• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ

2.1 TRAVMATİK YAS İLE İLGİLİ KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1.5 Travmatik Yas Sorununu Açıklayan Yaklaşımlar

2.1.5.4 Sistemik Aile Terapisi Yaklaşımları

Sistemik aile terapileri yaklaşımına göre aile, üyelerinin birbirleriyle karşılıklı etkileşim halinde ve birbirlerine bağlı olduğu dinamik bir organizasyon birimdir (Selvini Palazzoli, Boscolo, Cecchin ve Prata, 1978). Ailede meydana gelen her türlü olumlu veya olumsuz, arzulanan veya arzulanmayan değişimler aile üyelerinin ve birim olarak ailenin ilişkilerini etkilemektedir. Aile değişimlere verdiği tepkilerle beraber dinamik bir yeniden yapılanma ve uyum sürecine girmektedir (Kiser ve Black, 2005; Rubin, Malkinson ve Witztum, 2011; Walsh ve McGoldbrick, 2004). Ölüm ve kayıp bir birim olarak ailenin ve aile üyelerinin karşılaştığı ve uyum sağlamakta en çok zorlandığı durumlardan biridir (McKenry ve Price, 1994; Walsh ve McGoldbrick, 2004) ve bireyin duygu yönelimli düşünmesine yol açan ve bireyde otomatik duygusal tepki sistemini harekete geçiren yegâne yaşam olayıdır (Bowen, 2004).Travmatik yas sorununu ele alan kuramlarda, araştırmalarda ve uygulamalarda uzun süre bireyin yası ve o yastaki ikili ilişkisi ele alınırken kaybın aileye ve ailedeki ilişkiler sistemine olan etkileri literatürde yeterli düzeyde ele alınmamıştır (Walsh ve McGoldbrick, 2004, 2013).

Ancak sistemik aile terapisi yaklaşımının doğması ve bu konuda çeşitli teorisyenlerin (örnek: Bowen, Hall Paul) kayıpla ilgili fikirlerini öne sürmeleri kaybın aile sistemi dâhilinde ele alınmasının önemini artırmıştır. Bowen (1978) kayıpta iki süreç olduğunu ve kaybın aile işleyişini aksattığını belirterek kayıpla ilgili ilk sistemik aile terapisi görüşünü ortaya koymuştur. Bowen’a göre (1978) kayıpta bireyin ölümü reddettiği içsel süreçler ve bireyin ailesini üzeceğini düşünerek ölümü konuşmadığı kapalı sistem süreçleri yer almaktadır. Ayrıca Bowen’a göre (1978, 2004) kaybedilen kişinin ailenin işleyişindeki önemine göre ailenin işleyişinde aksaklıklar olmakta ve kayıp aile sistemi içinde (hatta üç nesil boyunca) aileye duygusal şok yaşatmaktadır. Örneğin çocuk için bir ebeveyn kaybı annesinin eşinin kaybını, hatta kendi çocuğunun büyükbaba kaybını içermektedir. Bu bağlamda kaybın aile sistemine etkisi hem yas hem de ailenin/ neslin duygusal alanını yeniden düzenleme olarak yer almaktadır. Bu yüzden kayıptan sonra ailenin rollerinin, ev işlerinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir (Walsh ve McGoldbrick, 2004, 2013).

etkisi uzun süreli olabilmekte ve bireyin hem aile ilişkilerini hem de diğer ilişkilerini (örnek: eşiyle, arkadaşlarıyla,) de olumsuz etkileyebilmektedir. Lieberman ve Black’ e göre (1982) ise bireyin kayba verdiği tepki sadece bireyin kendisinden değil, ailesinden ve ailesindeki ilişkilerden kaynaklanmaktadır ve çekirdek veya geniş ailenin kayba verdiği tepkiler bireyin ve ailenin yasla başa çıkabilmesine ya yardımcı olabilmekte ya da engel olabilmektedir.

Sistemik aile terapisitlerinden Byng-Hall (2004) de Bowlby’in bağlanma teorisini göz önünde bulundurarak ve yaklaşımına dâhil ederek aile senaryoları kavramını ortaya koymuştur. Aile senaryosu ailenin birçok duruma karşı nasıl tepki vereceğiyle ilgili ailenin beklentilerini içermektedir ve ailenin günlük yaşamda başa çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Byng- Hall’ a göre (2004) ailenin ölümle ve kayıpla ilgili senaryosu da vardır ve ancak ölüm ailenin az sıklıkla karşılaştığı bir durum olduğundan ailenin ölümle ilgili senaryosu önceki nesillerinden gelmektedir. Ailenin ölümle ilgili senaryosu aileye ve kendisinden sonra devam edecek nesline hem nasıl yas tutacağını hem de nasıl öleceğine dair olumlu veya olumsuz öğretiler öğretmektedir. Bu bağlamda aile bir kayıp yaşadığında ailenin olumlu ve olumsuz senaryoları ele alınarak ailenin yeniden bir senaryo oluşturması ve kayıpla başa çıkması sağlanmaktadır.

Daha sonra gelen araştırmalarda (Becvar, 2001; Figley, 1998; Shapiro E. R., 1996, 2001; Walsh ve McGoldbrick, 2004) travmatik yas sosyo-kültürel ve gelişimsel perspektiften ele alınmaya başlanmıştır. Sosyo-kültürel ve gelişimsel tabanlı sistemik aile terapisi modellerine göre travmatik yas tek başına yaşanan içsel bir süreç değil aile sistemi içinde yaşanan ve aile sisteminde çeşitli değişikliklerin (örnek: ilişkiler, roller, kurallar, etkileşimler) olmasına yol açan bir süreçtir (Shapiro E. R., 1996, 2001; 2007; Walsh ve Goldbrick, 2004). Bu süreçte ailenin travmatik yas süreciyle başa çıkmasına da ailenin vefat sırasında yaşam döngüsündeki yerinin vefat eden kişinin aile için öneminin, gücünün şefkatinin, sosyo- kültürel özellikler ve geride kalanlar arasındaki duygusal bütünlüğün, duyguları ifade etme biçimlerinin (örnek: ailenin saklaması veya paylaşması) ve iletişim örüntülerinin etkilediği ifade edilmiştir (Becvar, 2001, Figley, 1998; Shapiro E. R., 1996, 2001; Walsh ve McGoldbrick, 2004). Kısacası vefat eden birey aileden bir parça koparmakta ve

ailenin inanç sistemini veya şemalarını, ailenin organizasyon örüntüsünü, iletişim ve problem çözme becerilerini ciddi bir şekilde sarsmaktadır. Bu sarsıntı ailenin yaşam döngüsündeki konumuna, ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel seviyesine göre de değişmektedir (Walsh ve McGoldbrick, 2004, 2013). Ailede yaşanan travmatik yas sorunu ele alınmazsa ailenin travmatik yas yaşama trajesisi sonlanmaz ve bu trajedi ailenin yaşantısının bir parçası olur (Burnett ve diğerleri, 1994) ve özellikle çeşitli özel günlerde yoğunluğu artarak ailenin işlevselliğini olumsuz yönde etkiler (Stroebe ve Shut, 2011) .

Bütün bunlar dikkate alınarak ailenin inançları, organizasyon örüntüsü ve iletişim ve problem çözme becerileri yeniden düzenlendiğinde travmatik yas sorunu ortadan kalkmaktadır (Malkinson, 2007/2013; Walsh ve McGoldrick, 2004). Ailede bu yeniden düzenlemeler ise çeşitli aile terapisi teknikleri ile (aile soyağacı, dairesel sorular, kaybedilen kişiye veya geride kalanlara mektup yazılması, fotoğraf albümünün oluşturulması, kaybedilen kişiyi hatırlatacak etkinliklerde bulunulması, mezarlık ziyaretinde bulunmasıyla vb.) sağlanmaktadır (Rubin ve diğerleri, 2011; Walsh ve McGoldbrick, 2004; Worden, 2010). Bu teknikler travmatik yas sorununda kullanılan müdahale teknikleri bölümünde daha detaylı ele alınmıştır.

Son olarak sosyo-kültürel ve gelişimsel tabanlı sistemik aile terapisi modelleri travmatik yas sorununun patolojik bağlamdan ele alınmasını önlemiş ve gelişme veya güçlendirme bağlamında ele alınmasına yol açmıştır (Boss, 2002, 2004; Rothaupt ve Becker, 2007; Shapiro, 2007; Walsh ve Goldbrick, 2004, 2013).Bu bağlamda travmatik yas ele alan teorisyenlerden biri Froma Walsh’dır. Walsh (2002, 2007) travmatik yası aile dayanıklılığı bağlamında ele almıştır. Bu çalışma Walsh’ın öne sürdüğü aile dayanıklılığı kavramını ele aldığından Walsh’ın travmatik yas sorununu ele alış şekli aile dayanıklılığı kısmında daha detaylı ele alınmıştır.