• Sonuç bulunamadı

5. SONUÇ VE ÖNERİ

5.1. Sonuç

İdeoloji kavramı açısından Türk çocuk roman örnekleri üzerine bir inceleme adlı araştırmamızda, 1923 ile 2000 yılları arasında yayımlanan on altı yazara ait yirmi üç çocuk romanını inceledik. Bu kitapları seçerken romanların Cumhuriyet sonrasındaki ilgili dönemleri belirgin şekilde temsil etmesine dikkat ettik. Bunun sonucunda Cumhuriyet sonrası Türkiye'de belirgin ideolojiler üzerinden çıkan sonuçlar topluca şöyledir:

1923'ten 1950'ye kadar olan dönemki romanlarda ideolojik olarak genç Kemalizmin izlerine rastlanırken, 1960 sonrası romanlarda milliyetçi-muhafazakâr etkiler görülmeye başlanmıştır. 1970 sonrası ise Türkiye'de belirginleşmeye başlayan ideolojik çeşitliliğe bağlı olarak hem İslamcılığın hem de sol ideolojinin etkilerini çocuk romanları üzerinde okuyabilmek mümkün olmuştur. 1970 sonrası sol etkiler içeren bazı romanlarda erken dönem Cumhuriyet ideolojisine ilişkin unsurlar da mevcuttur. Bu durum ideolojilerin mekânsal ve tarihsel olarak geçirdiği değişimden ve birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmasının güçlüğünden kaynaklanmaktadır. Araştırmamızın kapsamına giren yıllardan 1950-1960 arasında çocuk romanı adıyla basılan sınırlı sayıda kitapla karşılaşılmıştır. Bu kitapların roman türünün hacmini karşılayamayacak örnekler olduğu görülmüştür. Yazarların bu yıllarda roman türüne ağırlık vermemesi daha sonraki çalışmalarda irdelenmesi gereken bir nokta olarak tespit edilmiştir.

1923'ten 2000'e kadar seçilen çocuk romanlarındaki ideolojik unsurların bir panoramasını çizecek olursak gerek çocuğa yüklenen özelliklerde gerekse romanın içeriğinde yer alan motiflerde farklılıkların yer aldığını görürüz.

137

Cumhuriyet'in ilk döneminde yazılan romanlarda gürbüz, olgun, akıllı, çalışkan çocuk yeni devletin teminatı olarak görülür. Atatürk'ü seven, onu örnek alan ve inkılaplara sahip çıkan çocuklar ön plana çıkarılır. Romanlarda Cumhuriyet'e iyi evlat yetiştirmek ebeveynlerin en önemli görevidir. Bu sebeple yetişkinlerden çocuk için mutlu ve huzurlu bir aile ortamının sağlanması istenir.

Kemalist romanlarda Osmanlı adaletsiz, kötü imajlarla ve gelenekselleşmiş uygulamalarla dolu bir düzen olarak anlatılırken 1960 sonrasının muhafazakâr milliyetçi çizgisinde bu anlayışın değiştiğini görürüz. Bu görüşü yansıtan romanlarda Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin yanı sıra Osmanlı, İslam ve gelenek gibi kavramlar çocuğun yaşadığı toplumla bağlarını kuran önemli unsurlar olarak işlenir. Bu konudaki en çarpıcı örnek Cahit Uçuk'un farklı zamanlarda basılan romanlarıdır. 1937 basımlı Türk İkizleri'nde içerik Cumhuriyet değerlerinden oluşurken 1962 basımlı Gümüş Kanat romanı bu değerlerin yanı sıra din, gelenek, Osmanlı gibi unsurların da işlenmesiyle ön plana çıkar.

Kemalist etkiler içeren romanlarda Cumhuriyet çocuğu, vatanı kalkındırmak, modernleştirmek için çalışmalıdır. Muhafazakâr milliyetçi izler taşıyan bazı romanlarda ise çocuk hem milleti için hem de dini için okumalı ve eğitimine önem vermelidir. Özellikle kırsalda yaşayan çocuğun vatanı kalkındırmak için tekrar taşraya dönmek istemesi iki grup romanda da karşımıza çıkar. Kemalist romanlarda Batılı düşünce, modern isimler, fabrika, otomobil, sanayileşme ve teknoloji gibi unsurlar medeniyetin alameti olarak sayılırken 1970 sonrasında varlık göstermeye başlayan İslamcı çizgideki romanlarda bu unsurlara eleştiriler getirilir. Bu grup romanların bazılarında Batı, İslam'ı dışlayan bir medeniyet tasavvuru olarak görülür ve Müslümanları ahlaksızlığa sevk ettiği düşünülerek açık açık eleştirilir. Bu gruptaki romanlardan Yürekdede ile Padişah'ta çocuklara verilen modern isimler üzerinden bir Batı eleştirisi gerçekleştirilir. Milliyetçi muhafazakâr çizgide ele alınan romanlarda ise Batı ileri bir uygarlık olarak algılansa da kültürel özellikleri ile örnek alınmaması gereken bir medeniyet olarak telkin edilir.

Cumhuriyet'in erken döneminde Türk çocuğunun tanımlanmasında kullanılan soya dayalı, İslami ögelerden uzak, Türk'ün İslamiyet öncesi tarihine ait Orta Asya imajlarını içeren milliyetçilik anlayışı 1960 sonrası geleneksel ve İslami ögelerin

138

sentezine yer veren romanlarda farklı bir yön kazanır. Muhafazakâr milliyetçi eksendeki bu romanlarda Türk'ün tanımında soya dayalı bir vurgu hâkim değildir. Bu kitaplarda Türk'ün daha çok Müslüman, vatansever, bağımsızlığına düşkün olması öne çıkar. Bunun yanı sıra Türklerin Orta Asya dönemine ait imajları bu romanlarda da önemsenir.

Din olgusu, Bağrı Yanık Ömer dışında Kemalist çizgideki romanlarda hiçbir işleviyle yer almaz. Bu olguyu sadece Bağrı Yanık Ömer adlı romanda görürüz. Muhafazakâr milliyetçi romanlarda ise din, gelenekle birlikte çocuğun toplumla bağını kuran en önemli değer olarak görülür. Bu gruptaki romanlarda bir Türk'ü Türk yapan milli aidiyetinin yanı sıra Müslüman olmasıdır. İslamcı çizgideki romanlarda ise din, yaşamın her ayrıntısında yer alan bir düzenleyici olarak karşımıza çıkar. Bu romanlardaki din algısının geleneksellikten kesin çizgilerle ayrıldığını söylemek zor olsa da romanların özellikle milli kimliğe ait bir göndermeye sahip olmamaları bu kitapları muhafazakâr milliyetçi gruptan ayrı ele almamıza sebep olmuştur. İslamcı etkilere sahip romanlarda ezan, namaz, Kur'an, tevekkül etme inancı, sahabeler ve peygamberin hikayeleri, menkıbeler çocuğa bir Müslümanın yaşam düzenini organize eden temel unsurlar olarak sunulur.

Dünyadaki siyasi gelişmelere bağlı olarak Cumhuriyet'in ilk döneminde yazılan çocuk romanlarında etkileri görülmeyen komünizm anlayışı 1970 sonrasının romanlarında yer bulmaya başlar. Bu romanlardan muhafazakâr milliyetçi ve İslamcı içerikli olanlarda komünizm, olumsuz çağrışımlarla ele alınırken Marksist görüşün sanattaki yansıması kabul edilen toplumcu gerçekçi anlayışta yazılan romanlarda eşitlik, adalet, umut gibi kavramlarla bağdaştırılarak anlatılır. Romanlarda dikkatimizi çeken bir diğer durum ise komünizme ait aktarmaların farklı ideolojiler tarafından benzer sembollerle yapılmasıdır. Özellikle kırmızı renk bazı muhafazakâr milliyetçi, İslamcı ve sol içerikler barındıran romanlarda komünizmi temsil eder. 1970 sonrası sol anlayış içeriğine sahip romanlarda kırmızı rengin dışında farklı semboller üzerinden de sol ideolojiye atıf yapılır. Örneğin Rıfat Ilgaz'ın romanlarında "el" üzerinden sol ideoloji ve emekçilerin temiz iş gücü temsil edilir.

Sol içerikli romanlarda çocuktan istenen, güçlüye karşı güçsüzün yanında olmasıdır. Bu güçlüler bazı romanlarda bir devlet yöneticisi, bazı romanlarda

139

burjuvayı temsil eden zengin kişiler, bazı romanlarda ise sömürgeci devletlerdir. Çoğunlukta olan ezilmişlerin ancak birleşerek güçlü olan azınlığa üstün gelebileceği mesajı verilir. Bu romanlarda devletin memuru, bürokratı, öğretmeni, muhtarı çoğunlukla ezilmişin karşısında, güçlülerin yanında saf tutar.

Sol ideolojik etkiler içeren çocuk romanlarını diğer gruptakilerden ayıran bir diğer özellik ise bu romanların kapitalizm karşıtlığına yer vermesidir. Markalar bu karşıtlığın sağlanmasında kullanılan en önemli sembollerdir. Bu semboller kapitalist dünyanın burjuvasına ait değerler olarak görülür. Romanlarda kapitalizm doğayı bozan ve insanı insanlıktan çıkaran bir sistem olarak anlatılır. Bunun yanı sıra dönemin yaşanan siyasi gelişmelerine bağlı olarak Türkiye'deki Marksist kişilerin yaşadığı işkenceler de çocuk romanlarında anlatılır. Bu romanlarda da Cumhuriyet'in ilk dönemindekilere benzer şekilde dinin hiçbir işleviyle yer almadığını görürüz.

İncelediğimiz romanlarda olayların kurgulanışında öne çıkan önemli mekânlardan biri köydür. Köy, bu romanlarda ideolojik baskınlık açısından farklı şekillerde ele alınır. Köyde geçen ve Kemalist izler taşıyan romanlarda dini ve geleneksel hayat kurgunun dışında bırakılırken köy halkı Osmanlı tarafından yoksul bırakılmış ya da şehirli, aydın biri tarafından bilinçlendirilmesi gereken bir topluluk olarak tasvir edilir. İslamcı romanlarda ise köy halkının din zannettiği hurafeler eleştirilir ve toplumu bu konuda aydınlatan bir köy imamı figürü öne çıkar. İmam bu romanlarda köylüyü hem din hem de yaşam konusunda yönlendiren aydın kişi konumundadır. Ayrıca bu romanlarda dini duyarlılık ahlak inancının ve yaşamın kaynağı olarak verilir.

Romanlarda öne çıkan bir diğer mekân ise okuldur. Kemalist romanda okul bütün Türk çocuklarının eğitim aldığı, zengin fakir demeden eşit olduğu bir yer olarak çizilirken sol içeriğe sahip romanlarda ekonomik eşitsizlik çerçevesinde güçlü ile güçsüzün çatıştığı yer olarak konumlandırılır. Okul, İslamcı eğilim taşıyan Gül Yarası romanında ise başörtüsünün ve ibadetin yasaklandığı yer olarak öne çıkar. Özellikle başörtüsü bir öğrencinin Batılı yaşam şeklini eleştirmesinde ve İslam eksenindeki yaşam mücadelesinde sembol görevi üstlenir. Başörtüsü ayrıca Müslümanın din ve vicdan hürriyetinin bir göstergesi sayılır.

140

Sol unsurlar barındıran romanlarda ekonomik eşitsizliğe dayanan çatışma okulun yanı sıra sınıf, mahalle, taşra-İstanbul karşılaştırmaları üzerinden de verilir.

İdeolojilerde öne çıkan anti-kolonyalist söylem İslamcı romanda işgal altında olan Müslüman topraklarının anlatımı ile sağlanırken Marksist esintiler taşıyan romanlarda faşist olarak tabir edilen ülkeler üzerinden verilir. Sol çizgideki Filler

Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca sömürgecilerin uyguladığı teknikleri roman

boyunca anlatması yönüyle bu gruptaki kitaplar arasında öne çıkmaktadır.

İncelediğimiz bazı romanların yazarları yetişkin edebiyatında da ürünler veren sanatçılardır. Özellikle toplumcu gerçekçi yönüyle tanınan romancıların çocuklar için de aynı eğilimle, sol ideolojiye yakın bir içerikle eserler kaleme aldığını tespit ettik. Yetişkin edebiyatında eser vermeyen yazarların çocuk kitaplarına eğiliyor olmaları da asıl yazarlık amaçlarının ne olduğuna dair önemli bir veridir.

Son sözü çocuk figürünün temsilleri üzerinden söyleyecek olursak şu özeti yapabiliriz: Kemalist romanlarda soyu Türk, eşit, olgun ve gürbüz çocuk; muhafazakâr milliyetçi görüş eksenindeki romanlarda Türk ve Müslüman çocuk; İslamcı etkiler taşıyan romanlarda ümmetçi çocuk; sol eğilimler içeren romanlarda ise haksız düzene karşı, ezilmişlerin sözcüsü bir çocuk, 1923'ten 2000'e kadar seçilen çocuk romanlarında ideolojilerin çocuklara yüklediği anlamlar olarak karşımıza çıkar.