• Sonuç bulunamadı

(PS-154): Sakroiliak eklem grafisinde her iki sakroiliak eklem yüzeyinde düzensizlik ve efllik eden skleroz

Poster Sunumlar (PS-001 — PS-294)

fiekil 1 (PS-154): Sakroiliak eklem grafisinde her iki sakroiliak eklem yüzeyinde düzensizlik ve efllik eden skleroz

fiekil 2 (PS-154): (a) Sakroiliak eklem MR görüntülemede; sa¤da iliak kanatta ekspansiyona neden olmufl T1A sekans›nda heterojen hipointens, (b) T2A’da heterojen hiperintens ve (c) kontrast madde enjeksiyonundan sonra heterojen kontrastlanma gösteren kitle lezyonu.

a b c

Sonuç: PH osteoporozdan sonra kemi¤in en s›k gözlenen

has-tal›¤›d›r. Etyolojisi tam olarak ayd›nlat›lamam›fl olsa da otozo-mal dominant kal›t›lan, sequestosome-1 (SQSTM1) genindeki mutasyon en s›k gözlenen durumdur. Patolojisinde kemi¤in p›m ve y›k›m›nda 5 ila 10 kat aras›nda art›fl›n saptand›¤› ve ya-p›lan yeni kemi¤in eskisi kadar sa¤lam olmad›¤› bir durum söz konusudur. Genellikle hastalar asemptomatik olsa da en s›k gözlenen semptom a¤r›d›r. PH genellikle kafa kemiklerinde yerleflim gösterir. Pelvik kemikler ise çok nadir olarak tutulur. Romatoloji prati¤inde, hastan›n bel a¤r›s›n›n karakteri tan› aç›-s›ndan çok önemlidir. Bu olguda aksiyel spondiloartrit tan›s› ile takip edilen hastaya efllik eden PH’yi teflhis ederek bu nadir gö-rülebilen birlikteli¤i hat›rlatt›k.

Anahtar sözcükler: Paget hastal›¤›, spondiloartrit PS-155

Anti TNF ajanlara ba¤l› geliflen paradoksal psöriyaziste sekukinumab etkinli¤i

Ali Nail Demir1, U¤ur Güngör Demir2, Cahit Kaçar1

1Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi, Ftr Anabilim Dal›, Romatoloji Bilim

Dal›, Antalya; 2Sa¤l›k Bilimleri Üniversitesi, Antalya E¤itim ve Araflt›rma

Hastanesi, FTR Anabilim Dal›, Antalya

Amaç: TNF-α’n›n biyolojik aktivitelerini antagonize ederek

etkisini gösteren TNF-α blokerler son y›llarda romatizmal

has-tal›klar baflta olmak üzere, pek çok kronik hastal›¤›n

tedavisin-de baflar› ile kullan›lmaktad›rlar. TNF-α blokerler, ayn›

zaman-da baz› deri hastal›klar›n›n tezaman-davisinde de baflar› ile kullan›lmak-tad›r. Ancak literatürde, bu ajanlar›n bir yan etkisi olarak %10’dan %60’a kadar de¤iflen oranlarda deri bulgular›ndan bahsedilmektedir. Psoriazisin tedavisinde etkili olmas›na ra¤-men, literatürde son y›llarda s›kça TNF· blokerlerin tetikledi¤i psoriazis vakalar› bildirilmektedir. Bu olguda ankilozan spondi-lit ile takip edilen ve anti-TNF tedavi sonras› palmoplantar püstüler psöriyazis geliflen hastada bafllanan sekukinumab teda-visinin hastal›k aktivitesi ve paradoksal yan etkiler üzerindeki farkl› etkilerine dikkat çekmek istedik.

Olgu: Ankilozan spondilit nedeniyle takip edilen, NSA‹D

visine ra¤men flikayetleri gerilemeyen hastaya golimumab teda-visi baflland›. Tedavinin 3. ay›nda her iki el ve ayak taban›nda palmoplantar psöriyazis geliflen hasta dermatoloji ile konsülte edilerek biyolojik tedavi kesildi ve topikal steroid verildi. Teda-vi sonras› cilt bulgular› gerileyen hastada etanercept baflland›. Tedavinin 3. haftas›nda her iki el avuç içi ve ayak taban›nda püstüler psöriyazisi tekrar geliflen hastan›n etanercepti kesildi, dermatoloji ile konsülte edilerek hastaya sekukinumab 150 mg/hafta tedavisi baflland›. Hastan›n ilk enjeksiyon sonras›nda cilt lezyonlar›nda belirgin azalma saptand›. 5. hafta sonras›nda BASDAI skoru 6.1’den 1.8’e geriledi. Cilt lezyonlar› tama yak›n düzeldi (fiekil 1 v e 2 PS-155). Hastan›n tedavisi sekukinumab ayl›k 150 mg subkutan olarak halen devam etmektedir.

Sonuç: Psöriyazis benzeri deri lezyonlar›n›n oluflmas› veya var

olan psöriyazisin kötüleflmesi psöriyazis tedavisinde de kullan›-lan tnf · antogonistlerinin yan etkisi olarak gözlenmektedir. Bu paradoksal yan etki ant› tnf ilaçlar›n- s›n›f etkisi-olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle bu tür yan etki geliflen hastalarda bafl-ka bir tnf grubu ilaca geçmektense farkl› bir yolak tercih etmek daha uygun görünmektedir.

Anahtar sözcükler: Anti-TNF tedavi, paradoksal psöriyazis,

sekukinumab

PS-156

Ankilozan spondilit: Olgu sunumu

Simge Gizem Koyu1

, Nanifle Gizem Fener2

, Meryem Can3

1‹stanbul Medipol Üniversitesi T›p Fakültesi, 6. S›n›f, ‹stanbul;

2‹stanbul Medipol Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Anabilim

Dal›, ‹stanbul; 3‹stanbul Medipol Üniversitesi T›p Fakültesi, Romatoloji

Bilim Dal›, ‹stanbul

Amaç : Ankilozan spondilit (AS); bafll›ca aksiyal iskeleti olmak

üzere, hem iskelet hem de iskelet d›fl› sistemik tutulum yapabi-len, spondiloartrit (SpA) grubu hastal›klar›n prototipidir. SpA patogenezi tam olarak ayd›nlat›lamam›fl olmakla birlikte HLAB27 baflta genetik faktörlerin rolü oldukça iyi bilinmekte-dir. Ankilozan spondilit, kiflide ciddi fonkiyonel bozukluklara ve günlük yaflam aktivitelerinde k›s›tl›l›¤a sebep olmaktad›r. Anki-lozan spondilit tan›s›nda gecikme ortalama 8 y›l olmaktad›r. Klinik flüphe; radyoloji ve laboratuvar testleriyle desteklendik-ten sonra tan› konulmal›, uygun tedavi verilerek tedaviye yan›t izlenmelidir. Bu yaz›da yeni tan› alm›fl AS’li hastan›n olgu sunu-mu yap›lacakt›r.

Olgu: 36 yafl›nda erkek hasta, bel a¤r›s› ve nefes darl›¤›

flikaye-tiyle Medipol Üniversitesi Hastanesi Romatoloji poliklini¤ine baflvurdu. Üç y›ld›r olan bel a¤r›s›n›n son 1–2 ayd›r artt›¤›n›, ayakkab› giymek gibi günlük ifllerini yaparken bile zorland›¤›n› ifade etti. Dizlerinde ve dirseklerinde de a¤r› oldugunu ve bu a¤r›lar›n özellikle sabahlar› fliddetlendi¤ini, bu flikayetlerine bir saat süren sabah tutuklu¤unun da efllik etti¤ini belirtti. Di¤er romatolojik sorgulamas›nda özellik yoktu. Fizik muayenesinde, lomber omurga hareketleri a¤r›l› ve k›s›tl› ile sakroilik kom-presyon testi pozitif olarak saptand›. Her iki tarafta da FABER-FADIR (+)’li¤i olan hastada schober testi 0 cm ölçüldü. Labo-ratuvar tetkiklerinde CRP 10.74 mg/L, sedimentasyon 25mm/saat, HLA B27(+) saptand›. MR görüntülemesinde L3-L4-L5 vertebra korpuslar›nda ödematöz dejeneratif de¤isiklik-ler, bilateral sakroiliak eklemde kontür düzensizlikleri, eklem aral›¤›nda daralma ve eroziv de¤ifliklikler izlendi. Bu bulgularla ankilozan spondilit tan›s› konulan hastaya diklofenak 75 mg

2×1 baflland› ve takibe al›nd› .

Sonuç: AS’li hastalar klinik olarak, kronik s›rt a¤r›s›, tüm

omurda ancak ço¤unlukla pelvis ve bel k›sm›nda tutukluk ile ge-lebilirler. Tan›da iyi bir anamnez ve fizik muayene gereklidir (Genç yaflta bafllayan s›rt a¤r›s›, enflamatuar a¤r› özellikleri, ai-le öyküsü, periferik ve ekstraartiküai-ler bulgular). Klinik bulgu-lar; görüntüleme yöntemleri (sakroileit varl›¤›) ve laboratuvar ile desteklenmelidir. Tedavide ilk basamakta NSA‹‹’ler tercih edilir. Tedavi süresince hastalara düzenli kontrol önerilir.

Anahtar sözcükler: Ankilozan spondilit, HLAB27

PS-157

Nörolojik semptomla prezente olan primer antifosfolipid antikor sendromu

Sevcan U¤ur

Bal›kesir Atatürk fiehir Hastanesi, Romatoloji Klini¤i, Bal›kesir Amaç: Antifosfolipid antikor sendromu (AFS), tekrarlayan

ar-teriyel ve/veya venöz trombozlar, baflka nedenlerle aç›klanama-yan fetal kay›plar (tekrarlaaç›klanama-yan abortus ve/veya ölü do¤um) ve serumda antifosfolipid antikor (AFA) varl›¤› ile karakterize bir sendromdur. Venöz tromboz, en s›k semptomdur. Arteriyel trombozlar venöz olanlara göre daha azd›r, iskemi ve infarktüs belirtileri ile birliktedir. Biz bu raporda nörolojik tutulum son-ras›nda tan› alan AFS’li olguyu sunmay› planlad›k.

Olgu: Bafl dönmesi nedeniyle tetkik edilen yirmi dokuz yafl›nda

kad›n hasta romatoloji poliklini¤ine baflvurdu. fiikayetlerinin 10 gün önce bafllad›¤› ve bafl a¤r›s› flikayetinin de efllik etti¤i ö¤renil-di. Özgeçmiflinde ve soygeçmiflinde özellik yoktu. Romatolojik sorgusunda fotosensivite, derin ven trombozu, malar rafl, ve in-trauterin ex öyküsü, eklem flikayeti, a¤›z kurulu¤u ve göz kurulu-¤u yoktu. Preeklampsi öyküsü vard›. Muayenesinde hassas ve flifl eklem yoktu. Her iki el dorsal yüzde, her iki bacakta diz proksi-malinden ingüinal bölgeye kadar ve sol üst kol lateralinde livedo

retikülaris görünümü vard›. Hb 11.2 g/dL, trombosit 123×103

μL, lenfosit 2.35×103

μL, anti nükleer antikor, ENA profili, anti nötrofilik stoplazmik antikor, romatoid faktör negatifti. Tam id-rar tetkiki ve posterior ve anterior akci¤er grafisi normaldi. Kompleman seviyeleri ve direkt coombs testi negatifti. 12 hafta arayla bak›lan anti kardiyolipin IgM antikoru yüksek titre pozitif-ti. Alt ekstremiteden yap›lan cilt biyopsisi livedoid vaskülit ile uyumluydu. Beyin MRG de bilateral frontal lobda subkortikal beyaz cevherde hiperintens iskemik gliotik alanlar, her iki kaudat nükleusta ve kapsüla internada laküner enfarkt odaklar› saptand›. Hasta primer AFS olarak de¤erlendirildi. Hidroksiklorokin 200 mg/gün tedavisi ve antikoagülan tedavi baflland›.

Sonuç: Livedo retikülaris AFA pozitifli¤inin akla getirilmesi

ge-reken çok önemli bir klinik bulgudur. Livedo retikülaris, inme ataklar› ve hipertansiyon üçlüsünün günümüzde primer AFS’ye ba¤l› oldu¤u düflünülmektedir. Santral sinir sistemi tutulumu ADFS’de önemli klinik tutulumlardand›r. Arteriel ve venöz trombotik olaylar, psikiyatrik tutulum ve trombotik olmayan nö-rolojik sendromlara neden olabilir. Bizim olgumuzda da livedo retikülaris, trombositopeni ve nörolojik tutulum vard›. Nörolojik bulgular gösteren genç hastalarda romatolojik hastal›klar ve özel-likle de AFS ay›r›c› tan›da de¤erlendirilmelidir.

Anahtar sözcükler: Anti fosfolipid antikor sendromu, livedo

retikülaris

PS-158

Antifosfolipid sendromlu hastada varfarin tedavisi ile tama yak›n aç›lan yayg›n sinüs ve juguler ven trombozu

Ufuk ‹lgen, Sezin Turan, Hakan Emmungil

Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Romatoloji Bilim Dal›, Edirne Amaç: Dural sinüslerin trombozu s›kl›kla altta yatan bir

bölümü-nü oluflturan antifosfolipid sendromu (AFS), dural sibölümü-nüs trom-bozu ile prezente olabilmektedir. Esas tedavi olan antikoagülas-yon ile hastalar›n yar›dan ço¤u sekelsiz ya da minimal sekelli iyileflirken, özellikle venöz enfarkt kötü prognozla iliflkilidir.

Olgu: Bilinen hastal›¤› olmayan, herhangi bir ilaç kullanmayan,

38 yafl›nda, kad›n; ani geliflen, fliddetli, yayg›n bafl a¤r›s› flikaye-ti ile doktora baflvurmufl. Papilödemi ve kusmas› olmam›fl; kan bas›nc›, nabz› ve nörolojik muayenesi normalmifl. Kranial bilgi-sayarl› tomografide intrakranial kanama bulgusu saptanmam›fl. Kranial manyetik rezonans (MR) venografide superior sagittal, sa¤ transvers, sa¤ sigmoid sinüsler ile vena cerebri magna ve sa¤ internal juguler ven tamamen tromboze; sol transvers sinüs içinde trombüs ve distalinde total t›kan›kl›k saptanm›fl (fiekil PS-158a ve b). Heparin tedavisi sonras› hasta kumadinize edil-mifl. Sigara içmeyen hastada faktör V Leiden ve protrombin gen mutasyonu saptanmazken, protein C, protein S, antitrom-bin III düzeyleri normal bulunmufl. Gebelik öyküsü olmayan

hastada anti-β2-glikoprotein IgG (87.2 SMU) ve

antikardiyoli-pin IgG (32.5 SMU) pozitif saptanm›fl. Ba¤ dokusu hastal›¤›

kli-nik bulgusu olmayan hastan›n antinükleer antikoru 3+ (nükleo-ler) bulundu ancak ENA profilinde otoantikor saptanmad›. Ha-fif C4 hipokomplementemisi mevcutken tam kan say›m›, tam idrar tetkiki, serum biyokimyas› ve akci¤er grafisi normaldi. Befl ay sonraki tetkiklerinde yüksek titrede anti-β2-glikoprotein IgG (85.6 SMU) sebat ederken lupus antikoagülan›n›n da pozi-tifleflti¤i tespit edildi ve hastaya AFS tan›s› koyuldu. Kumadine devam edildi, tedavisine hidroksiklorokin eklendi. Kontrol MR venografide tromboze sinüsler ve sa¤ internal juguler venin ta-ma yak›n rekanalize görüldü (fiekil PS-158c ve d).

Sonuç: Sinüs trombozlu hastalar›n bir k›sm›nda antikoagülan

tedavi sonras› kronik tromboz sebat edebilmekte, arteriovenöz fistüller ve artm›fl kafa içi bas›nçla komplike olabilmektedir. Su-nulan olguda oldu¤u gibi internal juguler veni de içeren yayg›n tromboz sonras› tama yak›n rekanalizasyonun nadir oldu¤u dü-flünülmektedir.

Anahtar sözcükler: Sinüs ven trombozu, antifosfolipid

sen-dromu, varfarin

fiekil (PS-158): Kranial MR venografi görüntüleri. (a, b) Tedavi öncesi, (c, d) tedavi sonras› kontrol.

a b

PS-159

Endovasküler plak uygulamas› ile tedavi edilen dev pulmoner arter anevrizmal› Behçet hastal›¤› olgusu

Nilüfer Alpay Kan›tez1, Feyyaz Baltac›o¤lu2, Cemal Bes1, Ozan Cemal ‹çaçan1, Selda Çelik1, Bedrettin Y›ld›zeli2

1Sa¤l›k Bilimleri Üniversitesi, Bak›rköy Dr. Sadi Konuk E¤itim ve

Araflt›rma Hastanesi, ‹stanbul; 2Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi,

Pendik E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹stanbul

Amaç: Pulmoner arter anevirmas› (PAA), Behçet hastal›¤› (BH)’da

medikal tedaviye ragmen hayat› tehdit eden hemoptiziye yol aça-bilir. Böyle durumlarda kanaman›n kontrolü için kemoembolizas-yon hatta lobektomi ya da pnömonektomiye varan cerrahi giriflim-ler yap›labilir. Cerrahi giriflimgiriflim-lerde mortalite ve morbidite

oranla-r› önemli bir sorundur. Bu yaz›da, AmplatzerTM

vasküler plak (AVP) ile baflar›l› bir flekilde kanama kontrolü sa¤lanan PAA’l› bir BH olgusu sunulmufltur.

Olgu: 34 yafl›nda BH olan erkek hasta, masif hemoptizi ile

klini¤i-miz acil servisine baflvurdu. Hikayesinde tekrarlayan oral aft› ve ge-nital ülseri oldu¤u ö¤renildi. ‹lk defa klini¤imizde hemoptizi ile 2016 y›l›nda baflvurdu¤unda, sa¤ pulmoner arter segmentar dal›n-da distali tromboze pulmoner arter anevrizmas› saptanarak BH ta-n›s› konulmufl ve metilprednizolon (MP) ile siklofosfamid (SF) pul-se (15 mg/kg) tedavisi bafllanm›flt›. Ancak hasta 5. doz SF sonras› yak›nmalar› geriledi¤i gerekçesi ile tedavisine devam etmemiflti. Üç ay sonra tekrar hemoptizi ile (150 cc/gün) baflvurdu¤unda MP ve SF pulse tedavisi yeniden bafllanm›fl ve iyileflme sa¤lanm›flt›. SF te-davisi toplam 9 gr’a tamamland›ktan sonra 2.5 mg/kg/gün dozun-da azatioprin (AZA) tedozun-davisi almaktayd›. ‹laçar›n› 2 ay öncesinde kendi iste¤iyle kesti¤ini ifade eden hasta bu kez acil poliklini¤imize masif hemoptizi ile baflvurdu. Fizik muayenesinde, soluk, taflipneik ve taflikardikti. Hemodimanik göstergeleri stabil saptand›. Labora-tuvar incelemelerinde patolojik olarak yüksek akut faz tespit edildi (ESH: 57 mm/h, CRP: 6.2 mg/dl). MP 1 gr dozda pulse tedavisi baflland› ve SF pulse uyguland› ancak hemoptizi devam etti. He-moglobin düfltü ve toplam 4 ünite eritrosit transfüzyonu yap›ld›. Masif hemoptizisi devam eden hastaya tedavinin 6. gününde AVP ile embolizasyon ifllemi uyguland›. ‹fllem sonras› hemoptizi ve son-ras›nda anevrizma dramatik flekilde geriledi (fiekil PS-159). Üç kür daha SF pulse ve sonras›nda 2.5 mg/kg/gün AZA verildi. Bu teda-vinin 8. ay›nda hastan›n takibi sorunsuz ilerlemektedir.

Sonuç: Endovasküler plak uygulamalar›, arter

yaralanmalar›n-da noninvaziv baflar›l› bir teyaralanmalar›n-davi yöntemidir. Mekanik bir stabi-lizatör damar içerisine yerlefltirilir. AVP böyle bir tedavi yönte-midir. Kemoembolizasyon uygulamas›n›n PAA büyüklü¤ü ne-deniyle mümkün olmad›¤› hastam›zda, AVP baflar›l› bir flekilde uygulanm›fl ve minimum doku kayb› ile hastal›k kontrol alt›na

al›nm›flt›r. Böylece BH’da ilk defa uygulanm›fl olan AVP, seçil-mifl vakalarda ümit verici bir tedavi yöntemi olabilir.

Anahtar sözcükler: Endovasküler plak, pulmoner arter

anev-rizmas›, Behçet hastal›¤›

PS-160

Behçet hastal›¤› ve ankilozan spondilitli hastada sekukinumab sonras› geliflen gastrointestinal kanama

Erdal Bodakçi, Döndü Üsküdar Cansu, Cengiz Korkmaz

Eskiflehir Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Romatoloji Bilim Dal›, Eskiflehir

Amaç: Sekukinumab, IL-17A inhibitörü olup ankilozan spondilit

(AS), psöriyatik artrit ve plak psöriyaziste etkili yeni bir biyolojik ajand›r. Bu yaz›da AS ve Behçet hastal›¤› (BH) ile izlenirken aksi-yel tutulum nedeniyle sekukinumab bafllanan ve ard›ndan gastro-intestinal sistem (G‹S) kanama ile baflvuran bir hasta sunularak se-kukinumab›n nadir bir paradoksal yan etkisi olan inflamatuvar barsak hastal›¤› riskine dikkat çekilmek istenmifltir.

Olgu: 40 yafl›nda erkek hasta 2004’te AS, 2 y›l sonra y›lda 5

de-fa olan oral aft, üveit ve osteofolliküler lezyonlar› nedeniyle BH tan›s› konuldu. AS için 2012 y›l›nda adalimumab baflland›.Bu tedavi alt›nda aftlar›, artrit ve sabah tutukluklar› hiç olmayan hasta ortalama 6 y›l mevcut tedavi ile takip edildi. Bu tedavi al-t›nda sol dizde tekrarlayan effüzyonlar›n olmas›, sol ayak bile-¤inde artrit ve sabah tutuklu¤unun artmas› nedeniyle sekukinu-mab 150 mg/hafta tedavisine geçildi. 3. dozdan 2 gün sonra ani bafllayan rektal kanama nedeniyle acil servisimize baflvurdu. G‹S kanama (Hb:8 gr/dl, 2 Ü ES verildi) nedeniyle yap›lan en-doskopide mide ve duodenum normal, kolonoksopide terminal ileumda 3 adet derin yar›may fleklinde aftöz ülserler ve rektum distalinde 5 adet aftöz ülser saptand›. Asetilsalisilik asit ve indo-metazin kullan›m› da vard›. Terminal ileumdan al›nan biyopsi-de aktif ileitis ve orta biyopsi-derecebiyopsi-de inflamasyon saptan›rken,rek-tumdan al›nan biyopside hafif kolit saptand›.TNF‹ kullan›m›n-dan dolay› olas› tüberküloz (TBC) aç›s›nkullan›m›n-dan biyopside basil ve-ya granülomatöz inflamasyon görülmedi, TBC PCR ve Qanti-feron negatif saptand›. Biyopside Crohn veya ülseratif kolit için spesifik bir histoloji yoktu. Gaitada bak›lan kalprotektin düzeyi <50 mg/kg (<70 negatif) normal, MR enterografisinde IBH bulgusuna rastlanmad›. Hastaya ilaç iliflkili ‹BH veya entero-behçet aktivasyonu aç›s›ndan azatiopürin ve 1 mg/kg/gün stero-id baflland›.

Sonuç: Hastam›z›n son günlerde oral aftlar›,osteofolliküler

lez-yonlar›, G‹S kanamas› esnas›nda akut faz›n yüksek olmas› ve ko-lonoskopide aftöz derin ülserlerin olmas› nedeniyle enterobehçet olabilece¤i düflünülse de sekukinumabtan sonra ortaya ç›kmas› se-kukinumab iliflkili ‹BH veya sese-kukinumab iliflkili BH aktivasyonu-nu düflündürdü. Sekukiaktivasyonu-numab›n ‹BH olan hastalarda aktivasyona sebep oldu¤u ve nadir de olsa de novo ‹BH ortaya ç›kard›¤› bilin-mektedir. AS ve Behçet birlikteli¤i olan hastalarda zemindeki ola-s› barsak inflamasyonun aktivasyon riski aç›ola-s›ndan sekukinumab daha dikkatli bafllanmal› veya verilmemelidir.

Anahtar sözcükler: Sekukinumab, ankilozan spondilit, Behçet

hastal›¤› fiekil (PS-159): AmplatzerTMvasküler plak (AVP) ile pulmoner arter

anevriz-mas› (PAA) embolizasyon iflleminde akci¤er grafileri. Tama yak›n geriledi¤i görülen PAA, ilk resimde sa¤da 6 cm çapa varan opasite olarak izleniyor. Ok iflaretleri AVP'› gösteriyor.

PS-161

Behçet hastal›¤› tan›s›yla takip edilen bir olguda metakarpofalangial eklemde eroziv artrit

Cevriye Mülko¤lu1, F. Figen Ayhan2

1Sa¤l›k Bilimleri Üniversitesi, Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi,

Fiziksel Amaç: T›p ve Rehabilitasyon Klini¤i, Ankara; 2Sa¤l›k Bilimleri

Üniversitesi, Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi FTR Klini¤i, Romatoloji Ünitesi, Ankara

Behçet hastal›¤› (BH) tekrarlayan oral ve genital aftöz ülserler, hipopiyonlu üveit, cilt ve eklem bulgular› ile seyreden, sistemik tutulum (sinir sistemi, gastrointestinal sistem vb.) yapabilen vaskülitik bir hastal›kt›r. Alevlenmeler ve remisyonlarla seyre-den BH’da genç erkeklerde prognoz daha kötü seyreder. BH’da olgular›n yaklafl›k yar›s›nda kas-iskelet sistemi tutulumu vard›r, BH genellikle non-eroziv artrit yapmakla birlikte nadiren ero-ziv artrite de rastlanmaktad›r. S›kl›kla monoartrit fleklinde kar-fl›m›za ç›kmakla birlikte oligo/poliartiküler de olabilir. BH’da en s›k tutulan eklemler s›ras›yla diz, ayak bile¤i, dirsek, el bile-¤i, el ve ayak küçük eklemleridir. Artrit ataklar› genellikle 2–4 hafta içinde eklemde hasar b›rakmadan iyileflir. Omuz ve kalça nadiren tutulur. Biz bu yaz›da BH tan›s› ile takip edilen bir ol-gunun sa¤ el 2.metakarpofalangial (MKF) ekleminde geliflen eroziv artriti görüntüleme bulgular›yla birlikte sunmak istedik.

Olgu: 60 yafl›nda erkek hasta (HG) poliklini¤imize sa¤ elindeki

flifllik ve a¤r› flikayetiyle baflvurdu. Hastan›n 33 y›ld›r BH tan›s› mevcuttu. 30 y›l önce sa¤ dizinde flifllik olmufl ve aspire edildikten sonra iyileflmiflti. 20 y›l önce de sol ayak bile¤inde flifllik olmufl ve on gün içinde kendili¤inden düzelmiflti. Yaklafl›k 2 y›l süreyle kol-flisin kullanm›fl fakat yan etkiler nedeniyle ilaç kesilmiflti. 10 y›ld›r kolflisin veya baflka bir ilaç kullanm›yordu. fiu anda 1 ayd›r sa¤ el 2. parma¤›nda flifllik ve a¤r›s› olan hasta elini kullanmakta zorluk çekti¤ini ifade ediyordu. Hastan›n oral veya genital aft› yoktu. Göz muayenesinde üveit saptanmad›. Lökomotor sistem muaye-nesinde 2. MKF eklemde flifllik ve palpasyonla hassasiyet mevcut-tu. Hastan›n kan tetkiklerinde sedimentasyon: 9 mm/saat, CRP: 8.5 mg/litre. RF negatifti. Di¤er kan tetkikleri normal s›n›rlar-dayd›. Hastan›n mukayeseli el grafisinde sa¤ el 2. metakarp bafl›n-da, eklem yüzünün lateralinde erozyon tespit edildi. GE Logic 5 ultrasonografi cihaz› ile de¤erlendirdi¤imizde ise erozyona ait “step down kontur defekti” gözlendi (fiekil PS-161).

Sonuç: Behçet hastal›¤›, lökomotor sistemi tutabilen,

oral-geni-tal aftlar, cilt ve göz bulgular› ile seyreden sistemik bir vaskülittir. BH genellikle eroziv olmayan artrite sebep olur, fakat nadir de ol-sa eroziv artrit yapabilir. S›kl›kla diz, ayak bile¤i, dirsek eklemi

et-kilenmesine ra¤men bizim hastam›zda oldu¤u gibi elin küçük ek-lemleri de tutulabilir. Kas iskelet ultrasonografisi eroziv artriti de-¤erlendirmede yard›mc› bir görüntüleme yöntemidir.

Anahtar sözcükler: Behçet hastal›¤›, eroziv artrit, ultrasonografi PS-162

Behçet hastal›¤›nda pulmoner arter anevrizmas› ve intrakardiyak trombüs: Olgu sunumu

Murat Karabacak1

, Zeynep Ertürk1

, Ümmügülsüm Gazel1

, Sema Kaymaz Tahra1

, Aysun Aksoy1

, Cem Arma¤an Turan2

, Fatma Bolat2

, Yasemin Yalç›nkaya1

, Fatma Alibaz Öner1

, Güzide Nevsun ‹nanç1

, Mehmet Pamir Atagündüz1

, Rafi Haner Direskeneli1

1Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi, Romatoloji Bilim Dal›, ‹stanbul;

2Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Anabilim Dal›, ‹stanbul Amaç: Behçet Hastal›¤› iliflkili pulmoner arter anevrizmas›

na-diren di¤er bulgulardan önce ortaya ç›kabilir. Son y›llarda di-rençli olgularda biyolojik ajanlar baflar›l› sonuçlar vermektedir.

Olgu: 18 yafl›ndaki kad›n hasta Kas›m 2017’de nefes darl›¤›, gö¤üs

a¤r›s› ve hemoptizi sebebi ile baflvurdu¤u bir d›fl merkezde bilate-ral ana pulmoner arterde trombüs olmas› sebebi ile antikoagülan tedavi alt›nda izlenmifl. Yap›lan ekokardiyografisinde sa¤ atriyum-dan inferior vena cavaya uzanan 2.1×2.3 cm trombüs tespit

edil-fiekil (PS-161): Longitudinal ve aksiyel ultrasonografik görüntülemede MKF eklemdeki erozyon.

fiekil 1 (PS-162): Pulmoner arter anevrizmas›.

mifl. fiubat 2018’de genital ülser geliflen hastan›n ülserinden biyop-si yap›lm›fl ve sonras›nda kronik tromboembolik pulmoner hiper-tansiyon tan›s› ile sildenafil bafllanm›fl. Çekilen PET CT’sinde sol akci¤erde 4.5 cm kitle tespit edilen hastada pulmoner arter anev-rizmas› saptanmas› üzerine Mart 2018’de taraf›m›za yönlendirildi.