• Sonuç bulunamadı

Sistemde bir kusur bulunduğunu göstermekle birlikte özümse- nip sindirilmiştir. B u konu hakkında Marjinal Nesne Demek Eski

II. ORTAM OLUŞTURMAYA YARAYAN BELLİ BAŞLI UNSURLAR

8 Sistemde bir kusur bulunduğunu göstermekle birlikte özümse- nip sindirilmiştir. B u konu hakkında Marjinal Nesne Demek Eski

Nesne Demektir isimli bölüme bakınız.

fütürist küp üstüne oturtulm ası arasında bir uyum suzluk bulunduğunu yalnızca geleneksel ve n aif bir bakış açısına sahip birileri söyleyebilir. Burada artık uyumun doğal bir şey, bir zevk anlayışının ürünü değil; bir kültürel göstergeler siste­

m inin ürünü olduğunu söylem ek gerekmektedir, tster güney­

deki bir yazlık ev, isterse XVI. Louis dönemine ait gerçek m o­

bilyalarla döşenmiş bir salon olsun hepsinin boşu boşuna bu çağdaş kültürel sisteme direnmeye kalkıştıkları görülm ekte­

dir. Oysa bu m ekânlardaki eşyalar sahip olduklarını sandık­

la n “stile” , olsa olsa sıradan bir form ika kaplı m asa y a da siyah dem ir iskelet üstüne oturan suni deri kaplı bir oturm a eşyası kadar uzakürlar. Tavandaki tahta kalasın en az krom boru y a da mine kaplı camdan iç bölme duvar kadar soyut bir şey olduğu söylenebilir. Geçmişe özlem duyan bir insa­

nın gerçek bir nesnenin sahip olduğu özellikler ile ait olduğu ortam ın özelliklerini bir araya getirm ek istem esi ancak kom- binatuar değişkenlerden biri olarak değerlendirilebilir. Bu rüstik “takım ” ya da stil, dil düzeyinde zaten bir şekilde ifade edilmektedir. Bu “takım ” terimiyse “ortam” terim inin zorun­

lu bir sonucuna benzem ekte ve kendisine nasıl bir öznellik yüklenm iş olduğuna bakm adan her türlü unsura sistemin m antığına uygun bir görünüm kazandırmaktadır. Bu sistem hiç kuşkusuz birtakım ideolojik yananlam lara ve dolaylı gü- düm lem e olanaklanna sahip olup, bu konuya ileride yeniden değineceğiz. Ancak sistem in sahip olduğu m antiğı -gösterge­

lerden oluşan bir kom binatuar- tersine çevirm ek olanaksız olduğu gibi, nerede başlayıp nerede bittiğini belirleyebilm ek de olanaksızdır. Tıpkı hiçbir ürünün biçim sel m eta mantiğı- nın elinden kaçıp kurtulm am ası gibi tüm nesnelerin de bu m antığa boyun eğdikleri görülmektedir.

ÖRNEK BİR MALZEME: CAM

M odem dünyada bu ortam kavram ını özetleyebilecek, her alanda karşım ıza çıkan “saydam” ve “geleceğin m alzem esi”

olarak adlandınlabilecek bir m alzeme vardır. Herkesin bildiği bu m alzem enin adı camdır. Cam yalnızca bir m alzem e değil, tüm m alzem elerin sahip olm ak isteyecekleri özelliklere sahip

olan kusursuz bir malzemedir. Cam m etafizik açıdan hem bir amaç hem de bir araçtır. Psikolojik (hem gerçek hem de düşsel) anlam da cam ideal bir m odem kaptir; zira “kendi­

ni beğendirm e gibi bir derdi olm ayan”, sahip olduğu içeriğe (tahta y a da m etal gibi) koşut bir şekilde zam an içinde geliş­

m e gösterm eyen ve bu içeriğe gizem li bir anlam katm ayan bir m alzemedir. Kendinin başka bir şeyle karıştırılm asına izin verm ediği gibi sıcağa da dayanıklı değildir. Aslında onun bir kaptan çok bir tür yalıtıcı m alzem e olduğu söylenebilir. Cam, sertleştirilm iş bir sıvı olarak adlandırılabilecek bir mucize, öyleyse iç görünüm ün dış görüntüsü ve dolayısıyla da her ikisini saydam laştıran bir şeydir; zira saydam lık ortam ın da­

yattığı en önem li özelliktir. Öte yandan cam, hem kendi kişi­

liğini yansıtm ayan sim gesel bir anlama, hem de m alzem enin sıfır derecesi olarak nitelendirilebilecek bir özelliğe sahiptir.

Cam dem ek dondurulmuş simgesel anlamlar, dolayısıyla soyutlam a demektir. Bu soyutlam a bizi bir yandan bir iç dünyaya, yan i deliliğin kristal küresine, geleceğe, başka bir deyişle falcının kristal küresine doğru yönlendirirken; aynı zam anda mikroskop ve teleskop aracılığıyla doğaya doğru yönlendirm ekte ve gözün değişik dünyaları algılam asını sağ­

lamaktadır. ö te yandan yok edilmesi, çürüm esi olanaksız, renksiz, kokusuz, vs. özelliklere sahip olan cam gerçekten de m alzem enin bir tür sıfır derecesini tem sil etm ektedir, başka bir deyişle hava için boşluk ne anlam a geliyorsa m alzem e açısından da cam aynı anlam a gelmektedir. Ortam denilen sistem de bu soyutlam anın cam a kazandırdığı değer ve önem ­ den daha önce söz etmiştik. “Ortam ” denilen karm aşayı en somut şekilde sergileyebilecek m alzem e camdır; zira ortam yakınlık ve yabancılık, m ahrem iyet ve teşhir etme, iletişim ve iletişim sizlik gibi özelliklere sahiptir. İster ambalaj malzemesi, ister pencere ya da m ekânı bölme aracı olsun, cam, ötesinde bulunan şeyleri gösteren ancak dokunulmasını engelleyen bir özelliğe sahiptir. Cam hem her şeyle iletişim kurulm asını sağlayan hem de bu iletişim i engelleyen bir m alzemedir. Bir vitrine bakıldığında hem bir m asal dünyası görülm ekte hem de bir m ahrum iyet duygusu hissedilmektedir. Zaten rek­

lam stratejisi de bu duygu üstüne oturmaktadır. Kavanozda

m uhafaza edilen yiyecekleri görebilmek mümkündür. Böyle bir görüntü biçim sel anlam da insanın hoşuna gider, gözler yiyeceklere takılırken kavanozla gözler arasında dışlam aya dayalı bir ilişki kurulmaktadır. Cam kavanoz da tipkı ortam gibi içeriğin bir gösterge olarak algılanm asına izin verm ekte ve saydam lığı bir araca dönüştürmektedir. Yine tıpkı ortam adlı tutarlı bir soyut sistemin nesnel şeyler ve gereksinim ler arasında aracılık yapm ası gibi. Bu arada bir erdem olan ah­

lak adlı zorunluluktan hiç söz etmiyoruz; zira cam ın saflık, dürüstlük, nesnellik gibi duyguların yanı sıra m üthiş bir te­

m izlik ve hastalık hastalığı gibi çağrışım lara yol açm ası onu gerçekten de geleceğin en önemli m alzem esi haline getirm ek­

tedir. Burada gelecekten kasıt camın sahip olduğu özellikler­

le, tem el ve organik işlevleri yadsım ası olup, bedensel tem iz­

lik bu sürecin ahlaki bir versiyonuna benzemektedir.

— “M odem bir ev dekorasyonunun sahip olm ası gereken konfordan hiç ödün verm eden bir bahçe içinde doğayla iç içe yaşam ak, her mevsim in tadım doya doya çıkarmak. Yeryüzü adlı cennetin bu yeni versiyonuyla büyük bölüm ü cam larla kaplı evlerde karşılaşabilm ek m üm kündür.”

— “Çimento harcıyla birbirlerine tutturulup, cam tuğla ve taşlarla örülen saydam duvarlar, bölmeler, kemerler, ta­

vanlar en az taştan örülmüşler kadar sağlamdırlar. Bu say­

dam bölm eler ışığın bütün evin içinde özgürce dolaşm asına izin vermektedirler. Bu bölmelerin arkasındaki şeyler açık seçik bir şekilde görülem em ekte ve böylelikle her oda m ahre­

m iyetini koruyabilm ektedir.”

Burada “camdan evin” binlerce yıllık sim gesel anlam ın­

dan hiçbir şey yitirm ediği, ancak m odernleşmeyle birlikte es­

kisi gibi yüceltilm ediği görülmektedir. B ir zam anlar üstünlü­

ğün sağladığı itibar artık ortamın eline geçm iştir (ayna için de aynı şey söylenebilir). Cam m alzeme iç ve dış m ekânlar ara­

sında hızlı bir iletişim kurulm asını sağlarken aynı zam anda bu iletişim in dış dünyaya gerçek anlam da bir açılım a dönüş­

m esini engelleyerek, zorunlu ve nesnel bir kopukluğa neden olmaktadır. Aslında m odem “cam evlerin” dışa açık oldukları söylenem ez tam tersine dış dünya, doğa, m anzaranın cam ve soyutlam a gücü sayesinde evin m ahrem parçalan arasında

yer alarak “ortam a” ait unsurlara dönüştükleri söylenebilir.

Bu anlam da bütün dünya cam ev içinde bir tür gösteri nes­

nesine dönüşür gibidir.9

ORTAMLA NASIL İLİŞKİ KURULUR?

Bu renk ve m alzem e çözüm lem esi bile birtakım sonuçlar çı­

kartm am ıza izin vermektedir, örn eğin sistemli bir şekilde art arda yer alan soğuk ve sıcak renkler aslında her zam an sı­

caklık ve m esafe anlam ına gelen “ortam ” kavram ının tanım ­ lanm asını sağlamaktadırlar.

9 Konuttan, her geçen gün büyüyen tüketim ve ambalaj evrenine