• Sonuç bulunamadı

Sebepsiz Yere İşi Bırakmama Yükümlülüğü

Belgede Civil liability of the arbitrators (sayfa 145-150)

B. Sözleşmenin İfası Sırasındaki Yükümlülükleri

2. Sebepsiz Yere İşi Bırakmama Yükümlülüğü

Hakemler ile uyuşmazlığın tarafları hakem sözleşmesi akdederek, uyuşmazlığın taraflarının arasında bulunan uyuşmazlığın seçilen hakemlerce çözülmesi konusunda anlaşmış olurlar. Hakemlerin bu noktada üstlendikleri asli edim yükümlülüklerinden en önemlisi uyuşmazlığın çözülmesidir470. Bunun için

467 Wilske/Fox/Steward, s. 175. 468 Göksu, Nr. 884.

469 Nomer/Ekşi/Günseli Gelgel, s. 27; Ekşi, s. 169.

470 Habscheid, Schiedsrichtervertrag, s. 200; Göksu, Nr. 1071; Vogt, s. 167; Yeşilırmak, s. 99; Kayalı,

129

başlanılan yargılama faaliyetinin, herhangi bir karar vermeksizin sonlandırılmasının ise hakem sözleşmesinin amacına aykırı olacağı ve sözleşmenin ihlal edilmesi niteliği taşıyacağı açıktır471. Bu nedenledir ki kanun koyucu tahkim yargılamasının hangi hallerde sona ereceğini belirlemiştir. Bununla birlikte, tahkim yargılaması açısından öngörmüş olduğu sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi halinde sözleşmenin ne şekilde tasfiye edileceğine dair de düzenlemelere yer vermiştir.

Tahkim yargılamasının hangi hallerde son bulacağı HMK’nın 435’inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre tahkim yargılaması, ilk olarak nihai hakem kararının verilmesi ile son bulacaktır. Burada sözü edilen nihai hakem kararı esasa ilişkin hakem kararı olabileceği gibi, usule ilişkin bir nihai karar da olabilir. Nihai kararın verilmesiyle birlikte hakemlerin sözleşmeden kararlaştırılan tam ücrete hak kazanmaları gerekmektedir.

HMK’nın öngördüğü diğer bir hal ise davacının davasını geri alması halidir. HMK’da, tahkime ilişkin hükümlerinde, davanın geri alınması, açıkça

düzenlenmemiştir. Geri almaya ilişkin yegâne düzenleme, tahkim yargılamasının sona ermesi hallerini düzenleyen m. 435/1-a bendidir. Buna göre eğer hakemler kesin olarak çözümünde davalının hukukî yararı bulunduğunu kabul ederlerse, davacının geri alma beyanına rağmen davaya bakmaya devam edebilirler. Dolayısıyla da tahkimde geri almanın sonuç doğurması açısından, medenî yargılamada olduğu gibi davalının açık beyanına ihtiyaç olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir. Davacının davasını geri almak istediği, hakemlerin de uyuşmazlığın çözümünde davalının bir hukukî yararı olmadığı düşünüldüğü halde hakemlerin yine tam ücrete

130

hak kazanmaları gerekecektir. Zira sözleşmenin sona ermesi, taraflardan birinin talebi üzerine gerçekleşmektedir. Eğer bu halde uyuşmazlığın tarafları hakem ücretinin ne şekilde ödeneceği hususunda anlaşamamışlarsa, söz konusu ücretin davasını geri alan davacı tarafa yüklenmesi hakkaniyete uygun olacaktır, zira geri almanın sonuç doğurması davalının rızasına tâbi değildir. Hakem Ücret Tarifesinin 6’ıncı maddesi de bu halde hakemlerin tam ücrete hak kazanacağını öngörmektedir.

HMK kapsamında öngörülen diğer bir hal tarafların, yargılamanın sona erdirilmesi konusunda anlaşmaları halidir. Tarafların bu konudaki anlaşmaları esasa yönelik, örneğin sulh olmaları hali, olabileceği gibi472, esasa yönelik olmayacak şekilde, yalnızca o anki tahkim yargılamasının sona ermesine dair bir anlaşma da olabilir473. Bu halde de aynı geri almada olduğu gibi, hakemlerin tam ücrete hak kazanmaları hakkaniyete daha uygun görünmektedir. Zira bu durumda da hakemlerin iradeleri olmaksızın ve hattâ iradeleri hilafına sözleşmeyi ifa etmelerine mani

olunmaktadır. Buna mukabil Hakem Ücret Tarifesi bu konuda bir ayrım

yapmaktadır. Tarifenin 6’ıncı maddesine göre tahkim davasının sulh474, feragat yahut kabul ile son bulması halinde hakemler yarı ücrete hak kazanacaktır. Bununla birlikte 6’ıncı maddeye nazaran daha genel bir düzenleme olarak kabul edilebilecek 5’inci maddesine göre de hakemler yarı ücrete kazanacaktır.

HMK, hakemlerin başka bir sebeple yargılamanın sürdürülmesini gereksiz veya imkânsız bulması halini de, tahkim yargılamasının sona ereceği bir hal olarak

472 Akıncı, Tahkim, s. 236. 473 Lörcher/Lörcher, Rn. 238.

474 Tahkim davasının sulh ile sona erdiği halde uyuşmazlığın tarafları, hakemlerden, sulh anlaşmasına

uygun olarak karar verilmesini talep edebilirler. Bunun talep edilmediği durumda, hakemlerin “tahkimdeki yargılamanın sona erdiğine karar vermeleri gerektiği ifade edilmektedir. Bkz. Karataş, s. 186; Korucu, s. 126.

131

öngörmüştür. Bu durumda tahkim yargılaması uyuşmazlığın taraflarının değil bilakis hakemlerin iradesi ve takdiri sonucu son bulmakta ve hakemler uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir karar vermemektedirler. O halde hakemlerin, neden bu yönde bir karar verdiklerini gerekçesiyle birlikte izah etmeleri gerekmektedir475. Zira ilk olarak kabul etmek gerekir ki, bu yönde verilecek kararın nedenini öğrenmek, uyuşmazlığın taraflarının sahip olduğu hukukî dinlenilme hakkı kapsamında bilgi alma hakkının bir parçası olacaktır476. İkinci olaraksa, kanuna göre haklı bir sebep olmaksızın görevinin yerine getirilmemesi hali hukukî sorumluluğu doğuracak bir haldir477.

Hakemlerin, yargılamayı neden sürdürmediklerine dair kararlarını

gerekçelendirmemeleri halinde de, görevin haklı bir neden sebebiyle yerine getirilip getirilmediğini tespit etmek mümkün olmayabilir. Aksi hali hakemlerin hukukî sorumluluğunu doğuracağı için, hakemleri bu yönde verecekleri kararın içeriği önem kazanacaktır. Hakem Ücret Tarifesine göre ise bu halde hakemler yine de yarı ücrete hak kazanacaklardır. Esas itibariyle ortada yargılamanın devam etmesini objektif olarak imkânsız kılacak bir hal varsa, hakemlerin ücrete hak kazanmaları gerekmekle birlikte, 435’inci maddesinin ilk fıkrasının (c) bendinde düzenlenen bu halin keyfi olarak kullanılmaya elverişli olmadığının kabulü gerekir.

HMK’nın tahkime ilişkin hükümlerine göre tahkim yargılamasının,

uyuşmazlığın taraflarının aksine bir anlaşması478 yoksa, bir yıl içinde tamamlanması

475 Gal, s. 314.

476 Özekes, M.: Medenî Usul Hukukunda Hukukî Dinlenilme Hakkı, Ankara 2003, s. 166 vd.; tahkime

ilişkin olarak bkz. Özekes, Hukukî Dinlenilme, s. 226, 232 ve 233.

477 Gal, s. 315.

478 Uyuşmazlığın tarafları aralarında anlaşmak suretiyle tahkim yargılaması için farklı bir süre

belirleyebilirler; ancak bu sürenin belirlenebilir nitelikte bir süre olması gerekir. Bkz. Karataş, s. 188 ve 189.

132

gerekmektedir. HMK, yargılamanın süresinde bitirilemeyeceği hallerde, uyuşmazlığın taraflarının, anlaşması yahut tahkim süresi içinde479 mahkemeye başvurmak suretiyle480 ek süre talep edilmesinin ve mahkemece bu talebin kabul edilmesi halinde tahkim süresinin uzatılabileceğini öngörmüştür. İşte bu durumda mahkemece süre uzatım talebi kabul edilmezse, tahkim yargılaması da o anda son bulacaktır. HMK m. 427/2 hükmüne göre bu karar, verildiği anda kesin bir karardır. Bu halde tarifeye göre hakemler yarı ücrete hak kazanacaklardır.

HMK tarafından öngörülen diğer bir hal ise taraflarca kararın oybirliğiyle verilmesinin öngörülmesine rağmen, hakem kurulunun oybirliğiyle karar

verememesi halidir. Bu husus hakemlerin karar verme, yazma ve imzalama yükümlülüğü başlığı481 altında incelendiği için, tahkim yargılamasına son veren hallerden biri olarak bu başlık altında ayrıntılı olarak ayrıca incelenmeyecektir.

Tarafların yargılama giderlerini karşılama yükümlülüğü başlığı482 altında değinildiği üzere, hakemler, uyuşmazlığın taraflarından müstakbel yargılama

giderlerinin karşılanması için henüz yargılama gideri yapılmadan avans yatırmalarını talep edebilirler. Kural olarak, hakemler belirlenen avansın ödemesini uyuşmazlığın her iki tarafından talep ederler. Fakat taraflardan biri ödeme yapmazsa diğer taraf avansın tamamını ödeyebilir483. Hakemlerin bu talebi taraflar açısından bağlayıcıdır

479 Karataş, s. 195. Aynı doğrultuda bkz. Yarg. 13. HD, E:1974/439, K: 1974/923, T. 16.4.1974. 480 Süre uzatımı amacıyla mahkemeye başvurmanın hakemlere değil, yalnızca taraflara tanınmış bir hak

olduğuna ilişkin olarak bkz. Yarg. 15. HD E:1977/781, K:1977/896, T. 15.4.1977.

481 Bkz. aşa. § 5-II/B/7. 482 Bkz. yuk. § 4-I/A/2. 483 BGE 142 III 284 s. 286.

133

ve gereğinin yerine getirilmemesi halinde, hakemlere yargılamayı sonlandırma hakkı tanınmaktadır.

Görüldüğü üzere HMK, tahkim yargılamasının hangi hallerde sona ereceğini düzenlemiş, hakem ücretlerinin belirlenmesine ilişkin tarifede de her bir hal için, hakemlerin hangi nispette hakem ücretine hak kazanacağını açıkça ifade etmiştir. Kanunda sayılan haller haricinde, hakemlerin hangi sebeple olursa olsun yargılamayı bırakmaları hukuka aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenle hakemlerin hukuka aykırı bir şekilde yargılamayı bırakmaları durumunda, uyuşmazlığın tarafları bir zarara uğradıkları takdirde, bu zararın tazminin hakemlerden talep edilebileceği kabul edilmelidir484. Zira bu durum, HMK’nın hakemlerin hukukî sorumluluğunu düzenleyen 419’uncu maddesi kapsamında değerlendirilebilecek görevin yerine getirilmemesi halinin örneğini teşkil edecektir.

Belgede Civil liability of the arbitrators (sayfa 145-150)