• Sonuç bulunamadı

SONUÇ ve ÖNERİLER

“Salah Bey Tarihi”nin kültürel çözümlenmesi “Mekânlar” ana başlığı altında eserde geçen Şehirler, Semtler, Kahvehaneler, Saraylar/Kasırlar/ Yalılar/Köşkler, Seyir Yerleri, Boğazda Çiçek ve Meyve Bahçeleri üzerinden; “Kültürel Hayata Dair Bazı Unsurlar” ana başlığı altında ise Osmanlı Kadın Hareketi ve Türk Amazonları, İstanbul Modası, Osmanlı’da Bıyık, Sakal Modası ve Sembolleri üzerinden yapılmıştır.

Birsel, İstanbul’u bir tarih sahnesi gibi işlemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’undan Cumhuriyet Dönemi’ne uzanan İstanbul’u; insanlarıyla, mekânlarıyla, sosyal ve kültürel özellikleriyle, tarihiyle, Boğaziçi’yle okuyucusuna aktarmıştır. Paris, Salah Bey Tarihi’nin son kitabı olan İstanbul-Paris’te karşımıza çıkmaktadır. Birsel, burada Tanzimat’tan beri yaşamımızda olan Batı hayranlığı ve Paris coşkusuna yer vermiştir.

Salah Birsel, İstanbul’daki semtleri anlatırken onları anlatmak istediği asıl konuya bir zemin oluşturacak şekilde yerleştirmiştir. Semtler; bahsedilecek olan kişi, olay ya da durumun gerçekleştiği mekânlardır. Salah Bey Tarihi’nin kültürel tarihimizi yansıtması bakımından ele alınan semtler de konumlarının yanında ağırlıklı olarak kültürel özellikleriyle ve sosyal dokusuyla verilmiştir.

Osmanlı toplumunda 16. yüzyılda ortaya çıkan ve günümüze kadar çoğalarak varlıklarını sürdüren kahvehaneler, insanların toplanıp çay, kahve içtikleri mekânlar olmaktan çok daha fazlasıdır. Kahvehaneler, özellikle edebiyatçılar için toplanıp edebiyat sohbetleri yaptıkları bir mekân, eserlerini yazmak için rahat bir ortam, yeni insanlarla tanışıp fikir alışverişinde bulundukları yerler olmuştur. Ayrıca kahvehanelerde ramazan geceleri çeşitli eğlenceler düzenlenmiştir. Günümüzde kahvehaneler insanların bir araya gelip sohbet ettiği, sosyalleştiği, bireysel ve toplumsal sorunların

142

konuşulduğu mekânlar olma özelliğini korumasına rağmen geçmişte üstlendiği birçok işlevi kaybetmiştir. Klasik kahvehaneler birer mahalle kahvesi niteliğinde varlığını sürdürmekte ancak buralarda da sadece maç izlenmekte, tavla ve kâğıt gibi oyunlar oynanmaktadır.

Birsel, Boğaziçi’ndeki yalılar, seyir yerleri ve bahçelerden söz ederken Boğaziçi’nde yaşanan hayatların toplumun belli bir kesimine ait olduğunun, halktan kişilerin buralarda bulunamayacağının altını çizmiştir.

Edebiyat dünyasında ve yaşamın tüm alanlarında kadınların var olma mücadelesi üzerinde de duran Birsel, Tanzimat’la birlikte kadının toplumdaki yeri üzerine kendisini sorguladığını ve harekete geçtiğini belirtmiştir.

Salah Birsel, eskiden Beyoğlu’nun terzilerden ve bonmarşelerden geçilmediğini belirterek ünlü terziler ve moda evlerinde neler dikildiği, buralara kimlerin gittiği üzerinde durmuştur. Osmanlı’daki sakal ve bıyık çeşitlerini örneklerle belirterek sakal, bıyık modası ve onların sembolik anlamlarıyla ilgili bilgi vermiştir.

Salah Birsel’in, deneme türünün sınırları içinde farklı metin türlerini harmanlayan, türler arası geçişliliği sağlayan bir anlatım tarzına sahip olduğu görülmüştür. Birsel, “Salah Bey Tarihi” adlı serisinde yer alan denemeleri, tarihle, edebiyat tarihiyle iç içe, anı-anlatı geleneğinden de yararlanarak oluşturmuştur. Tarihle anının bazı noktalarda kesiştiği düşünüldüğünde Birsel’in anılarından yola çıkarak kişisel tarihinin etrafında, bilmediklerini okuduğu kaynaklardan besleyerek sunduğu görülmektedir. Birsel, bu konuda şunları ifade etmiştir:

“Biz gördüklerimizi ve duyduklarımızı yazıyoruz. Kendi düş dünyamızdan bir şeyler katmıyoruz. Yalnız Türkçenin haddeden geçirilmişini veriyoruz. Üstüne de yergi ve saraka tozları serpiştiriyoruz.” (Birsel, 1982: 321)

Birsel, denemelerini olaylarla yazmaktadır. Bu olayları anlatırken kendine özgü bağlantılar kurar. Ele aldığı kişileri bir roman kişisi gibi

143

kurguladığı olay örgüsünün içinde gezdirerek bir atmosfer yaratır. Salah Bey Tarihi, İstanbul’dan görüntüler sunan bir belgeseldir. Salah Bey Tarihi’nde Osmanlı İmparatorluğu’nun son yılları ve o yıllardaki İstanbul yaşantısından Cumhuriyet Dönemine uzanan bir serüven anlatılmıştır. Salah Birsel bunu İstanbul’un kahvehanelerini, kahvehanelerin eski yıllardaki önemini ve işlevini, kendisinin de müdavimi olduğu edebiyatçı kahvelerini, padişahların, sultanların, şairlerin, o yıllarda Boğaz’ın iki yakasında yalılarda yaşayan insanların hayatlarını, Boğaziçi’nin gizli tarihini ve Tanzimat’la başlayan Paris hayranlığını, coşkusunu kendine özgü anlatımıyla sunarak yapmıştır.

Denemelerine verdiği başlıklar ve denemenin açılışı, okuyucu için bir ipucu niteliğindedir. Başlıklar ayrıca denemenin içindeki sürprizlerin habercisi sayılır çünkü Birsel, denemelerinin başladığı yerde bitmesini sevmez. Birsel’in dünyasına adım atan okuyucu, sayfaları çevirdikçe adeta kutu içinde saklı diğer bir kutuyu açıyormuşçasına okuma serüvenini sürdürür.

Birsel’in dili ve anlatımı onu bir denemeci yapan ve onu diğer denemecilerden ayıran özelliklerinin başında gelir. Birsel denemelerinde kendine ait bir dil oluşturmuştur. Salah Birsel’in denemelerinde dil ve anlatım açısından dikkati çeken noktalar; kullandığı sözcükler, anlatımındaki ince alay ve yergi, okurla kurduğu iletişim ve farklı konuların, olayların birbirini çağrıştırıp farklı yerlere bağlanmasıdır.

Salah Birsel’in Salah Bey Tarihi’ni yazarken gezdiği, gördüğü yerlerle ilgili ilginç ayrıntılara, öykülere, oraların tarihine değinmesi, tüm bunları kişisel bir süzgeçten geçirerek ince bir alayla sunması ondaki Evliya Çelebi etkisini, ruhunu ortaya koymaktadır.

Salah Bey Tarihi’ni okurken Birsel’in çok fazla sayıda kitap okumuş olduğu anlaşılmakta ve onun sunduğu süzülmüş bilgiler insanda zihin açıcı bir etki yaratmaktadır.

144

Birsel’in denemeleri kültürün, tarihin, edebiyatın, sanatın kaynaştığı gerçek bir düşünce hazinesidir. Onu okurken pek çok kişi, olay, mekân hakkında bilgi sahibi olmakta, farklı yaşamlara tanıklık etmekteyiz.

Birsel, ele aldığı konuları kökeninden başlayarak ayrıntılı örnek ve gözlemlerle geliştirmekte ve denemelerini yazma sürecinde son derece titiz bir araştırma yapmaktadır.

Bu çalışmanın sonucunda, Birsel’in Salah Bey Tarihi’nde

denemenin sınırları içinde tarihle, edebiyat tarihiyle, yazınsal anıyla, günlükle, gezi yazısıyla, belgesel romanla ilişki kurduğuna, böylelikle sağlamak istediği türler arası geçişliliği sağlayıp içerik ve anlatım açısından zengin, çeşitlilik içeren denemeler yazdığına, kültürel, sanatsal ve edebi hayatı, kendine özgü dil ve üslubuyla okurlarına yansıttığına ulaşılmıştır.

Salah Bey Tarihi, bir kırkambar gibi zengin bir içeriğe sahip olduğundan mimari, dilbilim, sosyoloji, tarih, sanat tarihi, edebiyat tarihi gibi birçok farklı alana çalışma yapmak için malzeme sunmaktadır. Seriyi oluşturan eserlerin derinlemesine incelenebilmesi için farklı disiplinlerde çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

145 6. KAYNAKÇA TEMEL KİTAPLAR

Birsel, Salah. (1983). Kahveler Kitabı. (2. Baskı). Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Birsel, Salah. (1983). Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu. (3. Baskı). Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Birsel, Salah. (1980). Boğaziçi Şıngır Mıngır. (1. Baskı). Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Birsel, Salah. (1982). Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi. (1. Baskı). Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Birsel, Salah. (1983). İstanbul- Paris. (1. Baskı). Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.