• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ

2.2 AİLE DAYANIKLILIĞI İLE İLGİLİ KURAMSAL ÇERÇEVE

2.2.2 Aile Dayanıklılığı Kavramının Oluşmasına Etken Olan Akımlar

Aile dayanıklılığı aile yaklaşımlarında veya kuramlarında yeni bir kavramdır ve genel olarak ailenin zorluklar ve krizler karşısında pozitif uyum süreci göstermesi olarak tanımlanmaktadır (Hawley ve DeHann, 1996; Luthar ve diğerleri, 2000). Aile dayanıklılığı kavramının temelinde aile güçlendirme çalışmalarının yapılması, gelişim patolojisinin söylemleri, aile-stres teorilerinin ortaya çıkması (Hawley, 2013; Hawley ve DeHann, 1996), ekolojik, gelişimsel ve sistemik bakış açılarının söylemleri etkendir (Walsh, 2006, 2012, 2013).

Ailenin güçlü özelliklerine odaklanan çalışmalar patolojilere odaklanan çalışmaların karşıtı olarak ortaya çıkan çalışmalardır ve işlevi yüksek olan ailelerin özelliklerini araştırmışlardır (Hawley, 2013; Hawley ve DeHann, 1996). Araştırmalarının (örnek: Beavers ve Hampson, 1990; Dunst, Trivette ve Deal, 1988; Stinnet ve DeFrain, 1985; Williams, Lingren, Rowe, Van Zandt ve Stinnett, 1985) neticesinde işlevleri yüksek olan ailelerde iletişimin açık olduğu, karşılıklı paylaşımın yüksek olduğu, çatışma çözümünün iyi olduğu, bağlılık ve bağımsızlık arasındaki dengenin olduğu görülmüştür. Ailenin güçlü özelliklerine odaklanan çalışmalar ayrıca güçlü özelliklere odaklanan çözüm odaklı terapi (DeShazer ve Berg, 1992) ve öyküleyici terapi modellerinden (White ve Epston, 1990) etkilenmiştir. Bütün bu çalışmaların ve terapi modellerinin ortak yanı post modern yaklaşımdaki sosyal yapılanma söylemlerinden ortaya çıkmalarıdır. Post modern yaklaşımın sosyal yapılanma teorilerine göre birey ve aile kendi gerçekliğini kendi yapılandırmaktadır ve her bir durumda (olumlu veya olumsuz) bu gerçekliği yeniden yapılandırma kapasitesine sahip durumdadır. Kısacası aile kendi sorununun ve çözümünün uzmanı olarak ele alınmış ve bu yaklaşım aile dayanıklılığı kavramının oluşmasında etken olmuştur (Hawley, 2013).

Gelişim patolojisine odaklanan yaklaşımlarda da zorluklara maruz kalan çocukların risk faktörleri ve koruyucu faktörleri birlikte ele alınırken ailelerin olumlu veya olumsuz özelliklerinin ele alınması gerektiği vurgulanmıştır (Hawley ve Dehann,

1996; Walsh, 2006; Werner, 1993). Bu bağlamda aile; bazen çocuk için risk faktörü (örnek: Wolin ve Wolin, 1993) bazen de koruyucu faktör (örnek: Rutter, 1985; Werner, 1993; Wyman ve diğerleri; 1991) olarak ele alınmış ve ailenin özelliklerinin bireyin psikolojik dayanıklı olmasını olumlu veya olumsuz yönde etkilediği belirtilmiştir (Hawley, 2013). Gelişimsel patolojilerde ayrıca patoloji kalıcı bir özellik olarak ele alınmamış, aksine ailedeki risk veya koruyucu faktörlerle beraber bir süreç bağlamında ele alınmıştır. Bu durum aile dayanıklılığı kavramının da süreç bağlamında ele alınmasına yol açmıştır (Walsh, 2007).

Ayrıca aile-stres teorileri ve modellerinin öne sürülmesi de aile dayanıklılığı kavramınında büyük etkendir (McCubbin ve McCubbin, 1992). Aile stres teorileri ilk olarak Hill (1958) tarafından ABCX teorisi olarak ortaya atılmıştır. Hill modelinde A’ya olay, B’ye ailenin kriz karşısındaki kaynakları, C’ ye ailenin olaya verdiği yorumlar, X’ e ise ailenin krizi denmiş ve ailenin yaşadığı krizin stresini; krizin doğasına ve şiddetine, ailenin kullandığı kaynaklara ve olayı anlamlandırmasına bağlamıştır. Daha sonra gelen teorisyenler farklı modellerle (Double ABCX: McCubbin, 1979; FAAR: McCubbin ve Paterson, 1983; T-Double ABCX: McCubbin ve McCubbin, 1989; McCubbin ve McCubbin, 1992, 1996) Hill’in ABCX modelini geliştirilmişlerdir. Hill’den sonra geliştirilen modellerde ailenin üç sistemdeki (bireysel, ailesel ve toplumsal) beklentilerinden etkilendiği ve aile fertlerinin ve ailenin bir birim olarak bu beklentilere karşı olumlu veya olumsuz bakış açıları geliştirerek tepkiler oluşturdukları vurgulanmıştır (Patterson, 2002). Ailenin sistemik bakış açısıyla bir birim olarak ele alınması dayanıklılık kavramının aile bağlamında ele alınmasını kolaylaştırmıştır. Ayrıca aile stres teorilerinde her bir ailenin krizle başa çıkma süresinin farklı olduğunun vurgulanması da aile dayanıklılığı kavramını sabit bir özellikte olmadığını, bir süreç olduğunu da göstermektedir (DeHann, Hawley ve Deal, 2002).

Biopsikososyal sisteme dayanan ekolojik bakış açısının risk faktörlerini, koruyucu faktörleri ve psikolojik dayanıklılığı bir çok boyutta ve karşılıklı etkişimle ele alması da aile dayanıklılığı kavramının önemini artırmıştır (Rutter, 1987; Walsh, 2002, 2013). Ekolojik bakış açısına göre birçok sistem (örnek: genetik yapılar, çocuk, yetişkin, aile, sosyal sistem, kültür, din) ailede yer alan problemleri, riskleri, çözüm

yollarını ve ailenin dayanıklılığını etkilemekte ve aynı zamanda bunlardan etkilenmektedir (Walsh 2002, 2003, 2006, 2013). Örneğin travmatik yas sorununda ailenin, sosyal çevrenin, genetik yapının, kültürün, dinin travmatik yası ele alış şeklinin ailenin başa çıkmasına ve dayanıklı olmasına etki ettiği belirtilmektedir. Bu bağlamda ekolojik sistemde yer alan her bir yapı ve sistemin ailenin dayanıklılığını olumlu veya olumsuz yönde etkilediği anlaşılmaktadır (Walsh, 2012).

Gelişimsel bakış açısının ailenin yaşam döngüsü içinde (örnek: ilk çocukluk, ergenlik) ailenin yaşadığı ve yaşayacağı stres faktörlerinin, sorunlarının, sorunlara verdiği tepkilerinin ve başa çıkma tarzlarının değişeceğine dair (Rutter, 1987; Pearlin ve Schooler, 1978; Walsh, 2002, 2006) söylemleri aile dayanıklılığı kavramının temelini oluşturmuştur. Yaşam döngüsünde meydana gelen bir sorun; örneğin babanın işten çıkarılmasının çocuğun sınıfta kalmasına yol açabilmekte ve bu bağlamlarda da ailenin kısa ve uzun vadeli planlarını değiştirmekte ve ailenin dayanıklılığını etkileyebilmektedir. (Walsh ve McGoldbrick, 2004).

Bütün yukarıda bahsedilen etkenler esasında son 30 yılda sistemik görüşünün çerçevesini oluşturan yapılar ve etkenlerdir. Sistemik görüşün bu temel bakış açıları üzerine oluşan aile dayanıklılığı kavramını tanımlamak ve açıklamak için de her bir teorisyen farklı kavramlar ve yapılar öne sürmüşlerdir. Her bir teorisyenin tanımlamaları, açıklamaları ve modelleri aşağıda kısaca değinilmektedir.