• Sonuç bulunamadı

5. BÖLÜM: SONUÇLAR VE ÖNERĐLER

5.1. Sonuçlar

5.1.1. Öğrencilerin Kavramaları

Yaratıcı düşünmenin desteklendiği öğretim modelinde öğrencilerin ilgili kimya kavramları hakkında fikirler üretmeleri, hayal etme sonucu oluşturdukları imajları çizimlerle ifade etmeleri, analoji üretmeleri veya analojik ilişkileri tespit etmeleri sağlandığı gibi, öğretim ve değerlendirme etkinliklerinin tümünde yaratıcı öğretim tekniklerinden faydalanıldı.

Öğretim sonunda derslerin yaratıcı düşünmeyi destekleyen öğretim modeliyle işlendiği deney grubundaki öğrencilerin, derslerin geleneksel öğretim yaklaşımıyla işlendiği kontrol grubuna göre maddelerin ayrılması konusunu daha iyi kavradıkları belirlendi. Başka bir ifade ile yaratıcılığı destekleyen öğretim modeli öğrencilerin maddelerin ayrılması konusunu kavramalarında geleneksel öğretim yaklaşımına göre daha etkili oldu.

Yaratıcı öğretim modelinin uygulandığı gruptaki öğrencilerin derslerde hayal güçlerini kullanarak konuyla ilgili kavramlar hakkında imajlar oluşturmaları; analoji üreterek veya analojik ilişkileri tespit ederek kavramları günlük hayattan bildikleri kavramlarla ilişkilendirerek öğrenmeleri ve kavramlarla ilgili ıraksak düşünceler üreterek kavramlar üzerinde daha fazla düşünmeleri; onların konuyu derslerin

geleneksel öğretim yaklaşımıyla işlendiği gruba göre iyi kavramalarını sağlamış olabilir.

Bu sonuç Demirci’nin (2007) yaratıcılık yaklaşımının 6. sınıf fen bilgisi öğrencileri durgun elektrik konusundaki başarılarına geleneksel yaklaşıma göre daha etkili olduğunu tespit ettiği çalışması; Đngiltere’de ortaöğretim seviyesinde uygulanan iki yıllık 32 etkinlikli CASE (Fen Eğitimi Yoluyla Bilişsel Hızlandırma) programının akademik başarıda etkili bulunması (Lin ve diğ, 2003), Özdemir ve Üstündağ’ın (2007) yaratıcı drama tekniğiyle öğrencilerin bilim adamlarının hayatları hakkında daha fazla bilgiye sahip olduğunu tespit ettiği çalışmalarıyla uyum içerisindedir. Ayrıca Lawson (2001) biyoloji öğrencileriyle yaptığı çalışmasında yaratıcı düşünmeyi destekleyen öğretimin başarı yanında bilimsel düşünmeyi de artırdığını belirlemiştir.

Bu araştırmada olduğu gibi öğretim ortamında analojilere yer verilmesinin öğrencilerin bilimsel kavramları öğrenmede etkili olduğuyla ilgili çalışmalar mevcuttur (Mason, 2004). Spier-Dance ve diğerleri (2005) üniversite öğrencileri üzerinde yaptığı çalışmada öğrencilerin analoji üretmeleri modelinin (SGAM) geleneksel yaklaşıma göre kimya konularını kavramaları üzerinde daha etkili olduğunu bulmuştur. Spier-Dance ve diğerleri (2005) öğrencilerin kimya konularını anlamalarında kendilerinin analoji üretmelerinin öğretmenlerinin ürettiklerinden daha etkili olduğunu tespit etmiştir. Analoji, öğrenmede ve kavramları açıklamada zaten öğrencilerin kullandığı bir yoldur. Coll ve Treagust (2001) çeşitli düzeydeki öğrencilerle kimyasal bağlarla ilgili mülakatlar yapmışlar ve öğrencilerin kavramlarını açıklarlarken analojiler kullandıklarını belirlemişlerdir.

5.1.2. Öğrencilerin Đmajları

Öğrencilerin maddelerin ayrılması konusundaki ön kavramları ve şekilsel analojik düşünme yetenekleri kontrol altına alındığında yaratıcı düşünmeyi destekleyen öğretim modeliyle derslerin işlendiği gruptaki öğrencilerin, geleneksel

öğretim yaklaşımıyla derslerin işlendiği gruba göre daha kaliteli imajlar oluştukları ortaya çıktı. Bu sonuca deney grubunda özellikle hayal etme ve imaj oluşturma etkinliklerinin yer almasının neden olduğu düşünülmektedir. Derslerde öğrencilerin kimya kavramlarıyla ilgili imajlar oluşturmaları için yeterince zaman verilmesi onların geleneksel öğretim yaklaşımıyla derslerin işlendiği gruba göre daha kaliteli imajlar oluşturmalarını sağladığı görülmektedir.

Đmajlar fen kavramlarının öğrenilmesi için oldukça önemlidir ve öğrencilerin fen kavramlarını anlamalarının bir göstergesidirler. Saka ve diğerleri (2006) değişik seviyelerdeki öğrencilerin bazı biyoloji kavramları hakkındaki anlama düzeylerini belirtmeleri için çizimlerinden faydalanmışlardır. Öğrenciler, öğretmenler ve bilim adamları fen kavramları hakkında düşünürken imajlarını ve zihinsel modellerini kullanırlar. Öğrenciler kendi zihinsel kavramlarını öğretmen veya ders kitaplarından kopya etmek yerine özgün şekilde kendileri oluştururlar. Örneğin Stylianidou ve Ormerod (2002) öğrencilerin okul kitaplarındaki enerjiyle ilgili resimlerin ne demek istediğini anlamada zorluk çektiklerini belirtmektedir. Yaratıcılığı destekleyen öğretim modelinde öğrencilerin hayal etmelerinin desteklenmesi ve derslerde hayal etme sonucu oluşturdukları imajlarını çizmeleri sonucu üzerinde düşünerek ayrıntılandırmalarını, maddelerin ayrılması konusunda daha kaliteli imajlar oluşturmalarını sağlamış olabilir.

Öğrencilerin imaj oluşturmalarına ön kavramlarının ve şekilsel analojik düşünmelerinin anlamlı etkisi olduğu tespit edildi. Sınıf ortamına yeterli ön kavramlarla gelen öğrenciler öğretim sonunda daha kaliteli imajlar oluşturdular. Bu beklenen bir sonuçtur. Bu durum kavramada imajın önemini vurgulamaktadır. Paralel şekilde Chittleborough (2004) yaptığı çalışmasında öğrencilerin maddenin tanecikli doğasıyla ilgili zihinsel modellerini oluşturmalarında ön bilgilerinin etkili olduğunu tespit etmiştir.

Ayrıca durumlar arasında benzeşim kurma yeteneği olarak görebileceğimiz analojik düşünme yeteneğinin, imaj oluşturmada etkili olmasından; bireyin yaratıcı imajlarını yapılandırırken, kendisinde mevcut olan imajlarında hayal gücünü

kullanarak zihinsel değişiklikler yapması işlemindeki zorluğu, günlük deneyimlerinden tanıdığı kopya imajla analojik ilişkiler kurarak yendiği sonucu çıkarılabilir.

5.1.3. Öğrencilerin Iraksak Düşünceleri

Uygulama sonunda derslerin yaratıcı öğretim modeliyle işlendiği gruptaki öğrencilerin derslerin geleneksel yaklaşıma göre işlendiği gruba göre maddelerin ayrılması ıraksak düşünme ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarının daha fazla olduğu belirlendi. Yani, yaratıcı düşünmenin desteklendiği gruptaki öğrenciler maddelerin ayrılması konusuyla ilgili daha çok, çeşitli ve özgün fikirler ürettiler.

Derslerin yaratıcı düşünmeyi destekleyen öğretim modeliyle işlendiği grupta öğrencilerin ıraksak düşünceler üretmelerini sağlayan tekniklere yer verildi. Öğrencilerin uygulama boyunca ıraksak düşünme yeteneklerini sergilemelerini gerektiren etkinliklere katılmaları, uygulama sonunda derslerin geleneksel öğretim yaklaşımıyla işlendiği gruba göre konuyla ilgili daha çok, çeşitli ve özgün fikirler (ıraksak fikirler) üretmelerini sağlamış olabilir.

5.1.4. Öğrencilerin Bilimsel Yaratıcılıkları

Derslerin yaratıcı düşünmeyi destekleyen öğretim modeliyle işlendiği deney grubundaki öğrencilerin, geleneksel öğretim yaklaşımıyla işlendiği kontrol grubuna göre öğrencilerin ön bilimsel yaratıcılıkları kontrol altına alındığında bilimsel yaratıcılık testindeki performanslarını daha fazla artırdıkları belirlendi.

Herkesin az ya da çok yaratıcı olduğu, bastırılmış ve engellenmiş yaratıcı yeteneğin yaratıcı düşünmeyi destekleyen etkinliklerle artırılabileceği düşüncesinin birçok taraftarı vardır (Karkockiene, 2005; Nickerson, 1999). Bu amaçla da birçok eğitim programı oluşturulmuştur (Mayer, 1992; Nicherson, 1999).

Bu çalışmada elde edilen sonuca benzer şekilde CASE programı bilimsel yaratıcılığın geliştirilmesinde etki olmuş (Lin ve diğ., 2003), Koray (2003) fen eğitiminde yaratıcı düşünmeye dayalı öğrenmenin öğretmen adaylarının yaratıcı düşünme düzeylerini artırdığını belirlemiş; ayrıca Yaman ve Yalçın (2005) probleme dayalı öğrenmenin yaratıcı düşünme becerisine etkide bulunduğunu tespit etmiştir.

Öğrencilerin öğretim sonundaki bilimsel yaratıcılıklarına öğretim öncesindeki bilimsel yaratıcılıkları etki ettii. Öğretim öncesindeki bilimsel yaratıcılık düzeyinin öğretim sonundaki bilimsel yaratıcılık düzeyine etki etmesi doğal bir sonuçtur. Analojik düşünme yeteneğinin bilimsel yaratıcılığa etki etmesi, bilimsel yaratıcılığın sadece analojik düşünme ile açıklanmaktan çok daha karmaşık olduğunu göstermektedir.

5.1.5. Öğrencilerin Kavramaları, Đmajları ve Iraksak Düşünceleri Arasındaki

Đlişki

Çalışma sonunda bu üç boyutun etkilendikleri faktörlerin tamamen özdeş olmadığı ortaya konuldu. Fakat öğrencilerin kavramaları, imajları ve ıraksak düşünceleri arasında orta düzeyde bir ilişki olduğu tespit edildi.

Đmajların bir konuyu kavramanın önemli bir bileşeni olması, imaj oluşturmada etkin olarak kullanılan hayal etme ile ıraksak düşünmenin yaratıcı düşünme sürecinin bileşenleri olması, imajlar ile kavrama ve ıraksak düşünceler arasındaki orta düzeyli ilişkiyi açıklamaktadır.

Yine konu hakkında bilgi sahibi olmadan yeterince ıraksak düşünce üretilemeyeceği yani konu hakkındaki bilgilerin ıraksak düşünceler üretmede materyal olarak kullanılması kavrama ile ıraksak düşünceler arasında orta düzeyde bir ilişki olduğunun tespit edilmesinin nedeni olarak gösterilebilir.

Benzer Belgeler