• Sonuç bulunamadı

2. KONUYLA İLGİLİ ANA KAVRAM: DİN

2.1. Hasan el-Bennâ’nın Din Anlayışı

2.1.2. Kur’an

Kur’an kelimesi, ka-ra-e fiilinden türetilmiş mastar olup meful anlamında

okunan şeye isim olan Kur’an-ı Kerim17, insanları mutluğu ve hidayeti için Allahu

Teâlâ tarafından, miladi 610 yılında, çoğunlukla Cebrail vasıtasıyla, Arapça olarak Hz. Muhammed’e hem mana hem de lafız olarak vahyedilen, tevatür yoluyla bize kadar gelen, kendisiyle ibadet edilen yirmi üç senelik bir zaman zarfında peyder pey indirilen

en son ilahî kitaptır.18

Bu nedenle kıyamete kadar her asrın insanına hitab eden evrensel niteliklere sahiptir. 15 el-Bennâ, Risaleler, 527. 16 el-Bennâ, Risaleler, 539. 17 Mutçalı, Arapça-Türkçe Sözlük, 412.

18 İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, I. Cilt, DİB Yay., Ankara 1988, 9-16. Mehmet Soysaldı, Kur’an’ı

Anlama Metodolojisi, Fecr Yay., Ankara 2001, 9; Mehmet Soysaldı, Nüzulünden Günümüze Kur’an ve Tefsir, Fecr Yay., Ankara 2001, 34.

Ey Muhammed, De ki: Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi. Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.19 Bu ayetlerle Kur’an’ı tanıtmaya başlayan Hasan el-Bennâ, İslam’ı anlamada, yaşamada ve inanmada her Müslümanın temel kaynağı Kur’an ve Sünnet-i Seniyye olduğu görüşündedir. Ona göre, Kur’an-ı Kerim, insanları zorlayan, anlaşılması güç bir kitap değildir. Aksine

kolay okunabilen ve anlaşılan bir kitaptır.20

Kur’an, iman eden kalplare hayır, iyilik, hikmet ve ilim akıtan bir kitaptır. Kendisiyle tilavet edilen ve bu sayede Allah’a yaklaştıran en faziletli kitaptır. Kur’an’ı, Allah’ın ziyafeti olarak tanımlayan İslam âlimlerinin bu ziyafetten Müslümanların elinden geldiğice istifa etmeleri gerektiği

vurgulanmaktadır.21

Kur’an, sadece okunmak için değil ayetleri üzerinde düşünmek ve bunun sonucunda da hayatta tatbik etmek için gönderilmiştir. Kur’an, İslamî toplumun hayatını düzenleyen, Peygamber Efendimize yirmi üç yıllık bir zaman zarfında, tedricen indirilen evrensel bir kitaptır. Kur’an’ın en büyük özelliklerinden biri gelmiş ve gelecek bütün milletleri kapsayacak ve onların hayatının tanzim edecek ilkelere sahip olmasıdır. Bu ilkeler:

1. Rabbaniyet.

2. İnsan onurunun yüceltilmesi.

3. Ceza ve mükâfat anlayışının yerleştirilmesi. 4. İnsanlar arasında kardeşliğin ilan edilmesi.

5. Kadın ve erkeği gelişmeye teşvik etmek, görev ve sorumluluklarda eşit olduklarını bildirmek ve her birinin kendine ait görevlerini uygun bir şekilde belirlemek.

6. Yaşama, mülk edinme, çalışma, sağlıklı yaşam, hürriyet, öğrenme gibi hakları garanti altına almak suretiyle toplumun güvenliğini sağlamak.

7. Toplumun fertlerinin içgüdülerini kontrol altına almak.

8. Suçlara karşı kesin çözümler getirmek ve suçla mücadele etmek, ümmetin birliğini pekiştirmek ve tefrikanın görüngü ve sebeplerini yok etmek

19 Cin, 72/1-2. 20

Ömer Küçükağa, “Hasan el-Bennâ’nın İslam’ı Toplumda Yeniden Hâkim Kılma Mücadelesi”, Uluslararası Hasan el-Bennâ ve Müslüman Kardeşler Sempozyumu, Artus Basım, II. Cilt, Ankara 2012, 34.

9. Ümmetin fertlerini, bu düzenin getirmiş olduğu prensipler uğrunda savaşmaya yöneltmek.

10. İslam devletini, İslamî düşüncenin temsilcisi, koruyucusu, uygulayıcısı ve

taşıyıcısı olarak kabul etmek.22

Allahu Teâlâ, Kur’an’ı alemşümul, genel bir nizam ve intizam, dünyevî ve uhrevî meseleleri düzenleyen bir kitap olarak indirmiştir. Ona önünden de ardından da

bâtıl gelmez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah’tan indirilmiştir.23

Hasan el-Bennâ’ya göre, Müslümanların Kur’an’a karşı üç görevi vardır:

1. Kur’an’ı okumak, O’nunla ibadet etmek, O’nu şefaatçi kılarak Allah ile kurbiyet kazanmak

2.Kur’an’ı dinin temel kaidelerin kaynağı haline getirmek, dini ondan öğrenmek

3. Kur’an’ı dünya ile ilgili meselelerin halledilmesinde temel saymak24

Müslümanların Kur’an’a bakışlarını yorumlayan el-Bennâ Müslümanların şu an diğer hukukları Kur’an’ın önüne geçirmiş olduklarını, Kur’an’ın hükümlerini hayatlarının dışına itmiş olduklarını söyler. Kur’an, bu dönemde Müslümanların nazarında muska yapmak, mezarlıkta okunmak, hastalara şifa niyetine, düğünlerde süs, cenazelerde ise kederi pekiştirmek için okunmaktadır. “Kur’an geçmişte namazların süsü iken şimdi ise eğlencelerin süsü haline gelmiştir.” diyen el-Bennâ eski ile günümüzü kıyaslarken şöyle der: Ecdad döneminde, vaaz ve hutbelerde ilk sıradayken,

simdi ise büyücülerin ve muskacıların vazgeçilmezi haline gelmiştir.25

Kur’an’ın bu şekilde kullanılmasından rahatsız olan Hasan el-Bennâ, Kur’an’ın aslî görevi olan Müslümanların hayatını düzenleyen kitap olma hüviyetine döndürmek için özellikle de vaaz ve hutbelerinde ayetleri oldukça sık kullanmıştır. Kur’an’ı, bireyin ve toplumun yeniden inşasında, İslam’ı sosyal hayata yeniden hâkim kılacak en önemli unsur olarak gören Hasan el-Bennâ, kendi saflarına katılanlara, Kur’anî bir hayat yaşamaları tavsiyesinde bulunur. Bunun için yanlarında sürekli Kur’an-ı Kerim taşımalarını ve her gün en az bir cüz okumaları tavsiyesinde bulunur. Çünkü Kur’an, insanı koruyan gizli bir kalkandır. Günahlardan, nefs-i emmarenin hilelerinden muhafaza eder. Kur’an’la meşgul olan insanla Allah arasındaki bağ daha da kuvvetlenir. Ayrıca kişinin ilim ve kültür seviyesini yükseltir. Kur’an, insanın takva mertebesine ulaşıp muttakiler safında 22 el-Bennâ, Risaleler, 196-198. 23 Fussilet, 41/42. 24 el-Bennâ, Risaleler, 462. 25 el-Bennâ, Risaleler, 465.

yer almasının sağlar. Böylece bireyden başlayan İslamî toplum Kur’an nuruyla

aydınlanacak ve nihayetinde özlenen Dünya Müslümanları birlikteliği sağlanacaktır.26

Hasan el-Bennâ, hedeflediği İslam toplumu projesinin ancak Kur’an’ı hayata hâkim kılarak oluşturacağı inancındaydı. Ayrıca günümüzde Kur’an’ın Müslümanların algı dünyasında yerinin değiştiğinden ve aslî foksiyonunu yitirdiğinden yakınmaktadır.