• Sonuç bulunamadı

Kamu kesiminde memur ile beraber temel istihdam biçimlerinden olan sözleşmeli personel statüsü, ilk olarak 657 sayılı D.M.K.’nın 4. maddesinde düzenlenmiş ve kamuda uygulanmaya başlanmıştır. Daha sonra 933 sayılı Kalkınma Planının Uygulanması Esaslarına Dair Kanunda yer alan sözleşmeli personel statüsü, 1980’li yıllardan sonra bazı kamu kurumlarının özel kanunlarına konulan hükümlerle yaygınlaştırılmıştır. Son yıllarda siyasi iktidarlarca K.İ.T.’lerde çalışan personelin hukuki statülerine ilişkin, daha önce hukukumuzda bulunmayan şekliyle bir sözleşmeli personel rejimi daha oluşturulmuştur. 657 sayılı D.M.K.’da düzenlenmiş sözleşmeli personel statüsünden farklı olarak, uygulamada kamu kurumlarının özel kanunlarına konulan hükümlere ve K.İ.T.’lerde çalışan personelin hukuki statülerine ilişkin çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelere (K.H.K.) tabi olarak çalışan ve yine sözleşmeli personel olarak ifade edilen farklı statüler ile karşılaşılmaktadır26. Buna göre üçe ayırabileceğimiz sözleşmeli personel türlerini, 657 sayılı D.M.K.’ya göre çalıştırılan, özel kuruluş kanunlarına göre çalıştırılan ve K.İ.T.’lerdeki sözleşmeli personel olarak incelemek gerekmektedir.

657 sayılı D.M.K.’da istisnai bir çalışma biçimi olarak öngörülüp düzenlenmiş olan sözleşmeli personel uygulaması giderek yaygınlaşmış ve çeşitlenmiştir. 657 sayılı D.M.K.’nın 4. maddesinde sözleşmeli personel, “Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşleri alınarak Bakanlar Kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.” denilerek tanımlanmıştır. Düzenlemeye göre istisnai nitelik taşıyan sözleşmeli personel uygulaması, geçici ve uzmanlık isteyen işlerde söz konusu olabilecektir27. Diğer yandan, yine 657 sayılı D.M.K.’nın 4. maddesi uyarınca, yabancı uyrukluların, tarihi belge ve eski harflerle yazılmış arşiv kayıtlarını değerlendirenlerin, mütercimlerin, tercümanların, dava adedinin azlığı nedeni ile kadrolu avukat istihdamın gerekli olmadığı yerlerde avukatların, Bakanlar Kurulunca tespit edilecek esas ve

26 Keser, a.g.e., s. 11.

27 Gözübüyük ve Tan, a.g.e., s. 582.

şartlarla tabip veya uzman tabiplerin, Adli Tıp Müessesesi uzmanlarının, Devlet Konservatuarı Sanatçılarının, Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve dış kuruluşlarda belirli bazı hizmetlerde çalıştırılacak personelin de zorunlu hallerde sözleşme ile çalıştırılmaları mümkün olacaktır28.

Sözleşmeli personel uygulaması 1980 sonrası dönemde yaygınlaşmıştır. İlk uygulama 1980 yılında 2333 sayılı Sürekli Kamu Görevlerinde Sözleşmeli Personel Çalıştırılması Hakkında Kanun ile “sürekli kadrolarda bu kadrolar karşılık gösterilmek kaydıyla”

emekli aylığı bağlanmış kişilerin bu aylıkları kesilmeden sözleşmeli çalıştırılmaları şeklinde olmuştur. Yine bu dönemde çıkarılan çeşitli kuruluş kanunlarında, kurumun en üst görevlisinden başlayarak alt basamaklara kadar inen görevlerde kadro karşılık gösterilerek, 657 sayılı D.M.K.’nın ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli personel çalıştırılabileceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Örneğin, Başbakanlık Teşkilatı Hakkında 3056 sayılı Kanun, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve ayrıca Devlet Planlama Teşkilatı, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı, GAP İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi gibi kamu kurumlar ile ilgili çıkarılan özel hükümler ile bu kurumlarda 657 sayılı D.M.K. hükümlerine bağlı kalmaksızın sözleşmeli personel çalıştırılmasına imkân tanınmıştır29. Bu noktada belirtmek gerekir ki, sözleşmeli personel uygulamasının yaygınlaşmasındaki temel amaç, meslek bilgisi ve ihtisası olan elemanı çalıştırmak değil, daha avantajlı ücret rejimi yaratmak olmuştur30.

Kadro karşılık gösterilmek suretiyle çalıştırılacak sözleşmeli personel için düzenlenecek tip sözleşmeler ile kadro karşılık gösterilmeden çalıştırılacak personelin ücret ve unvanları Maliye Bakanlığının vizesine tabidir. Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler kanun ile kurulan fonlar ve hizmetlerini genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşların çalıştırdıkları sözleşmeli personel, 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki

28Keser, a.g.e., s. 11.

29 Gözübüyük ve Tan, a.g.e., s. 583.

30 Keser, a.g.e., s. 13.

Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara tabidir31.

Yukarıda incelenen 657 sayılı D.M.K. ve özel kuruluş kanunlarındaki sözleşmeli personelden başka bir de kamu iktisadi teşebbüslerinin yönetim kademelerinde çalışan üst düzey yöneticilerin özel sektöre geçmelerinin önlenmesi ve böylece K.İ.T.’lerin daha verimli ve üretken bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri amacıyla, K.H.K.’lar ile düzenlenmiş farklı bir sözleşmeli personel statüsü mevcuttur. Bu statünün amacı, belirli bir iş için uzmanlaşmış elemanı yüksek ücretle çalıştırarak, işi en iyi biçimde yürütmek ve iş bittikten sonra çalışanın ilişkisini keserek devlet bütçesine gereksiz yere yük olmasını önlemektir. Bu tür sözleşmeli personelin hukuki dayanağı 399 sayılı K.H.K.’dır. 399 sayılı K.H.K.’da sözleşmeli personel, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esasları dışında yürüttükleri hizmetlerinde belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde akdedilecek bir sözleşme ile çalıştırılan ve işçi statüsünde olmayan personel olarak tanımlanmıştır32.

Tanımlardan çıkarılacak sonuç itibarıyla, 657 sayılı D.M.K.’da belirtilen sözleşmeli personel ile 399 sayılı K.H.K.’da belirtilen sözleşmeli personel arasında birçok farklılık bulunmaktadır. 399 sayılı K.H.K.’da belirtilen sözleşmeli personel, 657 sayılı D.M.K.’da belirtilen sözleşmeli personelden farklı olarak, kendisinden meslek bilgisi ve ihtisası beklenmeyen, geçici değil sürekli, istisnai değil her türlü işte çalıştırılan personeldir. Bu bağlamda bu tür sözleşmeli personel tanımlanırken, belirli bir konuda uzmanlaşmış olmayı gerektiren görevlerde, kanun hükmünde kararnamelerde belirtilen esaslara uygun olarak, geçici ve sürekli işlerde sözleşme ile çalıştırılan kişi vurgulanmıştır.

Görüldüğü üzere, K.İ.T.’lerin daha verimli ve üretken bir şekilde yönetilmeleri amacıyla mevzuatımıza giren sözleşmeli personel kavramı, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların, genel idare esasları dışında yürüttükleri hizmetlerinde 399 sayılı K.H.K.’da belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde akdedilecek bir sözleşme ile çalıştırılan ve işçi statüsünde olmayan personel olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda 399 sayılı K.H.K. ile düzenlenen sözleşmeli personel tipi, Anayasanın 128. maddesinde

31 Gözübüyük ve Tan, a.g.e., s. 583.

32 Keser, a.g.e., s. 14.

sözü edilen “diğer kamu görevlileri” sınıfına girmektedir. Kamu görevlisi olma niteliğinin bir sonucu olarak da sözleşmeli personel statüsü idare hukukuna tabidir33.

Bu üç farklı durumdaki sözleşmeli personelin çalışmanın konusu açısından önemi, kamu görevlileri sendikalarına üye olup olamayacakları ve toplu görüşmelere konu olup olamayacaklarıdır. 657 sayılı D.M.K. uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel, 4 Nisan 2007 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5620 sayılı Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklikle birlikte kamu görevlileri sendikalarına üye olabilmektedir. Bu tip sözleşmeli personel dışında 657 sayılı D.M.K.’nın öngördüğü kuruluşlarda sözleşmeli olarak çalışan ve kendilerine 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile getirilen esaslar uygulanan personel de kamu görevlileri sendikalarına üye olabilmektedir. Çünkü bu tip sözleşmeli personel de 5620 sayılı Kanunda belirtilen personel tarifine uymaktadır.

Kendilerine 399 sayılı K.H.K. uygulanan ve işçi mi yoksa memur mu oldukları konusunda ihtilaf bulunan, çeşitli Anayasa Mahkemesi kararlarında farklı uygulamalara maruz kalan bu tip personel, kesinlikle işçi sayıldıklarına dair bazı kararlar bulunmasına rağmen işçi sendikalarına üye olamamakta, toplu iş sözleşmelerine konu edilememektedir. Bu tip personel hukuki niteliği gereği kamu görevlileri sendikalarına üye olabilmektedir. Ancak sözleşmelerinde bulunan sendikaya üye olamayacakları yönündeki maddeler bu haklarını da ellerinden almaktadır.