• Sonuç bulunamadı

Sürekli Gelir Hipotezinin Getirdiği Açılımlar

1.2.4. Sürekli Gelir Hipotezi

1.2.4.2. Sürekli Gelir Hipotezinin Getirdiği Açılımlar

SGH geliştirildikten sonra ekonomi biliminde çok geniş olarak kabul edilen bir teori olmuştur. Bu doğrultuda ilk olarak SGH’yi destekleyen daha sonra desteklemeyen çalışmaların analiz yöntemleri ve sonuçları açıklanmaya çalışılacaktır.

106 A.e., ss. 21-22.

107 Ila Patnaik, “Poverty, Excess Sensitivity and the Permanent Income Hypothesis: Evidence from a

Laidler, hem tüketim hem de para talebi fonksiyonunda cari gelir yerine sürekli geliri kullanarak bir model geliştirmiştir. Friedman’ın önerdiği gibi cari ve geçmiş ölçülen gelirin geometrik ağırlıklı ortalaması olarak sürekli geliri belirlemiştir (1.15)108.

(

1

)

1...

(

1

)

t n... n t t p t bY b bY b b Y Y = + − (1.15) p t

Y : t zamanındaki sürekli gelir Yt: t zamanındaki gelir

Bu model, dağıtılmış gecikmeli gelirdeki değişikliklere, bireylerin tepkisini göstermektedir. Gelir bu şekilde tanımlanınca, ölçülebilir bir vekil değişken olduğu için, SGH hakkındaki ampirik çalışmaların çoğunda kullanılmaktadır. Laidler bu tanımlamadan yola çıkarak tüketim ve sürekli gelir arasındaki ilişkiyi iki şekilde belirlemektedir: Birincisi olağan Friedman formülasyonudur (1.16). İkincisi ise, gelirin daha önceki seviyelerine bağlı değeri olan bir sabite sahip Keynesgil tüketim fonksiyonuna benzemektedir (1.17). Her iki eşitlikte benzer ilişkiyi sunmaktadır109.

p t t kY C = (1.16)

(

)

t p t t k bY kbY C = 1− −1+ (1.17)

Darby SGH’nin teorik çerçevesinden yola çıkarak, SGH’yi destekleyen bir ampirik çalışma yapmıştır. Varsayımları şunlardır: Bütün geçici gelir tasarruf edilir; geçici gelirin bir kısmı, geçici nakit varlıklara akar ve bu varlıklarda dayanıklı mallara ve sabit oranlarda finansal varlıklara çevrilir; geçici gelirin hemen dayanıklı mallar biriktirmek üzere kullanılan kısmı hane halkının geçici varlıklarının mevcut değerine bağlıdır. Sürekli gelir bir oransallık faktörüne göre tüketilmektedir. Geçici gelir ise genel olarak, dayanıklı ve yarı dayanıklı malların satın alınması için

108 David Laidler, “The Permanent-Income Concept in a Macro-Economic Model”, Oxford

Economic Papers, New Series, Vol.20, No.1, Mar., 1968, ss.11-12. 109 A.e., s.13.

harcanmaktadır. Sürekli gelir ve geçici gelir varlık talebi üzerinde ayrı ayrı etkiye sahip olmaktadır110.

SGH’ye göre, gelir tüketimden çok daha fazla dalgalanmaktadır. Gelirin uzun dönem marjinal tüketim eğilimi, kısa dönem marjinal tüketim eğiliminden daha yüksektir. Bireyler her dönemde sürekli gelirin bir kısmını tükettikleri için, ortalama tüketim eğilimi, marjinal tüketim eğilimine eşit olacaktır. Ancak bu argüman gözlem değerleriyle uyuşmamaktadır. Friedman, yatay kesit verilerinde marjinal tüketim eğiliminin ortalama tüketim eğiliminden düşük olmasının sebebini, sürekli gelirin artmasından dolayı tahmin edilen tüketim fonksiyonunda kullanılan gözlenmiş verilerin zaman içerisinde kaymasına bağlamaktadır. O halde, sürekli gelir bir önceki yıla göre, daha sonraki yıllarda daha yüksek gerçekleşecektir111.

SGH’nin geçerliliğini test etmek için kullanılan temel stratejik yöntem, cari kullanılabilir gelir ile cari dönemden diğerine tüketimdeki değişiklikler arasındaki ilişkiyi gözlemlemektir. SGH, bu iki değişken arasında ilişki olmadığını ileri sürmektedir112. Rasyonel beklentili SGH’yi ret edenlerin ampirik çalışmalarında sıfır hipotezi genel olarak aşağıdaki hipotezlerin bileşiminden meydana gelmektedir113:

1. Bireylerin beklentileri rasyonel olarak oluşmaktadır.

2. Bireylerin arzuladığı tüketim sürekli gelir tarafından belirlenmektedir. 3. Sermaye piyasaları mükemmel işlemektedir. Bireyler bekledikleri gelir

karşılığında, aynı faiz oranında borç alıp, borç verebilmektedir.

SGH’yi ret eden argümanlar yukarıda açıklanan varsayımların gerçek hayatta geçerli olmadığını ileri sürmektedir. SGH’nin ret edilmesinin dayandığı argümanlar, genel olarak bireylerin rasyonel davranmadığı, daha çok miyopik oldukları,

110 Michael R. Darby, “The Allocation of Transitory Income Among Consumers’ Assets”, The

American Economic Review, Vol.62, No.,5, Dec., 1972, ss.928-939.

111 Costas Meghir, “A Retrospective on Friedman’s Theory of Permanent Income”, The Economic

Journal, 114, June, 2004, ss.293-295.

112 Fumio Hayashi, “The Effect of Liquidity Constraints on Consumption: A Cross Sectional

Analysis”. Quarterly Journal of Economics, Vol.100, January 1985, s.184.

113 Marjorie Flavin, “Excess Sensitivity of Consumption to Current Income: Liquidity Constraints or

tüketimin cari gelirden etkilendiği, sermaye piyasalarının kusurlu işlediği ve dolayısıyla bireylerin likidite kısıtlı olduklarıdır.

Bu bağlamda Bodkin SGH’ye karşıt olarak bireylerin beklenmedik gelirleri harcadıklarıyla ilgili önemli bulgular elde etmiştir. Beklenmedik gelirleri harcama eğilimi, normal gelirin marjinal tüketim eğilimini geçecek gibi gözükmemektedir. Ancak beklenmeyen gelirin marjinal tüketim eğilimi oldukça yüksek olmaktadır. Geçici gelirin marjinal tüketim eğilimi, normal gelirin marjinal tüketim eğiliminden düşük gözükmemektedir114. Bu bulgular mali politika için önemli esaslar içermektedir. Ekonomik durgunluk dönemlerinin zorluklarını aşabilmek için uygun mali politikalar yürürlüğe konulabilir. Örneğin geçici vergi indirimi tüketim harcamalarının artmasına ve ekonominin canlanması için bir uyarıcı olabilecektir. Bu durumda SGH hakkındaki sorunları artırmaktadır.

Mayer ilk olarak farklı mesleklerin tasarruf gelir oranlarını, ikinci olarak sürekli gelirin farklı seviyelerinde ortalama tüketim eğilimlerini karşılaştırarak SGH’nin çeşitli testlerini yapmıştır. Ayrıca sürekli gelirin uzunluğunu ölçmeye çalışmıştır115. İlk çalışmada özellikle tüketilen sürekli gelir kısmının sürekli gelir seviyesinden bağımsız olduğunu test etmiştir. Test sonuçları SGH’yi ret etmiştir. İkinci çalışmada SGH’nin diğer iddiaları olan sürekli gelir seviyesinden marjinal tüketim eğiliminin bağımsız olduğu, sürekli gelirin marjinal tüketim eğiliminin cari gelirin marjinal tüketim eğiliminden daha büyük olduğu ve sürekli gelir için marjinal tüketim eğiliminin ortalama tüketim eğiliminden daha küçük olduğunu test etmiştir. Ancak SGH’nin iddialarını kesin olarak doğrulayamamıştır. Ayrıca son çalışmasında sürekli gelir ufkunun daha kısa bir zamandan oluştuğunu ve geçmiş gelirin, cari gelir kadar cari tüketimi etkileyebileceğini ancak, gelecek gelirin cari tüketimi etkileyemeyeceğini bulmuştur.

114 Bodkin, a.g.e., ss.613-614.

115 Thomas Mayer, “The Permanent Income Theory and Occupational Groups”, The Review of

Economics and Statistics, Vol.45, No.1, Feb., 1963, ss.16-22.; Thomas Mayer, “The Propensity to Consume Permanent Income”, The American Economic Review, Vol.56, No.5, Dec., 1966, ss.1158- 1177; Thomas Mayer, “Tests of the Permanent Income Theory with Continuous Budgets”, Journal of Money, Credit and Banking, Vol.4, No.4, Nov., 1972, ss.757-778.

Hane halkının gelirleri düştüğü zaman tüketimlerini aynı şekilde devam ettirebilmeleri amacıyla, satılabilir değerlere veya gelecek kazançlarına karşılık olarak borç alma kapasitelerine sahip olmalarına SGH’nin geçerliliği için, gereksinim duyulmaktadır. Başka bir ifadeyle sermaye piyasaları kusursuz işlemelidir. Ancak Friedman bireylerin borç alma faiz oranı ile ödünç verme faiz oranının birbirinden farklı olmasını kabul etmesine rağmen, bu durumu ihmal etmektedir. Ayrıca Friedman’a göre, çarpanın değeri Keynes tarafından ileri sürülenden daha az olmaktadır. Bu konuda araştırma yapan Flemming ise, eğer işsizlik ve bunun sonucu emek gelirlerinin kesintiye uğraması nedeniyle sürekli gelire göre cari gelir farklılaştığında, sermaye piyasalarının mükemmel işlememesi yüzünden işsizler borç alamadıklarında Keynes’inkine benzer bir çarpanın oluşacağını göstermektedir116.

SGH’nin temel fikri, hane halkının cari tüketim miktarlarına karar verirken geleceğe bakmalarıdır. Literatürde genelde sürekli gelire bir vekil değişken olarak, cari ve geçmiş kullanılabilir gelirin sabit dağıtılmış gecikmeleri kullanılmaktadır. Bu konuda Lucas, bireylerin sabit bir durumdaki geçmiş verilerle gelecek değişkenler hakkında beklentilerini oluşturması için teorik bir neden yoktur der. Lucas’ın bu kritiği çok önemlidir. Zamanlararası optimizasyon düşüncesinden kaynaklanan herhangi bir davranışsal denklem seti gelecek ekonomik değişkenler hakkındaki beklentilere bağlı olmaktadır117. Bu noktadan hareketle Hayashi, rasyonel beklentili SGH’yi yeniden gözden geçirip, tahmin ve test etmiştir. 1948-1978 dönemi için ABD yıllık verilerden yararlanıp; dayanıksız tüketim malları, hizmetler ve dayanıklı mallardan hizmet akımlarını toplayarak tüketim harcamaları yapısını oluşturmuştur. SGH’yi ret etmesi nüfustaki likidite kısıtlı hane halkı oranının oldukça yüksek olmasına bağlı olmaktadır. Borç alma oranlarının ödünç verme oranlarından çok fazla yüksek olmasından dolayı sermaye piyasaları mükemmel işlememektedir. Dolayısıyla Hayashi’ye göre kamu yönetimi, toplam talebin önemli bir kısmını oluşturan düşük gelirli hane halkı tarafından yapılan dayanıklı tüketim malları harcamalarını ve likidite kısıtlı hane halkı tarafından yapılan tüketim harcamalarını

116 J.S. Fleming, “The Consumption Function When Capital Markets are Imperfect: The Permanent

Income Hypothesis Reconsidered”, Oxford Economic Papers, New Series, Vol.25, No.2, Jul., 1973, ss.160-161.

117 Fumio Hayashi, “The Permanent Income Hypothesis: Estimation and Testing by Instrumental

etkileyerek, kısa dönemde toplam talebi kontrol edebilir. Bunu yapmak için kamu yönetimi kredi şartlarını ve kullanılabilir geliri etkileyecek politikaları yürürlüğe koyabilir. Bu politikaların etkili olması için tahmin edilmesi ya da edilememesi önemli değildir118.

SGH’nin yapılan bir çok testte ret edilmesinin sebepleri, anlamlılık düzeyleriyle ilgili olmaktadır. Fakat bu gösterilen sapmalar ekonomik kavram olarak küçük gözükmektedir. Viard ise ekonomik gelişmeler açısından da SGH’yi ret edecek kanıtlar bulmuştur. SGH beklenen gelecek gelir büyümesindeki azalmanın nedeninin tasarruflardaki artış olduğunu ileri sürmektedir. Gelecek gelirdeki bir azalma, cari tasarrufları ve sermaye birikimini, zamanlararası ikame elastikiyeti yüksek olmadıkça artırmaktadır. Daha yavaş büyüme oranı, sürekli gelirin cari gelire oranını azaltmaktadır. Bu yüzden, tüketimin cari gelire oranı, zamanlararası ikame elastikiyeti yüksek olmadıkça azalmaktadır. Ancak Viard, verimlilikteki bir azalışı tasarruflarda da bir azalışın izlediğini ABD ekonomik göstergelerinden tespit etmiştir. Dolayısıyla ekonomik gelişmelerle SGH tutarlı gözükmemektedir119.

Bu açıklamalara ek olarak SGH belirsizliğin olmadığı bir dünyada geçerlidir. Emek geliri belirsizliği durumunda oluşan toplam servete orantılı olan tüketim söz konusu olduğunda, gelirle ilgili yeniliğe tüketimin tepkisi, daha büyük olabilmektedir. Bu durum aşırı hassasiyet olarak gözükmektedir120.

1.2.5. Sürekli Gelir Hipotezinin Yaşam Boyu Gelir Hipotezi İle Birlikte