• Sonuç bulunamadı

Burada sonuçlar araştırma alt amaçlarının veriliş sırasına göre bulgulara dayalı olarak özetlenip tartışılmıştır.

5.1.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar:

Uygulama sonucunda elde edilen verilere Kruskal Wallis H-Testi uygulanmasıyla iki problemin doğru cevaplanmasında sınıflar arasında farklılık gözlenmiştir. Bu farklılığın hangi sınıf düzeylerinden kaynaklandığının tespiti için yapılan Mann Whitney U-testi yapılmıştır. Analiz sonucunda farklılığın sınıf düzeyine bağlı olmadığı görülmüştür. Ayrıca problemlere ait betimsel istatistikler incelendiğinde, doğru cevaplanma oranının birinci problemde yüksek (sınıf düzeyine göre sırasıyla %89 - %98), ikinci problemde düşük (sınıf düzeyine göre sırasıyla %10 - %20) olduğu görülmüştür. Bu durumun problemlerin yapısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Birinci problem yapısı rutin iken ikinci problem, rutin olmayan bir problemdir (güncel yaşam problemi). Bu durumu Kertil (2008) ve Özgün’ün (2012) yaptıkları çalışmaların sonuçları destekler niteliktedir. Kertil (2008) ve Özgün (2012), çalışmalarında öğretmen adaylarının sahip oldukları matematik bilgisini

54

güncel hayat problemlerini çözmede kullanamadıklarını tespit etmişlerdir. Paralel olarak Verschaffel vd. (1999), matematik eğitimcileri, okullarda öğretilen matematik bilgilerinin öğrenciler tarafından günlük yaşamda karşılaşılan problemlerin çözümü sürecinde kullanılması gerektiği fikrinde birleştiklerini vurgulamaktadır. Ancak yapılan araştırmalar bu becerinin öğrencilere kazandırılmasında yetersiz kalındığını ortaya koymaktadır (Davis, 1989,s.155; Greer, 1997, 303; Verschaffel vd., 1994; aktaranlar Karataş ve Güven, 2010). Problemlerin doğru cevaplanma oranı problem yapısına bağlı olsa da Tablolar incelendiğinde problemlerin doğru cevaplanma oranlarının üniversitede eğitim görülen sınıf düzeyine göre anlamlı bir fark bulunmamıştır.

5.1.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar:

Keşfetme ve anlama süreciyle ilgili becerinin 1. sınıflarda doğru olarak gözlenme oranı (%92,7) diğer sınıflara göre oldukça yüksek bulunmuştur. Bu durum Yeni İlköğretim Matematik Öğretim Programı’nın eski programa göre ilgili süreç becerisini daha çok geliştirdiği şeklinde yorumlanmıştır. Keşfetme ve anlama süreciyle ilgili beceri gelişiminin ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflar arasında anlamlı bir fark oluşturmadığı görülmüştür. Anlamlı farkın olmayışı üniversitede alınan eğitim süresinin ilgili beceriye etki etmediğini göstermektedir.

Temsil ile gösterim ve formülleştirme becerisini tam olarak gösterenlerin oranının eksik gösterenlere göre düşük olması, süreç becerisinin öğretmen adaylarında tam olarak gelişmediğini göstermektedir. Ayrıca Tablo 4.2.2 incelendiğinde Yıldırım (2009)’un yaptığı çalışmanın sonucunun aksine ilgili becerinin mezun olunan ilköğretim matematik öğretim programına ve üniversitede alınan eğitim süresine göre anlamlı bir farklılık oluşturmadığı görülmüştür.

Planlama ve uygulama süreciyle ilgili becerinin 1. sınıflarda doğru olarak gözlenme oranının diğer sınıflara göre yüksek olması Yeni İlköğretim Matematik Öğretim Programı’nın ilgili beceriyi geliştirdiği şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıca ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflardaki bu becerinin gelişimi incelendiğinde üniversitede alınan eğitim süresinin becerinin gelişimine olumlu yönde etkilediği gözlenmiştir.

Kontrol etme ve yansıtma süreç becerisini eksik gösterenlerin oranının ilgili beceriyi doğru gösterenlerden yüksek olması bu becerinin öğretmen adaylarında tam olarak gelişmediğini göstermektedir. Üniversitede alınan eğitim süresine göre becerinin doğru olarak gözlenme

55

oranı küçük artışlar gösterse de ilgili becerinin gelişiminde yeterli olmadığını göstermiştir. Yazıcı (2009), da Yeni İlköğretim Matematik Öğretim Programı ile ilgili yaptığı çalışmada kontrol aşamasına ne kadar özen gösterilse de başarının bir türlü sağlanamamasını, programın, diğer problem çözme aşamalarının yanı sıra bu aşamadaki (çözümü kontrol etme) yetersizliğine işaret ettiği sonucuna varmıştır. Arslan ve Özpınar (2008) ise üniversitede öğretmen adaylarına tavsiye edilen ders kitaplarında matematik bilgilerinin birbirleriyle, diğer alanlarla ve günlük hayatla nasıl ilişkilendirilmesi gerektiği konusunda daha çok yoğunlaşılması gerektiğini söyleyerek kitapların yansıtma süreç becerisini geliştirici nitelikte olmadığını vurgulamışlardır.

5.1.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Sonuçlar:

Öğrenim geçmişlerinde iyi bir matematik problemi çözücüsü olarak yetiştirildiğini düşünen öğretmen adaylarının problem çözme süreçlerine daha olumlu yaklaştıkları belirlenmiştir.

Üniversitede iyi bir matematik problemi çözme eğimi aldığını düşünen adayların PISA’da belirlenen problem çözme süreçlerine daha olumlu yaklaştıkları görülmüştür.

Öğretmenlik mesleğinde öğrencilerini iyi birer matematik problemi çözücüsü olarak yetiştirebileceğini düşünen öğretmen adaylarının PISA’da belirlenen problem çözme süreçlerine daha olumlu yaklaştıkları görülmüştür. Benzer şekilde Deringöl 2006’da yaptığı çalışmada ileride öğrencilerini iyi bir matematik problemi çözücüsü olarak yetiştireceğini düşünen öğretmen adaylarının problem çözme sürecinde anlama basamağında yüksek puana sahip olduklarını tespit etmiştir.

5.1.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Sonuçlar:

Problem çözme süreçleri hakkındaki görüşler ile süreç becerileri arasında küçük düzeyde bir ilişki çıkmıştır. Planlama ve uygulama sürecinde negatif yönlü iken diğer süreçlerde pozitif yönlüdür. Bu durum öğretmen adaylarının problem çözme süreçleri hakkındaki görüşleri ile süreç becerileri arasında bir ilişki olmadığını göstermektedir.

5.1.5. Beşinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar:

Öğretmen adaylarının sınıf düzeyleri ile üniversitede alınan eğitimin problem çözme süreç becerilerine katkısı olup olmadığına ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark

56

görülmemesine karşın öğretmen adaylarının % 62,5’i üniversitede alınan eğitimin problem çözme becerisini geliştirmediğini düşünmektedir. Bu durum Aydın ve arkadaşlarının 2000 yılında İlköğretim 6-8.sınıflarda matematik öğretmenlerinin karşılaştıkları sorunlar üzerine yaptıkları çalışma sonuçlarını destekler niteliktedir. Aydın vd., çalışmalarında öğretmenlerin, öğrencilerinin problem çözme becerisi kazandıramadıklarından ve lisans öğrenimlerinde mesleğe yönelik eğitimden çok teorik eğitim aldıklarından şikayet ettikleri belirtmişlerdir.

5.1.6. Altıncı Alt Probleme İlişkin Sonuçlar:

Yeni İlköğretim Matematik Öğretim Programı’ndan mezun öğretmen adaylarının üniversite öncesi iyi bir matematik problemi çözücüsü olarak yetiştiklerine dair olumlu görüşlerinin (1. sınıfların oranının, %80) eski programdan mezun olan öğretmen adaylarının olumlu görüşlerine (%66,7) göre yüksek oranda olması yeni programın öğrencilerin problem çözmeye karşı olumlu görüş geliştirmelerinde yardımcı olduğunu göstermektedir.

5.1.7. Yedinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar:

Yapılan Mann Whitney U-testi sonuçlarında Yeni İlköğretim Matematik Öğretim Programı’ndan mezun olan öğretmen adaylarının keşfetme, anlama ve planlama, uygulama problem çözme süreç becerilerinin eski programdan mezun olan öğretmen adaylarına göre daha iyi gelişmiş olduğu görülmüştür. Her iki grubun temsil ile gösterim, formülleştirme ve kontrol etme, yansıtma süreç becerileri arasında anlamlı farkın olmayışı yeni öğretim programının bu süreç becerilerinin gelişiminde yetersiz kaldığını göstermektedir.

Benzer Belgeler