• Sonuç bulunamadı

Sigorta Tazminatını Ödeyen Sigortacının Halefiyet Hakkı

D) SİGORTA TAZMİNATINI ÖDEME BORCU

4. Sigorta Tazminatını Ödeyen Sigortacının Halefiyet Hakkı

a) Genel Olarak

Sigorta hukukunda kanuni halefiyet, mal sigortalarıyla ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesinde düzenlenmiştir417. Söz konusu düzenlemenin

415 “Davalı A… Sigorta A.Ş., olaya karışan zorunlu trafik sigortacısı olup; KTK’nın 98/1, 99/1, TTK’nın 1299. maddeleri ile Trafik Sigortası Genel Şartlarının 12. maddesi uyarınca kendisine olayın bilgi ve belgeleri ile birlikte başvurulmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt tarihinin buna göre belirlenmesi gerekir.” 11 HD., 17.04.2008, 3511/5199 (www.akip.net). “TTK’nın 1299/I. maddesi gereğince sigortacının tazminat ödeme borcu rizikonun sigortacıya ihbar borcunun TTK’nın 1292. maddesi bölümünce doğduğu tarihte muaccel olacaktır. Ancak, poliçe genel şartlarında … çalınmış araç için ihbar tarihinden itibaren 30 günlük bir bekleme süresi öngörüldüğünden muacceliyetin de 30 gün sonrasında gerçekleştiğinin kabulü gerekir.” 11. HD., 20.09.2007, 2006/3357E., 2007/11498 K. (www.akip.net). Aynı yönde bkz. 17. HD., 12.04.2007, 863/1224(www.akip.net); 11. HD., 30.03.2004, 2003/8624 E., 2004/3272 K. (www.akip.net).

416 Kender, Sigorta Hukuku, s.289; Can, Sigorta Hukuku, s.305; Kaner, s.6; Ulaş, s.96; Omağ, Sigorta Sözleşmesinin Hükümleri, s. 33; Kayıhan, s.69. Bu yönde 11 HD., 01.06.1995, 2009/4475 sayılı kararı için bkz. Ulaş, s.96-97.

417 Halefiyet hakkı, zenginleşme yasağı ilkesinin getirdiği bir sonuçtur ve mal sigortaları dışında Denizcilik Rizikolarına Karşı Sigortalar başlıklı 4. fasılda TTK 1361, 1418/II ve 1427/I maddelerde düzenlenmiştir. Halefiyet hakkı, zarar sigortalarında uygulama alanı bulur. Hayat ve kaza sigortaları gibi zarar sigortası niteliği taşımayan sigorta dallarında uygulama alanı bulmaz (Tekil, s.126). “…TTK 1301’de düzenlenen halefiyet hali mal ve mali sorumluluk sigortalarında söz konusu olup, kaza sigortalarını da kapsamında alan ve TTK 1321 ve sonraki maddelerinde düzenlenen (can, hayat) sigortalarında uygulanmaz. Zira TTK 1338’e göre, sigorta ettiren sigorta şirketinden sigorta bedelini

146 birinci fıkrası gereğince; “Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta

ettiren kimsenin yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vâki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya

intikal eder” 418. Buna göre, sigortacı ödediği tazminat oranında sigortalının yerine

geçer ve sigortalının aynı zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkına sigorta tazminatını ödediği andan itibaren ve ödeme oranında halef olur. Ancak sigortacının, sigorta ettirene halef olabilmesi ve bu hakkını kullanabilmesi için bazı şartların mevcut olması gerekmektedir. Öncelikle, hukuken geçerli bir sigorta sözleşmesinin varlığı, geçerli bir sigorta sözleşmesinden doğan bir yükümlülük olarak sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesi ve sigortalının, zararın sorumlusu olan üçüncü şahsa karşı herhangi bir hukuki sebepten ötürü (haksız fiil, sözleşme, kusursuz sorumluluk) talep ve dava hakkına sahip olması gerekir419.

Zarar sigortalarında geçerli olan zenginleşme yasağı ilkesinin tamamlayıcısı durumunda olan halefiyet ilkesi gereğince, sigortacıdan tazminat alarak zararını karşılayan kişi, ayrıca zarardan sorumlu olan kişiye başvurarak ondan tazminat talep edemez. Bu hak, sigorta tazminatını ödeyen sigortacıya ait olur420 . Ancak sigortacının zararı tamamen değil kısmen tazmin ettiği durumlarda, sigorta ettiren kimse kalan kısımdan dolayı üçüncü kişilere karşı haiz olduğu müracaat hakkını muhafaza eder (TTK m.1301/II).

tahsil etmiş olsa bile üçüncü şahıslar aleyhine ayrıca dava açma hakkı bulunmaktadır ve (can, kaza) sigortalarıyla ilgili hükümlerde de TTK 1301’e atıf bulunan bir madde hükmü de bulunmamaktadır.” 11. HD., 29.03.1979, 1051/1629 (YKD, Ekim 1979, s.1457; Tekil, s.126, dn.20).

418 Kılıçoğlu, madde metninde sigortacının, sigorta ettirene halef olacağı ifade edilmekte ise de, sigortacıdan tazminat talep etme hakkının her zaman sigorta ettirene ait olmayabileceğini ve bu durumda sigortacının sigorta ettirene değil sigortalıya halef olduğu için maddede “sigorta ettirene halef olur” yerine, “sigortalıya halef olur” şeklinde bir ifade tarzının kullanılmasının daha isabetli olduğunu belirtmektedir (Kılıçoğlu, Rücu, s.409).

419 Ayrıntılı bilgi için bkz. Bozer, Sigorta Hukuku, s.213 vd.; Kılıçoğlu, Rücu, s.409 vd.; Franko, Rücu Hakkı, s.49 vd.; Doğanay, s.3388 vd.; Şenocak, Sorumluluk Sigortası, s.37; Tekil, s.126 vd.;

Çeker, s.76 vd. “…Buna göre sigortacının halefiyet hakkını zarar verenlere karşı kullanabilmesi

sigortalısının kendisine zarar verenlere karşı dava hakkının bulunmasına bağlıdır. Somut olayda davacı şirketin sigortalısı olan dava dışı Ahmet M.Ö. tarafından davalı T Sigorta A.Ş. yararına düzenlenen feragatnamenin varlığı karşısında, davacı sigorta şirketinin, davalı sigorta şirketine karşı Halefiyete dayalı olarak dava açma hakkının kendi sigortalısı tarafından ortadan kaldırılmış olduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketine yönelik olarak açılan rücuen tazminat alacağına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken…” 11. HD., 04.11.2004, 1690/10827 (www.akip.net).

147 b) Hekim Mesleki Sorumluluk Sigortasında Sigortacının Halefiyet

Hakkı

Halefiyete ilişkin kanuni düzenleme sigortalının, mağdur durumda olması göz önünde tutularak kaleme alınmıştır. Ancak sorumluluk sigortalarında ve hekim mesleki sorumluluk sigortasında zarar veren üçüncü kişi değil, bizzat sigortalının kendisidir. Bu nedenle de, sorumluluk sigortalarında sigorta tazminatını ödeyen sigortacının, sigortalıya Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesinde öngörülen kanuni halefiyet kuralına dayanarak rücu etmesinin söz konusu olup olmadığını değerlendirmek gerekmektedir.

Hekim mesleki sorumluluk sigortasının amacı, sigortalının kusurundan ileri gelen zararlar dolayısıyla malvarlığında meydana gelebilecek muhtemel eksilmeyi güvence altına almaktır. Bu nedenle, sigortalının üçüncü kişiye vermiş olduğu zararları tazmin eden sigortacının, ödemiş olduğu tazminat nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun 1301. maddesine dayanarak yeniden sigortalıya rücu etmesi mümkün değildir. Zira, aksinin kabulü halinde zarar, sonuç olarak yine sigortalıda kalmakta, bu durum hekim mesleki sorumluluk sigortasının amacı ile çelişmekte ve sigortacının meydana gelen zarar nedeniyle üçüncü şahsa rücu etmesi gerektiği prensibine de aykırı bulunmaktadır 421.

Ancak hekim mesleki sorumluluk sigortası kapsamında meydana gelen tek ve aynı zarardan, sigortalı hekimin yanı sıra başka kimselerin de “müştereken” sorumlu olması halinde sigortacının, sigortalıya Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesi gereğince halef olup olamayacağı hususunun üzerinde durulması gerekmektedir. Örneğin, birden fazla hekimin katıldığı bir ameliyat neticesinde meydana gelen zarar nedeniyle birden çok şahsın tek ve aynı zarardan sorumlu olması mümkündür. Bu durumunda, mağdur, kural olarak, tazminat talep etmek istediği şahsı seçebilir. Zarar görenin müşterek ve müteselsil sorumlu hekimlerden birinden zararını tahsil etmesi halinde, zararı ödeyen sigortalının sigortacısının, sigortalı hekimin sorumlu olduğu miktardan fazla yaptığı ödeme miktarı için ona halef olarak zarardan müşterek ve

148 müteselsilin sorumlu olan diğer şahıslara rücu edebilme hakkına sahip olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Bu konuda Türk Ticaret Kanunu’nda herhangi bir hüküm mevcut değildir422.

Yukarıda belirtilen gerekçeler nedeniyle sorumluluk sigortalarında, sigortacının rücu hakkının kural olarak bulunmadığı kabul edilmektedir423. Ancak bu görüşe sigortacının, tek ve aynı zarardan sigorta ettirenle birlikte müştereken sorumlu olan üçüncü kişilerin bulunması halinde katılmak mümkün değildir. Sorumluluk sigortasının amacı sigortacının bütün rücu haklarını ortadan kaldırmak değildir. Zira, Türk Ticaret Kanunu’nun 1301. maddesinin sorumluluk sigortasında doğrudan uygulanması mümkün bulunmamakla birlikte, bu maddenin kıyasen uygulanarak sigortacıya, sigortalının haklarına halef olarak zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olan şahıslara rücu hakkının tanınması gerekmektedir424.

Genel Şartların B.4 maddesinde de, sigortacının ödediği tazminat tutarınca hukuken sigortalının yerine geçeceği öngörülmüştür. Genel Şartlarda yer alan bu düzenlemeden de, aynı zarardan dolayı sigortalı ile birlikte müştereken sorumlu bulunan kişilerin varlığı halinde, sigortacının ödediği tazminat tutarınca hukuken sigortalının yerine geçerek halefiyet hakkını kullanabileceği anlaşılmaktadır425.