• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4: AKIL YÜRÜTME

4.3. Beş Sanat

Âmidî’nin, kıyası şekil ve madde bakımından iki yönden incelediğini daha önce belirtmiştik. Kıyasın doğru sonuç vermesi için şekil yönünden sahip olması gereken şartları detaylı olarak ele alan müellifimiz, kıyasın maddeleri bakımından da ele alınmasını gerekli görmüştür. Ona göre hata bazen kıyasın şeklinde değil maddesinde meydana gelebilmektedir. Mantığın gayesi de zihni hatadan korumak olduğundan bu konunun da ele alınmasını gerekli görmektedir.

Beş sanat ifadesi, kıyasın maddesi bakımından farklılaşması sonucu ortaya çıkan türlerin uygulama alanları için kullanılan bir kavramdır. Kıyasın öncüllerinin içermiş olduğu değere göre Beş Sanat (es-Sına’atü’l-Hamse) Burhan, Cedel, Hitabe, Şiir ve

Mugalâta olarak sıralanmaktadır.439

435

İbn Sînâ, Kitabu’ş-Şifa: el-Kıyas, s. 561-567; Necȃt, s. 73

436

Gazzâlî, Mi’yâru’l-İlm, s. 148-153; el-Mustasfa, s. 103-105;

437

Âmidî, Dekȃik, vr. 208a-208b

438

Ebheri, Keşfu’l-Hakȃik, s. 187-188; Kazvini, er-Risȃletü’ş-Şemsiyye, s. 186-187; K. Râzî,

Tahriru’l-Kavaidi’l-Mantıkiyye, s. 454; el-Muzaffer, el-Mantık, s. 247-248 439

123

Beş Sanat, Aristoteles’in mantığa dair yazmış olduğu Organon isimli külliyatının son beş kitabı olan II. Analitikler (Kitabu’l-Burhan), Topikler (Kitabu’l-Cedel), Sofistik Çürütmeler (Kitabu’s-Safsata), Retorika (Kitabu’l-Hitabe) ve Poetika (Kitabu’ş-Şiir) isimli eserlerine dayanmaktadır. Yukarıda da ifade edildiği gibi bu şekilde farklı türlere ayrılmış olmaları, kıyası oluşturan öncüllerinin tasdik bakımından farklılaşmasından kaynaklanmaktadır.

Âmidî Beş Sanatın her birini ayrı ayrı ele almaktadır. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere Âmidî’nin Dekȃik isimli eseri, iki mukaddime ve dokuz makaleden oluşmaktadır. Ancak söz konusu eserin elimizde mevcut tek cildi olan birinci cildi, beşinci makale olan “Burhan” isimli makalenin girişiyle bitmektedir. Bu yüzden Beş Sanata dair burada yapacağımız değerlendirmeler mevcut bilgiler çerçevesinde yapılacaktır.

Kıyasın öncüllerinin içermiş olduğu epistemelojik değer farklılığından beş sanatın ortaya çıktığını belirten müellifimiz, her birini kendi konumunda değerlendirmek üzere bu sanatların içerik bakımından farklılığını kısaca şu şekilde sıralamaktadır:

a- Burhan: Yakiniyat

b- Cedel: Müsellemat ve Meşhurat c- Hitabet: Makbulat ve Maznunat d- Şiir: Muhayyelat

e- Mugalâta: Müşabehet ve Vehmiyat maddelerinden oluşmaktadır.440

Âmidî, Beş Sanatın öncüllerinin değer bakımından içermiş olduğu bu farklılıkları belirttikten sonra bunlar içerisinde önceliği, yakine ulaştırmasından dolayı, burhan sanatına vermektedir. Ona göre, yakiniyattan oluşmuş olan burhanın amacı, “Nefs-i

natıkanın dünyada fazileti elde etmek ve ahirette de saadet-i ebediyeye ulaştırmaktır.”

Diğer sanatların ise sadece zanni, tahayyül, susturma, inad ve sakındırma ifade ediyor olmasından dolayı bunların maksadının burhanın maksadından daha sonra geldiğini

vurgulamaktadır.441

Âmidî, burhanı değişik yönlerden ve dolayısıyla değişik başlıklar altında toplamda yirmi iki fasıl halinde ele almaktadır. Burhanın amacını belirten faslı müteakip burhan

440

Âmidî, Dekȃik., vr. 236a

441

124

çeşitlerini ele almaktadır. Âmidî, burhanı burhan-ı limmi ve burhan-ı inni olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Bu iki çeşit bağlamında burhana dair ifade ettiği hususlar, tâbi olduğu geleneğin, özellikle de İbn Sînâ’nın açıklamalarının haricinde bir şey olmadığı görülmektedir.

Şekil 22: Âmidî’nin Beş Sanat Taksimi

Değerlendirmenin Dekâiku’l-Hakâik’in elimizdeki kısmıyla sınırlı olacağını daha önce ifade etmiştik. Dolayısıyla mevcut olan yazma burada sonlandığından dolayı değerlendirmemiz de burada sonuçlanmış olmaktadır.

Kıyas Madde Bakımından Yakiniyat Burhan Burhan-i Limmi Burhan-i İnni Müsellemat Meşhurat Cedel Makbulat Maznunat Hitabet Muhayyelat Şiir Müşabehet Vehmiyat Mugalata Şekil Bakımından

125

SONUÇ

İslam düşünce tarihinde Gazzâlî sonrası müteahhirin dönemi âlimlerinden biri olan Âmidî, aynı zamanda değişik alanlarda başvurulan kaynakların da müellifidir. Âmidî ortaya koyduğu bu eserlerde bütüncül bir fikre sahiptir. Aristoteles mantığının ve İbn Sînâ felsefesinin kelama ve daha sonra da fıkha etki etmesi ile yeni bir çığırın açıldığı dönemde; Âmidî, kelam ve fıkıh alanlarıyla beraber felsefe ve mantığa dair eserler ortaya koymuştur. Söz konusu eserler, bir yönüyle, üç usul diyebileceğimiz şekilde gruplandırılabilir. Bu eserler, usullerin her birine dair mufassal ve muhassal olarak değerlendirilebilecek niteliktedir. Buna göre:

Usulü’l-Hikme - Dekâiku’l-Hakâik - En-Nûru’1-Bâhir Fi Hikemi’z-Zevâhir - Rumûzu’l-Künûz Usulü’d-Din - Ebkâru’l-Efkâr - Gayetu’l-Meram Usulü’l-Fıkh - El-İhkâm Fi Usulu’l-Ahkâm - Müntehe’s-sûl fi İlmi’l-Usûl

Bu çalışmamızda Âmidî’nin Dekâiku’l-Hakȃik isimli eserinin tahkik ve değerlendirmesini yaptık. Değerlendirmeyi yaparken Âmidî öncesi mantıkçılardan Aristoteles, Fârâbî, İbn Sînâ, Gazzâlî ve Fahreddin Râzî’yi dikkate aldığımız gibi konunun daha sağlıklı ortaya konulup anlaşılması için Âmidî sonrası mantıkçılardan Tûsî, Kazvini, Kutbuddin Râzî, Fenârî, Gelenbevi ve Ahmet Cevdet Paşa gibi şahsiyetlerin çalışmalarını da dikkate alma gereği duyduk.

Âmidî, Dekâiku’l-Hakȃik isimli eserinde faydalandığı kişi ve eserlerden, çoğu zaman, açıkça söz etmese de kullandığı ifade ve kavramlardan yola çıkarak kimleri kast ettiğini kimi yerlerde tespit etmek mümkün olurken kimi yerlerde de tespit etmek mümkün olmadı. Kullanmış olduğu söylemler bağlamında başta İbn Sînâ olmak üzere Gazzâlî ve F. Râzî’den faydalandığı rahatlıkla söylenebilir.

126

İbn Sînâ’nın eş-Şifa isimli eserine benzer bir içeriğe sahip olan Dekâiku’l-Hakȃik konular bazında eş-Şifa ile karşılaştırıldığında bazı konularda Şifa’dan daha detaylı ve daha sistemli olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Müellif, eserde selef veya muasırlarından söz ederken genel itibariyle isim kullanmamaktadır. Bunun sebebine dair herhangi bir bilgiye de rastlamış değiliz. Ancak kendi dönemindeki felsefe ve mantığa yönelik olumsuz tutumun bunun sebeplerinden biri olabileceğini, bunun eserin yazılma amacına da uygun düştüğünü düşünmekteyiz. Söz konusu ilim alanlarıyla ismi özdeşleşmiş olanlar zikredildiğinde, konunun içeriğine dair herhangi bir şey söylenmeden, sadece bu özdeşleşmeden dolayı önyargılı tutumların ortaya çıkma ihtimalinden ötürü, Âmidî’nin, isimleri açıkça zikretmediğini düşünmekteyiz.

Âmidî, muhataplarını çok ciddiye almış olacak ki konuları ele alışındaki sistemliliği dikkat çekmektedir. Bu anlamda ilimlerin tasnifini yaptıktan sonra mantık ilminin hangi gerekçelerden dolayı gerekli olduğunu mantıki bir temele oturtmaktadır. Âmidî genel olarak meşai geleneği takip etmesine rağmen başta İbn Sînâ olmak üzere bazı noktalarda seleflerinden farklı davranmaktadır. Çalışmamızda tespit edebildiğimiz kadarıyla Âmidî’nin seleflerinden ayrıldığı noktaları şöyle sıralayabilirz:

1- Tasavvuratın mebadisi olarak kabul edilen beş tümele geçmeden önce, buna hazırlık anlamında lafız-anlam ilişkisine değinmektedir. Âmidî’nin lafız delâlet konusunu çok önemsediği söylenebilir. Bu anlamda Âmidî, mutabakanın vaz’i; tazammun ve iltizamın akli olduğu kabulüne karşı çıkarak, mutabaka ve tazammunun vaz’i, iltizamînin ise akli olduğu görüşünü ileri sürüp gerekli açıklama ve değerlendirmeleri yapmaktadır.

2- Âmidî’nin, müfretlerin anlamlarına delâleti konusundaki yaklaşımının da kendisine has olduğu söylenebilir. Gelenek, müfret lafızları sadece anlamları vererek ele alırken Âmidî bu lafızların her birinin hangi temele dayandığını ve nasıl bir tasnife tabi tutulduğunu temellendirerek ele almaktadır.

3- Zatinin tanımında, seleflerinin “mahiyete dâhil olan” ve özellikle de kendisinden sonra gelen bir kısım mantıkçı tarafından kullanılan “mahiyetin dışında olmayan” olarak ayrı ayrı yapılan tanımlamalarını Âmidî, bu iki tanımı birleştirerek tek bir tanım olarak “mahiyete dâhil olan ve aynı zamanda mahiyetten hariç olmayan”

127

şeklinde ortaya koymaktadır. Yaptığı bu tanım doğrultusunda beş tümeli detaylı olarak ele alıp ayrı ayrı değerlendiren Âmidî, seleflerinin yaptığı tanımların bir kısmında hata bulunduğunu ve bu hataların her birinin nasıl oluştuğunu belirttikten sonra kendine has yeni tanımlamalar ortaya koymaktadır.

4- Kendine özgü kullanmış olduğu bazı lafızlardan yola çıkılarak Âmidî’nin yeni bir dil oluşturmaya çalıştığı da söylenebilir. Bu anlamda, tanımın yalnız mürekkeplere yönelik olmayıp basitlere de yönelik yapılmasına rağmen sadece mürekkep lafızları içerecek şekilde kavl-i şârih ifadesini kullanılmaktadır. Bu ifade mürekkeplerin tanımını içermesine karşılık basitlerin tanımını içermemektedir. Âmidî ise bu eksikliğin giderilmesi için basitleri de kapsayacak şekilde lafz-ı şarih ifadesinin kullanılmasının gerekliliğini savunmaktadır. Bu düşünceden ötürü Âmidî, tanım anlamında kullanılan kavl-i şârih ifadesi yerine lafz-ı şarih ifadesini kullanmaktadır. 5- Âmidî, tanım yapılırken düşülen hatalar konusunda da geleneğin dışına çıkmaktadır.

Ona göre yapılan hataların bir kısmı tanıma delâlet eden lafzın kendisinde olurken, bir kısmı da lafzın anlamında meydana gelmektedir. Bu iki noktayı ayrı ayrı ele alarak detaylandırmaktadır. Bu hataların cinse, fasla yönelik olduğu İbn Sînâ tarafından belirtilirken Âmidî bu ikisini kabul etmekle beraber hassaya yönelik hataların da var olduğunu örnekleriyle beraber açıklamaktadır.

6- Önermenin niceliği daha çok önermenin konusu dikkate alınarak ele alınmaktadır. Ancak tarih içerisinde, önermenin niceliğinin önermenin konusuyla beraber önermenin yüklemine göre olduğu da bir kısım mantıkçı tarafından ele alınmıştır. Aristoteles ve İbn Sînâ’nın az da olsa değinip fakat önemsemedikleri bu konuyu, Âmidî geniş bir şekilde ele almaktadır. Hatta selefi olan İbn Sînâ’nın, bazı noktalarda ortaya koyduklarına itiraz edip bu hususlarda eleştiri yapmaktan da geri durmamaktadır.

7- Âmidî düz döndürmeyi, “Olumluluk ve olumsuzluğuna, doğruluk ve yanlışlığına dokunmadan; konuyu yüklem, yüklemi konu yapmaktır” diye tanımlamaktadır. Oysa Fârâbî, İbn Sînâ (eş-Şifa’nın el-Kıyas kitabında), Gazzâlî ve Huneci gibi mantıkçılar düz döndürmeyi, olumluluk ve olumsuzluğuna, doğruluğuna dokunmadan konuyu yüklem, yüklemi konu yapmaktır” şeklinde tanımlamaktadırlar. Yapılan bu tanımlamalarda “yanlışlık halinin devamı” ifadesi bulunmamaktadır. Bu ifadenin

128

kullanılmış olması tanımlamanın yanlış olmasına yol açmaktadır. Dolayısıyla tanımlamada bu ifadenin kullanılmaması gerekmektedir.

8- Aristoteles’in değinmediği kıyasın dördüncü şekline İbn Sînâ da kısaca değinmekle beraber konuyu önemsiz görmektedir. İbn Sînâ’nın bu konuya bu yaklaşımının etkisini İslam mantıkçılarının çoğunda görmek mümkündür. Ancak Âmidî bu durumu, özellikle de İbn Sînâ’nın etkisinde kalarak bu kararlılığı devam ettirenleri, ciddi biçimde eleştirmektedir. Ona göre bu düşüncede olanlar bu düşünceyi bilinçli olarak savunmamaktadır. Âmidî; onların dördüncü şeklin ne olduğunu, nasıl ortaya

çıktığını ve nerelerde, nasıl kullanıldığını bilmeleri halinde, böyle

davranmayacaklarını ifade etmektedir. Ona göre, kıyasın en mükemmel şekli birinci şekil olmasına rağmen, her durumun birinci şekille ifade edilmesinin imkânı bulunmamaktadır. Bu yüzden her şeklin kendine ait bir uygulama alanı vardır. Dolaysıyla diğer üç şeklin olduğu gibi dördüncü şeklin de kendine has uygulama alanı bulunmaktadır. Bu düşüncede olan müellifimiz buna örnek vererek düşüncesini temellendirmektedir.

9- Şartlı iktirani kıyas grubunda iki bitişik şartlıdan oluşan iktirani kıyas çeşidinde, İslam mantıkçılarının kıyası oluşturan iki şartlı önerme arasında orta terimin tam bir ortaklık ve ortaklığı tam olmayan cüzde olduğu tarzındaki kabullerine karşılık Âmidî, orta terim, kıyası oluşturan iki bitişik şartlı önermenin birinde tam diğerinde ise eksik cüz olan üçüncü bir şekli ilave etmektedir.

İlimlere giriş makamında olan mantık ilmine Âmidî’nin bu yaklaşımı, farklı konularda değişik sonuçların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla bu yaklaşımı sonucunda ortaya çıkan düşüncelerinin layıkıyla anlaşılması ancak bu düşüncenin kılcal damarlarını oluşturan mantıki dayanakların bilinmesiyle mümkün hale gelebilmektedir. Bu detayların dikkate alınmaması durumunda yanlış sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Âmidî kelam ve fıkıh alanlarında tanınan ve etkisi hissedilen bir şahsiyet olmasına rağmen felsefe ve mantık alanında neredeyse hiç bilinmemektedir. Oysa bu alanlarda yazmış olduğu eserler, hem nitelik hem de nicelik bakımından küçümsenmeyecek boyuttadır. Bu eserlerin niceliği, dönemin bir kısım ilim adamında görülen felsefe ve mantık karşıtlığına nazaran çok az kişide görülebilecek türdendir. Genel bir bakışla sadece Dekâiku’l-Hakâik, en-Nûru’1-Bâhir Fi Hikemi’z-Zevâhir ve Rumuzu’l-Künuz

129

isimli eserleri toplandığında, bugünkü teknik ifade ile beş bin sayfa civarında bir yekûn tutmaktadır. Ancak bu niceliğe rağmen ilim dünyasında özellikle felsefe ve mantık yönüyle hak ettiği yeri almadığını düşünmekteyiz. Bu anlamda Âmidî’nin sahip olduğu düşünce dünyasına dair birkaç çalışma ortaya konulmuş olsa da bu çalışmalar sadece bir başlangıç niteliğini taşımaktan öteye geçmemektedir. Âmidî’nin sahip olduğu düşünce dünyasının tam olarak ortaya konulabilmesi için ilkin ilgilendiği alanların her birinin detaylı ve kendi içerisinde bütüncül bir bakışla ortaya konulması gerekmektedir. İlgilendiği alanların tümünün ortaya konulmasından sonra bütün alanların birbiriyle olan ilişkileri dikkate alınarak çalışma yapılması gerektiğini düşünmekteyiz. Aksi halde müellifin düşünce dünyasının gerçek anlamda anlaşılmasının mümkün olmayacağı kanaatindeyiz. Dolayısıyla ilgilendiği her alanın daha kapsamlı ve detaylı biçimde, bütüncül bir bakışla incelenmesi; bu alanlarda çalışan araştırmacıları beklemektedir.

130

KAYNAKÇA

ABDULVAHHAB Hallaf, İslam Hukuk Felsefesi, (çev. Hüseyin Atay), Ankara

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi yayınları,Ankara, 1976

ABDUNNAFİ, Fenn-i Mantık, Gelenbevi’nin Burhan’ına şerh, Matbaa-i Âmire,

İstanbul 1297, c. II

AHMET Cevdet Paşa, Mi’yȃr-ı Sedȃd (Mantık Metinleri 2 içinde), İşaret Yayınları, İstanbul 1998

ARİSTOTELES, Organon I (Kategoryalar), (çev. H. Ragıp Atademir), Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1995

ARİSTOTELES, Organon II. Önerme, (çev. H. Ragıp Atademir), Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1989

ARİSTOTELES, Organon III (Birinci Analitikler), (çev. H. Ragıp Atademir), Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1989

ARİSTOTELES, Organon IV, İkinci Analitikler, (çev. H. R. Atademir) Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1989

ARİSTOTELES, Organon, V. Topikler, Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1989 ARİSTOTELES, Kitbu’l-ibare, (el-Nassu’l-Kamil li-Mantıki Aristoteles II içinde), (thk.

Ferid Cebr), Daru’l-Fikri’l-Lübnani, Beyrut- 1999

ARİSTOTELES, Kitubu’t-Tahlilȃtü’l-Ûlȃ (Mantıku Aristoteles içinde) (thk. Abdurrahman Bedevi), Daru’l-Kalem, Beyrut, 1980

ARSLAN, Ahmet, İlkçağ Felsefe Tarihi, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2008 ASTER, Ernest Von, Bilgi Teorisi ve Mantık, (çev. Macit Gökberk), Sosyal Yayınlar,

İstanbul 1994

ATADEMİR, H. Ragıp, Aristoteles’nun İlim ve Mantık Anlayışı, Ankara İlahiyat Fakültesi Yayınları, Ankara 1974

BİNGÖL, Abdulkuddüs, Klasik Mantık’ın Tanım Teorisi, İstanbul 1993

BİNGÖL, Abdulkuddüs, Gelenbevi’nin Mantık Anlayışı, Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1993

BOLAY, Naci, Fârâbî ve İbn Sînâ’da Kavram Anlayışı, Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1989

BOLAY, Naci, İbn Sînâ Mantığında Önermeler, Milli Eğitim Bakanlığı yayınları, İstanbul 1994

131

CREIGHTON, James Edwin, An Introductory Logic, London 1919

CÜRCANİ, Seyyid Şerif, Haşiye ‘ala Şerhi Kutbuddin Râzî, (tashih Muhsin Bidarfer) Menşurat-ı Bidar, Kum 2000

CÜRCANİ, Seyyid Şerif, Kitabu’t-Ta’rifat, (thk. Muhammed Abdurrahman Mar’aşi), Daru’n-Nefais, Beyrut 2012

ÇAPAK, İbrahim, Gazzâlî’nin Mantık Anlayışı, Elis Yayınları, Ankara 2005

ÇAPAK, İbrahim, “Gazzâlî’ye Göre Kıyas Şekilleri ve Kur’an’a Uygulanması”, İslam

Felsefesinin Sorunları, Elis Yayınları, Ankara 2003

ÇAPAK, İbrahim, Stoa Mantığı ve Fârâbî’ye Etkisi, Araştırma Yayınları, Ankara 2007 ÇAPAK, İbrahim, Porphyrios ve İbn Sînâ Mantığında Tümeller, Araştırma Yayınları,

Ankara 2013

DURUSOY, Ali, “İbn Sînâ’nın Klasik Mantığa Katkıları”, İslam Felsefesinin Sorunları, Elis Yayınları, Ankara 2003

ESİRUDDİN el-Ebheri, Keşfu’l-Hakȃik, (thk. Hüsayin Sarıoğlu), İstanbul 1998

EMİROĞLU, İbrahim, Klasik Mantığa Giriş, Elis Yayınları, Ankara 2005

FAHREDDİN Râzî, Şerhu’l-İşarat ve’t-Tenbihat, (thk. Ali Rıza Necefzade) Encümen-i Asar, Tahran 1386

FAHREDDİN Râzî, el-Mulahhas, (thk. Ahad Feramerz Karamelekl ve Adine Asgarinejad), Tahran 1381

FÂRÂBÎ, et-Tevtı’atu Fi’l-Mantık (Fârâbî’nin Bazı Mantık Eserleri içerisinde, thk. ve çev. Mübahat Türker Küyel), Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara 1990

FÂRÂBÎ, el-Elfâzı’l-Müsta’meletu fi’l-Mantık, (thk. Muhsin Mehdi), Daru’l-Meşrik, Beyrut 2002

FÂRÂBÎ, İsagoci, (el-Mantık inde’l-Fârâbî I içinde), (thk. Refik el-Acem), Daru’l-Meşrik, Beyrut 1986

FÂRÂBÎ, Kitabu’l-İbare, (el-Mantık İnde’l-Fârâbî-I içinde), (thk. Refik el-Acem), Daru’l-Meşrik, Beyrut 1986

132

FÂRÂBÎ, Kitabu’l-Kıyas, (el-Mantık inde’l-Fârâbî-II içinde), (thk. Refik el-Acem), Daru’l-Meşrik, Beyrut 1987

FÂRÂBÎ, Kitabu’l-Kıyasi’s-Sağir (Mantık inde’l-Fârâbî-II içinde), (thk. Refik el-Acem), Daru’l-Meşrik, Beyrut 1987

FÂRÂBÎ, Kitabu’l-Kıyasi’s-Sağir, (Fârâbî’nin Bazı Mantık Eserleri içinde), (neşr. ve terc. Mübahat Türker Küyel) Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara 1990

FÂRÂBÎ, Mantık Sanatına Başlamak isteyen Bir Kimsenin Bilgi Edinmek Zorunda

Bulunduğu Bütün Hususlara Dair Olan Bölümler, (neşr. ve terc. Mübahat

Türker Küyel), (Fârâbî’nin Bazı Mantık Eserleri içinde) Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara 1990

FÂRÂBÎ, İbare, (çev. Mübahat Türker Küyel) Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara 1990

FENARİ, Muhammed, el-Fevaidu’l-Fenârîyye, Haşemi Yayınevi, İstanbul 2012

GAZZÂLÎ, Felsefenin Temel İlkeleri (Makasıdu’li Felasife) çev. Cemaleddin Erdemci, Vadi Yayınları, Ankara 2001

GAZZÂLÎ, el-Mustasfa, (thk. Muhammed Süleyman el-Eşkar) Müessesatü’r-Risale, Beyrut 2012

GAZZÂLÎ, el-Kıstasu’l-Müstakim, (Hak Yolcularının Miracı), (çev. Yaman Arıkan) Eskin Matbaası, İstanbul 1971

GAZZÂLÎ, Makasıdü’l-Felasife, (thk. Süleyman Dünya), Şemsi Tebrizi, Tahran 1382

GAZZÂLÎ, el-Munkız Mine’d-Dalal, (terc. Salih Uçan), Kayıhan Yayınları, İstanbul 1997

GAZZÂLÎ, Mi’yaru’l-İlm, (şerh: Ahmed Şemsu’d-Din), Daru’l-Kütübü’l-İlmiye, Beyrut 1990

133

GAZZÂLÎ, Düşünmede Doğru Yöntem (Mihakku’n-Nazar), (çev. Ahmet Kayacık), Ahsen Yayınları, İstanbul 2002

GÖRGÜN, Tahsin, Lafız mad., DİA, c. 27, Ankara 2003

HASAN Mahmud Abdullatif, Ğayetu’l-Meram fi İlmi’l-Kelâm’ın Mukaddimesi, Kahire 1971

HASAN Şafii, el-Âmidî ve Ârâu’l-Kelâmiyye, Daru’s-Selam, Kahire 2013

HAYRUDDİN ez-Zirikci, Kamusu’l-Alam, Beyrut 1992

HUNECİ, Keşfu’l-Esrar an Gavamizi’l-Efkâr, (thk. Halid Ruayheb), İranian Institute Philosophy, Tahran 2010

İBN EBİ USAYBİA, Uyunu’l-Enba fi Tabakati’l-Etibba, Dârü'l-Mektebeti'l-Hayat, Beyrut 1965

İBN HALLİKAN, Vefayatu’l-Ayan, Dâru Sadır, Beyrut 1970

İBN İMAD, Şezeratü’z-Zehebi Fi Ahbari Min Zeheb, Daru İbn Kesir, Beyrut 1979

İBNU’L-KIFTİ, İhbaru’l-Ulema, Mektebetü’l-Mütenebbi, Kahire 1908

İBN SÎNÂ, Mantığa Giriş, (çev. Ömer Türker), Litera Yayınları, İstanbul 2006

İBN SÎNÂ, İşaretler ve Tembihler (çev. Ali Durusoy, Muhittin Macit, Ekrem Demirli) Litera Yayınları, İstanbul 2005

İBN SÎNÂ, Kitabu’ş-Şifa: el-Kıyas, (thk. Said Zayid) Zevi’l-Kurba, Kum 1430

İBN SÎNÂ, Mantıku Meşrikiyyın, Mektebetü’l-Ayetullah, Kum 1405

İBN SÎNÂ, Metafizik I, (çev. Ekrem Demirli, Ömer Türker), Litera Yayınları, İstanbul 2004

İBN SÎNÂ, en-Necat, (thk. Abdurrahman Umeyere) Daru’l-Ceyyid, Beyrut 1992

134

İBN ZÜRA, Mantıku İbn Züra, Daru’l-Fikri’l-Lübnani, Beyrut 1994

KUTLUER, İlhan, İslam’ın Klasik Çağında Felsefe Tasavvuru, İz Yayıncılık, İstanbul 1996

İZMİRLİ, İsmail Hakkı ve diğerleri, İslam Türk Ansiklopedisi, “Âmidî” I: Asarı İlmiye Kütüphanesi, İstanbul 1941

İSMAİL Gelenbevi, Burhan, (tas. Fercullah Zeki el-Kürdi), Mısır 1190

İSMAİL Gelenbevi, Şerhu İsagoci, (thk. Abdullah Hecdunemz) İstanbul (Tarihsiz)

İZMİRLİ İsmail Hakkı, Felsefe Dersleri, Hukuk Matbaası, İstanbul 1330

KADİ ZEYNUDDİN Ömer b. Sehlan es-Sâvî, Besâiru’n-Nasiriyye Fi ilm-i

el-Mantık, Şemsi Tebrizi, Tahran 2004

KAYA, Mahmut, İslam Kaynakları Işığında Aristotelesteles ve Felsefesi, Ekin Yayınları, İstanbul 1983

KUTBUDDİN Muhammed bin Muhammed er-Râzî, Tahriri’l-Kava’idi’l-Mantıkiyye Fi

Şerhi’r-Risaleti’ş-Şemsiyye, (tashih Muhsin Bidarfer) Menşurat-ı Bidar, Kum

2000

KUTBUDDİN Muhammed bin Muhammed er-Râzî, Şerhu’l-İşarat, Neşru’l-Belağa, Kum 1383

KUTBUDDİN Muhammed bin Muhammed er-Râzî, Şerhu’l-Metali, (Usame Saidi) Zevi’l-Kurba, Kum 1395

KÜYEL, Mübahat Türker, Aristotelesteles ve Fârâbî’nin Varlık ve Düşünce Öğretileri, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, Ankara 1969

NASIRUDDİN Tûsî, Esasu’l-İktibas, (thk. Hasan Şafii, Muhammed Said Cemaleddin), el-Meclisu’l-A’la Li’s-Sakafe, Kahire 2004

NASIRUDDİN Tûsî, Şerhu’l-İşarat ve’t-Tenbihat, (thk., Süleyman Dünya) Müessesatü’l-Nu’man, Mısır 1960

135

NECMUDDİN Ali el-Kâtibi el-Kazvini, er-Risȃletü’ş-Şemsiyye, (thk. Mehdi Fadlallah) el-Merkezi’s-Sakafi’l-Arabî, Beyrut 1998

ÖNER, Necati, Klasik Mantık, Divan Yayınları, İstanbul 2011

ÖNER, Necati, Felsefe Yolunda Düşünceler, Akçağ Yayınları, Ankara 1999

ÖZDEMİR İbrahim, İslam Düşüncesinde Dil ve Varlık: Vaz’ İlminin Temel Meseleleri, İz Yayınları, İstanbul 2006

ÖZLEM, Doğan, Mantık, Notos Kitap, İstanbul 2011

PROPHYRİOS, İsagoge, (çev. Betül Çotuksöken), Remzi Kitapevi, İstanbul 1986

REFİK, Acem, el-Mantık İnde’l-Gazzâlî, Daru’l-Meşrik, Beyrut 1986

ROSS, W. David, Aristoteles, Kabalcı Yayınları, İstanbul 2002

SEYFUDDİN Âmidî, Dekâiku’l-Hakȃik, Princeton Üniversitesi, Amerika

http://pudl.princeton.edu/viewer.php?obj=fn106x991#page/1/mode/2up

SEYFUDDİN Âmidî, en-Nûru’1-Bȃhir Fi’l-Hikemi’z-Zevȃhir, (neşr, Fuat Sezgin) Tarihu’l-Ulumu’l-Arabiyye ve’l-İslamiyye, Frankfurt 2001

SEYFUDDİN Âmidî, el-İhkâm Fi Usulu’l-Ahkâm, (tah. Seyyid…), Mektebetü’l-Asriye, Beyrut 1998

SEYFUDDİN Âmidî, el-Mübîn Fi Şerhi Me’ani Elfazı’l-Hukema ve’l-Mütekellimin, (tah. H. Mahmud Şafi’i), Kahire 1993

SEYFUDDİN Âmidî, Ebkȃru’l-Efkâr, (thk. Ahmed Muhammed Mehdi) Dârü’l-Kütüb

ve’l-Vesaikü’l-Kavmiyye, Beyrut 2002

SEYYİD Hüseyin Nasr, İslam Düşüncesi Tarihi, (Edt. Mustafa Armağan) İnsan Yayınları, İstanbul 1990

ŞEMSUDDİN Şehrezuri, Resȃilu’ş-Şecereti’l-İlahiyye I, (tah. M. Necip Görgün), Daru Sadr, Beyrut 2007

136

ŞEŞEN Ramazan, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Çağ Yayınları, İstanbul 1989

ŞİHABUDDİN Ahmed b. Abdu’l-Mun’im el-Ezheri, İzahu’l-Mübhem Min

Benzer Belgeler