• Sonuç bulunamadı

Soruşturma ve Kovuşturma

Belgede Resmi belgede sahtecilik suçu (sayfa 120-123)

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen tanımlar başlığı altında soruşturmanın, “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden

iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi”; kovuşturmanın ise “iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi” ifade ettiği düzenlenmiş

ve ceza muhakemesi iki ana bölüme ayrılmıştır.

Türk Ceza Hukuku sisteminde soruşturma yapma görevi yalnızca devletin tekelinde olup, soruşturmaların resen yapılması asıl olandır. Ancak bazı suç tipleri için kanun koyucu soruşturma yapılmasını şikâyete veya izne bağlı tuttuğu gibi bazen de uzlaştırma veya ön ödeme prosedürlerinin uygulanmasını şart koşabilir.

İnceleme konumuz olan resmi belgede sahtecilik suçunun temel hali de nitelikli halleri de şikâyete bağlı olmayıp resen soruşturulur ve kovuşturulur. Çünkü kanunda bir suç tipi için soruşturulması açıkça şikâyete bağlı olduğu belirtilmediği sürece o suç kendiliğinden şikâyete tabi hale gelmez.404 Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere kural olan

resen soruşturma ve kovuşturmadır. Yine resmi belgede sahtecilik suçları CMK’nın 253. maddesinde düzenlenen uzlaştırmaya tabi suçlar ve TCK’nın 75. maddesinde düzenlenen ön ödemeye tabi suçlar arasında bulunmadığından uzlaştırma ve ön ödeme soruşturma ve kovuşturma şartı değildir.

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’da kamu görevlilerin suç işlemesi halinde soruşturmanın yapılabilmesi için izin prosedürünün uygulanması gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre: “1) Bu Kanunun amacı,

memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir.

404 Öztürk, Bahri ve diğerleri: Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 6. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2013, s. 53.

(2)Bu Kanun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır.

Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır.

Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali genel hükümlere tabidir” şeklinde düzenleme

ile kanunun amacı ve sınırları belirlenmiştir.

4483 sayılı Kanundaki hükümlere istisna haller ise 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 17. maddesinde “Bu

Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.

Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz.

Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.” şeklinde düzenlemiştir.

Bu bilgiler ışığında TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen sivil kişiler tarafından işlenebilen resmi belgede sahtecilik suçu herkes tarafından işlenebileceğinden ve fail kamu görevlisi olsa bile işlediği suç göreviyle alakalı olmayacağından izin prosedürü uygulanmaz ve Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından resen soruşturma yapılabilir. Ancak TCK’nın 204/2. maddesinde düzenlenen yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilen resmi belgede sahtecilik suçunun faili hakkında soruşturma ve kovuşturma

yapılabilmesi için 4483 sayılı Kanunda ayrıntılı olarak belirlenmiş olan yetkili mercilerden izin alınması şarttır.405

Yargıtay’ın “Suç tarihinde polis memuru olarak görev yapan sanık D., meydana

gelen trafik kazasında, gerçeğe aykırı kaza tespit tutanağı düzenlediğinin iddia ve kabul olunması, 4483 sayılı Yasanın 2. maddesindeki “Bu Kanun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır “amir hükmü, suça konu belgenin görevi gereği tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması, soruşturma izin tarih itibariyle meslek ile ilişiğinin kesilmesinin sonuca etkili bulunmaması karşısında; kamu görevlisi olan sanık hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca soruşturma izni alınması gerektiği gözetilmeden, genel hükümlere göre açılan davaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi”406 şeklindeki bozma kararında da vurguladığı üzere soruşturma izni koşulu için

failin suç tarihi itibariyle kamu görevlisi olması ve eylemin failin göreviyle ilgili olması gerekmektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237. Maddesinde düzenlenen “Mağdur, suçtan

zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.” amir hükmü gereği, resmi belgede sahtecilik

suçlarının mağduru her ne kadar toplumu oluşturan bireylerin tamamı olsa da, mağdur olmayıp suçtan zarar görenlerin de katılan olarak davaya kabulü gerekmektedir. Ancak suçtan zarar görme dolaylı değil doğrudan doğruya olmalıdır.407

405 Salihoğlu/Parlar, s. 107.

406 Yarg. 11. CD. 30.04.2015 tarih, 2015/2108 E., 2015/25880 K., (Uyap İçtihat Programı)

407 Yarg. 11. CD. 12.09.2018 tarih, 2016/1402 E., 2018/6777 K. “Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan ve kovuşturma aşamasında usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için davaya katılma talebinde bulunamayan şikayetçi H. A.'nın , 5271 sayılı CMK'nın 260/1. madde ve fıkrası uyarınca resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; Kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi H. A.'a duruşma gününün usulen bildirilip şikayet ve delillerini bildirme ve kamu davasına katılma olanağı sağlanmadan, duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle, 5271 sayılı CMK'nın 234/1-b maddesine aykırı davranılması”(Uyap İçtihat Programı); Yarg. 11. CD. 12.07.2018 tarih, 2018/4188 E., 2018/6557 K. “Sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik şikayetçi Girişim Varlık Yönetimi A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Suça konu sahte bonoları Akbank AŞ’den aldığı krediye

B. Madde Yönünden ve Yer Yönünden Yetkili Mahkeme

Belgede Resmi belgede sahtecilik suçu (sayfa 120-123)