• Sonuç bulunamadı

Türkiye Ekonomisi, 2001 krizi sonrasında yapılan reformlar ve yapısal değişikliklerle bir büyüme trendi yakalamıştır. Türk Ekonomisi 2002 ile 2011 yılları arasını kapsayan on yıllık dönemde % 5,2’lik yıllık ortalama reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranıyla büyüme kaydetmiştir. Ayrıca söz konusu dönemde Avrupa Birliği üyesi ülkeler için AB Komisyonu tarafından tanımlanan genel yönetim nominal borç stoku % 74’ten % 39,4’e gerilemiş ve Türkiye, AB-Maastricht kriterleri arasında yer alan “azami % 60 oranında kamu borç stoku” ilkesine 2004 yılından bu yana uyar hale gelmiştir. Bununla birlikte bütçe açığı 2002-2011 yılları arasında % 10'dan % 3’ün altına gerileyerek AB-Maastricht kriterlerinin bütçe dengesi için öngördüğü ilkeye uyum sağlamaya başlamıştır.

2011 yılında Türkiye 772,298 milyar dolar GSYH’sı ile 34 OECD ülkesi arasında 16. büyük ekonomi haline gelmiştir. 2010 yılı gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla %17,8’lik artışla 1.294.893 milyon TL, sabit fiyatlarla % 8,5’luk artışla 1.148.74 milyon TL olmuştur. Türkiye 2011 yılında %8,5’luk büyüme ile Dünyada Çin’den sonra ikinci ülke olmuştur. 2011 yılında kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla 17.510 TL, ABD doları cinsinden 10.444 dolar olarak hesaplanmıştır. Üretim yöntemine dayanılarak hesaplanan reel büyüme 2011’in dört çeyreğinde sırasıyla, % 11,9, % 9,1, % 8,4 ve % 5,2 olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında GSYH sabit fiyatlarla % 8,5 artmıştır.

Türkiye Ekonomisinin yukarıda verilen rakamların yanı sıra şirketlerin uyum yeteneği, devlet teşvikleri, kişi başına düşen GSYH artışı, şirket kuruluş süresi, finans ve bankacılık mevzuatı, nitelikli mühendisler yönünden güçlü olduğu düşünülmektedir. Ancak bu güçlü yönlerinin yanında cari açık, yüksek ithalat rakamları, işsizlik sorunu, iş güvencesi ve tazminat sorunları, enflasyon, efektif gelir vergisi sorunları gibi bir takım problemleri mevcuttur.

Türkiye’de son yıllarda ekonomi büyürken ihracat rakamları da aynı dönemde bir artış trendi yakalamıştır. İhracattaki ve ekonomideki bu büyüme artışıyla paralel olarak ithalat rakamlarının daha fazla artması, dış ticaret açığının artmasına sebep olmuştur. 2011 yılında yüzde 75 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2011 yılında yüzde 56

88

olarak gerçekleşmiştir. İthal girdi kullanımına bağlı ihracat, ihracata dayalı bir ekonomi, Türk lirasının aşırı değerlenmesi, enerjide dışa bağımlılık, yüksek katma değerli ürünlerde ithalatçı konumunda olmak bu oranın düşmesinin nedenleri olarak belirtilebilir

2011 yılı rakamlarına göre 134 milyar dolarlık Türkiye ihracatının yüzde 46’sı Avrupa Birliği ülkelerine yapılmıştır. Aynı dönemde Ortadoğu ülkelerine yüzde 18, Bağımsız Devletler Topluluğuna yüzde 11 ve Afrika ülkelerine yüzde 8 oranında ihracat gerçekleştirmiştir.

Ancak son yıllarda Avrupa pazarında bazı daralmalar yaşanmaktadır. Bu amaçla Türkiye alternatif pazarlara yönelmekte ve AB pazarından kaynaklanan kayıpları bu yolla telafi etmeye çalışmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) öncülüğünde ihracat artırma yönünde pazara giriş stratejileri hazırlanmaktadır. Bunun için iki yıllığına hedef ülkeler belirlenmekte ve bu ülkelere ihracatı özendirici teşvikler ve destekler sağlanabilmektedir.

Dış pazarlara açılmada ve yeni pazarlarda açılım yapma konusunda atılacak adımlardan biri de bölgesel ve uluslararası ekonomik entegrasyonlar aracını iyi kullanmaktır. Türkiye pekçok uluslararası ve bölgesel organizasyonlarda üyedir. BM, UNESCO, OECD, İİT, AGİT, KEİ, ECO, DTÖ, D-8 gibi teşkilatlarda ise aynı zamanda kurucu üyedir. Türkiye bu örgütlere her yıl milyonlarca dolar üyelik aidatı ödemekte ancak bu örgütleri yeterince etkin kullandığı konusu tartışmalıdır. Türkiye’nin yeterince yararlanamadığı örgütlerden biri de D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütüdür.

1997 yılında Türkiye, İran, Malezya, Nijerya, Mısır, Bangladeş, Pakistan, Endonezya’nın devlet başkanlarının bir araya gelmesiyle İstanbul’da kurulmuş D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütünün Sekretaryası, 2006 yılına kadar Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ)’nün İstanbul Sarıyer’de bulunan binasında faaliyet göstermiştir. Sekretarya, İstanbul Mecidiyeköy’deki yeni yerine ancak Ağustos 2006'da taşınabilmiştir.

Ayrıca D-8 İdare Merkezi'nin hukuki statüsünü belirlemek ve Sekretarya’nın görevlerini yerine getirebilmesini sağlamak için örgüt merkezinin ve personelin statüsünü belirlemek ve çalışanların haklarını ve bağışıklıklarını düzenlemek amacıyla hazırlanan merkez anlaşması 2009 yılında imzalanıp Şubat 2011’de yürürlüğe

89

girebilmiştir. Sekretarya’da bir genel sekreter, bir ekonomist, bir direktör kadrosundan başka birkaç idari personel bulunmaktadır. Üye ülkelerinin nüfusu bir milyarı bulan bir uluslararası örgütün genel merkezi kadro ve imkân eksiklikleri yaşamaktadır. D-8’in etkin ve iş yapabilen bir örgüt olması isteniyorsa D-8 Sekretaryasının mali olarak ve insan kaynakları yönünden zenginleştirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. D-8 Genel Sekreterliğine ülkeler tarafından daimi temsilciler atanması ve bu daimi temsilcilerin ülkeleri adına diğer üye ülkelerle ekonomik ilişkileri artırma yönünde faaliyetlerde bulunması Örgüt adına yararlı olacaktır.

2011 yılı IMF rakamlarına göre D-8 üyesi ülkelerin toplam ticaret hacmi 1,725 trilyon dolardır. Söz konusu ülkelerin birbirleriyle yaptığı ticaretin toplam hacmi ise 130 milyar dolar seviyelerindedir. Bu da oran olarak yüzde 7,5’a tekabül etmektedir. Aşağıdaki grafikte bu oranın yıllara göre değişimi yer almaktadır.

Grafik: D-8 Ülkeleri Arasındaki Ticaretin Toplam Ticaret İçindeki Payının Yıllara Göre Gelişimi Kaynak: D-8 Sekretaryası (2012) 3,4 3,8 3,7 3,8 4,1 4,4 4,7 4,6 4,8 4,8 5,6 6,1 5,7 7,06 7,5 0 1 2 3 4 5 6 7 8 (%) D-8 İçi Ticaret 1997 – 2011 (%)

90

D-8 üyesi ülkelerin toplam ticaret hacmi 1997 yılında 400 milyar dolar seviyelerinde iken bugün 1.725 milyar dolara yükselmiştir. Bu dört katlık ticaret artışına karşılık, aynı sürede D-8 üye ülkelerinin birbirleriyle olan ticareti ise 14 milyar dolardan 130 milyar dolara çıkmıştır. Bu on katlık bir artış demektir. 1997 yılında D-8 iç (üye ülkeler arası) ticaretinin D-8 ülkelerinin dünya ile olan ticaretine oranı yüzde 3 iken, 2011 yılında bu rakam yüzde 7 olmuştur. Bu rakamlar D-8 üyesi ülkeler arasındaki ticaretin artmakta ve gelişmekte olduğunun bir göstergesidir.

D-8 2008-2018 yılları arasını kapsayan Yol Haritasına göre Örgütün hedefi teşkilat içi ticaretin en az 15-20’ler seviyesine gelmesidir. Bu yönde bazı adımlar atılmıştır. Bu adımların en önemlisi şüphesiz D-8 ülkeleri arasındaki tarife dışı engellerin kaldırılması ve tarifelerin zaman içerisinde azaltılması amacıyla hayata geçirilen D-8 Tercihli Ticaret Anlaşmasıdır. Anlaşmanın amacı; tarifelerin indirimi ve tarife dışı engellerin ve tarife benzerlerinin kaldırılması, anlaşmayı imzalayan ülkeler arasında ekonomik ilişkilerin ahenkli gelişmesi yönünde katkıda bulunarak ticaretin teşvik edilmesi ve artırılması, imzacı devletler arasında adil rekabet şartlarının oluşturulması, karşılıklı ticaretin oluşturulması ve dünya ticaretinin artırılmasına katkı sağlanması, imzacı üyeler arasında ticaretin sürdürülebilir bir biçimde gelişebilmesi için daha öngörülebilir ve güvenli bir ortam oluşturulması ve üye ülkeler arasında ticari alışverişin çeşitlendirilmesinin sağlanmasıdır.

Bununla birlikte D-8, örgüt içi ticareti artırmak adına 2008 yılı Kuala Lumpur Zirvesi’nde D-8 üye ülkelerinin işadamları için vize kolaylığı sağlanmasına ilişkin bir anlaşma imzalanmıştır. Bu önemli bir gelişmedir.

D-8 ülkeleri doğrudan yabancı sermaye girişi açısından da sürekli gelişmekte olan ülkelerdir. D-8 ülkeleri yancı yatırımcılar için cazip ülkeler konumuna gelmeye başlamıştır. Aşağıdaki tabloda D-8’in kuruluşundan itibaren yıllar içinde yabancı sermayenin seyri görülebilmektedir.

91

Tablo: D-8 ülkelerinde Yabancı Sermayenin Seyri (milyar dolar)

Yıllar Doğrudan Yabancı Yatırım Girişi Doğrudan Yabancı Yatırım Çıkışı Net Yabancı Yatırım Girdisi 1997 15,716 3,495 12,220 1998 7,265 1,597 5,668 1999 5,940 2,574 3,365 2000 3,901 1,275 2,626 2001 4,589 1,027 3,561 2002 12,021 2,517 9,504 2003 9,659 1,933 7,725 2004 18,032 6,798 11,233 2005 38,968 7,811 31,156 2006 52,812 10,640 42,172 2007 63,496 18,305 45,190 2008 61,084 24,713 36,370 2009 36,188 11,071 25,116 2010 50,979 18,117 32,861 2011 61,793 25,725 36,068

Kaynak: UNCTAD (2012). www.unctad.org

D-8 ülkeleri genel olarak zengin doğal kaynakları olan, enerji ve hammadde kaynaklarına sahip gelişmekte olan ülkelerdir. Endonezya, Pakistan, Bangladeş gibi üye ülkelerin nüfusları 100 milyondan fazladır. İran ve Nijerya dünyanın büyük petrol ve doğalgaz üreticisi devletlerinden birisidir. Türkiye ve Malezya güçlü ekonomileri ile ön plana çıkmaktadır. Mısır binlerce yıllık tarihi, 80 milyonu aşan nüfusu, bereketli Nil

92

Deltası ve satın alma gücü paritesine göre 500 milyar doları aşan gayri safi milli hasılası ile önemli bir devlettir. Üye ülkeler nispeten güçlü ve önemli olmasına rağmen D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü istenilen seviyede işbirliği ve proje üreten bir yapıda değildir. Bunun birçok sebebi vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

D-8 projesi devletler tarafından sahiplenilmemektedir.

Sekretarya insan kaynakları ve mali açıdan zayıf konumdadır. Sekretarya’da üye ülkelerin temsilcileri bulunmamaktadır.

D-8 Nijerya’dan Endonezya’ya çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bu da beraberinde ulaşım zorluklarını getirmektedir.

D-8 Örgütü başlangıçta çok büyük hedefler ve projelerle yola çıkmıştır. Bunların realize edilememesi bir hayal kırıklığına yol açmıştır.

D-8 Örgütünün sağlam ve işbirliğini zorlayıcı bir yapısı bulunmamaktadır. D-8 ülkeleri arasında ticareti engelleyici birçok gümrük prosedürü vardır. Gerçek bir işbirliği isteniyorsa bu ülkeler arasında bir gümrük birliği anlaşması yoluyla gümrükler sıfırlanmalıdır.

İşbirliğinde, ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) örnek alınıp ona benzer bir yapı kurulabilir. ASEAN örgütünün Pekin, Berlin, Brüksel, Canberra, Cenova, İslamabad, Londra, Moskova, Yeni Delhi, New York, Ottowa, Paris, Riyad, Seul, Tokyo, Washington ve Wellington’da temsilcilik ofisleri bulunurken D-8’in Sekretaryası bile çok zayıf bir konumdadır.

Yukarda verilen maddeler D-8 İşbirliği Örgütü’nün birtakım problemleridir. Ancak, Örgütün kâğıt üzerinde de olsa bazı avantajları da bulunmaktadır. Üyelerinin tamamını İslam ülkelerinin oluşturduğu İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 57 tane üyesi varken, D-8 Örgütünün üye sayısının sadece sekiz olması ve ilave başka bir devleti üyeliğe kabul etmemesi karar alabilme ve uygulayabilme şansını artırmaktadır.

93

D-8 üye devletleri aynı zamanda İslam ülkelerinin nüfus, enerji ve hammadde kaynakları yönünden önde gelen ülkeleridir.

Bununla birlikte D-8’lerin geniş bir coğrafyaya yayılması bir yandan dezavantaj iken ürün çeşitliliği açısından ülkelerinin birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamada bu bir avantajdır. Sonuçta her ülkenin önde gelen bir sektörü, avantajlı ürünü ya da avantajlı pazar koşulları vardır. Bu da D-8 için önemli bir artıdır.

2011 rakamlarına göre Türkiye’nin D-8 ülkeleri olan ticaretinin hacmi 27 milyar dolar düzeyindedir. Bunun 7,5 milyar doları ihracat iken, 19,5 milyar doları ise ithalattır.

Türkiye son yıllarda ihracatını artırırken aynı zamanda pazar çeşitlendirmesine de ağırlık vermiştir. Avrupa pazarlarında yaşanan daralmalar neticesinde Türkiye yönünü Kuzey Afrika, Ortadoğu gibi pazarlara çevirmiştir. Bu yönlenmenin ileriki yıllarda da devam edeceği Türkiye’nin ihracatında Avrupa’nın payının daha da azalacağı rahatlıkla söylenebilir. Aynı zamanda Dünya Ekonomisi’nde Malezya, Endonezya gibi Uzak Doğu ülkelerinin etkinliğinin artacağı söylenebilir.

Türkiye D-8 ülkeleri ile hem bu örgütte hem de İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çatısı altında yer almaktadır. Ancak bu birliktelik çoğu zaman sadece masada kalabilmektedir. Örneğin Mısır Arap Cumhuriyeti’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yom sayarak Kıbrıs’ta tek otoriteyi Rumlar olarak kabul etmesi, İran ile bölgede Suriye vb. olaylarda yaşanılan köklü görüş ayrılıkları, helal gıda vb. standart konularında Türkiye’nin işbirliği yapma çağrılarına Malezya’nın genel olarak mesafeli davranması, Bangladeş’te yaşayan bazı gruplar hakkında Türkiye tarafından Bangladeş’e yapılan çağrıların bu devletçe iç işlerine karışılması olarak yorumlanması gibi bazı meseleler aslında D-8 Örgütü’nün çok bağlayıcı, etkin bir yapıda olmadığının da bir göstergesi sayılabilir.

D-8’lerde başarı sağlanmak isteniyorsa ülkeleri birbirine bağlayacak işbirliklerine ihtiyaç vardır. D-8 adı üzerinde bir ekonomik işbirliği örgütüdür. D-8 başlangıcında proje temelli; tarım uçakları, makineler, ekipmanlar üretmeye yönelik bir örgüt olarak kurulmuştu. D-8 markalı ortak bir otomobil ya da ortak bir hava aracı vb. üretilebilmiş olsaydı, daha genel bir ifadeyle örgütün ekonomik olarak büyük bir çıktısı olabilseydi

94

hiç şüphesiz bu birliktelik ülkeler arasındaki ilişkileri de etkileyecekti. Ama bugün D-8 başlangıcındaki hedeflerden çok uzakta, statik yapıda bir örgüt olarak varlığını sürdürmektedir.

Türkiye her ne kadar birtakım ekonomik olumsuzluklar yaşasa ve enerjide dışa bağımlı olsa da sanayi yönünden D-8’in en gelişmiş ülkesidir. Türk şirketlerinin uluslararasılaşma ve iş yapma becerisi son yıllarda çok gelişmiştir. Türkiye etkin ve verimli bir ihracat politikası güderek Türk ihracatçılarını farklı pazarlarla daha fazla tanıştırmalı daha fazla pazar araştırması, daha fazla işbirliği ve ekonomik entegrasyonlar tesis etme yoluna gitmeli toplantı, fuar ve başka işbirliği alanlarına göre sınıflandırılmış güçlü dış ticaret bilgi ağı kurmalıdır. Pazar payını artırmada D-8 ülkeleri gibi kültürel dokularının uyuştuğu ülkelerle daha yakın işbirliği yapmalı ve bu ülkelerin pazarlarına erişmede söz konusu olan tarife ve tarife dışı engelleri bertaraf etme konusunda D-8 Örgütünü ve bu örgütün ev sahibi olması kartını iyi kullanmalıdır. Ayrıca Türkiye, enerji ve doğal kaynaklı D-8 üyesi ülkelerle avantajlı enerji alım sözleşmeleri yapmalı, Malezya gibi teknolojik yönden gelişmiş ülkelerle high tech (ileri teknolojili) ürünler üretme yolunda işbirliği yapmalı, Bangladeş Pakistan gibi sanayisi çok fazla gelişmemiş üye devletlerle organize sanayi bölgeleri, KOBİ’ler vb. alanlarda işbirliğine gitmeli, bu ülkelere teknik destek sağlamalı ve bu yolla işbirliklerini artırmalıdır. AB pazarındaki daralmalar, Euro bölgesindeki kriz ve işsizlik, gelişmiş ülkelerde yaşanan durgunluklar böyle devam ettiği takdirde gelecekte D-8 ülkelerinin öne çıkması işten bile değildir. Türkiye’nin D-8 gibi örgütlerin işlerliğini artırmada öncü olması hiç şüphesiz her zamankinden daha önemli olacaktır.

95 KAYNAKÇA

Alan, B. (2001). D-8 Yeni Bir Dünya. İstanbul: Yörünge Yayıncılık.

Alşan, R. (1990). Cumhuriyetin Kuruluşu ve İlk Onbeş Yılında PTT İşletmesi, Atatürk

Araştırma Merkezi Dergisi: 17(VI)

Arı, T. (2001). Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika (4. Baskı). İstanbul: Alfa.

Ariff, M. (1998). Proliferation of Regional Groupings: Policy Options for the OIC Journal of Economic Cooperation Among Islamic Countries 19 (1-2), 26.

Başak, C. (2010). Uluslararası Örgütler (1. Baskı). Ankara: Seçkin.

Bozkurt, E., Kütükçü, M.A., Poyraz, Y. Devletler Hukuku (Genişletilmiş 4. baskı). Ankara: Asil Yayınları.

CIA World Factbook (2011). Endonezya Ülke Raporu.

https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/id.html elektronik adresinden 17 Eylül 2012 tarihinde erişilmiştir.

CIA World Factbook. (2012). İran Ülke Raporu.

https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/ir.html adresinden erişilmiştir.

Çalış, Ş. Özlük, E. (2007). Uluslararası İlişkiler Tarihinin Yapısökümü: İdealizm- Realizm Tartışması. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi: 17.

Çam, E. (2000). Siyaset Bilimine Giriş (7. Baskı). İstanbul: Der Yayınları.

Dağ, A.E. (2004). Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Sözlüğü. İstanbul: Anka

Dadow, O. (2009). International Relations Theory, Londra: Sage Publications.

Dedeoğlu, B. (1998). Uluslararası Örgütlerin Farkı Sınıflandırma Biçimleri. İ.Ü. İktisat

Fakültesi Mecmuası, 49, 15-30.

96

D-8 Sekretaryası. (2012). D-8 All Countries Report. İstanbul Ekonomi Bakanlığı (2012). Endonezya Ülke Raporu. Ankara. Ekonomi Bakanlığı (2012). Bangladeş Ülke Raporu. Ankara. Ekonomi Bakanlığı (2012) Mısır Ülke Raporu, Ankara. Ekonomi Bakanlığı (2012) Malezya Ülke Raporu, Ankara. Ekonomi Bakanlığı (2012). Nijerya Ülke Raporu. Ankara. Ekonomi Bakanlığı (2012). Pakistan Ülke Raporu. Ankara Ekonomi Bakanlığı (2012). İran Ülke Raporu. Ankara

Erbakan’ın Doğu Gezisi (Eylül 1996). Altınoluk Dergisi [127: 48]

Gedik, E.G. (2011). Küresel Ekonomide Uluslararası Ekonomik Kuruluşların Yeni

Sorumluluğu ve Rolü. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Gönlübol, M. (1975). Milletlerarası Siyasi Teşkilatlanma, Ankara: AÜSBF.

Güldal, M. (2009). Kuruluşundan Bugüne D-8 Örgütü. Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul.

Gürbüz, V. (2002). Bir İdeal, Bir Amerikan Başkanı ve Onun Başarısızlığı: Başkan Wilson ve Milletler Cemiyeti. Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü

Atatürk Yolu Dergisi: 8 (29).

Karagöl, E.T. (2012). Türkiye’de İhracat: 2011 Yılı Değerlendirmesi. Ankara: Seta Perspektif

DEİK. (2011). Endonezya Ülke Raporu

Kıran, A. (2008). Milletler Cemiyeti ve Önlenemeyen Savaş. GAU J. Soc. & Appl. Sci.: 3(6).

Kişman, Z.A. (2006). Tarihi Gelişme Sürecinde Uluslararası Organizasyonlar ve

Türkiye. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

97

Resmi Gazete. (24 Ağustos 1945). Birleşmiş Milletler Anlaşması İle Milletlerarası

Adalet Divanı Statüsünün Onanması Hakkında Kanun. 4 Ağustos 2012 tarihinde

www.resmigazete.gov.tr/arsiv/6092.pdf elektronik adresinden erişilmiştir.

Sharpe, M.E. (1996). The Bretton Woods and GATT System, New York, Conference and The Birth Of the IMF.

Sur, M. (2006). Uluslararası Hukukun Esasları (4. Baskı). İstanbul: Beta.

Şengül, C. (2009). Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve Birliğin Türkiye Üzerine Beklenen

Etkileri. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı.

T.C. Nezdinde OECD Daimi Temsilciliği (2007). Dünden Yarına OECD. Paris.

T.C. Jakarta Ticaret Müşavirliği (2010). Endonezya'nın Ekonomik ve Sosyal Durumu -

Türkiye İle İlişkileri.

http://www.musavirlikler.gov.tr/altdetay.cfm?AltAlanID=368&dil=TR&ulke=END elektronik adresinden 17 Eylül 2012 tarihinde erişilmiştir.

T.C. Tahran Ticaret Müşavirliği. (2012). İran Ülke Raporu.

http://www.musavirlikler.gov.tr/upload/IR/Iran%20Ticaret%20Musavirligi%20Raporu %20(2012).pdf adresinden erişilmiştir.

Wills, R, (1965). France, Germany and the New Europe. California: Standford University Press.

98

Benzer Belgeler