• Sonuç bulunamadı

3. KIYILARDA YERALAN SANAYİ ALANLARININ DÖNÜŞÜM SÜRECİ

3.1.3 Sanayinin Yer Seçiminde Faktörler Ve Eğilimler

Önceki bölümlerde irdelendiği gibi 18. yy.da Sanayi Devrimi ile başlayan ve sonrasında evirilerek devam eden sanayileşme süreci, farklı zaman dilimlerinde farklı dinamiklerin etkisiyle yön bulmuştur. Ancak hangi aşamasında olursa olsun sanayileşme sürecinde alınan yer seçim kararları sadece sanayi kuruluşlarının sürdürülebilirliği açısından değil sosyo- ekonomik, çevresel ve fiziksel anlamda ülke, bölge ve kent ölçeğinde büyük önem taşımaktadır (bu kararlar süreç içinde kent makroformlarını yönlendirir duruma gelmektedir). Bu bağlamda bir çok kuramcı sanayinin yer seçimiyle ilgili farklı dönemlerde çeşitli yaklaşımlar ortaya koymuşlardır. Bu yaklaşımlar, ekonomik faaliyetlerin mekansal organizasyonu ve yerleşme fonksiyonlarının dağılım düzeninin saptanmasını açıklamak ve sanayi yer seçimiyle ilgili olarak gelecekteki gelişmeler için uygun alanlar hakkında ön tahminlerde bulunmak üzere geliştirilmiş çeşitli kuramlardır. Farklı dönemlerde mekansal ekonomik analiz olarak sanayi alanları yer seçimi kuramlarına katkıda bulunan yaklaşımların bir kısmı maliyeti minimize eden yaklaşımları ön planda tutarken diğer kısmı, sanayi yatırımlarının bir arada bulunmasını ve karlılığı maksimize eden yaklaşımlar olmuştur (Giritlioğlu, 1982).

Kuramsal yaklaşımlara göre yer seçiminde etken olan faktörler değişkenlik göstermekle birlikte ortak noktaları da oldukça fazladır. Bailly/Beguin, kuruluş yeri faktörlerini; 1-tarihsel faktörler, 2-doğa, 3-enerji ve hammadde kaynakları, 4-pazar ve 5-işgücü olarak sıralamaktadır (Bailly ve Beguin, 1993; Yaşar, 2005). Bir başka sınıflama da Hayter tarafından; 1-ulaşım, 2- hammadde, 3-pazarlar, 4-işçi, 5-dış ekonomiler, 6-enerji, 7- altyapı, 8-sermaye, 9- arazi/binalar, 10-çevre, 11-politikalar, şeklinde yapılmıştır (Hayter 1997; Yüzer, 2002). Tümertekin’e göre ise modern sanayi çok taraflı ve karmaşık bir faaliyettir. Sanayi faaliyetleri bir çok beşeri ve ekonomik olay gibi, yeryüzünde eşit olarak dağılmamıştır. Hatta yakın zamana kadar, başka olaylara oranla çok daha belirli alanlarda gelişmiş olduğu açıktır. Kuşkusuz her olay gibi sanayi faaliyetlerinin bugünkü dağılış düzenini kazanmasına etki yapan faktörler vardır. Başlıcaları hammadde, enerji, işçi, sermaye, ulaşım, pazar, devlet, vb. olan bu unsurların sanayiyi etkilemeleri iki yönlüdür: 1- kuruluş koşulu olarak, 2-kuruluş

yerini belirleyen koşul olarak. Her sanayi kolunun özelliğine göre değişmekle birlikte başlıcaları hammadde, enerji kaynakları, işçi ve pazar olan ana, temel ya da bölgesel faktörler genel olarak sanayi faaliyetlerinin yer alacağı alanı belirler (Tümertekin, 1994).

Sanayinin yer seçiminde öne çıkan bazı faktörlerin maliyet eksenli değerlendirmesi yapıldığında;

1) Ulaşım: Üretim için kullanılacak hammaddelerin tesise taşınması ve tesiste üretilen ürünün pazara nakledilmesi (dağıtılması) ürün maliyetlerini doğrudan etkileyen önemli faktörlerin başında gelmektedir. Buna göre sanayinin yer seçiminin ulaşıma göre uygunluk derecesi hammaddeye ve pazara göre olan konumdaki ulaşım maliyetlerine göre belirlenir. Bu maliyet hesabı yapılırken yük taşımadan kaynaklı doğrudan maliyetlerin yanı sıra dolaylı maliyet olarak tanımlanabilecek hammadde ve ürün üzerindeki sigorta maliyetleri ve benzeri ek maliyetler de göz önünde bulundurulur. Bu doğrudan veya dolaylı maliyetler taşınan malın değerine, cinsine, kat edilen mesafeye ve ulaşım moduna göre değişkenlik gösterirler.

2) İşgücü: Her sanayinin ihtiyacı olan istihdam özellikleri nicelik ve nitelik olarak farklıdır. Kimi sanayi kolu fazla sayıda işgücüne ihtiyaç duyabilirken bir diğer sanayi kolu niteliksiz ucuz işgücünden ziyade kalifiye işgücüne ihtiyaç duyarlar. Bu durum işgücünden doğan maliyetlerde belirgin bir değişkenlik yaratabilecektir (Yüzer, 2002).

Belli sanayilerin farklı işgücü talepleri bazı yerleri diğerinden daha uygun hale getirmektedir. Çeşitli vasıflarda çok sayıda işgücü ihtiyacındaki bir kuruluş, küçük bir yerleşmeye kıyasla bu işgücünü büyük metropollerde çok daha kolay bulabilmektedir. Bununla birlikte, artan mekanizasyon ve otomasyon, modern sanayileşmiş uluslardaki işgücü önemini azaltan bir etmen olabilmektedir. Maliyet, miktar ve kaliteye bağlı önemli lokal avantajları hala mevcut olmakla birlikte sanayi sürecinin gelişimi, çoğu sanayide vasıfsız işçi ihtiyacını azaltmaktadır. Ancak özel teknik vasıflara sahip işcilerin varlığı bazı alanlara avantaj sağlamaktadır. Vasıflar teknolojij değişiklikler nedeniyle zamanla değişmektedir (Zuboff, 1988; Yüzer, 2002).

Yer seçim faktörü olarak işgücü, kompleks ve çok boyutludur. Kapitalin işçiden daha mobil olduğu düşünülürken, işgücü hareketsiz değildir. İnsanların (ve iş gücünün) göçü devamlı olarak yerel işçi pazarı değişimini artırır ve mevcutta istenilen işçi karakteristiği bulunan yer aramaktansa, firmalar istedikleri işçi karakteristiğini belli bir yere çekmeleri için tercihler yaratır.

3) Hammadde: Hammaddeleri elde etme giderleri hem üretim maliyetini hem de onların fabrikaya taşınması maliyetini içerir. Ulaşım maliyetlerine bağımlılık nedeniyle hammaddelerin maliyeti kaynaktan mesafesine göre değişebilir (Tümertekin, 1997).

4) Pazar: Sanayi yer seçimini etkileyen bir faktör olarak pazara erişilebilirliğin önemi uzun zamandır artmakta olup tüketici tercihleri, hizmet ihtiyaçları ve rekabet davranışında doğru ve zamanında bilgi sağlayan, tüketicilerle yakın kişisel bağlantı ihtiyacı ve dağıtım maliyetlerini yansıtmaktadır (Clark, 1966; Yüzer, 2002). Herhangi bir ürün için satışların hacmi ve alış fiyatı, pazarın tabiatına bağlı olarak coğrafi değişimlere bağlıdır. Potansiyel müşterilerin dağılımı, tipi ve sayısı, ya da kişi başı geliri göreli olarak yüksek olan bir alandaki yer seçimi avantajlı olabilir (Smith, 1981; Yüzer, 2002).

5)Sermaye: “Sanayi tesislerinin gittikçe gerek daha büyük ve gerekse daha fazla makineleşmekte olması günümüzde sanayi faaliyetlerini eskiye oranla çok daha fazla sermaye isteyen girişimler haline getirmiştir. Buna bağlı olarak da sanayi faaliyetlerinin kuruluş koşulu olarak sermaye, gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Sermaye; para sermayesi ve fiziki sermaye olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Parasal sermaye oldukça hareketli olduğu halde, fabrikalar, makineler ve binalardan oluşan fiziksel sermaye sabittir. Kuruluş yeri üzerinde parasal sermayenin etkisi, hareketli bir faktör olması nedeniyle azalmıştır. Günümüzde bankacılık sistemlerinin gelişmesi parasal sermayeyi çok daha hareketli hale getirirken, yalnızca ülke içi değil, uluslararası ölçekte de paraya büyük bir hareketlilik kazandırmıştır (Özgüç, 1999). Gelişmiş ülkelerde politik ve ekonomik istikrar uluslararası sermayenin bu ülkelere kaymasına sebebiyet verirken, gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve siyasal istikrar sağlandığı ölçüde bu ülkelere yabancı sermaye girişi olmaktadır. Dolayısıyla günümüzde sermayenin bulunduğu yerde değil, küresel ölçekte yatırıma dönüşme şansı bulunmaktadır” (Yaşar, 2005).

6) Arazi: Arazi ihtiyacı, basit olarak üzerine fabrika kurmak için ihtiyaç duyulan alandır. Tesisin üretim yapısı için gereken alanın yanı sıra hammaddelerin ve bitmiş ürünlerin saklanması, araç ve kamyonların park ve manevra alanı, iç sirkülasyon ve genişleyebilme gibi imkanlar için de yeterli miktarda arazi gerekmektedir.

Arazi maliyetleri ülkesel, bölgesel ya da yerel olarak bulunduğu coğrafyaya göre değişir. “Şehirsel arazi-maliyet profiline bakıldığında, fiyatların merkezden uzaklaştıkça çok hızlı düştüğünü göstermektedir (Clark, 1966). Metropollerde merkezden uzaklaştıkça arazi değerlerindeki düşüş, düzensiz bir profil oluşturmaktadır. Arazi fiyatları genellikle ana trafik

arterleri boyunca daha yüksek olmaktadır. İlk harcamalarda arazi maliyeti temel bir unsur olmasına rağmen, uzun dönemde çoğu sanayi için önemsiz olarak görülmektedir” (Yüzer, 2002).

7) Enerji: sanayi kuruluşu yer seçiminde enerji tipi ve miktarı, uygulanan teknoloji ve aktivitenin doğasına göre sanayiden sanayiye değişir. Güç çeşitli kaynaklardan ve farklı yollarla elde edilebilir ve enerji temini ve talebi herhangi bir sanayi ekonomisinin mekansal yapısının bir özelliğidir (Smith, 1981; Yüzer, 2002).

Günümüzde sanayilerin çoğunda ana güç kaynağı elektriktir. Çok büyük miktarlarda enerji ihtiyacında olan sanayi kolları ucuz elektrik sağlayabilecekleri alanlara yakın olmak zorunluluğundadır. Ancak bölgesel olarak enerji üretim maliyetleri arasında büyük farklar yoksa bu faktör göz ardı edilebilir (Tümertekin, 1997). Bununla birlikte günümüzde bazı sanayi yatırımlarda enerji konusu ilk yatırım maliyetleri içinde değerlendirilmektedir. Bazı işletmeler kuruluş aşamasında kendi enerjisini kendi üretme yoluna giderek kendi enerji birimlerini kurmakta ve böylelikle yer seçiminde enerji kaynağından bağımsız da hareket edebilmektedir.

Sanayi kuruluşlarının yer seçiminde etken faktörlerin önem derecesi, hem sanayi türüne hem de ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre değişmektedir. Gelişmiş ülkelerde ulaşım maliyetleri, az gelişmiş ülkelerde ise dışsal ekonomiler seçim kararında ön plana çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde taşıma harcamaları dışındaki tüm farklar asgariye inerken, dışsal ekonomilerden her yönde aynı yoğunlukta yararlanmanın mümkün olması, işletmeleri taşıma harcamalarını minimize edebildikleri yörelerde faaliyetlerini gerçekleştirmeye yöneltmiştir. Az gelişmiş ülkelerde kuruluş yeri seçiminde dışsal ekonomiler önem kazanmaktadır. Altyapı hizmetleri bakımından bölgelerarası dağılımda önemli dengesizliklerin bulunduğu bu ülkelerde dışsal ekonomiler, çoğunlukla gelişmiş birkaç bölgede toplandığından işletmeler genellikle bu merkezleri tercih etmektedirler. Kuruluş yerinin saptanmasına yardımcı olabilecek bilgi ortamının oluşmamış olması, genellikle bağlılık ve alışkanlıklar, girişimcileri belli merkezlere iten diğer nedenler olarak sıralanmaktadır ( Dinler, 1994).

Günümüz gelişmiş ülkelerinde sanayi işletmelerinin ortaya çıkışı 18. Yüzyıl ortalarında sanayi devrimiyle birlikte başlamıştır. Daha önceleri var olan ekonomik faaliyetlerde üretici ile tüketici içi içe aynı mekanda faaliyetlerini sürdürürken, sanayileşme ile birlikte kömürün enerji olarak kullanıldığı teknolojilerin geliştirilmesi, kuruluş yeri seçiminde işgücünün önemini azaltmış buna karşın enerji kaynağı önem kazanmıştır. Üretimde enerji girdisi olarak

uzaklara taşınabilen elektrik enerjisinin kullanılmaya başlanması, kuruluş yeri olarak kömür havzalarına bağlılığı ortadan kaldırmıştır (Yüzer, 2002). Yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle beraber kalifiye elemana olan gereksinim artarken, üretim maliyetinde enerjinin payı azalmaya başlamıştır. Önceki dönemler ile sonraki dönemler arasında değişen koşullara bağlı olarak sanayi alanlarının karakteristik karşılaştırması Tablo 2.1’de yer almaktadır.

Tablo 3.1 Eski ve Yeni Sanayi Alanları Karşılaştırması (Standard Grade Geography, 2001; Yüzer, 2002)

Özellik Eski Sanayi Alanları Yeni Sanayi Alanları

Fabrika Yeri Sıklıkla Şehrin İçinde Genellikle Şehir Çeperinde

Konut Yeri Fabrikaya Yakın Fabrikadan Uzak

Fabrika Yüksekliği İki Yada Fazla Katlı Park ve Tevsi İmkanına Sahip Düşük Katlı

Fabrika Modeli Düzensiz Biçim Dikdörtgen Ve Düzenli

Fabrika Pencereleri Az ve Küçük Çok ve Geniş

Çevre Harap Alanlar Ve Binalar Ağaç, Çimen ve Çiçekli Çevre

Ulaşım Bağlantıları Demiryolu Ve Kanallarla Ulaşım Ulaşım Bağlantıları Yakınında Çoğunlukla Karayolu

Yolların Genişliği Dar Daha Geniş

Park Alanları Çok Az Geniş Araç Parkları

Baca Ortak ve Uzun Çok Az ve Gerekirse

Kirlilik Hava ve Nehir Kirliliği Daha Temiz

Güç Kaynağı Geçmişte Kömür, Şimdi Elektrik Daima Elektrik Fabrika Biçimi Büyük ve Düzensiz Biçimler,

Sıklıkla Ağır Sanayi İmalat Sanayi Ve Hizmet