• Sonuç bulunamadı

Genel savcılık kurumu127, örneğini Fransız idari yargısında yer alan “commisaire du gouvernement”den almıştır. Avrupa Birliği yargısının başlangıçtaki tek dereceliğinden kaynaklanan mahsurların bu kurumla denkleştirilmesi

123 Bkz. ADS md. 18 IV. 124 Bkz. ADS md. 5, 47. Arıkan, s. 30. 125 Bkz. ADUT md. 6, 47, ADUT md. 4. 126 Bkz. ADS md. 7.

amaçlanmaktaydı. Bu işlevi, Adalet Divanının münhasır yetkisine saklı tutulan davalarda hâlâ yerine getirmektedir.128

Genel savcılar, Adalet Divanı yargıçları gibi bağımsızlığı konusunda tam güven veren ve kendi ülkelerinde en yüksek yargı görevlerinin yerine getirilmesi için gereken şartları elde etmiş veya hukuk bilimi alanında görüşleriyle yeteneklerini kabul ettirmiş kişiler arasından üye devletlerce oybirliğiyle, altı yıl için atanırlar. Genel savcılar, en fazla iki dönem için seçilebilirler. Her üç yılda ve her defasında dört genel savcı olmak üzere kısmen yenilenirler.

Genel savcılar, Avrupa Birliği menfaatlerinin temsilcisi değil, tıpki yargıçlar gibi mahkemenin üyesidirler129. Mahkemenin karar merciine dahil olmamakla birlikte, Adalet Divanına kurum olarak dahil olup, hukuki konumları açısından Adalet Divanı yargıçlarına eş değer tutulmaktadırlar. Yargıç benzeri bir statüye sahiptirler Yani, yargıçlar ile benzer statü içerisinde bulunmakta ve aynı bağımsızlıktan yararlanırlar. Mütalaaların hazırlanması ve desteklenmesi için yargıç gibi ifade alma ve soru sorma yetkileri vardır. Ayrıca, Adalet Divanı Statüsünün 8. maddesine gereğince yargıçların göreve başlamaları, muafiyetleri, yükümlülükleri, görevlerinin sona ermesi ve görevden ayrılmaları hakkındaki hükümler genel savcılar hakkında da uygulanır130. Genel savcılar da Adalet Divanının merkezinin bulunduğu Lüksemburg’da oturmakla yükümlüdür (ADS md. 14). Yargıçların davaya bakmaktan memnuiyeti, çekinmesi ve reddi konularına ilişkin hususlar genel savcılar hakkında da tatbik edilir (ADS md. 18).

Genel savcıların görevleri, açık duruşmada yapılan sözlü yargılamanın sonunda tam bir tarafsızlık ve bağımsızlık içinde maddi olayı ve hukuki durumu özetleyici biçimde açıklamak ve buna ilişkin görüşlerini bildirmektedir. Görüşleri, bir mahkeme üyesinin bireysel, gerekçeli ve aleni açıklanan görüşü olarak yargı işlevinden sayılması gerekir; her ne kadar mahkemeyi bağlamazsa da, genellikle büyük etkisi vardır. İşlevi açısından bağımsız bir bilirkişi raporuyla karşılaştırılabilir

128

Ceza mahkemelerinde savcılık kurumu hakkında değerlendirmeler için bkz. Türkiye Barolar Birliği, Bir organ olarak Savcılık.

129 ATAD, Emesa Sugar kararı, ECR 2000, I-667. 130 Bkz. ADUT md. 5.

ve hukuki sorulara ilişkin kararlarda mümkün olduğundan daha kapsamlı açıklamalar getirir.131 Genel savcı mütalaaları, Adalet Divanı Statüsünün 18. maddesi ve Adalet Divanı Usul Tüzüğünün 59. maddesi gereğince duruşmanın bitirilmesini oluşturur. Önceleri genel savcılar, mütalaalarını tüm olarak sözlü duruşmanın akabinde veya ayrı bir günde sunarlardı. Günümüzde, yalnızca çözüm önerileri sonucunu sunarlar ve gerektiğinde kısaca gerekçelendirirler. Mütalaanın tüm içeriği sonradan yargıçlara iletilir.

Genel savcı mütalaaları, Adalet Divanını hukukun korunması görevinde desteklemek amacını güder. Mütalaa, yargı ve öğreti tarafından ortaya atılan sorulara detaylı bir gerekçelendirme ve görüş bildirme suretiyle hükme bağlanması gereken maddi ve hukuki soruların kapsamlı, fakat bağlayıcı olmayan bir ön incelemesini sunar. Bundan başka, Adalet Divanının çok az gerekçelendirilen ve sık sık çürütülemez ifadeler içeren kararlarının anlaşılmasına katkı yapar. Mütalaalar, karar metinleriyle birlikte yayımlanır.

Mütalaalar, taraflar arasındaki müzakerenin haricinde kalır ve Adalet Divanının danışması aşamasını açar. Yargılamaya katılanların veya dinlenilme hakkına sahip olanların bir genel savcının mütalaasına bir görüş sunması, ne Adalet Divanı Statüsü ve Usul Tüzüğünde ne de Birlik hukukunun genel ilkelerinden çıkmaktadır. Ayrıca böyle bir talep, mahkeme içi önemli zorluklara rastlayabilir ve zaten kısa olmayan yargılama süresini uzatabilirdi. Bunun için hukuki dinlenilme hakkına bir aykırılık görülemez. Çünkü Adalet Divanı, Usul Tüzüğünün 61. maddesi gereğince duruşmayı resen veya genel savcının önerisine istinaden veyahut katılanların talebi üzerine de tekrar açabilir.

Adalet Divanı, davayı karara bağlamadan önce genel savcının mütalaasını almak zorundadır. Fakat genel savcının Adalet Divanının Statüsü gereğince iştirakinin gerekli olduğu davalarda mütalaasından vazgeçilebileceğine ilişkin yeni bir düzenleme getirilmiştir (Statü md. 20 V). Buna göre Adalet Divanı, davanın yeni bir hukuki soru ortaya atmıyorsa, genel savcıyı dinledikten sonra maddi konu

üzerinde mütalaa almadan karar verebilir. Bu, Adalet Divanına kaynaklarını esnek ve dolayısıyla mümkün olduğu kadar etkili şekilde kullanması için daha çok özgürlük vermektedir. Ancak bu düzenleme, daha kendi içerisinde başarısızlığa uğramıştır. Lafzına göre asla uygulamaya gelemez; çünkü hemen hemen her yargılama yeni hukuki sorunları ve soruları ortaya atmaktadır. Burada istenilen biraz farklıdır. Geliştirilen ilkelerin basitçe uygulanması veya ikincil bir hukuk tasarrufunun yerleşik içtihatların arka planında rutin yorumu, genel savcının tartışma götürmeyen bir raporunu gerektirmez. Bu yüzden, gelecekte sadece önemli soruların karara bağlanması gereken olaylarda bir mütalaa sunmalıdırlar. Ancak bu durum, Statüde çok açık bir şekilde de ifade edilmesi gerekir. Ayrıca, genel savcının katılımına ilişkin karar verildiği davalar eleştirilmeye değerdir. Genel savcının sadece dinlenilme hakkı vardır. Bu, genel savcının koşullar altında iradesi hilafına davadan dışlanabilmesi anlamına gelmektedir. Bunun için kendisinin onayı gerekli olmalıdır. Mahkeme nezdinde de sürekli genel savcıların yaratılması önerisi değerlendirilmeye alınmamıştır. Genişleyen yetkileri karşısında ve her şeyden önce anayasa hukuku ihtilafları için bu uygun olurdu.

Mahkemenin Adalet Divanı karşısında önemli bir diğer fark, genel savcılık kurumu bakımından oluşmaktadır. Mahkemenin kuruluş Kararında, Mahkeme nezdinde sürekli bir genel savcılık makamı ihdas edilmesi yer almamıştır. Kararın 2. maddesine göre münferit yargıçlar, yani Mahkemenin üyeleri bir genel savcı faaliyetini yerine getirmeye görevlendirilebilmekteydi. Mahkemeye sürekli genel savcıların vasıtasıyla destek verilmesi önerisi, Nis Hükümetlerarası Konferansta kabul edilmemiştir. Bir yargıcın hangi durumlarda ve hangi koşullarda bir genel savcı olarak görevlendirilebileceği, Mahkeme Usul Tüzüğünün 17 ila 19. maddelerinde düzenlenmektedir. Buna göre, genel kurul olarak toplanan Mahkemede Başkan tarafından görevlendirilen genel savcının katılımı zorunlu iken, dairelerde toplanan Mahkeme bir genel savcı tarafından desteklenebilir; yeter ki ilgili dairenin görüşüne göre hukuki zorluğun veya davanın maddi karmaşık yapısı bunu gerektirsin. Belirli bir dava için bir genel savcının görevlendirilmesine ilişkin karar, davaya yetkili olan dairenin talebi üzerine Mahkemenin genel kurulu tarafından alınır. Mahkeme Başkanı, bu davada bir genel savcının faaliyetini yerine getiren

yargıcı görevlendirir. Bir yargıcın genel savcılığa gönderilmesinde iki tarafı keskin bir durum hasıl olmaktadır: Bir yandan kapsamlı bir karar önerisi sunmak için ilgili hukuki ihtilafın maddi ve hukuki sorularıyla ayrıntılı şekilde uğraşmak zorunda olup, diğer yandan bunun altında diğer raportör faaliyetleri halel görmektedir. Mahkeme, başlangıçta yapılan girişimlerden örgütsel zorluklar nedeniyle bugün artık kullanmamaktadır.

VI. Birlik Mahkemelerinin İç Örgütlenmesi

Mahkemelerin faaliyetleri değişik birimler tarafından yerine getirilmektedir. Bunlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.