• Sonuç bulunamadı

Sağlıklı Olmaya Önem Verme Değeri ile İlgili Bulgular

5.1 Eserlerde Tespit Edilen Değerler ve Yorumları

5.1.12 Sağlıklı Olmaya Önem Verme Değeri ile İlgili Bulgular

Millî eğitimin genel amaçları içerisinde kişileri, beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere sahip bireyler olarak yetiştirmek vardır (MEB, 2006: 1)

Sağlıklı olmaya önem verme değeri, yukarıda bahsedilen dengeyi ve gelişmiş kişiliği muhafaza etmeyi gerektirmektedir. Bu konuda veriler, tüketim ve giyim alışkanlıkları ve ruh sağlığı için gerekli olan hallerden bahseden dizelerden meydana gelmektedir.

Dürüst ve yumuşak huylu olmanın, kişinin bizzat kendisine fayda sağlayacağını dilen getiren bu dörtlük, keskin sirke küpüne zarar atasözüyle sona ermektedir ki bu da öfkenin, öfke sahibine getireceği zarara işaret etmektedir. Ruh sağlığı ve beden sağlığı bir bütün teşkil ederse ancak o zaman tam bir sağ olma durumundan bahsedilebilir.

Tut atalar sözünü kalb-i selim ol, Gönülden gönüle yol var demişler. Gider yavuzluğun tâb-ı halim ol,

Keskin sirke küpe zarar demişler.(Önder, 2008: 129)

Kişinin sağlığını muhafaza etme isteği ve bunun için çözüm arayışı sağlıklı olmaya verilen önemi gösterir niteliktedir. Aynı durumu, bu dizelerde hastanın hekim talebinde ve bunun için hastaneye gidip derdine çare aramasında görebiliyoruz.

Hastanenin önü mermer döşeli Doktorlar geliyor eli şişeli Üç gün oldu ben bu derde düşeli

Aman doktor aman gönder sılama.(Türk Manilerinden Seçmeler, 2005: 20)

La Fontaine masallarında yerini bulan bakır tencere ve toprak tencere arasında geçen konuşma insanlara örnektir. Kişi, kendini ruh ve beden olarak tanımalı ve tabiatına uygun işler yapmalıdır. Toprak tencere yapısı itibariyle yapması gereken işin peşini kovalamakta ve yamaması gerekenden kaçınmaktadır.

- "Şöyle bir gezelim" dedi. Öteki özür diledi.

Ocakta kalmak pek daha Akıllıca olacaktı.

Eni konu haklıydı da; En küçük bir sallantıda Belasını bulacaktı. Kalmazdı parçası bile. Dedi - "Sizin cildiniz sert; Olmayayım ben size dert;

Kalkın, gidin güle güle!"(Veli, 2003: 48)

Gıda tüketimine özen göstermek beden sağlığımızı koruyabilmenin başta gelen şartlarındandır. Aşağıdaki dizeler de faydalı bir gıdanın övgüsünü, söz konusu gıdanın sağlığa olumlu etkilerinden bahisle yapmaktadır.

Kana kuvvet, göze fer, batna ciladır çorba İllet-i cû'ya deva, mağz-ı gıdadır çorba. Alemin sevgilisi dense sezadır çorba,

Ağnıya dostu, muhibbi fukaradır çorba.(Önder, 2008: 47)

Yukarıdaki dörtlüğe benzer şekilde yaygın olarak tüketilen içeceklerin faydalarına işaret edilmekle birlikte fazlasının bedene zarar verebileceği dile getirilmiştir. Dengeli bir hâlde olmak, şairin deyişi ile kanaati seçmek sağlığın bozulmasına yine şairin deyişi ile sinirlerin isyana geçmesine sebep olmaktadır.

Kahvenin faydası çoktur bedene Minnetim var onu icat edene. İtibar etmeli gelene gidene Misafire dosta, eşe, akrana.

Fazlası hatadır tez vazgeçmeli Her hususta kanaati seçmeli

İsrafta sinirler geçer isyana.(Önder, 2008: 44)

Bir memleketi methederken söylenen sözlerin başında o yerin havası ve sağlığa olumlu etkileri gelmektedir. Bu halk kültüründe sağlıklı olmaya verilen önemin göstergelerindendir. Aşağıdaki dizeler de bu duruma verilebilecek örneklerdendir.

Keder olmaz, hastalık yok; çünkü sağlam havası; Gönüllere şifa verir o yıldızlı seması.(Gövsa, 2008: 48)

Sağlıklı olabilmek için günlük hayat içerisinde yapılması gerekenlere dikkat çekilen bu şiirde, sağlığın vatanın yükselmesine olan etkisinden dahi bahsedilmiş ve ehemmiyetine dikkat çekilmiştir.

Seviyorsan canını, Vücuduna iyi bak, Kuvvetlendir kanını, İstersen çok yaşamak .

Vakitli yat, erken kalk Çok dikkat et zamana, Ne güzeldir çalışmak, Dinçlik verir insana.

Sen yaşarsan bu vatan, Ancak yaşar, yükselir. Bunu bil, böyle inan,

Daha evvel annelerin çocukları hakkındaki dilekleri şeklinde nitelendirdiğimiz ninnilerden birinde anne, çocuğu için diğer isteklerin yanında sağlıkla büyüme temennisini de unutmamıştır.

Canım bebeğim uyusun Uyusun da büyüsün Kötülüklerden korunsun

Sağlıklarla büyüsün…( Türk Ninnilerinden Seçmeler, 2007: 12)

Aşağıdaki ninnilerde de hastalıktan sakınma ve şifa arama isteği vardır.

Allah sana bir can versin ninni Ninni de ninni demekten Ben kesildim yemekten Hastayım annem yürekten Doktor gelsin frenkten Ninni benim yavruma ninni

Ninni benim kuzuma ninni (Türk Ninnilerinden Seçmeler, 2007:7)

Gidin bakın boyacıya ninni Boyamasın sarı boya ninni

Sarı giyen hasta olur ninni…( Türk Ninnilerinden Seçmeler, 2007:25)

Aşağıda hasta bir öğrencisinin sağlığı hakkındaki endişelerini, doktor karşısında dile getiren öğretmenin sıkıntılı hâli sağlığın önemini anlatması bakımından kayda değerdir.

Bence Doktor, onu siz soyarak dinleyiniz; Hastalık çünkü değil öyle ehemmiyetsiz. Sade bir nezle-i sadriyyemi illet? Nerede? Çocuğun hali fenalaştı son günlerde, Ameliyata çıkarken sınıf on gün evvel,

Bu da gelmez mi? Dedim 'Kim dedi, oğlum sana gel? Nöbet üstünde adam kaçmalı yorgunluktan;

Hadi yavrum, hadi söz dinle de bir parça uzan.' O zamandan beridir za'fı terakki ediyor;

Görünen: bir daha kalkınması artık pek zor; Uyku yokmuş; gece hep öksürüyormuş; ateşin Oluyormuş biraz dindiği…(Ersoy, 2009:10)

Hastalık emareleri, insanlarda çaresizliğe sürükler ve hastalar acınacak durumdadırlar. Zindelik ise istenen, sevilen bir durumdur. Aşağıdaki dizelerde bunu görmek mümkündür.

Topu kırk elli kadar köylü serilmiş bayıra, Bakıyor harmanın altındaki otsuz çayıra. Bet beniz sapsarı bîçârelerin hepsinde;

Ne olur bir kişi olsun görebilsem zinde!(Ersoy, 2009: 85)

Sağlık yalnızca insanlarda değil hayvan ve bitkilerde de muteberdir. Doğrusu sağlıklı bitki ve hayvanlar istenir, sevilir ve kabul görür. Akif’in de memleketimizin geçmişine dair çiziği tabloda bereketli buğdaylar, semiz davarlar, kuvvetli hayvanlar yer almaktadır. Bugünkü sefalete kıyasla geçmişteki o sıhhatli hâl çok daha iyidir ve özlenmektedir şair tarafından.

Neydi, yâ Rabbi, otuz kırk sene evvel burası Dağlar orman, tepeler bağ, ovalar hep tarla; Koca mer´â dolu baştan başa sağmallarla. İğne atsan yere düşmez: O ekin bir tûfan: Atlı girsen gömülür buğdayın altında kafan. Köylünün kırları tutmuş, yayılırken davarı, Sökemezsin, sarar âfâkını yün dalgaları! Dolaşır sal gibi göllerde hesabsız manda, Fil sanırsın, hani, bir çıksa da görsen karada.

Geniş alnıyle yarar otlan binlerce öküz, Besiden her birinin sırtı, bakarsın, dümdüz. Ne de ıslak patı burnundaki mosmor meneviş! Hadi gelsin bakalım damların altında geviş. Diz çöker buldu mu yaslanmaya kâfi meydan; Sürünür toprağın üstünde o kat kat gerdan. Çifte gözler süzülür, tek çene durmaz çiğner;

İki yandan yere şeffâf iki ipliktir iner.(Ersoy, 2009: 88)

Giyim alışkanlıklarımız sağlığımızla yakından ilişkilidir. Doğru mevsimlerde doğru kıyafetleri giymek önemlidir. Aşağıdaki dizeler de mevsimlere göre nasıl giyinmemiz gerektiğini anlatmıştır. Kıyafetlerin kumaş türü, rengi ve kalınlık incelik bakımından yapısı önemlidir.

Gıda değil yalnız, Bir vücudu yaşatan. Giyer herkes, erkek, kız, Potin, manto ve mintan.

Kışın soğuk, kar, ayaz, İster yünlü kumaşlar. Yazın keten, hem beyaz, Çünkü fazla sıcak var.

Güzel giy, iyi kullan, Temiz tut elbiseni Sevilirsin her zaman,

Görenler okşar seni.(Aşkun, 2010: 22)