• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ

2.1 TRAVMATİK YAS İLE İLGİLİ KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1.5 Travmatik Yas Sorununu Açıklayan Yaklaşımlar

2.1.5.3 Bütünleşik Model Yaklaşımları

Literatürde travmatik yas’ın çok boyutlu ve çok yönlü bir süreç olduğunun belirtilmesi araştırmacıların modellerini bu doğrultuda çok boyutlu oluşturmaya yöneltmiştir (Malkinson,2013). Yası ve travmatik yası çok yönlü alan modeller kayıp yaşamada İki süreçli kayıp yaşama modeli, İki eksenli kayıp yaşama modeli, toplumsal-işlevsel bakış açısıdır. Aşağıda bu modellere kısaca değinilmektedir. İki süreçli kayıp yaşama modeli Stroebe ve Schut tarafından (1999, 2001) geliştirilen ve temel varsayımlarını Bilişsel Stres teorisinin (Folkman, 2001; Lazarus ve Folkman, 1984) birçok özelliğinden (stresler, değerlendirme süreçleri, başa çıkma süreçleri, sonuçları) ve bağlanma kuramından (Bowlby, 1980) alan bir modeldir. İki süreçli kayıp yaşama modeli yas ve travmatik yas sürecini iki yönelimle ele almıştır. Bunlardan biri kayıp yaşantısının her anlamda işleyişini (örnek: yas çalışması, bağları koparma, inkâr veya onarıcı değişikliklerden kaçınmayı) içeren kayıp yönelimidir. Diğeri ise kayıptan sonra bireyin karşılaştığı ikincil stres kaynaklarını (örnek: yaşamdaki değişikliklere katılma, yeni şeyler yapma, yası aklından uzaklaştırma, yeni roller ve kimlikler) içeren onarım yönelimidir (Stroebe ve Schut,

2008). Kayıp yöneliminde yasa ve kaybedilen kişiyle olan ilişkiye odaklanılması bağlanma kuramlarıyla bağlantılıyken, onarım yöneliminde kayıptan sonra bireyin yaşama uyumunun ele alınması bilişsel stres teorisyle bağlantılıdır (Mikulincer ve Shaver, 2008; Parkes, 2006; Stroebe, Stroebe ve Schut, 2005a; Stroebe, Schut ve Stroebe, 2005b). Modele göre kayıp yaşayan birey zaman zaman kaybıyla yüzleşmekte, zaman zaman bu durumu inkâr edip kaçmaktadır. Kısacası birey zaman zaman yaşama uyum sağlarken zaman zaman yaşama uyum sağlamakta zorlanabilmektedir. Buna paralel olarak her iki yönelimde stres ve stresin etkileri veya sonuçları görülmekte ve duygu odaklı veya problem odaklı başa çıkma mekanizmaları kullanılmaktadır. Bu yüzden model; kayıp ve onarım yönelim arasında veya bilişsel-duygusal süreçler arasında gidip gelen ve her ikisini bütünleştiren dinamik bir modeldir. Bu modelle travmatik yas sorunu yaşayan birey hem kaybettiği kişi ile ilişkisini hem de kayıp sonrası yaşamını yeninden düzenlemeyi öğrenmektedir (Stroebe ve Schut, 2008).

İki eksenli kayıp yaşama modeli Rubin (1984, 1999) tarafından geliştirilen, travmatik yası iki eksen doğrultusunda açıklayan bir modeldir. Bu eksenler vefat eden kişiyle ilişki ve işlevselliktir. Vefat eden kişi ile olan ilişki ekseni psikodinamik ve bağlanma kuramlarına dayanırken, işlevsellik ekseni ise bilişsel stres kuramlarına dayanmaktadır (Rubin, Malkinson ve Witztum, 2011). Vefat eden kişi ile olan ilişki ekseni vefat eden kişiyle bağların odağının değiştirildiği ve yeniden düzenlendiği yoğun bir süreçtir. İşlevsellik düzeyi ise bireyin kayıptan önce ve sonra yaşadığı olaylara ve kayba verdiği tepkilerin ele alındığı biyolojik, duygusal ve davranışsal süreçlerdir. Bu bağlamda Rubin’in öne sürdüğü bu model kayıp yaşama süreçleri ve sonuçlarını içeren çok boyutlu bir modeldir. Modelin teorik ve uygulamalı etkililiği birçok araştırma (Malkinson, Rubin ve Witztum, 2006; Rubin, 1984, 1999; Rubin, Malkinson ve Witztum, 2003) ile desteklenmiştir. Özellikle yas ve travmatik yas sorununun klinik uygulamalarında, bu iki eksende nelerin ele alınması gerektiği belirtilmiştir. Klinik uygulamalarda ilk olarak bireylerin travmatik kayıptan sonra nasıl işlev gördükleri ve kaybın bu işlevi nasıl etkilediği ele alınmaktadır, daha sonra da bireylerin vefat eden kişi ile ilgili anıları ve zihinsel temsilleri ayrıntılı ele alınmaktadır. Uygulayıcı; bireyin işlevselliğini anksiyete, depresif duygular ve

bilişler, somatik kaygılar, travma sonrası stres ve genel belirtiler, psikiyatrik yapıdaki tepkiler, aile ilişkileri, kişiler arası ilişkiler, benlik sistemi, anlam yapısı, çalışma, yaşamdaki görevlere yatırım bağlamında değerlendirmektedir. Daha sonra uygulayıcı bireyin vefat eden yakını ile ilişkisini; imgeler ve anılar, ilişkiye duygusal yakınlık ya da uzaklık, kayıp yaşayan kişi açısından olumlu etki, kayıp yaşayan kişi açısından olumsuz etki, idealleştirme, çatışma, kaybın özellikleri, benlik algılaması, kayıp öncesi ilişkisi, anılaştırma ve dönüştürme bağlamında ele almaktadır (Rubin, Malkinson ve Witztum, 2008).

Kayıp yaşamada toplumsal-işlevsel bakış açısı modeli ise Bonanno ve Kaltman’ın (1999, 2001) öne sürdüğü, daha sonra birçok araştırmacı (Bonanno ve diğerleri, 2002; Bonanno ve diğerleri, 2004; Kaltman ve Bonanno, 2003) tarafından geliştirilen sistematik veya bütünleyici bir modeldir. Travmatik yas sorunu bu modelde bireyin kayıpla ilgili yaptığı değerlendirmesi, stresleri, kaybettiği kişiyle olan ilişkisi, travması ve duygularına karşı toplumsal işlevi bağlamında ele alınmaktadır. Ayrıca bu modelde kayıpla ilgili dört önemli unsur ve bunların etkileşimi vurgulanmaktadır. Bu dört temel unsurun içinde kaybın bağlamı (koşullar, kaybın aniliği, cinsiyet, yas ve toplumsal destek), kayba yüklenen öznel anlamın sürekliliği ve değerlendirilmesi, kaybedilen kişi ile olan ilişkinin temsilinin değişmesi (bazı bağlardan vazgeçme ve bazı bağları sürdürmeye geçiş) ve kayba uyum sağlamada başa çıkma ve duygusal kontrol mekanizmalarının rolü bulunmaktadır. Bütün bu unsuların etkileşimi ise bireyin travmatik yas sürecini yaşayıp yaşamamasını ve dayanıklılığını belirlemektedir (Bonanno ve Kaltman 1999; Bonanno ve diğerleri, 2004). Kısacası toplumsal-işlevsel bakış açısı modeli herkesin travmatik yas sorunu yaşamadığı ancak bireyin sisteminde yer alan olumsuz etkenlerin etkileşimi ile bireyin sorunlar yaşadığı belirtilmektedir (Bonanno ve diğerleri, 2004).

Özetle, travmatik yas sorununun çok yönlü olması ve yukarıda bahsedilen bütünleşik modellerle ele alınması travmatik yas sorununda sistemik yaklaşımların önemini artırmıştır. Buna paralel olarak aşağıda travmatik yas sorunu sistemik aile terapisi bağlamında ele alınmıştır.