• Sonuç bulunamadı

1.2. Sanat, Sanat Eğitimi ve Görsel Sanatlar Eğitimi

1.2.1. Sanatın Tanımı ve Gerekliliği

Sanatın kesin bir tanımını yapmak mümkün değildir. Ġnsanoğlunun bilinen yazılı tarihinin baĢından beri önemli bir olgu olan sanatı, düĢünürler ve sanatçılar farklı olarak algılamıĢ ve ifade etmiĢlerdir. Eflatun sanatı bir kopyayı tekrar kopya etmek, imgeyi tekrar imgelemek olarak tanımlamıĢ ve sanatın bir yansıtma olduğunu söylemiĢtir.

30 http://sehzadebiz.blogcu.com/yaraticilik-ve-imgeleme/6889464 31 Elvan ġahin Zeteroğlu, age. , s. 119.

Aristo ise sanatı “madde ve onun bulanık Ģeklinden, saf, soylu ve ruhsal güçleri ayırıp ortaya çıkarmak için insan tarafından ortaya konan ilke” olarak tanımlamıĢtır.

Sanatın bu iki düĢünüre dayanan temel iki tanımından sonra, yy.lar boyunca farklı kuramlara bağlı olarak değiĢik tanımlamalarla ifade edildiği bilinmektedir. Kimi zaman sanat ruhsal ve duygusal bir anlatımdır, dıĢavurumdur. Kimi zaman biçimlerin oluĢturduğu bir düzenleme, kimi zamanda iĢlevselliği ile kendisini gösteren bir olgudur.

21. yy.a girildiğinde sanat konusunda belirginleĢmiĢ ve sanat eğitiminde yer almıĢ bazı görüĢler vardır. Bunlardan önemli bir kaçı Ģunlardır:

Sanat bir anlatımdır: Sanat simgeler aracılığı ile duygu ve düĢünceleri, imge ve değerleri aktarmada önemli bir iĢlev üstlenebilir.

Sanat bir Ģeyi özel kılmaktır: Sanat nedir sorusu yerine sanat ne içindir sorusunu sormayı ve buna yanıt aramayı hedefleyen bu görüĢ, sanatın “bir Ģeyi özel kılmak” olduğunu kabul etmiĢtir.

Sanat toplumsal bir eleĢtiridir: Sanat çağlar boyunca toplumsal ve siyasal eleĢtiri olarak iĢlev görmüĢtür.

Sanat bir dünya kurmaktır: Bireyler sanatsal bir eser yaratırken aslında bir dünya kurarlar. Bu durum çocuklarda daha açık olarak görülür. Çocuklar özgürce sanat yaparken değiĢik dünya durumları yaratırlar.

Sanat yalnızca sanat yapmak içindir: Sanat sadece güzel ve haz almak için yapılan, kendisinde bundan baĢka bir iĢlevsellik beklenmeyen bir güçtür.32

1.2.1.1. Sanatta Temel Kavramlar ve Kompozisyon

Sanatta Temel Kavramlar

Perspektif ve Modle: Resim, iki boyutlu bir yüzey, yani bazen bir kâğıt, bir duvar yüzeyi ya da bir tuval üzerinde oluĢur. Resimde renk ve çizgi, kendi baĢların ya da birlikte kullanılarak temel ifade unsurlarını meydana getirirler. Hangi çağa hangi üsluba ait olursa olsun, resimde temel unsurlar daima çizgi ve renge dayanır. Bazı resim üsluplarında çizgi, bazılarında da renk hâkimdir.

Resim sanatı, aynı zamanda üçüncü boyut ihtiyacını ve gerçek mekân görünümlerini elde etme ilkesini taĢır. Bu yolda göze hitap eden görsel imkân ve ilkelerin

bazı ana kurallarına uyulur. Perspektif ve modle etme kuralları bu amacın hizmetine girerler.33

Doğada bulunduğumuz yakın yerdeki varlıklar gözümüze gerçek boyut ve renkleriyle net olarak görünür. Bulunduğumuz yerden uzaklaĢtıkça aynı varlıkların boyutları küçülüyor, renkleri de soluyormuĢ gibi görünür. Gözdeki bu algılama olayının çizim ve renk olarak betimlenmesi olayına perspektif denir. 34

Genellikle resimde iki perspektif yöntem uygulanır:

1. Çizgi perspektifi. 2. Hava / renk perspektifi.

“Ufuk çizgisi”, “bakıĢ noktası” , “kaçıĢ noktası” gibi perspektif elemanlarını kullanarak yapılan çizgi perspektifi, ilk olarak 15. yy.da kullanılmıĢtır. Bilimsel perspektif olarak bu ilk kullanımdan sonra, resimde ilk defa 1425‟de Masaccio tarafından kullanılmıĢtır.

Renk perspektifi de denen hava perspektifi ise, atmosferin nesneleri uzaklık içinde belirleyiĢ tarzının gözlemidir.

Resimde plastik ( üç boyutlu ) bir görünüm elde etmek amacıyla biçimleri modle etmek yoluyla baĢvurulur. Biçimleri modle etmek de, resmin baĢlıca unsurlarından olan ıĢık – gölge zıtlıklarından faydalanmak ya da rengi bu amaç uğrunda kullanmak demektir.35

Konu: Resmin „ neyi anlattığı „ sorusunun cevabını konuda buluruz. Her resimde konu bulunmayabilir. Konu ile muhteva / içerik farklı Ģeylerdir. Aynı konuyu iĢleyen ve farklı muhtevalar taĢıyan resimler görülebilir. Konu portredir, ama onun melankolik, romantik, gerçekçi ya da idealist bir tutumla iĢlenmesi farklı Ģeylerdir. Konu bir durumu biçimlendirir, muhteva onun arkasındadır ve düĢünce süreciyle bize ulaĢır.36

Üslup: Üslup Arapçadaki "nesak" kelimesi ile eĢ anlamlı bir kelime olup tarz, yol, biçim, ifade yolu anlamına gelmektedir. Zamanla yazma, konuĢma ve bir iĢi yapma tarzını anlatan bir kelime olmuĢtur. “Üslup nedir?” sorusuyla karĢılaĢtığımızda; dönem, bölge, kavim, sanatçı, biçim, malzeme, teknik, dekorasyon, konu ve daha pek çok kavram çağrıĢımlarıyla karĢılaĢılır. Bunlardan da anlaĢılacağı üzere, “ çağ / devir

33

Enver Yolcu, age. , s. 23. 34 Kazım Artut, age. , s. 141. 35 Enver Yolcu, age. , s. 23- 24- 25. 36 Kazım Artut, age. , s.145.

üslubu”, “milli üslup” , “yöresel üslup” ve “kiĢisel üslup” olmak üzere dört grupta toplanabilir. Kompozisyon

Kompozisyon Ġlkeleri:

Ritim; Resim sanatında nesnelerin, renklerin, çizgilerin vs. birbiri ile sağladığı uyumlu tekrarıdır.

Denge; Resmi oluĢturan parçaların arasında renk, yön, biçim, oran, çizgiler arasında bir bütünlük olması gerekir. Denge sadece renklerle değil çizgilerle, biçimlerle de verilebilir.

Zıtlık ( kontrastlık); Sanatsal düzenleme elemanlarının ( renk, çizgi vb. gibi) kullanılarak oluĢturduğu farklılık olarak tanımlanabilir. Resimde yapılacak küçül bir hareket, yararlanılacak bir zıtlık, resmi monotonluktan kurtarır. Oran / Orantı; Oran bir parçanın diğer parçalarla ve bütünle olan iliĢkisidir. Bir nesnenin gerçek boyutları göz önünde tutularak resmedilmesidir. Oran nesnenin gerçek ölçülerine ulaĢma gayretidir. 37

Hareket; Hareket bir plastik eserde, mesela bir resimde, figürlerin koĢması ya da yürümesi değildir. Söz gelimi plastik unsurların yön zıtlıkları, hareketin oluĢması için yeterlidir.

Uygunluk; Ġki ya da üç boyutlu cisimler arasında ortak veya yaklaĢık tarafların bulunmasına uygunluk denir. Uygunluk, mutlak bir benzerlikle değil, rahat hissedilir bir yakınlıkla sağlanır. 38