımsız etkinlik gösterebilme, kendi kendini yönetme, sorumluluk ve ev işleri alt boyutlarında okul öncesi eğitim alan ve almayan gruplar arasında anlamlı farklar olduğu ortaya çıkmıştır.

Bilecen (1995), tarafından “ilkokul birinci sınıfın amaçlarına ulaşmada anasınıfına devam etme veya etmemenin etkisi” konulu araştırmada, 23 ilkokul ve 5 ilköğretim okulundan oluşan toplam 28 okulda, okulöncesi eğitimin yalnızca anasınıfı kademesi ele alınarak, ilkokul birinci sınıfın amaçlarına ulaşmada anasınıfına devam etme veya etmemenin etkisi ortaya çıkarılmak istenmiştir. Đlkokulun birinci sınıfında bulunan öğrencilerden, okul öncesi eğitim almış olanlarla, okul öncesi eğitim almamış olanlar öğretmenlerin gözlemlerine dayalı olarak kıyaslanmış ve çalışma sonucunda okul öncesi eğitim alan çocukların zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel gelişim, beceri, ilgiler ve ders başarısı açısından avantajlı durumda oldukları saptanmıştır.

Çınar (1990), okul öncesi eğitimin çocukların sosyal gelişimine etkisi araştırılmıştır. Araştırmanın değişkenleri çocukların yuvada kaldıkları süre, yuvaların amaçları ve cinsiyet olarak belirlenmiştir. Araştırmacı yuvaları özelliklerine göre eğitimsel ve geleneksel olarak sınıflandırmıştır. Araştırma orta sosyo-ekonomik düzeye sahip ailelerin tercih ettiği 5 yuvada ve 4 yaş grubu çocuklar üzerinde uygulanmıştır. Çocukların davranışlarını saptamada gözlem yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçları incelendiğinde yuvaların amaçlarının çocukların sosyal gelişimini etkilediği saptanmıştır. Geleneksel olarak nitelendirilen yuvalara devam eden çocuklar, eğitimsel yuvalara devam edenlerden daha az sosyal iletişim kurma becerisi göstermişlerdir. Araştırmada çocuğun sosyal gelişimine etki eden ikinci faktör cinsiyet farklılığı olarak bulunmuş, yuvada kalınan sürenin sosyal gelişime etkisi konusunda ise anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Genel olarak yuvaların amaçları ve çocukların cinsiyetlerinin sosyal davranışları belirleyen önemli faktörler olduğu saptanmıştır.

Gürkan (1979) tarafından yapılan “Okulöncesi Eğitimin Đlkokuldaki Etkileri Üzerine Bir Đnceleme” adlı araştırmada, ilkokul birinci sınıfa devam eden okul öncesi eğitim almış çocukların, okul öncesi eğitim almamış çocuklara göre sosyal davranışlar yönünden daha uyumlu ve başarılı oldukları görülmüştür.