• Sonuç bulunamadı

2. KONUYLA İLGİLİ ANA KAVRAM: DİN

3.2. Hasan el-Bennâ Sonrası İhvân-ı Müslimîn

3.2.3. Hasan el-Bennâ Sonrası İhvân-ı Müslîmin Lider Kadrosu

3.2.3.2. Seyyid Kutub

Seyyid b. Kutb b. İbrahim b. Hüseyn eş-Şazili, 1906 yılında Mısır’ın Asyût vilayetinin Mûşa köyünde dünyaya geldi. 1933 yılında Ezher Üniversitesi’nin Daru’l Ulum Fakültesi’ni bitirdi ve altı yıl kadar ilkokul öğretmenliği yaptı. Yine bu fakülteye, Edebiyat öğretim elemanı olarak atandı. Mustafa Sadık er-Rafiî, Mahmud el-Akkad, Taha el-Hüseyin gibi edebiyatçılarla dostluk kurdu. Bu sayede edebiyata daha da ilgi duymaya başladı. Öğrencilik yıllarında çeşitli siyasî partiler içerisinde adı anılan Kutub, 1945 yılında bütün partilerle ilişkisini kesti.

II. Dünya Savaşı sonrasında edebiyatla ilişkisini kesmese de daha çok siyasî ve toplumsal meseleler ile ilgili yazılar kaleme aldı. 1947 yılında sponsorluğunu Hıristiyan kökenli birinin yaptığı el-Alemu’l-Arabî dergisini çıkarmaya başladı. Bu dönemde Mısır’da popüler olan sosyalizm akımın etkisinde kaldı. Yeni Fikir adında bir dergi çıkardı. Ancak derginin üslubu hükümeti rahatsız edince dergi kapatıldı. Bu derginin haricinde ed-Da’ve, el-İştirakiyye, el-Livau’l-Cedid adlı dergilerde de yazılar yayımladı. Yaşamının bu devresine Cahiliye Dönemi diyen Kutub, büyük bir fikrî dönüş yaptı. Edebiyat ve sosyalizmin etkisinden köy ve köy hayatının zorluklarını konu alan yazılar yazmaya başladı. Sosyalizmin etkisiyle İslamî sosyalizmi savunmaya başladı. Bu çalışmalarından dolayı hükümet destekli olarak sosyoloji doktorası yapması için 1948 yılında Amerika’ya gönderildi. 1950 yılında Amerika’dan dönünce sosyalizm düşüncesi de bitti. Sosyalizm, kapitalizm, komünizm gibi beşerî ve batı menşeli düşüncelerin karşısında yer aldı. Her konunun çözümünü dinde aramaya başladı. Bu dönüşümün asıl nedeninin Hasan el-Bennâ’nın öldürülmesinin akabinde Amerika’da

başlayan kutlama törenlerinin etkisi olduğu sanılmaktadır.88

Amerika’dan döndükten sonra bir süre resmî sıfatla görevini yürüttü. Ancak 1952 yılında görevinden istifa etti. 1952 askeri darbesini yapan Hür subaylarla yakın ilişkiler içerisinde olan Kutub, darbe sonrasında düzenlediği konferanslarla Hür Subaylar’ın takdirini kazandı. Bu aralarda da tanıştığı İhvân ile de yakın temaslarda

bulundu. Cemal Abdünnasır ile İhvân ile aralarında çıkan fikir ayrışmazlığında arabuluculuk yapan Kutub başarılı olamayınca İhvân’dan yana olunca Abdünnasır ile araları açıldı. Bu olayın akabinde 1953 yılında İhvân teşkilatına katıldı ve İhvân’ın İrşad Müdürlüğü’ne getirildi. 1954 yılında İhvân’ın kapatılmasıyla birlikte mensupları tutuklandı. Seyyid Kutub da tutulular arasında yerini aldı. Ancak halkın tutuklamalara gösterdiği tepki karşısında tutuklular serbest bırakıldı. Kapatılan İhvân’l-Müslimin dergisi Seyyid Kutub’un editörlüğünde tekrar çıkarıldı. 1954 yılında sansür gerekçesiyle dergi Kutub tarafında kapatıldı. 1954 yılında Cemal Abdünnasır’a karşı yapılan suikast girişiminden sorumlu tutulan İhvân mensupları tutuklandı. Seyyid Kutub tutuklananlar arasında yine yerini aldı ve 15 yıl hapse mahkûm oldu. Fi Zilâli’l- Kur’an (Kur’an’ın Gölgesinde) adındaki tefsiri kaleme aldı. Bu eseri neşrederken tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu arada yazdıklarının insanları tetiklemediğini görünce üslup ve metod değişikliğine gitti. İnsanları, İhvân davasına destek verecek daha sert ve harekete geçirecek daha ateşleyici söylemler geliştirdi. Tutuklu olduğu dönemde otuz ciltlik Kur’an tefsirini tamamlayan Kutub, 1964 yılında serbest bırakıldı. Mısır hükümeti, İhvân’ın, yasadışı faaliyetlerini takip etmeye başladı. Yoldaki İşaretler (Mâ’allim fi’t- Tarik), kitabını yayımlayan Seyyid Kutub, hükümetin beklemiş olduğu kozu kendilerine verdi. Hükümet yetkilileri, yaklaşık kırk bin İhvân, mensubunu tutukladı. İhvân’ın ileri gelen isimlerinden olan Muhammed Yusuf Havvaş, Ali Aşmavî, Abdülfettah İsmail, Mecdî Abdülaziz Mütevelli, Sabri Arafe el-Kûmî, Ahmed Abdülmecid ve diğer İhvân liderleri de tutuklananlar arasındaydı. Yargılanma süreçlerinin ardından idam

edilmelerine karar verildi. 29 Ağustos 1966 tarihinde infazları gerçekleştirildi. 89

3.2.3.2.1 Görüşleri

Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan Kutub, dinî düşüncenin yanı sıra edebiyatçı kimliği, yayımcılık, gazetecilik, edebiyat eleştirmenliği gibi yönleriyle de oldukça ön planda olan bir kimsedir. 1940 yıllara kadar şiir, roman, hikaye, makale edebiyat eleştirmenliği gibi yazılara kaleme alan Kutub, 1940 yıllardan sonra fikrî anlamda farklı bir profil çizmektedir. Farklı fikir dünyalarıyla karşılaşması sonucunda yazılarında fikrî olarak din olgusunu işlemeye başlar. Bu süreçte Kur’an’ı keşfettiğini ifade eden Kutub, 1950’li yıllara kadar bu halet-i ruhiye içerisinde gezinir. Bu dönemde eşitlik, adalet, hürriyet, emperyalizm gibi kavramları tahlil eder. Beşerî sistemin ürünleri olan

kapitalizm, sosyalizm gibi kavramların insanoğlunun sorunlarına çözüm bulamadığını aksine sorunun kaynağı olduğunu, çözümün ilahî vahyin son halkası olan İslam olduğunu ifade eden yazılar kaleme almaya başlar. Seyyid Kutub’un yazı hayatı 1950’li yıllardan sonra daha farklı bir boyut kazanmış olarak karşımıza çıkar. Oldukça sert bir üslup kullanan Kutub, bu tavrı neticesinde uzun tutukluluk dönemleri yaşamıştır. Hâkimiyet kavramına farklı yorumlar getiren Kutub, kimsenin kimse üzerinde tahakküm kuramayacağını, Allah’ın hâkimiyetinin her alana yayılması gerektiği, meşruiyetini Allah’tan almayan bütün yönetimlerin batıl, tağut yönetimler olduğunu ifade eder. Hâkimiyet kavramını sadece yönetim bağlamında değerlendirmeyen Kutub, bu fikrini genele yayar. Bu bağlamda toplumları da ele alan Kutub, Müslüman ve cahili olan toplumlar olarak bir sınıflandırma oluşturur. Müslüman toplum, hayatın her alanında Allah’ın emir ve yasaklarını kendilerine referans alan toplum, cahili toplum ise İslamî kuralların uygulanmadığı toplumdur. Seyyid kutub da öne çıkan bir diğer görüş cihad fikridir. Cihad, Müslümanların kendilerini savunması değil, aksine tebliğ kavramının son merhalesidir. Devlet kavramını net bir şekilde tanımlamayan Kutub, şura kavramının üzerinde özellikle durur. Şuranın uygulanma biçimi insanlara

bırakılmıştır. Bu konuda herhangi bir kıstas yoktur. 90

3.2.3.2.2.Eserleri a. Dinî ve Fikrî Eserleri

1. Fi Zilali’l-Kur’an: 1959 yılında tamamladığı tefsir kitabıdır. Türkçeye “Kur’an’ın Gölgesinde” adı altında tercüme edilmiştir.

2. et-Taşviru’l-Fennî fi’l-Kur’ani’l-Kerim: Türkçeye Süleyman Ateş ve Kamil M. Çetiner tarafından, “Kur’an’da Edebî Tasvir” adı altında tercüme edilmiştir.

3. Meşahidu’l-Kıyame Fi’l-Kur’an: Süleyman Ateş tarafından Türkçeye “Kur’an’da Kıyamet Sahneleri” adı altında tercüme edilmiştir.

4. el-’Adaletu’l-İctima’iyye fi’l-İslam: sosyal ve siyasal içerik taşıyan bir kitaptır. Türkçeye “İslam’da Sosyal Adalet” olarak çevrilmiştir.

5. Ma’reketu’l-İslam ve’r-Re’smaliyye: Türkçeye “İslam-Kapitalizm Çatışması” olarak tercüme edilmiştir.

6. es-Selamu’l-’Alemî ve’l-İslam: “Dünya Sulhu ve İslam” olarak Türkçeye tercüme edilmiştir.

7. Dirasat İslamiyye: “İslam ve Emperyalizm” adıyla Ramazan Nazlı tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Ayrıca Fehmi Ululs kitabı İslamî Etüdler olarak tekrar tercüme etmiştir.

8. Haze’d-Din: “Din Dediğin Budur”, adıyla Mehmet Hasan Beşer tarafından tercüme edilmiştir. “Din Budur” adıyla Hasan Fehmi Ulus tarafından , “Din Bu” adı altında da Furkan Hocaoğlu tarafından tercüme edilmiştir.

9. el-Müstakbel li Haze’d-Din: “İstikbal İslam’ındır” başlığıyla Türkçeye Mustafa Özel tarafından tercüme edilmiştir.

10. Haşa’işü’t-Tasavvuri’l-Mukavvematuh :” İslam Düşüncesi” adı altında birinci bölümü Akif Nuri, ikinci bölümünü Beşir Eryarsoy “İslam Düşünce Esasları” başlığı ile tercüme etmiştir.

11. el-İslam ve Müşkilatu’l-Hadare: Eser “İslam ve Medeniyetin Problemi” başlığıyla Mustafa Varlı tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.

12. Me’allim fi’t-Tarik: çok sayıda tercümesi yapılan eserin ilk tercümesi abdülkadir Keskinsoy rafından yapılmştır. “Yoldaki İşaretler” başlığı ile Türkçeye

tercümeleri yapılmıştır. 91

b. Şiir, Roman, Hikaye, Biyografi, Eleştiri

1. Mühimmetü’ş-Şair fi’l-Hayati ve Şi’ru’l-Cili’l-Hadir 2. eş-Şatiu’l-Mechul: Şiirlerinin toplandığı kitaptır.

3. Nakdü Kitabi Müstakbeli’ş-Şekafe: Eleştiri içerikli bir kitaptır. 4. el-Etyafü’l-Erba’a: Hatıralarını içeren bir kitaptır.

5. et-Tıfl mine’l-Karye: Çocukluk yıllarını ve köy hayatını kaleme aldığı eseridir. 6. el-Medinetu’l-Meshure: Gece masalları versiyonuyla kaleme aldığı bir kitaptır.

7. Kütüb ve Şahsiyyat

8. Eşvak: otobiyografik bir eserdir. Türkçeye Akif Nuri tarfaınadan “Dikenler” başliğıyla çevrilen otobiyografk bir eserdir.

9. en-Nakdu’l-Edebi: Uşuluhu ve Menahicuh