2. BÖLÜM: KURAMSAL BĐLGĐ VE KAYNAK ARAŞTIRMASI
2.6. Analoji ve Analojik Düşünme
2.6.4. Analojilerin Açıklayıcı ve Yaratıcı Rolü
Đnsanlar günlük hayatta bazı olguları (fenomenleri) açıklamak için analojileri kullanırlar. “Aynı … gibi”, “… ya benziyor” “… dan çok farklı değil” türündeki cümleler bir kavramı açıklamak için analojiyi kullandığımız cümlelerdir. Fen eğitiminde, analojiler genelde öğrencilerin karmaşık kavramları anlamalarına yardımcı olması amacıyla kullanılır (Glynn ve Diğerleri, 1989).
Fen eğitiminin ana amaçlarından biri karmaşık kavramlara açıklık getirmek ve bu kavramların diğer kavramlarla ilişkisini ortaya koymaktır. Maalesef çoğu zaman kavramlar, fen öğrencilerinin anlaması için zordur, çünkü kavramlar onlara yabancı gelir (örneğin entropi) ya da kavramın anlamı günlük hayatta kullandığından çok farklıdır (örneğin kimyasal bağ).
Hedef kavramın analog kavram yardımıyla anlaşılmasında (sıçrama) kullanılan öğretim amaçlı analojilerde benzerlik, yapı ve amaç aranır. Benzemeyen noktalar yanlış kavramalara yol açabilir. (kalp / balon ve elektrik / su). Analojiler zor kavramları basitleştirmek ve bilinmeyenleri bilindik daha basit olaylarla açıklamaya yararlar.
Analojiler kavramsal değişimin özellikle anlaşılabilirlik ve akla uygunluk aşamalarında rol üstlenirler (Dagler, 1997). Öğrenciler önceki bilgilerle yeni bilgiler arasında ilişki kurmada; öğretmenler de analojileri açıklama amacıyla kullanırlar (Gallagher, 2002).
Fen kitaplarında bir kavramla birlikte çizilen analojilerin açıklayıcı ve yaratıcı fonksiyonları vardır. Yeni kavram ve prensipleri öğrencilere tanıdık terimlerle sunduğunda açıklayıcı olarak rol alırlar. Var olan bir problemin çözümünde, yeni problemlerin tanımlanmasında, hipotezlerin üretilmesinde uyarıcı olduğunda yaratıcı fonksiyon üslenirler.
Analojiler açıklayıcı olarak, yeni düşünceleri, öğrencilerin zaten tanıdığı terimlerle açıklamalarına imkan sağlar. Genelde eğitimciler analojileri yeni bir konunun başlarında kullanırlar. Kitaplarda çoğu zaman birkaç cümlelik benzeşimlere rastlanır “mitokondri hücrenin güç santralleridir” gibi, bazen de analoji bir paragraf ya da birkaç sayfa yer de tutabilir.
Nesneler, düşünceler veya durumlar arasında alışılmadık bağlantılar kurmak yaratıcılığın temel karakterlerinden biridir (Davies, 2000). Öğrencilere problemleri çözmek, problem bulmak ve hipotezler üretmek için yardım ettiğinde analojiler yaratıcıcı fonksiyonunu sunmuş olur. Eğitimciler öğrencilerin analojileri yaratıcı bir
şekilde kullanmaları için soruların anlamları, sezgiler ve gösterimler yoluyla yönlendirir. Ayrıca öğrenciler yaratıcı analojilerle ana problemleri ve analojinin rolünü öğrenebilirler (Glynn ve diğ., 1989).
Analojilerin öğretim ortamına dahil edilmesi amacıyla birçok analojik düşünme modeli önerilmiştir. Örneğin Glynn’nin önerdiği “Analojilerle Öğretim Modeli” ve Kolodner’in “Durum Temelli Düşünme” modeli analojilerin öğretim amacıyla kullanıldığı modeller iken; Wong ve Zeitoun’un “Öğrencilerin Analoji Üretmeleri Modeli” analojilerin yaratıcı fonksiyonu için daha uygundur (Dagler, 1997, Mathews, 2004).
Bir analoji ister açıklama ister yaratıcı amaçla kullanılsın, o analoji iki tarafı keskin kılıç gibidir. Anlamayı sağlayacağı gibi yanlış anlamaya da yol açabilir. Đyi tahminler sağladığı gibi kötü tahminlere de yol açabilir. Đki kavram arasındaki benzerliklerin uygunluğu asla aynı değildir. Öğrenci tarafından kasten ya da kasıtlı olmadan uygun olmayan benzerliklerin karşılaştırılması yanlış anlamalara veya yanlış yönlenmelere neden olabilir. Örneğin öğrenciler elektronların gezegenlerde olduğu gibi, yanlış bir şekilde bir hat (yörünge) üzerinde hareket ettiğini, ya da elektronların çekirdek etrafında elipsler çizdiğini düşünebilir. Tabii ki kavramların doğru şekilde açıklanmasında analojiler tek yol değildir, eğitimciler analojinin bu tehlikesinin daima farkında olmalıdırlar (Glynn ve diğ., 1989).
Öğretim ortamlarında öğretmenler ve öğrenciler ele alınan kavramları açıklamak amacıyla analojileri sıklıkla kullanmaktadırlar. Richland ve diğerleri (2004) ABD’de rastgele olarak seçtikleri 8. sınıf 25 adet matematik sınıfında öğretmenlerin açıklama amacıyla yüzden fazla analoji kullanıyor olduklarını video analizleri ile tespit etmiştir. Nashon (2004) Kenya’da birçok 10. sınıf fizik sınıfında öğrencilerin kullandıkları analojileri incelediği çalışmasının sonucunda çoğu analojinin öğrencilerin kültürel çevresi veya genel insan hayatıyla ilgili olduğunu çok azının bilimsel terminolojiye sahip olduğunu tespit etmiştir.
Analojiler fen kavramlarının öğrenilmesinde etkin role sahiptir. Çeşitli düzeydeki öğrencilerle kimyasal bağlarla ilgili mülakatlar yapan Coll ve Treagust (2001), öğrencilerin alternatif kavramalarını ortaya koyan mental modellerini oluştururlarken analojileri kullandıklarını tespit etmiştir. Spier-Dance ve diğerleri (2005) Kanadalı üniversite fen öğrencilerin kimya konularını anlamalarında kendilerinin analoji üretmelerinin öğretmenlerinin ürettiklerinden daha etkili olduğunu belirlemiştir.
Analojilerle öğretimin öğrencilerin kavramalarına etkileriyle ilgili bazı diğer çalışmalar ise söyledir: Harrison ve Jong (2005) 12. sınıf öğrencilerinin kimyasal denge konusunu kavramalarına çoklu analoji modelinin etkilerini öğretim öncesi ve sonrasında öğrencilerle kavramları hakkında yaptıkları mülakatlarla incelemişler, bu tekniğin çoğu öğrencinin dengenin dinamik doğasını anlamasına yardımcı olduğunu belirlemişlerdir. Taylor ve Coll (1997) Hindistanlı ve Fijili öğretmen adaylarının çözünürlük konusundaki alternatif kavramlarının doğru hale getirilmesinde analojilerin etkili olduğunu belirlemiştir. Mason (2004) Đtalya’da 99 kişiden oluşan 8. sınıf fen öğrencilerinin bazı fen kavramlarını anlamalarında analog senaryoların etkili olduğunu belirlemiştir. Yanowitz (2001) ABD’de 3-8. düzey ilköğretim öğrencileri üzerinde çalışmış. Deneysel çalışmasında bir gruba sadece bilimsel metinleri okutup; diğer gruba da bilimsel metinler ve analoji metinlerini okutup öğrencilerin bilimsel kavramlar hakkında sonuç çıkaran nedenler önerebilmelerini incelemiştir. Analoji kullanılan gruptaki öğrenciler bilimsel kavramlara neden
önermede daha başarılı olmuşlardır. Kılıç (2007) 9. sınıflarla yaptığı çalışmada analojilerle öğretim modelinin öğrencilerin kimyasal bağlar konusunu anlamalarına geleneksel yaklaşımdan daha etki olduğunu belirlemiştir.