• Sonuç bulunamadı

Sorumluluk Davasının Koşulları

1. Görevli Mahkeme

Gerçek ve tüzel kişilerin organ sorumluluğu davalarına Mahkeme yetkilidir (ABİDA md. 256, ADS md. 51). Buna karşılık Adalet Divanı üye devletlerin organ sorumluluğu davalarına yetkilidir.

2. Taraf Ehliyeti

Birliğin bir kurumu veya bir çalışanı tarafından bir zarara uğratılan her kişi, aktif dava ehliyetine sahiptir. Üye devletlerin de bir organ sorumluluğu davasını talep etmesi, ABİDA md. 263 II’ye göre imtiyazlı dava açma imkanı yüzünden tartışmalıdır. Avrupa Birliği pasif dava ehliyetine sahip olup, sorumluluk getiren davranışın yüklenildiği organ ve Birliği düzenli şekilde temsil eden Komisyon tarafından temsil edilmektedir246.

3. Davanın Konusu

ABİDA md. 268, Adalet Divanına Birliğin sözleşme dışı sorumluluğundan kaynaklanan ihtilaf konuları hakkında yetki tanımaktadır. Bu nedenle, Birlik mahkemeleri önündeki hukuki yol, sadece bir Birlik organının zarar verici bir davranışına dayanan tazminat taleplerinin karara bağlanması gerektiğinde açılmaktadır. Burada Adalet Divanı, organ sorumluluğu davasının kabul edilebilirliliği bakımından yalnızca zarar ile ve itiraz edilen Birlik davranışı arasında bir illiyet bağlantısının içeriksel açıklanmasını incelemektedir247. Ulusal organlar tarafından sebep olunan zararlar üye devletlerin yargısına havale edilmektedir. Üye devletlerin ve Birliğin organ sorumluluğunun sınırlandırılması, ortaya çıkan zararın Birliğe veya üye devletlere yüklenebilen davranışın Birlik veya ulusal organlar tarafından sebep olunmuş olup olmadığına yönelmektedir. O halde ulusal hukuki yol,

246 ATAD, ECR 1973, S. 1229, pn. 7 – Werhahn Hansamühle; ATAD, ECR 1989, S. 3623, pn. 7 – Briantex ve Di Domenico.

kural olarak hukuka uygun Birlik hukukunun ulusal organlar tarafından kusurlu uygulanması söz konusu olduğunda açılmaktadır. Bu ilke, gerek doğrudan uygulanabilir Birlik hukukunun ulusal makamlar tarafından uygulanırken doğrudan dolaylı icra edilmede, gerekse bir Birlik yönergesini iç hukuka aktaran ulusal hukukun uygulanırken dolaylı indirekt icra edilmede geçerlidir. Bununla birlikte ulusal hukuk yol, sadece zarar veren devlet içi uygulama önlemleri üye devlete gerçekten yüklenebilirse açılmaktadır. Şayet ulusal bir organ bir Birlik organının bağlayıcı bir talimatı nedeniyle davranırsa, o zaman sorumluluk hukuku yüklenilmesi ulusal organ davranışına karşın ilgili üye devlete değil, aksine Birliğe yönelmektedir. Şayet bir Birlik organı, bir ulusal organa bir talimat verirse, böylece somut olayı bizzat düzenlemektedir. Üye devlet makamları, bu bağlamda sadece “davranış aracı” olarak hizmet etmektedirler.248

4. Hukuki Korunma Menfaati

Organ sorumluluğu davası çerçevesinde hukuki korunma ihtiyacına büyük bir usulü önem gelmektedir. Davacıya, ne diğer Birlik hukukunun ne de ulusal hukukun dava imkanları suretiyle maddi olaya uygun ve böylece dava amacının ulaşılmasına ilişkin öncelikli bir hukuki yolun mümkün olmaması gerekir.

Organ sorumluluğu davası, iptal davaları karşısında bağımsız bir hukuki yoldur. Bu nedenle, Birlik organının zarar veren hukuki davranışı tazminat davasının açılmasından önce bir iptal davası aracılığıyla iptal ettirilmesi gerekli değildir249. Bu durum, tazminat davasının önceden hukuken kesinleştiği için dava açma süresinin geçirilmesi yüzünden artık yargısal olarak iptal edilemeyen bir Birlik hukuki tasarrufunun kaldırılmasının bahanesi olarak hizmet ettiğinde kuşkusuz farklı olmaktadır250. Fakat davacı, yalnızca beklenebilirlilik ve mantıklılık çerçevesinde diğer hukuki yollara yönlendirilebilir251.

248

İlgili açıklamalar için bkz. Baykal, Tazminat Davası, s. 55-100; Karayiğit, s. 63-64. 249 ATAD, ECR 1971, S. 975, pn 3 – Schöppenstedt.

250 ATAD, ECR 1980, S. 2669, pn 28 – Bikre. 251 ATAD, ECR I-1996, S. 6065, pn 38 – T. Port.

Adalet Divanı önünde görülen tazminat davası, zararın bir üye devletin Birlik hukukunun uygulanmasındaki bir önlemine dayandığı ölçüde devletiçi dava imkanları ilişkisinde ikincildir252. Zira Adalet Divanı, üye devlet makamları kararlarının hukuka uygunluğunu kontrol etmeye yetkili değildir253. Bu yüzden birey, devlet içi dava imkanlarına yönlendirilir; yeter ki bunlar, etkili hukuki korunmayı güvence altına alınmasını ve iddia edilen zararın tazmin edilmesini sağlasın254.

5. Dava Açma Süresi

ABİDA md. 340 II herhangi bir dava süresi öngörmemektedir. Fakat Adalet Divanı, organ sorumluluğu talebinin ADS md. 46’de düzenlenen (resen gözetilmesi gerekli olan) beş yıllık zamanaşımı süresini maddi olayın karara bağlanmasının usulü şartı olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle, organ sorumluluğu davası zarara yol açan gerçekleşmesinden sonraki beş yıllık süre içerisinde açılmak zorundadır. Fakat süre ilk defa zararın tazmin yükümlülüğü koşullarının gerçekleşmiş ve tazmin edilmesi gereken zararın somutlaşmış olduğunda, yani davacının bunlardan haberdar veya haberdar olmak zorunda olduğunda işlemeye başlar255.

6. Dava Dilekçesine İlişkin Koşullar

Dava dilekçesinin şekli ADS md. 21 I 2 ve ADUT md. 38 veya MUT md. 44’ün kurallarına uygun olması gerekir. Asıl konuda dava istemi, bir Birlik organı veya çalışanı tarafından sebep olunan zararın tazminine yöneltilmelidir. Davacı, örneğin zararın henüz tam olarak gerçekleşmemiş olduğu için dava açıldığı sırada zararın miktarı tam olarak belirlenemiyorsa dava dilekçesinde ilk önce sadece Birliğin sorumluluğunun tespit edilmesini talep edebilir. O zaman Adalet Divanı, bir ara kararla talep hakkının mevcudiyetini hükme bağlar. Gerçek zarar miktarının bilinmesinden sonra davacı, ara kararın verilmesinden önce tespit talebini ifa talebine çevirebilir.

252 ATAD, ECR 1982, S. 2233, Pn. 10 – Interagra. 253

ATAD, ECR 1978, S. 553, Pn. 25 ve 26 – Debayser.

254 ATAD, ECR 1986, S. 753 Pn. 27 – Krohn; ATAD, ECR 1987, S. 3677, Pn. 9 – De Boer Buizen. 255 ATAD, ECR 1985, S. 3539, Pn. 50 – Adams. Bkz. ayrıca Baykal, Tazminat Davası, s. 130-135; Karayiğit, s. 64-65.