• Sonuç bulunamadı

8. BİYODİZEL BİTKİLERİNDE ARANACAK ÖZELLİKLERİN

8.2 Biyodizel Üretiminde Yağlı Bitkilerin Belirlenmesinin Modellenmesi

8.2.2 Yağlı Bitkilerin Diğer Kullanma Olanakları

8.2.2.6 Sanayide Hammadde Olarak Kullanımı

Yağlı tohumlardan elde edilen yağlar, gıda dışında sanayide çok farklı amaçlarda kullanılmaktadır. Bitkisel yağların en yaygın olarak kullanıldığı sanayi kollarının basında; sabun, şampuan, deterjan, kumaş boyaları, kozmetik ürünleri, ilaç, inşaat malzemeleri, zirai

ilaç, dezenfektan, plastik, kâğıt, tutkal, matbaa mürekkebi ve cam macunu üretimi gibi sanayiler gelmektedir.

Ülkemizde olması gereken düzeylerde yağlı tohum üretimi gerçekleştirilememiştir. İklim ve toprak özellikleri dikkate alındığında, yağlı tohumlu bitkilerin üretimi bakımından ülkemizde büyük bir potansiyel mevcuttur. Ülkemizde yağlı tohum üretiminin yeterli olmamasının nedenleri;

 Öncelikli olarak, ülkemizin yağ ve protein gereksinimleri göz önüne alınarak, yağlı tohumlu bitkilerin, en az tahıllar kadar stratejik öneme sahip bir ürün olduğu her kesim tarafından kabul edilmesi gerekmektedir.

 Türkiye’de yağlı tohum üretimini yönlendirmek üzere, değişik kesimlerin temsilcilerinden oluşan “Yağlı Tohumlar Konseyi” kurulmalıdır.

 “Yağlı Tohumlu Bitkiler Araştırma Merkezi” kurulmalı ve Türkiye genelinde yapılan araştırmalar bu merkezden yönlendirilmelidir.

 Yağlı tohum alımları ile görevli birlikler yeniden yapılandırılmalıdır.

 Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar gereği, yağlı tohum ve ham yağ ithalatındaki sınırlamayı kaldıran vergi oranlarının ülkemiz lehine yeniden düzenlenmesi gerekir.

 İç piyasada sağlıklı bir fiyat oluşumunu sağlayabilmek için, yağlı tohum veya ham yağ ithalatı bir takvime bağlanmalıdır. Yani, üretim döneminde, ithalata kısıtlama getirilmelidir (fon konarak).

 Yağlı tohumların fiyatları serbest piyasa koşullarına göre oluşturulmalıdır. Müdahale fiyatı (Dünya fiyatı) ile hedef fiyat (Ürün maliyeti + üretici kârı) arasındaki farktır.

 Yağlı tohumlara ödenecek pirimler ekim öncesi açıklanmalı ve hasat sonrası hemen ödenmelidir.

 Yağlı tohumlu bitkilerin üretiminde kullanılan girdilere uygulanan dolaylı vergiler azaltılarak, ürün maliyetini, dış pazarlarla rekabet edebilecek düzeylere indirilmesi sağlanmalıdır.

 Ham yağ ithal eden sanayi kuruluşlarına, ithal ettikleri miktarın en az %10-20’sine es değer miktarda, yağlı tohum alım zorunluluğu getirilmelidir.

 Yağ bitkilerinin tohumluk sorunu çözülmeli, üreticiye daha kaliteli (hibrit) ve ucuz tohumluk verme yolları aranmalıdır.

 Seker Yasası nedeniyle, azalan şekerpancarı ekim sahalarına, “Alternatif Ürün Projesi” kapsamında, başta ayçiçeği olmak üzere diğer yağlı tohumlu bitkilerin üretimlerini artırabilmek için gerekli önlemler alınmalıdır.

 Taban fiyatları belirlenirken, ayçiçeği ile buğday fiyatları arasındaki denge, çok iyi düzenlenmelidir (Ayçiçeği fiyatı, buğday fiyatının 2.5–3 katı olmalıdır).

 GAP bölgesinde, “Master Programı” çerçevesinde, yağlı tohumlu bitkiler için ön görülen üretim hedeflerine ulaşabilmek için, basta soya olmak üzere, ayçiçeği, aspir, kolza, yerfıstığı ve susam gibi bitkilerin üretimleri planlı bir şekilde teşvik edilmelidir.

 Nadas alanlarında yetişebilecek basta aspir olmak üzere, uygun yağ bitkileri belirlenmeli ve bunların nadas yapılan bölgelerde yetiştirilmeleri için gerekli teşvikler sağlanmalıdır.

 Yağlı tohumların üretiminde birim alandan elde edilen verimin artırılabilmesi için, Tarım Bakanlığı elemanları tarafından etkin bir yayım hizmetinin sunulması sağlanmalıdır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; palm ve Hindistan cevizi dışında kalan, yağlı tohumlu bitkilerin tümü, yazlık veya kışlık olarak ülkemizde yetişebilmektedir. Yağlı tohumlu bitkilerin üretimi açısından ülkemizdeki mevcut potansiyelin değerlendirilmesi halinde, hem ülkemizin gereksinim duyduğu yağ ihtiyacı karşılanmış olacak ve hem de %40 atıl kapasite ile çalışan yağ sektörüne, büyük katkılar sağlanmış olacaktır.

Son yıllarda yağlı tohum üretiminin yetersiz olması nedeniyle, büyük boyutlara ulasan ham yağ açığını kapatabilmek, ithal yoluyla döviz kaybını önleyebilmek, işlenmiş yağ ihraç ederek, ülkemize döviz kazandırmak ve Türk çiftçisinin gelir seviyesini yükseltebilmek için, yağlı tohumların üretimi konusunda, su önlemlerin acilen alınması gerekmektedir (Arıoglu ve Güllüoglu, 2009).

Ülkemiz topraklarında rahatlıkla üretimi yapılabilecek önemli biyodizel kaynaklarından ikisi kanola (kolza) ve aspir yağlı tohum bitkileridir. Örnek olması bakımından bu iki bitki biraz daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

Kolza (Kanola);

Kolzanın yemeklik yağ sanayinde ve hayvan yemi olarak kullanılmasının yansıra, enerji üretimi amacıyla da kullanılabilmesi kolzaya olan talebi artırmaktadır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra artan kolza üretimi, biyodizel sektöründe yaşanan gelişmelere paralel olarak artışlar göstermiştir. Ülkemizde 2008 yılı itibariyle, kolza yaklaşık 281 bin dekar ekiliş alanına ve yaklaşık 84 bin ton üretim değerine ulaşmıştır (TÜİK, 2010).

Kanola biyodizel üretiminde en önemli yer tutar. Bunun başlıca nedenleri aşağıda özetlenmektedir:

 Adaptasyon yeteneğinin iyi olması,  Yazlık-kışlık formlarının bulunması,  Yetişme devresinin kısa olması,

 Birim alandan yüksek yağ elde edilmesi,

 Ekiminden hasadına kadar yetiştirme tekniğinin mekanizasyona uygun olması,  Hasat zamanının diğer yağ bitkilerinden 1–2 ay, buğdaydan 3–4 hafta erken olması,  Yağ fabrikalarının çalışma kapasitesini yükseltmesi,

 Uygun bölgelerde ikinci ürün tarımına imkân sağlaması,

 Ayrıca ilkbaharda erken açan çiçekleri sayesinde arıcılığa uzun süre nektar sağlaması,  İhtiva ettiği yüksek proteinli küspesi ile kanatlılara ve büyük baş hayvanlara kaliteli kesif

yem sağlaması üstün özellikleri olarak göze çarpmaktadır.

Kanola yetiştiriciliğinden yüksek verim alabilmek için mutlaka münavebe yapılmalıdır. Kanolanın gireceği bazı münavebe modelleri şu şekilde olabilir;

1. Model: Ayçiçeği + Kanola + Buğday +Mısır,

2. Model: Buğday + Kanola + Baklagil + Ayçiçeği,

3. Model: Buğday + Kanola + Şekerpancarı + Kavun-Karpuz,

4. Model: Ayçiçeği + Kanola + Buğday ekimi sırasıyla uygulanabilir.

Kanolanın biyodizelin temel hammaddesi olması kanola tarımının önemini daha da arttıracaktır. Buğday tarımına uygun topraklar genellikle kanola tarımı için de uygundur.

Aspir için;

Kolzayla birlikte biyodizel için standart hammadde olarak gösterilen aspir, özellikle 2000’li yıllardan sonra artış eğilimine girmiştir. 2008 yılı itibariyle 54 bin dekar ekiliş alanına sahip olan aspir, 7 bin ton üretim rakamı ile dikkatleri çeken diğer bir yağlı tohum çeşidi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kolzaya oranla yaygın olarak üretimi yapılmayan aspirin, gelişmesine yönelik çalışmalar yapılmakla birlikte, aspir üretiminin yaygınlaşmasının zaman alacağı tahmin edilmektedir. Aspirin başlıca özellikleri;

 Hububatın yetiştiği her türlü iklim ve toprak koşullarında yetişebilir,

 Kurağa dayanıklı oluşu ve sulanmadan yetiştirilmesi kurak bölgelerde özellikle Orta Anadolu’da önerilebilir,

 Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde, Çukurova ve Akdeniz Bölgesi’nin susuz, kısmen fakir, meyilli arazilerinde buğday ile ekim nöbetine girilebilir,

 Aspir tarımındaki en önemli avantaj, hububat tarımındaki bütün alet ve ekipmanları kullanılabilmesidir. Belki de bu özelliğinden dolayı, üreticiler tarafından benimsenmesi daha kolay ve çabuk olacaktır.

 Toprak istekleri bakımından fazla seçici değildir,  Kıraç alanlarda da başarılı bir şekilde yetişebilmektedir,  Ekim zamanı ilkbahardır.

Çiçeklerinin içerdiği “carthamin” maddesinden dolayı ipliklerin, kozmetiklerin, alkollü, alkolsüz içeceklerin boyanmasında, renk vermek amacıyla yemeklerde, küspesi ve tüm tohumu süt inekleri beslemede, kuşyemi olarak, kuru sapları yakacak ve barınak örtüsü olarak, sarı-kırmızı-turuncu renkteki çiçekleri günümüzde pek çok ülkede kuru ve kesme çiçek olarak kullanılmaktadır. Aspir ayrıca, tarımda su ve gübre isteğinin az olması nedeniyle

de girdi masrafları yüksek olmayan bir bitkidir. Bu sebeple buğdaya göre 1.5–2 kat fiyat ve gereken alım desteği verilmesi durumunda üretici açısından karlı olacağı belirtilmektedir.

Ülkemizde biyodizel kaynaklarından yağlı tohum bitkilerinin iklim ve toprak istekleri Çizelge 6.1 ‘de verilmiştir.