• Sonuç bulunamadı

SONUÇ VE TARTIŞMA

Belgede Eğitimde Değerler (sayfa 96-99)

İlk aşamada, hazırlanan anket formları belirlenen okullara gidilerek, öğretmenlere uygulanmıştır Anketlerden elde edilen veriler bilgisayar ortamına

SONUÇ VE TARTIŞMA

İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde ifade edilen amaç, ilke ve genel konuların okullarda ne düzeyde gerçekleştiğinin belirlenmesi amacıyla yapılan araştırmanın bu bölümünde araştırma bulguları, amaçlar doğrultusunda tartışılarak yorumlanmış ve öneriler getirilmiştir.

Ankette yer alan 55 maddenin ortalaması dikkate alındığında İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde ifade edilen amaç, ilke ve genel konuların okullarda orta düzeyde gerçekleştiği söylenebilir (X= 3.21). Öğretmenler, çalıştıkları okulların koşullarının, öğrenci velilerinin kendilerini ifade etmeleri, okulda demokrasiyi yaşama ve demokrasinin temel ilkeleri içerisinde yer alan özgürlük, işbirliği ve adalet gibi kavramların kazandırılması bakımından diğer maddelere göre daha uygun olduğu görüşündedirler. Diğer taraftan, öğretmenlerin okullarının koşullarının en düşük uygunluk düzeyine sahip olduğunu düşündükleri konular ise, bilimsel düşünme ve araştırma yapma, bireysel ilgi ve yeteneklerin gelişimi ile estetik duygu ve yeteneğinin gelişimine yönelik ifadelerdir. Bu bulgudan hareketle, öğretmenlerin, bu konularda öğrencilerin daha çok sorun yaşadıkları görüşünde oldukları söylenebilir.

Ankette yer verilen maddelerin aritmetik ortalamalarının orta düzeyin üzerinde olması, eğitim öğretim açısından bir çok sorunu olan ülkemiz koşullan açısından yüksek bir değer olarak yorumlanabilir. Araştırma yalnızca öğretmen görüşleriyle sınırlıdır. Öğretmenler maddeleri yanıtlarken varolan durumdan çok olması gereken üzerinde yoğunlaşıp, kendi bakış açılarına göre maddeleri puanlamış olabilirler. Bu konuda öğrenci, veli ve okulda diğer çalışanların görüşleri farklı olabilir. Karakuş'un (2004) Okul ortamını insan hakları açısından öğretmen ve öğrenci görüşlerine göre değerlendirdiği çalışma sonucunda, öğrencilerin okul ortamını insan hakları açısından daha yetersiz bulduğu görülmüştür.

Okulların bulundukları semtin sosyo ekonomik düzeyine göre öğretmen görüşleri arasında anlamlı düzeye farklılık vardır. Sosyo ekonomik düzey yükseldikçe anket

maddelerine verilen yanıtların ortalamaları da yükseldiği için, öğretmen görüşlerine göre okulun sosyo ekonomik düzeyi ile İlköğretim Kurumlan Yönetmeliği'nde ifade edilen amaç, ilke ve genel konuların gerçekleşmesi için gereken koşulların uygunluk düzeyi arasında doğru orantı olduğu söylenebilir.

Branş ve sınıf öğretmenlerinin görüşleri arasında, branş öğretmenleri lehine anlamlı farklılık görülmüştür. Branş öğretmenleri, sınıf öğretmenlerine göre yönetmelikte ifade edilen amaç, ilke ve konuların gerçekleştirilmesi bakımından okul koşullarının daha uygun olduğunu düşünmektedirler. Bunun farklı nedenleri olabilir. Sınıf öğretmenleri ile branş öğretmenleri aynı okulda bulunsalar da, çalışma koşulları açısından farklılık vardır. Sınıf öğretmenleri aynı sınıfı uzun süre okutabilirken, branş öğretmenleri yalnızca bir dönemle sınırlı kalabilmektedir. Sınıf öğretmenleri, aynı grubun farklı derslerine girdikleri için öğrencileri daha iyi tanıma şansına sahiptir. Branş öğretmenlerinin ders süreleri diğerlerine göre sınırlı olduğu için verilen dersin içeriği daha ağırlık kazanmakta, diğer eğitsel etkinlikler ikinci planda kalmaktadır. Sınıf öğretmenleri okuma, yazma ve matematikteki temel becerilerin kazanımıyla ilgiliyken, branş öğretmenleri daha çok bunlar üzerine kurulacak bilgi ve becerilerle ilgilidir. Bu yüzden, görüşler arasında da farklılık olabilir.

Mesleki kıdem açısından ise, 6- 10 yıllık mesleki kıdeme sahip olan öğretmelerin görüşleri ile 21 yıl ve üzerinde bir mesleki kıdeme sahip olan öğretmenlerin görüşleri arasında, daha kıdemli olan öğretmenlerin lehine anlamlı düzeyde farklılık vardır. Kıdemli öğretmenler gençlere oranla Yönetmelik'te ifade edilen konuların gerçekleşmesi bakımından okul koşullarının daha uygun olduğunu belirtmişlerdir. Bu durum farklı şekillerde yorumlanabilir. Gruplar yönetmelikteki maddeleri farklı şekillere yorumlamış olabilirler. Genç öğretmenlerin bu konuda daha duyarlı oldukları ve dolayısıyla daha eleştirel düşündükleri de söylenebilir. Ayrıca, daha kıdemli olan öğretmenlerin geçmişteki olumsuz yaşantılarından dolayı öğrenilmiş bir çaresizlik içerisinde oldukları ve bu yüzden hiçbir şeyin değişmeyeceğinden hareketle maddelere yüksek puanlar vermiş olabilecekleri ihtimali de düşünülebilir. Bu görüşten hareketle öğretmenlerin emeklilik yaşı daha aşağıya çekilmeli ve emekliliği dolan öğretmenlere aktif olarak öğretmenlik yapma imkanı verilmemelidir. Bu öğretmenlerden, belli kriterlere göre rehberlik ya da danışmalık gibi farklı konularda faydalanılmalıdır.

Öğretmenlerin mezun oldukları okullar ve cinsiyetlerine göre, her iki değişken açısından da görüşler arasında anlamlı düzeyde farklılık yoktur. Mezun olunan fakülteler ve cinsiyet açısından öğretmenler okul koşullarının yönetmelikte ifade edilen konuların gerçekleşmesi bakımından uygunluk düzeyini eşit şekilde belirtmişlerdir.

Anketteki maddelere yerilen yanıtların genel olarak orta düzeyde toplanması, öğretmen görüşlerine göre İlköğretim Kurumlan Yönetmeliği'nde ifade edilen amaç, ilke ve genel konuların gerçekleşmesi için gereken koşullara okulların orta düzeyde sahip oldukları şeklinde yorumlanabilir. Diğer taraftan, araştırma bulgularına göre bilimsel araştırma, bireysel ilgi ve yetenekler ve estetik konusunda okullarımızda daha çok sıkıntı olduğu için, bu konulardan hareketle gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Öğretmen görüşlerine göre Yönetmelik'te ifade edilen ilke ve konuların gerçekleşmesi bakımından alt sosyo ekonomik düzeydeki okulların daha olumsuz koşullara sahip olması beklenen bir bulgudur. Alt sosyo ekonomik düzeydeki okullar, orta ve üst düzeydeki okullara göre daha sıkıntılı oldukları için böyle bir sonucun olması muhtemeldir. Okullar öğrenci, öğretmen, yönetici, derslik, araç-gereç ve diğer donanımlar konusunda eşit düzeye getirilmelidir. Rehberlik hizmeti yalnızca okulla sınırlı tutulmamalı, okul dışında da verilmelidir.

Demokrasinin, üzerinde olumlu veya olumsuz bir çok tartışma olsa da, dünya ülkeleri arasında en fazla kabul gören ve hızla yayılan bir yönetim şekli olduğu bir gerçektir (Dahi, 2001, 8). Demokratik yaşama yönelik bilgi, beceri ve değerlerin verildiği ve yaşatıldığı bir eğitim sistemi, bir yönetim şekli olarak demokrasinin varlığını sürdürmesini ve bireyin demokrasiye uyum sağlamasını kolaylaştırır. Eğitim, demokratik bir toplum oluşturmanın ön şartıdır. Demokrasi okulda kollektif bir karar alma süreci olarak işletilmelidir. Çünkü okulda sağlanan bu demokratik ortam, toplumdaki demokratik

yaşantımızı da destekler ve geliştirir. Demokrasi içerikli bir eğitim, öğrencilerin erken yaşta bilişsel ve duyuşsal olarak bu yaşam kültürünü öğrenmesi ve hissetmesi anlamına gelir (Yavuz, 2003, 372).

EK 2: EĞİTİMSEN EDİRNE ŞUBESİNİN ARAŞTIRMASI

Belgede Eğitimde Değerler (sayfa 96-99)