• Sonuç bulunamadı

Barro-Ricardian Eşitlik Hipotezinin Aleyhinde Görüşler

2.4. TÜKETİM TEORİSİ VE İKTİSAT POLİTİKASI

2.4.1. Barro-Ricardian Eşitlik Hipotezi ve Aşırı Hassasiyet

2.4.1.2. Barro-Ricardian Eşitlik Hipotezinin Aleyhinde Görüşler

Mali politikanın önemli bir aracı olan vergi oranlarındaki değişikliğin etkisinin tam olarak BREH tarafından tanımlandığı gibi olmayacağıyla ilgili çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. BREH’nin geçerli olmamasıyla ilgili ileri sürülen başlıca nedenler ise şunlardır252:

1. BREH’nin geçerli olabilmesi için vergilerin bozulmamış (non-distortionary taxes) olması gereklidir. Ancak hemen hemen bütün vergiler, bozulmuş

249 Paul Evans, “Are Consumers Ricardian? Evidence for the United States”, The Journal of Political

Economy, Vol.96, No.5, Oct., 1988, s.997. Evans 1988’te ABD verileri için BREH’yi destekleyen kanıtlar bulurken, 1993 te 19 OECD ülkesinin 1960-1988 yıllık verisini kullanarak BREH’yi ret eden kanıtlar bulmuştur. Paul Evans, “Consumers Are not Ricardian: Evidence from Nineteen Countries”, Economic Inquiry, Vol.31, No.4, Oct., 1993, ss.534-548.

250 Gianluigi Giorgioni, Ken Holden, “Does the Ricardian Equivalence Proposition Hold in Less

Developed Countries?”, International Review of Applied Economics, Vol.17, No.2, 2003, ss.209- 221.

251 John J. Seater, “Does Government Debt Matter? A Review”, Journal of Monetary Economics,

V.16, 1985, ss. 130-131. 252 Abel, a.g.m., ss.752-753.

vergilerdir. Vergilemenin bozulmuş olması, bireyin vergi yükümlülüğünü değiştirebilmesidir.

2. BREH’nin geçerli olması için ileri bakışlı, tüketimini zamanlararası optimize eden rasyonel tüketiciye gereksinim duyulmaktadır. Eğer tüketiciler cari mali politikanın gelecek vergilerle ilgili esaslarını hesaplamak için yetersizse, BREH geçerli olamayacaktır.

3. BREH’nin diğer varsayımı ise, tüketiciler tüketimlerinin zamanlararası dağılımında bağlayıcı bir kısıtlamayla karşı karşıya kalmamaktadırlar. Eğer tüketiciler likidite kısıtlılığı gibi, tüketimlerini etkileyen bağlayıcı bir kısıtlamayla karşı karşıya iseler, bu BREH’den bir sapma olacaktır. Çünkü, likidite kısıtlı tüketici, vergi oranlarındaki değişikliğe eşit miktarda cari tüketimini değiştirecektir.

Ricardian eşitliğine en temel itiraz bireylerin likidite kısıtlı olduğu argümanıdır. Eğer çoğu hane halkı likidite kısıtlı ise, kamu yönetiminin vergi yerine borçlanmayı tercih etmesiyle, cari vergilerdeki bir azalmadan memnun olacaktır. Tüketimin gelire aşırı hassasiyetinin sebebi de bir çok çalışmada, likidite kısıtlılığının etkisinden dolayı olduğu kanıtlanmıştır253. Tüketicilerin önemli bir kısmı likidite kısıtlı olduğu zaman BREH’nin kuvveti zayıflayacaktır254.

Gelişmekte olan ülkelerde politika uygulamalarında kabul edilen genel argüman, kamu kesimi açığı toplam talebin aşırı genişlemesine sebep olurken, cari hesap açığına ve enflasyona sebep olmakta; iç tasarrufu mas ettiği kadar özel yatırımların yerini almakta ve bu yüzden de ekonominin büyümesi engellenmektedir. Bu sebeplerden dolayı gelişmekte olan ülkelerde yürürlüğe konan istikrar programları belirgin olarak kamu açığının azaltılmasına yönelik planlanmaktadır. Ancak bu konuda yapılan ampirik araştırmalar bu argümanı doğrulamamaktadır. Hague ve Montiel’in gelişmekte olan 16 ülke (Türkiye dahil) için 1960-1985 verileriyle yaptığı ampirik çalışmada, Jamaika hariç diğer ülkeler için, BREH likidite

253 Seater, “Ricardian Equivalence”, a.g.m., s.151.

254 Rockerbie, a.g.m., s.826. Haque and Montiel, a.g.m., s.415. Attanasio, “The Intertemporal

kısıtlılığı yüzünden ret edilmektedir. Elde edilen kanıtlar, mali politika üzerinde kamu açığının azaltılması yönünde yapılan baskıyla ilgili şüpheleri doğrulamaktadır255. BREH’nin gelişmekte olan ülkeler için geçerli olup olmadığını araştıran Khalid de, likidite kısıtlılığının varlığının mali yansızlıktan sapmanın nedeni olabileceğini kanıtlamıştır. Türkiye dahil 21 ülkenin 1960-1988 dönemi için sonuçlarına göre, bireylerin likidite kısıtlı olmaları yüzünden tüketim kararları geçmiş gelirden etkilenmektedir. Türkiye dahil sekiz ülke için kamu harcamalarının dışlama etkisi bulunmamaktadır. Aynı zamanda analiz sonuçlarına göre, kamu harcamaları özel tüketimi çok zayıf ikame ettiğinden, kamu harcamalarındaki geçici artışlar, toplam talep üzerinde genişletici etkiye sahip olabilmektedir256. Zaten BREH’nin varsayımları göz önüne alındığında, gelişmekte olan ülkelerde iyi yerleşmiş finansal piyasalar ve istikrar şartlarını görmek zor olacağından, BREH’nin ret edilme olasılığı yüksek olmaktadır257.

Buchanan ve Feldstein’e göre de Barro’nun önsel varsayımlarının sonucu elde ettiği çarpıcı sonuçlar tartışmalıdır. Ayrıca ampirik olarak kanıtlanamaz varsayımlardır. Barro’nun hipotezinin geçerli olması kesin değildir ve ampirik testi çok zordur258. Feldstein özellikle mirasın nesiller arası aktarılması mekanizması üzerinde durarak, cari nesilin büyük olasılıkla bunu önemsemeyeceğini vurgulamıştır. Bunun sebebi de kamu borçlarının gelecek nesiller üzerindeki etkisinin çok karmaşık olmasıdır. Bireylerin miras motifini, gelecek nesil üzerinde kamu borcu ve sosyal güvenlik programının getirdiği yükümlülükleri, tasarruflardaki azalmanın gelecek ücretler üzerindeki azaltıcı denge etkisini anlamaları gerekmektedir. Dolayısıyla hane halkının Barro’nun modelinde öngördüğü gibi tahminler yapmaları olası değildir259.

255 Haque and Montiel, a.g.m., ss.408-415.

256 Kamu harcamaları özel tüketimi ikame ediyorsa, toplam talep üzerinde uyarıcı etki

oluşturamamaktadır.

257 Khalid, a.g.m., ss.413-414, 423, 429.

258 Buchanan, a.g.m., s.341; Martin Feldstein, “Perceived Wealth in Bonds and Social Security: A Comment”, The Journal of Political Economy, Vol.84, No.2, Apr., 1976, s.331.

Feldstein’e göre BREH, mevcut kamu borçlarının ifade ettiği gelecek vergi yükümlülüklerini kamunun algılamasını ve tepkilerini abartmaktadır. BREH doğru olsa dahi, kamu harcamalarındaki değişikliklerin sonuçları toplam talebi etkileyebilir. Eğer vergi indiriminin sürekli olacağı biliniyorsa, bireyin yaşam boyu servetinde çok büyük bir artışı ifade edeceğinden dolayı tüketimlerinin de artması sonucunu doğurmaktadır. Nesiller arası alturizm varsayımının ifade ettiği, kamu borçlarının mali nötrlük (yansızlık) sonuçlarının geçerliliğini sorgulayan iki temel sebep vardır260:

1. Çocuklarının faydası hakkında endişelenen ailelerin mutlaka miras bırakacağını varsaymak yanlıştır. Bireyler servetlerinin büyük kısmını tüketirken küçük bir kısmını miras olarak bırakmaktadır.

2. Genel olarak aileler çocuklarının eğitimi ve diğer ihtiyaçları için çok harcama yaptıklarından ek miras için tasarruf yapmaları olasılığı az olmaktadır. Bu bağlamda vergi indirimi, ailelerin çocuklarının pahalı harcamalarını karşılamalarını sağlayacağından cari tüketim harcamalarını artıracaktır.

Barsky vb., bireysel gelir belirsizliği ve borçla finanse edilen vergi indirimi arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Barsky’nin modeli, “bireyler gelecek vergi yükümlülüklerini tamamen algıladıklarından dolayı, bonolar net servet değildir” görüşünden oldukça farklı gözükmektedir. Gelecek bir gelir vergisi artışını işaret eden vergi indiriminden dolayı oluşan marjinal tüketim eğilimi, gelecek vergilere sanki bir seferde toplanıyorlarmış gibi davranan Ricardian değerinden daha çok gelecekteki vergileri dikkate almayan Keynesgil değere yakın olmaktadır. Geleneksel Keynesgil makroekonomik modelde borçla finanse edilmiş vergi indirimi toplam talebi uyarmaktadır. Vergi indirimi sonrası marjinal tüketim eğiliminin artması da bu görüşü doğrulamaktadır. Eğer vergiler bir defada ödeniyorsa sermaye piyasası kusursuzdur. Ancak vergilerin bir defada kamu yönetimi tarafından toplanması hane

260 Martin Feldstein, “Government Deficits and Aggregate Demand”, Journal of Monetary

halkı için korkutucudur. Dolayısıyla Ricardian eşitliği sermaye piyasasının kusurlu olduğu bir dünyada uygun bir kıyaslama değildir261.

Modigliani ve Sterling, Kormendi’nin (1983) modelinin ve yönteminin çok hatalı olduğunu ileri sürüp, kamu harcamaları veya vergiler yoluyla tüketimin etkilenebileceğini türettikleri toplam tüketim fonksiyonu ile göstermişlerdir262. Evans; Kottlikoff, Samuelson ve Johnson da BREH’yi ampirik olarak ret eden kanıtlar bulmuşlardır263. Mali yansızlık varsayımına dayanan BREH, sadece az miktarda ekonometrik testte onaylanmaktadır. BREH’ye bu kadar önem verilmesinin nedeni ise, daha fazla analiz yapabilmek için bir ölçüt ve karşılaştırma noktası ortaya koyabilmesidir264.