• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: NESRU’L-CUMÂN’IN SECİʻ ÖZELLİKLERİ

3.3. Seciʻin Çeşitleri

Seciʻ birkaç bakımdan kısımlara ayrılmaktadır. Fıkra sayısı, fıkralarının uzunluğu ve kısalığı ile vezin ve kafiye açısından kısımlara ayrılır.

3.3.1. Fıkra ve Kelime Sayısına Göre

a) Fıkra Sayısına Göre Seciʻ Çeşitleri: Seciʻli ifadeler genellikle iki, bazen üç, nadiren de dört ve daha fazla fıkradan oluşabilirler.1260

b) Fıkraların Kelime Sayısına Göre Seciʻ Çeşitleri: Seciʻler genel hatlarıyla uzun ve kısa olarak ikiye ayrılırlar. Seciʻde iki fıkranın birbirleriyle uzunluk ve kısalık açısından denk oluşları önem arz etmektedir. Kısa olanların her fıkrası iki kelimeden oluşur. Uzun olanlar ise yirmi ve daha çok lafızdan müteşekkil olurlar. Bunun örneği pek çok âyeti kerimede bulunmaktadır.1261 Bunu kısa, orta ve uzun olmak üzere üçe ayıranlar da olmuştur. Yaklaşık olarak her fıkradaki kelime sayısı iki-dört arasında ise kısa, beş-on arasında ise orta, on bir ve daha fazla ise uzun seciʻ olarak kabul edilmiştir. Kısa seciʻde fıkraları oluşturan kelimeler ne kadar az ise seciʻ o ölçüde güzel olur.1262 İsmail Durmuş bunu şöyle gerekçelendirmektedir:

“Çünkü aynı veya benzer seslere sahip olan fâsılaların yakından tekrarı sözün armoni ve müzikalitesini arttırarak kulağa hoş bir ses, ruha huzur, nefse coşku verir. Bu bakımdan en güzel

1258 Yıldız, 1063.

1259 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 197-198; İbn Korkmaz, Gaysü’l-Meriʻ, 68b; Uzun, XXXVI, 275;

Yıldız, 1062-1063.

1260 Ulvî, III, 16.

1261 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 235-236; Ulvî, III, 14-15.

178

seciʻli söz bölümleri ikişer kelimeden oluşan kısa seciʻ formunda görülür. Mürselat, Müddessir, Necm ve Kamer sürelerinin baş taraflarındaki âyetler bunun örneklerini teşkil ederler.”1263

1) En güzel seciʻli söz, fıkraları birbirine eşit olandır:1264 Şu âyetler buna örnek verilebilir: ( دوُضْخَم رْدِّس يِّف 28 ( دوُضْنَم حْلَط َو ) 29 ( دوُدْمَم لِّظ َو ) 30 )

“Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında”1265

( ْرَهْقَت َلاَف َميِّتَيْلا اَّمَأَف 9

( ْرَهْنَت َلاَف َلِّئاَّسلا اَّمَأ َو ) 10

)

“Öyleyse sakın öksüze kötü muamele etme ve sakın bir şey isteyeni azarlama.”1266

2) İkinci fıkrası birincisinden az uzun olan seciʻ türü de güzeldir.1267 Necm sûresinin başındaki, )2(ى َوَغ اَم َو ْمُكُب ِّحاَص َّلَض اَم )1( ى َوَه اَذِّإ ِّمْجَّنلا َو “Batmakta olan yıldıza and olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmamış ve azmamıştır.”1268 âyetleri gibi. Bunun örnekleri Kur’ân’da çoktur.1269

3) Üçüncü fıkrası birinci ve ikincisinden az uzun olan türü de makbul sayılmıştır.1270

Hakka sûresindeki şu âyetler buna örnek verilebilir:

(32) ُهوُكُلْساَف اًعا َرِّذ َنوُعْبَس اَهُع ْرَذ ةَلِّسْلِّس يِّف َّمُث )31( ُهوُّلَص َمي ِّحَجْلا َّمُث )30( ُهوُّلُغَف ُهوُذُخ “İlgililere şöyle buyurulur: “O’nu alın, bağlayın. Sonra cehenneme yaslayın. Sonra onu boyu yetmiş arşın olan zincire vurun.”1271

4) Seciʻli ifadenin ikinci fıkrası birinciden az kısa olan türü de beğenilmiştir, Fil süresinin seciʻ düzeninde olduğu gibi.1272

1263 Durmuş, XXXVI, 274.

1264 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 233; İbnü’l-Esîr, el-Câmiu’l-Kebîr, 253; Ulvî, III, 15; Kalkaşandî, II,

310; Durmuş, XXXVI, 274.

1265 Vâkıʻa, 56/28-30.

1266 Duhâ, 93/9-10.

1267 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 234; İbnü’l-Esîr, el-Câmiu’l-Kebîr, 253; Ulvî, III, 14-15; Kalkaşandî,

II, 311; Durmuş, XXXVI, 274.

1268 Necm, 53/1-2.

1269 Bk.: İbnü’l-Esîr, el-Câmiu’l-Kebîr, 254.

1270 Kalkaşandî, II, 312; Durmuş, XXXVI, 274.

1271 Hakka, 69/30-32.

179 ِّليِّفۡلٱ ِّب َٰح ۡصَأِّب َكُّب َر َلَعَف َفۡيَك َرَت ۡمَلَأ (1) ٖليِّل ۡضَت يِّف ۡمُهَدۡيَك ۡلَع ۡجَي ۡمَلَأ (2) ا ًرۡيَط ۡمِّهۡيَلَع َلَس ۡرَأ َو َليِّباَبَأ (3) ٖلي ِّ جِّس نِّ م ٖة َراَج ِّحِّب مِّهيِّم ۡرَت (4) ِِّۢلوُكۡأَّم ٖف ۡصَعَك ۡمُهَلَعَجَف (5)

“Fil sahiplerine Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi. Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.”1273

5) Güzel sayılmayan seciʻ ise ikinci fıkrasının birincisinden çok kısa veya çok uzun olandır.1274 İkinci fıkranın çok uzun olması hâlinde aynı kafiyeyi taşıyan fâsıla uzakta kalacağından ses armonisi bozulup işitme zevki ortadan kalkar. Çok kısa olması durumunda uzun bir bölümün ardından dengesiz ve beklenmedik güdük bir bölümün gelmesi hoş karşılanmaz.1275 En kusurlu olan seciʻ çeşidi bu türüdür.1276

3.3.2. Kafiye ve Vezin Yapısına Göre

Seciʻde kafiye ve vezin uyumu metne güzellik katmakta ve kulağa hoş gelmektedir. Fâsılalar arasında kafiye (revî) ve vezin uyumunun bulunup bulunmaması bakımından seciʻler birkaç kısma ayrılmaktadır. Belagatçıların çoğunluğu seciʻleri kafiye ve vezin yapıları bakımından mutarraf, hâlî (mütemâsil, mütevâzın), murassaʻ ve müşattar olmak üzere dört kısma ayırmaktadır.

3.3.2.1. Mutarraf Seciʻ

Fıkra sonlarındaki fâsıla kelimelerinde sadece kafiye uyumunun bulunmasına mutarraf seciʻ denir. Bu tür seciʻde vezinde uyum yoktur.1277 Nûh sûresi,

. (14) ا ًرا َو ۡطَأ ۡمُكَقَلَخ ۡدَق َو (13) ا ٗراَق َو ِّ َّ ِّلِلّ َنوُج ۡرَت َلَ ۡمُكَل اَّم

1273 Fîl, 105/1-5.

1274 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 235; İbnü’l-Esîr, el-Câmiu’l-Kebîr, 254; Durmuş, XXXVI, 274.

1275 İbnü’l-Esîr, el-Câmı̒u’l-Kebîr, 254; Ulvî, III, 16; Kalkaşandî, II, 315; Durmuş, XXXVI, 274.

1276 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 235; Ulvî, III, 16; Kalkaşandî, II, 311.

1277 İbn Korkmaz, Zehru’r-Rebiʻ, 102; Gaysü’l-Meriʻ, 68a; Kalkaşandî, II, 305; Stewart, Devin J., es-Secʻu

fi’l-Kur’ân (Sajʻ in the Qur’an), trc. İbrahim ʻAvad, Şeriketü’l-Ehrâm, 1995, s. 80; Durmuş, XXXVI, 274;

180

“Ne oluyorsunuz ki Allah’a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz. Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır.”1278 âyetlerindeki “vakâren-atvâren” kelimelerinde olduğu gibi kafiye aynı fakat vezin farklıdır.1279

3.3.2.2. Hâlî Seciʻ

Fıkra sonlarındaki fâsıla kelimelerinin aynı vezinde ve aynı kafiyede olmasına hâlî (süslü) seciʻ adı verilir. Zira vezin ve kafiye birliği söze ilave bir güzellik katmaktadır. Fâsıla kelimeleri arasında kafiye birliğinin bulunmayıp yalnız vezin birliğinin bulunmasına âtıl (süssüz/yalın) seciʻ denir. Hâlî seciʻ ikiye ayrılır.1280

a) Mütemâsil Seciʻ: Her iki fıkradaki kelime sayıları eşit ve bütün kelimeler simetriği olan kelimeyle aynı vezindedir fakat fâsılalardaki kafiyeler farklıdır.1281 Kur’ân-ı Kerim’de bunun örneği Saffât sûresi; َميِّقَتْسُمْلا َطار ِّ صلا اَمُهانْيَدَه َو ، َنيِّبَتْسُمْلا َباتِّكْلا اَمُهانْيَتآ َو 117-118. âyetleridir.

b) Mütevâzî Seciʻ: Sadece son kelimelerde vezin ve kafiye birliği bulunur. Buna “tevâzun” da denir. Gâşiye sûresi 13-14. âyetlerdeki, .ٌةَعوُض ْوَم ٌبا َوْكَأ َو .ٌةَعوُف ْرَم ٌر ُرُس اَهيِّف âyetlerindeki “merfûah-mevdûah” ve Vâkia sûresi 28-30. âyetlerdeki حْلَط َو . دوُضْخَم رْد ِّس يِّف . دوُدْمَم لِّظ َو . دوُضْنَم “mağdûd”, “mendûd” ve “memdûd” kelimeleri gibi.1282 Gâşiye sûresinin 15-16. âyetlerindeki .ٌةَثوُثْبَم ُّيِّبا َر َز َو .ٌةَفوُفْصَم ُق ِّراَمَن َو “masfûfeh-mebsûseh” kelimelerinde de tevâzun vardır.1283 Bu tür kulağa hoş geldiği, daha tabiî ve rahat olduğu için birçok edip ve yazar tarafından tercih edilmiştir.1284

1278 Nûh, 71/13-14.

1279 İbn Korkmaz, Gaysü’l-Meriʻ, 68b; Durmuş, XXXVI, 274.

1280 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 273; İbn Korkmaz, Gaysü’l-Meriʻ, 69a; Durmuş, XXXVI, 274; Uzun,

XXXVI, 275; Kılıç - Yıldız, 237; başka âyetler için bk.

1281 Ulvî, III, 22; Kalkaşandî, II, 306.

1282 İbnü’l-Esîr, el-Meselü’s-Sâir, I, 273; İbn Korkmaz, Gaysü’l-Meriʻ, 69a; Durmuş, XXXVI, 274; Uzun,

XXXVI, 275; Kılıç - Yıldız, 237; Stewart, 87.

1283 Kalkaşandî, II, 306.

181 3.3.2.3. Murassaʻ Seciʻ

İki fıkradaki her kelimenin simetriği olan kelimeyle hem kafiye hem de vezin açısından uyumlu olmasına murassaʻ seciʻ denir.1285 Buna müvazi seciʻ diyenler de vardır. Bu, seciʻin en güzel türüdür.1286 Kur’ân’da bunun örnekleri pek çoktur.

( اًحْبَض ِّتاَيِّداَعْلا َو 1 ( اًحْدَق ِّتاَي ِّروُمْلاَف ) 2 ( اًحْبُص ِّتا َريِّغُمْلاَف )