• Sonuç bulunamadı

Başta Türkiye’de yaşayan insanlar olmak üzere tüm insanlık âlemi için doğaya ve tarihe saygılı insanca bir yaşam tarzı istiyo-ruz. Birey başına milli geliri artmış ve önü-müzdeki yıllarda daha güçlü bir ekonomiye sahip olmuş bir Türkiye’nin, dünya ölçeğin-de söz sahibi olması da her Türk vatanda-şının en önemli istekleri arasındadır. Ulus-lararası rekabet ortamı Türkiye’nin izlemesi gereken yol açısından bir tek seçenek bı-rakmaktadır. Bu da, tüm toplum yaşamında ve tüm teknik ve sosyal konularda bilimsel olma ve bilimin yol göstericiliğinden yarar-lanma yoludur. Bütün üretim ve yönetim sistemlerinde çağdaş bilimsel tekniklerden yararlanmak ve alınacak kararlarda bu bi-limsel yöntemlere uygun hareket etmek en önemli ereğimiz (hedefimiz) olmalıdır. An-cak ne yazık ki ülke ölçeğinde Türkiye’nin gündemini işgal eden konular aklın aydın-lığında ve eleştirisel Bilimsel Düşünce ön-cülüğünde tartışılması gereken konular ol-maktan ziyade, günlük politik yaşamın kısır çekişmelerinden ibaret kalmaktadır. Türki-ye’nin kaynaklarını çağdaş bilimsel veriler ışığında katma değeri yüksek yaratıcı ürün-ler üretmek için kullanmak yerine, birtakım dogmaların körü körüne kabul edilmesine, ya da kısır çekişmelere dayanan tartışma-larla zaman kaybedilmektedir.

Ma

K

Başta İş Sağlığı ve Güvenliği olmak üzere; verimli ve üretken çalışma, toplam kalite yönetimi, çevrenin korunması, kıyaslama, sürekli gelişme, sürekli iyileştirme, takım çalışması, stratejik yönetim, lojistik, insan kaynakları yönetimi vb. gibi Endüstri Mü-hendisliği konularının en önemli ilgi alanla-rından biri de Ergonomidir.

Bilindiği gibi “ergon” Yunanca iş ve “no-mos”da yasa anlamına gelmektedir. Ergo-nomi, insanın içinde bulunduğu bir sis-temde, insan ile sistemin diğer elemanları arasındaki ilişkiyi bilimsel olarak inceler; kuramsal ilke ve tasarım yöntemleri aracı-lığı ile insanların kendilerini daha iyi his-sedecekleri insanca bir ortam yaratmayı ve sistemin performansını maksimum düzeye çıkarmayı amaç edinir. Buradaki iş sistemi veya insan makina sistemi kullanılan

tek-nolojiyi, her türlü araç ve gereci, süreçleri, fiziksel ve psikososyal çevreyi kapsar. Böy-lelikle insanı çalışması sırasında bilimsel olarak inceleyerek;

*insanı doğal yetenekleri içinde en uygun işe yerleştirmek,

*insan, makine ve çevre arasında optimum etkileşimi sağlamak,

*insanın çalışması sırasında ödediği bedeli en aza indirmek,

*ve nihayet felsefi ve sanatsal bir ifade ile çalışmanın şiirsel yöntemlerini bulmak gibi görevleri yerine getirir.

İş sistemlerinin bilimsel bir şekilde ince-lenmesini amaç edinen Ergonomi, insanın çalışması sırasında ödediği bedeli de en aza indirmeyi amaç edinir. Başlıca ana-tomi, fizyoloji, psikoloji, sosyal bilimler ve mühendislik bilimlerinden yararlanan Ergo-nomi, kendisine özgü yöntem ve araştırma yollarıyla, genel yasalara ulaşmaya çalışır. Bir yandan laboratuvarlardaki deney so-nuçları ile ampirik değerler üzerinde çalı-şırken, diğer yandan da uygulamalardan elde etiği verileri sistematik bilgiler haline getirir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, hem insanı doğal konfor sınırları içinde insanca çalıştırmak ve hem de her yıl mil-yarlarca TL maddi kayba ve büyük sosyal yıkıma neden olan iş kazalarını önleyerek,

Ergonomi, bir yandan uygulamalı bir bilim dalı olarak insan-makina sisteminin maksimum performansla

çalışmasını sağlarken, diğer yandan da mesleki etiğe en yardımcı bilim dallarında biri olarak insanın insanca koşullarda

insan onuruna yakışır iş ortamı yaratmak Ergonominin temel amaçları arasındadır. Ergonomi, bir yandan uygulamalı bir bilim dalı olarak insan-makina sisteminin maksi-mum performansla çalışmasını sağlarken, diğer yandan da mesleki etiğe en yardımcı bilim dallarında biri olarak insanın insanca koşullarda çalışmasının gereklerini araştırır. *İnsan makine sisteminin ergonomik tasarımı, *Kullanılan hammaddenin yapısı ve kalitesi, *Uygulanan üretim süreci,

*Üretim araçlarının kullanım derecesi, *Üretimde süreklilik ve standartlaştırma, *İnsan gücünün etkin kullanımı sistem per-formansını önemli ölçüde etkiler.

İş Sağlığı ve güvenliği

Bilindiği gibi Ergonomi, -hem üretim sis-temleri ve hem de tasarlanan ürün olarak- yaşantımızın her anında karşılaştığımız tasarım problemlerini çözmeye çalışan uy-gulamalı bir bilim dalıdır.

Türkiye’de sağlık hizmetlerinin ilk defa devlet görevi olarak ele alınması Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulması ile ve 3 Mayıs 1920’de 3 sayılı yasa ile sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekalet’inin (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) kurulması ile gerçekleştirilmiştir. İş Sağlığı ve Güvenli-ği çalışmaları bir bütün olarak çalışanları, çalıştıranları, üretim ve çevreyi kapsar. Bu açıdan, insanın iş sisteminin bir elema-nı olarak rahat, güvenli, etkin ve sağlık açısından herhangi bir zarar görmeden çalışması ancak Ergonomik tüm bilimsel bilgilerin kullanılması ile mümkün olur. İşin insancalaştırılması -insancıllaştırılması de-ğil- ancak Ergonomi sayesinde mümkün olur. Zira çalışan her insan, sadece insan olması dolayısıyla insan onuruna yakışır bir iş sistemi düzenlemesini hak eder. (Oysa

ki insancıllaştırma deyimi bir ölçüde acıma duygusunu da içerir.)

İş yeri ortamındaki sağlık ve güvenlik risk-lerinin belirlenmesi, gereken ölçümrisk-lerinin yapılması, çevre koşullarındaki zararlı kim-yasal maddelerin, zehirli gaz ve tozların ölçümü, makina ve tezgahlardan kaynakla-nan gürültü, titreşim, aydınlatma vb çevre koşullarının araştırılması Ergonominin gö-revleri arasındadır.

Bu arada önemle belirtmek gerekir ki, Er-gonomi kavramı İşbilim adı altında ilk defa 21 Şubat 1968 tarihinde Makina Mühendis-leri Odası Ankara Şubesi’nde, tarafımızdan verilen bir konferansla Türkiye gündemine gelmiştir. Ders olarak ise yine Türkiye’de ilk defa İTÜ Makina Fakültesi’nde 1969 yılın-dan itibaren tarafımızyılın-dan okutulmaya baş-lanmıştır.

Ergonomi, insanların anatomik ve fizyolo-jik özelliklerini, antropometrik değerlerini, fiziksel ve psikososyal stresler karşısında insan-makine-çevre uyumunun temel yasa-larını ortaya koymaya çalışır. Bu yasalar için göz önüne alınan yüzdeler en küçük ve en büyük % 5 dışındaki % 90’lık değerdir. Her ne kadar temel ilke olarak işin insana uydu-rulması söz konusu ise de, zaman zaman eğitim yoluyla insanın işe uydurulması da söz konusu olabilir (yaklaşık % 30 oranın-da). Şekil 1’de insan teknoloji ve örgütsel yapının karşılıklı etkileşimi görülmektedir. İnsanın içinde bulunduğu sistemde *kişisel özellikler

*kullanılan teknoloji *örgütsel yapı

*sosyo kültürel yapı önemli bileşenleri oluş-turur.

Kullanılan teknolojideki kullanım kolaylığı, sistemin fiziksel, mantıksal ve dilsel tutar-lılığı, uyumluluğu ve teknolojiyi kullananla-rın hoşnutluğu önemli bileşenlerdir. Diğer yandan sistem içindeki insanın yaş, cinsiyet, psikolojik ve sosyolojik özellikler alışma, alış-kanlık öğrenme, dene-yim, etkinlik farklılıkları da sistem performan-sına önemli ölçüde etki eder.

Organizasyon içinde çalışan bir insanın eği-timine verilen destek, teknik olanaklar, örgüt-sel yapıda yüklenen görevler ve motivasyon da diğer önemli etken-ler arasındadır. Kültürel alt yapı, öznel ve nesnel normlar,

in-formel gruplar ve aidiyet duygusu da yine insan-makine sistemlerinde önemli etken-ler arasındadır.

İşte, günümüzde giderek daha da önem kazanan İş Sağlığı ve Güvenliği olgusu-nun Ergonomi biliminden yararlanmadan gerçekleştirilmesi bu nedenlerle olanaklı değildir.

Bilgisayarla çalışma İçin Bazı Ergonomik Öneriler

Bilgisayar, artık günlük yaşantımızın her aşamasında birlikte çalıştığımız, neredey-se onsuz yapamadığımız bir araç. Günlük yaşatımızın çok büyük bir kısmını onunla birlikte geçiriyoruz. O halde sağlıklı, gü-venli ve rahat bir insan-bilgisayar etkileşimi için hangi koşulların gerekli olduğunu da bilmemiz gerekir:

Öncelikle insan-bilgisayar sisteminin te-mel Ergonomik koşullara göre tasarlanmış olması gerekir. Masa yüksekliği ile ayarla-nabilir sandalye yüksekliği Antropometrik olarak çalışan için iyi bir şekilde tasarlan-mış olmalıdır. Tasarımın hiçbir statik kassal

çalışmayı zorunlu kılmaması gerekir. Karpal tünel sendromu, boyun omurları kireçlen-mesi, boyun fıtığı, boyun ve sırt ağrıları, omuz ağrısı vb. sağlık sorunlarına maruz kalkmamak için gereken çabayı gösterme-liyiz (Şekil 2).

Aşağıda insan-bilgisayar sistemine ait sağ-lıklı çalışma koşulları için bazı önemli nok-talara değinilmiştir:

Genel Öneriler:

. Vücut pozisyonunuzu etkileyen iş istasyo-nunuzu iyi düzenleyin.

. Gün boyunca değişik vücut pozisyonla-rında durarak uzun süreli statik duruşlar-dan kaçının.

. Gerekirse kol ve bacaklar için de dayanak kullanın.

. Ağrı, acı ve olağan çevresel etkilere karşı bilinçli olun. Gerektiği zaman ara verin.

Teknoloji Kişisel özellikler

* Yaş * Cinsiyet * Kişilik * Yetenek * Öğrenme * Deneyim * Etkinlik

ÖRGÜTSEL YAPI SOSYO-KÜLTÜREL YAPI

ȗKullanım * Yaş Kolaylığı   ȗ‹•‹›‡– ȗ‹•–‡   ȗKişilik ȗ›—Ž—Ž—  ȗ‡–‡‡ ȗHoşnutluk  ȗÖğrenme ȗ‡‡›‹ ȗ–‹Ž‹   *Eğitim   * Öznel ȗ‡‹   ‘”Žƒ” ȗ‡•–‡   * Kültür ȗ”‰ƒ‹œƒ•›‘Ǧ  ȗ”—’ ƒ”‹›‡”  ‹†‹›‡–‹ *İstek (Motivasyon)

Şekil 1: İnsan-makine sisteminin elemanları.

. İşten önce ve iş sırasında gerinin. . Egzersiz programlarını göz önünde tutun. . Genel sağlığınızı koruyun.

1- Boyun, Sırt, Gövde ve Omuzlar

. Oturduğunuzda bel kemiğinin doğal “S” şeklini koruyun.

. Boynu düz veya hafifçe öne doğru tutun. . Oturduğunuzda gövdeniz ve bacaklarını-zın üst kısmı arasındaki açının 90 derece-den büyük olmasına dikkat edin. . Boynunuz ve omuzlarınız rahat bir durum-da olsun.

. Kollarınızın doğal olarak sarkmasına izin verin.

2- Kollar

. Klavyeyle çalışırken ön kolunuzu yere pa-ralel tutun.

. Bileklerinizi doğal pozisyonda tutun. El ve ön kol ekseni daima aynı olsun.

. Avuç içi bilek ve kol dayanağı kullanmayı deneyin.

. Klavyeyle yavaş yazarken kollarınızı daya-nağa bırakın.

. Dayanakların yumuşak ve yuvarlak (su

Kentte yaşamak belli bir kültürü de zaman içinde içselleştirmek

demektir. Kent ne kadar temiz düzenli , insan onuruna yakışır

şekilde tasarlanmış ise kent yaşamını düzenleyenlerin onun

mobilyalarını yaratanların da o denli üst düzeyde mimari ve Ergonomik birikime sahip

olduklarını düşünebiliriz.

Şekil 3: Bilgisayarla çalışma. düşümü profilli) olmasına özen gösterin.

3- ayaklar ve Bacaklar

. İki ayağınızı da yere veya dayanakların üstüne koyun.

. Oturduğunuz zaman baldır ile bacak ek-seni arasındaki açının 60 dereceden büyük olmasına dikkat edin.

. Ağırlığı eşit olarak dağıtın.

. Hafifçe yaslanmış pozisyonda bacakları-nızın üst kısımları birbirlerine paralel olacak şekilde oturun.

. Gövdenizle bacaklarınızın üst kısmı ara-sındaki açıyı 90 o’den büyük tutun.

4- Parlama ve Monitör Kullanımı

. Komşu yüzeyler arasında keskin kenar ve köşeler olmamasına dikkat edin.

. Monitör kapalıyken giysilerinizin ekrana yansıyıp yansımadığına dikkat ederek par-lama kontrolü yapın.

. Parlamaya sebep olan kaynağı ortadan kaldırın veya monitörü, parlamayı

engelle-yecek bir pozisyonda yerleştirin.

. Pencere önüne veya pencerenin tam kar-şısına monitörünüzü yerleştirmeyin (Şekil 3).

. Monitörde aydınlık ve kontrast ayarlarını yapın.

5- Görme

. Bilgisayar ekranının, kullandığınız dokü-man gibi sık sık baktığınız nesnelerin gö-rüş hizasında veya altında olmasına dikkat edin.

. Ekranı ve dokümanları göze eşit uzaklıkta olacak şekilde yerleştirin.

. Arasıra uzakta bulunan nesnelere bakın. . Gözlerinizi düzenli olarak muayene ettirin. . Çift taraflı (prograsif) gözlük kullananlar, ekrana gözlüğün tek tarafıyla bakmalı veya progresif lens kullanmalıdırlar.

6- İş Tasarımı ve yönetimi

. Gün boyunca yapılan işi, özellikle hare-ketleri değiştirin.

. Her 30 dakikada 10-30 saniyelik kısa mo-lalar verin.

. Bilgisayar kullanırken 2 saatte bir uzun molalar verin (en az 5 dakika).

. Çalışanların duruş şekli, programları, hız-ları ve iş süreçleri; yani nasıl çalışacakhız-ları konusundaki kararlarını dikkate alın. . Çalışanların çalışma performansları, pro-jeye ne kadar katkıda bulundukları, ne ka-dar değerli oldukları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayın.

. Çalışanları Ergonomi konusunda bilgilen-dirin.

. Sıcaklık, parlama ve gürültü gibi çevresel stres kaynaklarını azaltın.

. Çalışanların, güvenlik ve rahatlık için çev-relerini düzenlemelerine, çalışma yerlerinin özelliklerini ve fonksiyonlarını keşfetmeleri-ne yardımcı olun.

Kent Yaşamında Ergonomi

Kentte yaşamak belli bir kültürü de zaman içinde içselleştirmek demektir. Kent ne ka-dar temiz düzenli , insan onuruna yakışır şe-kilde tasarlanmış ise kent yaşamını düzen-leyenlerin onun mobilyalarını yaratanların da o denli üst düzeyde mimari ve Ergonomik birikime sahip olduklarını düşünebiliriz.

Bir kent ülkenin kültürünü yansıtır. Zira kül-tür bir milletin maddi ve manevi olarak yarattığı her şeydir: Binalarımız, yollarımız, parklarımız, oturma ve dinlenme üniteleri-miz doğayı ve tarihi ne kadar koruduğu-muz hep kentlerimizde somutlaşır. Bilindiği gibi uygar bir ülke olmanın üç ko-şulu insan-insan, insan-doğa ve insan-tarih ilişkilerinin çağdaş bilimsel düzeyde olup olmaması ile ilgilidir.

Biz, ülke olarak özellikle son zamanlar-da gökdelenlere, beton kitlelere, beton meydanlara, yol ve kavşaklara boğulmuş kentlerimizde insan, araç-gereç ve çevre ilişkisini bilimsel olarak inceleyen Ergono-mik koşulların ne derece yerine getirildiğini kendi kendimize sorgulamalıyız. Gökdelen-ler hava akımlarına dahi engel olarak mikro klima alanları ile yaşamımızı etkilemektedir. Zira yanlış tasarımlar ve insan doğasına aykırı her kentsel tasarım, sağlığımızı ve yaşam kalitemizi de doğrudan doğruya et-kilemektedir.

Resim 1: Kentte trafik karmaşası.

Resim 2: Gökdelenler ve kent.

Resim 3: Düzenlenmeye muhtaç bir kent meydanı.

nomik olarak tasarlanmış park ve dinlenme alanları görülmektedir.

Resim 8 ve 9’daki kent kavşakları da yine aynı şekilde her yönden gelen aracın gü-venlikli bir şekilde dönüşünü sağlayacak teknik olanak ve alanlara sahiptir. Ülkemiz-deki kentlerde ise kaldırım yükseklikleri, kazı vb. onarımlardaki uyarı levhaları refüj-ler ve dönme yarı çapları ve yaya güvenliği konusunda ne yazik ki çok sayıda Ergono-mik yanlışlara rastlamak mümkündür.

KAYNAKLAR

Carayon P. (Editör) (2007),Hand-book of Human Factors and Er-gonomics in Health and Patient Safety, Lawrence Erlbaum Asso-ciates, Publishers, Mahwah, New Jersey, London.

Özok,A.F.(2007), Yaşantımızda Ergonominin Önemi, İTÜ Vakıf Dergisi, Sayı 33.

Ülke olarak özellikle son zamanlarda gökdelenlere, beton kitlelere, beton meydanlara, yol ve kavşaklara boğulmuş kentlerimizde

insan, araç-gereç ve çevre ilişkisini bilimsel olarak inceleyen

Ergonomik koşulların ne derece yerine getirildiğini kendi kendimize

sorgulamalıyız. Zira yanlış tasarımlar ve insan doğasına aykırı

her kentsel tasarım, sağlığımızı ve yaşam kalitemizi de doğrudan

doğruya etkilemektedir.

Resim 4: İstanbul’da bir kaldırım.

Resim 5: Kent yaşamında metro.

Resim 6: Uygar bir kentte dinlenme alanı.

Resim 8: Kentte kavşak.

Resim 9: Kentte yayalara saygı.

Resim 7: Bina yapımına izin verilmemiş uygar bir kent parkı.

Resim 4, İstanbul’daki bir kaldırımı göster-mektedir. Görüldüğü gibi görme özürlü bir kişi için belirlenen yol üstünde, bir aydın-latma direği bulunmaktadır. Burada özürlü bir kimse rahatlıkla direğe çarpabilir. Kent içindeki çok sayıda tamirat kazı vb işlem-lerde gereken önlemlerin alınmayışını ve bu yüzden çok sayıda kazanın oluştuğunu ve bu kazaların da insan hayatına mal olduğu-nu biliyoruz.

Resim 5’te, metro istasyonunda çocuk arabası ile birlikte metroya binen bir kadın yolcu görülmektedir. Dolayısıyla çocuk ara-bası ile oraya kadar gelebilmek ve rahat bir şekilde yolculuk yapabilmek uygar bir ken-tin sakinlerine sağladığı olanaklardandır. Resim 6 ve 7’de gelişmiş ülkelerde

Ergo-2. İNOVASYON TÜRKİYE

fuARı’NDA

Türkiye’de üretilen ve patenti alınan yenilikçi teknoloji ve buluş-ların en seçkin örneklerinin sergilendiği  ‘Yenilikçi Teknolojiler ve Buluşlar’ temasıyla düzenlenen 2. İnovasyon Türkiye Fuarı, 24-27 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Teknoloji üretiminde Türkiye’nin öncü ve yenilikçi gücü olan İTÜ toplamda 9 inovatif proje ile bu seneki fuarda yerini aldı. Fuar-da, mikrodalga teknolojisini kullanan ilk tomografi sisteminden ateşe dayanıklı boyaya, robotik teknolojiden nano ölçekte ta-sarlanan cihazlara kadar, sağlık, tarım, enerji, ulaşım gibi sek-törlerde çığır açacak projeler sergilendi.

Rektör Prof. Dr. Mehmet Karaca, İTÜ Vakfı Genel Sekreteri Ke-nan Çolpan ile birlikte İTÜ standlarını gezerek akademisyen-lerden projeleriyle ilgili detaylı bilgi aldı. İTÜ’nün seçkin bilim adamları tarafından oluşturulan ve TÜBİTAK/İSTKA/SANTEZ gibi kuruluşlardan destek alan projeler katılımcıların büyük il-gisini çekti.

Kolemanitten Su Bazlı Boyalarda Dolgu

Benzer Belgeler