• Sonuç bulunamadı

3. KIYILARDA YERALAN SANAYİ ALANLARININ DÖNÜŞÜM SÜRECİ

3.2 Kıyı Alanları ve Sanayi – Kıyı İlişkisi

3.2.2 Tarihsel Süreçte Kentsel Kıyı Alanlarının Kullanımları

Şehir gelişimi için su öğesi, şehirlerin ilk kuruluşlarından beri önemli bir çekim alanı olmuştur. Kıyı, su kentleri için bir davet, suya dönüş noktasıdır. Suyu, onunla beraber var

olan kentlerde, eski ve yeni zorluklara rağmen, varlıklarının ve gelişimlerinin özdeki karakteristik elemanını ifade eden bağ olarak tanımlamak mümkündür. Avrupa’da bir çok büyük şehrin bir nehirle, bir haliçle veya bir açık denizle yakın ilişkisi bulunmaktadır. 19.yüzyıl sanayi şehirlerinin çoğu su kenarında konumlanmıştır. Şehir formunda sanayi devrimiyle getirilen değişiklikler bile şehrin su sınırlarını kaybetmesine izin vermemiştir (Craig-Smith ve Fagence,1995).

Kıyıda ticaretle başlayan yakın ilişkiler doğal bir kaynak olan denizin zenginliklerinden kıyı aracılığı ile yararlanmayı mümkün kılmıştır. Bu nedenle kıyı, sunduğu imkanlar ve alternatifler açısından bir çok faaliyetin yerleşmek için yarıştığı bir mekan olmuştur. Bunlar arasında ulaşım için kaynak ve olanak oluşturması, kolay ve ucuz taşıma avantajları nedeniyle büyük ve ağır iş sektörleri (örneğin ağır sanayi tesisleri) için cazip yerleşim alanları sağlaması, kıyılarda yer alan liman, sanayi ve ticari tesisler sonucu gelişen kentleşmeye mekan sağlaması, kumsal, güneş ve su varlığı ile birlikte deniz ikliminin olumlu etkisinin turistik amaçlı dinlenme ve eğlenme birimlerinin yerleşimlerine olanak sağlaması sayılabilir. Sanayileşmeyle birlikte gelişen bu çeşitlilik, kıyının geleneksel balıkçılık, savunma ticaret işlevlerine yeni boyutlar kazandırmıştır (Karabey, 1978). Bununla birlikte kentsel kıyı alanlarında ‘su kaynağının’ sağladığı işlevler arasında; kentsel estetiğin sağlanması, su yolu nakliyatı için altyapı oluşturması, turizm ve rekreasyon aktiviteleri için çekim alanlarının yaratılması, endüstriyel faaliyetlerin yer seçimi ve gelişimi, kullanılmış suyun uzaklaştırılması, balıkçılığın gelişimi ve içme suyunun teminidir.

Tablo 3.2 Tarihsel Süreçte Kıyı Kullanımları Tarım Toplumu Sanayi Toplumu Bilgi Toplumu

* savunma * sanayi * rekreasyon

* balıkçılık * ulaşım (nakliyat) * turizm

* ticaret * tersane * spor

* depolama * kültür

Genel olarak kıyı mekanında yer alan kentsel fonksiyonlar 4 başlık altında toplanabilir: • Konut kullanımı,

• Turizm ve Turizm Amaçlı Kıyı Kullanımı • Liman kullanımı

Bu kullanımlar, kıyıdaki yerleşimin kimliğini, büyüklüğünü ve yerleşmeler kademelenmesi içindeki rolünü de şekillenmektedir.

Konut Kullanımı;

Eski uygarlıkların büyük bir bölümü akarsu ve deniz kıyılarında kurulmuşlardır. Su kıyıları yaşam koşullarının güç olduğu dönemlerde, sulu tarıma elverişli olması, tarım ve hayvancılık gibi geçim kolları için bereketliliği, savunma olanakları dolayısıyla yerleşme için olumlu ve tercih edilen mekanlar olmuşlardır. Ülkeler arası savaşlarda savunma amacıyla 1–3 km.lik kıyı şeridi boş bırakılarak koruma şeritleri oluşturulmuştur. Savunma sebebi ile kıyıdan birkaç km. ileride kurulan şehirler, sanayileşme süreciyle birlikte deniz ticareti önem kazanınca, kıyıda liman olarak ikinci yeni bir yerleşme kurmuşlardır. Kentleşme ve sanayileşmenin gelişmesiyle birlikte doğal varlıkların ve özellikle kıyıların da kullanımı yoğunlaşmış hatta tahribata uğratılmışlardır. Günümüzde ise, kentsel kıyı mekanında oluşan yüksek rant, yerleşme alanlarını da etkilemiş, yüksek bedeller ödeyenler kıyıda yerleşmişlerdir. Kıyıda mal sahibi olmak bir sosyal statü göstergesi olmuştur. İkinci konut olarak kıyıda oluşan yerleşmeler zamanla metropollerin büyümesi ile birinci konut işlevini üstlenmiş ve kıyı mekanı prestij alanı halini almıştır.

Turizm Ve Turizm Amaçlı Kıyı Kullanımı;

Turizm; insanların devamlı olarak yerleşmemek koşuluyla, çalışma ve barınma yerlerinin dışında, her türlü düşünceden uzak kalmak, serbest bir ortam içerisinde merak ve isteklerini (spor, eğlence, kültür ve din gibi) tatmin amacıyla ferdi veya toplu şekilde yaptıkları seyahatlerden meydana gelen ilişkilerin bütünüdür.

İnsanların merak ve isteklerini tatmin etmek amaçlı yaptıkları seyahat ve konaklamalar kıyı alanlarında sürekli olarak gerçekleşemeyeceğinden ötürü turizmin kalış sürelerine göre sınıflandırılmasında yer alan günübirlik turizmin tanımlamasının yapılması gerekirse; Herhangi ulaştırma aracıyla bir şehir veya doğa tarihine göre önem taşıyan merkezi görmek için gelip 8-10 saatlik geziden sonra tekrar ayrılanlar (konaklama yerinden faydalanmayanlar) tarafından gerçekleştirilen turizmdir. Kentsel alanlarda dinlenme, sağlık, spor, eğlence, doğa sevgisi, iklim gibi nedenlerle oluşan turizmin dışında, araştırma, merak, dini nedenler, ziyaret, sağlık, kültür ve çoğunlukla iş için yapılan seyahatlerin yarattığı turizm ön plandadır.

Kıyılarda yer alan turizm amaçlı kullanımlar değerlendirildiğinde ülkemizde konaklama tesislerinin kıyıda yer seçtiği görülmektedir. Özellikle ekonomisi turizme dayalı olan kıyı

yerleşmelerinde kıyılardan maksimum yararlanma adına konaklama tesisleri ve plaj alanları bir bütünlük içinde yer almaktadır. Özellikle kentsel yerleşmeler dışında görülen bu tablonun yanı sıra kentsel alanlarda kıyılardan turizm amaçlı yararlanma konusunda rekreasyon ve günübirlik kullanım alanlarının bir arada yer aldığı görülmektedir (spor, eğlence, vb.).

Liman Kullanımı;

Limanları, sanayi, dökme kütle eşya, yolcu, turizm, balıkçı, ticari, askeri limanlar gibi birçok işletme ait limanlar olarak belirlemek mümkündür. Her birinin ayrı önemi vardır. Bazıları yakın çevrelerine hizmet eden yerel nitelikte limanlardır. Bu limanların çekim alanları küçük, kapasiteleri sınırlıdır. Bazıları tüm ülkeye veya uluslar arası düzeyde hizmet veren limanlardır. Bu limanların rıhtım ve antrepoları çok geniş alanlar kaplamaktadır.

Limanların çoğu tarih boyunca gelişmiş büyük yerleşme merkezlerinde kurulmuşlardır. Yer seçimlerinde önemli birçok faktör yer almaktadır. Bunlardan ilki ulaşım bağlantısıdır. Limanın karayolu, demiryolu veya kanal bağlantısı sağlanmalıdır. Limanın öngörülen ulaşımı karşılayabilmesi için yeterli büyüklüğe sahip olması gereklidir. Bu da kimi zaman bütün metropol kıyısını kaplayabilmektedir. Doğal ve topografik koşullar da liman yer seçimini etkileyen faktörlerdendir. Liman açık rüzgarlardan korunan, derin su alanına sahip, deniz gibi zemini kil ve kum olan kıyı arazi eğiminin az olduğu bir mekanda yerleşmelidir.

Ticaretin taşımayı gerektiren bir faktör olması, ticari hizmetleri barındıran şehirlerin etrafında geniş bir etki alanı yaratmasına neden olmuştur. Geniş sahaları, büyük ölçüde mal değişimini hedef alan büyük ticari hizmetler bu etkiyi yaratan başlıca fonksiyonlardır. Şehirlerin hem tarih boyunca hem bugün taşıdıkları önem onların taşımacılık bakımından bulundukları konumla ölçülmektedir. Bu önem zaman içinde taşıma araçlarından, ulaşım olanaklarında yaşanan gelişmelerden ayrıca ticarete konu olan mamul ve hammaddelerin değişikliklerinden büyük ölçüde etkilenmiştir.

Hall (1993), eski limanların gerilemesini, taşımacılıkta konteynırların kullanılmasına, yeni rıhtım ve liman teknolojilerine, gemilerin büyüklük ve şekilleri ile ülke içine kargo, mal taşıma sistemlerindeki değişikliklere bağlamaktadır. Limanların ekonomik durumu ve birbirleri arasındaki rekabet, liman tesislerinin yeni yerleşimlerini daha derim sularda ve daha iyi ülke içi taşımacılık ağları sunabilecekleri yerlerde konumlanmaya zorlamıştır. Bu süreç, kentsel gelişim için yeni bir cephe ortaya çıkarmıştır. Bunun sonucu olarak, kıyı kentleri tarafından kullanılmak üzere çok fazla miktarda doklar doğmuş ve endüstri gelişimi meydana gelmiştir. Bununla birlikte, aynı zamanda yeni limanların, birleşik ticari bölgelerin,

destekleyici altyapıların ve ulaştırma- taşımacılık ağlarının da gelişmesi gerekli olmuştur.

Sanayi Kullanımı;

Sanayi için özellikle ulaşım olanaklarının önemi büyüktür. Kıyı mekanı da deniz ve kara ulaşımının birleştiği bir nokta olmasından dolayı sanayiciler için aranan bir mekandır. Ayrıca limanların depolama olanaklarını sağlamaları sanayicilerin mevcut liman çevresini tercih etmelerine neden olmuştur. Bununla birlikte sanayi faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan atıkların hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan denize deşarj edilmesi ve hammadde kaynağına (kum, çakıl, deniz bitkileri, vb.) rahatça ulaşılabilirlik açısından da önemli avantaja sahip olan kıyı mekanı, bütün bu özelliklerinden ötürü sanayi için bir çekim noktası olmuştur. Birçok kıyı metropolü incelendiğinde de sanayinin kıyılarda yer aldığı gözlemlenebilir.

Sanayilerin giderek daha fazla beslenme ve soğutma suyuna gereksinim duymaları ya da işledikleri hammadde toplamının giderek hızla artması dolayısıyla taşımacılığın deniz yoluna kayması, artıklarını ucuz yolla denize atabilmeleri kıta sahanlıklarının azalan hammadde kaynaklarına karşı yeni seçenekler oluşturması kıyılarda liman kentleri, gemi inşa atölyeleri vb. ile başlayan sanayi yerleşmelerinin giderek olağanüstü boyutta sanayi bölgelerine dönüşmelerine neden olmuştur.

Kıyıda yer alan endüstri faaliyetleri, maden/çıkarım endüstrisi, ağır sanayi kuruluşları ve enerji santralleridir. Maden/çıkarım sanayisi, petrol, doğalgaz, tuz, fosfat ve katı minerallerin hammadde olarak kullandığı faaliyetlerdir. Ağır sanayide zaman zaman deniz suyuna duyulan gereksinimden dolayı kıyılar tercih edilir. Enerji santralleri için de soğutucu olarak kullanılacak su potansiyellerinin varlığından dolayı kıyı bölgelerinde tercih edilen bir faaliyettir (Kaplan, 1995).

Önemli kaynaklara, altyapı olanaklarına, kentleşmiş mekana hazır işgücüne, birikmiş ana paraya, karar organlarına yakınlığa ve bağımsız arazi değer artışı güvencesine sahip kıyı mekanının ülkesel sistemde yöresel, yatırım ve işletme-karlılık maksimizasyonu açısından yaklaşılması, kısıtlı bir kaynak olan kıyı mekanı üzerinde plansız sanayileşmeye neden olmaktadır (Karabey,1978).

Kıyılardaki tüm sanayi faaliyetleri sonucunda toprak kaymaları, doğal su akış yönünün değişmesi, ekolojik dengenin bozulması gibi zararlar ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte deniz suyu sıcaklığının da artışına neden olan bu faaliyetler canlıların ölmesine neden olmaktadır.