• Sonuç bulunamadı

tarafından 16 Aralık 1966 tarihinde kabul edilmiş ve ancak on yıl sonra 3 Ocak 1976’da yürürlüğe girmiştir. Türkiye Sözleşmeyi 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalamış116 ve 11 Ağustos 2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlayarak yürürlüğe sokmuştur. Onay tarihi iç hukukta 11 Ağustos 2003 iken, uluslararası hukukta onay belgesinin B.M. Genel Sekreterliğine verildiği tarih olan 23 Eylül 2003’ü izleyen üçüncü ay, yani 23 Aralık 2003’tür117.

Türkiye, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesini onaylamış ancak onay, beyan ve çekince ile gerçekleşmiştir. Buna göre çekincesini B.M.’ye bildiren Türkiye, çekincesini şu nedenlere dayandırmıştır. “Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşmenin 13. Maddesinin (3.) ve (4.) fıkraları hükümlerini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 3., 14. ve 42. maddelerindeki hükümler çerçevesinde uygulama hakkını saklı tutar.”118. Türkiye’nin çekinceyi birçok devlet (Cezayir, Bangladeş, Hindistan, Japonya, Monako, Norveç, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık)119 gibi 8. maddeye değil 13.

maddeye koyması düşündürücüdür. Çekince koyulan madde çalışma yaşamı veya grev hakkı ile ilgili değil, eğitim hakkı ile ilgilidir.

Sözleşmede sendika hakkı, ilke olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde olduğu gibi herkese tanınmıştır. Ancak Sözleşmede sendikalara üye olmanın amacı, ekonomik ve sosyal çıkarları korumak ve geliştirmek olarak tanımlanarak, Bildirgeden daha açık ve net bir tanıma yer verilmiştir. Bununla beraber, Sözleşmede sendika seçme özgürlüğüne açıkça yer verilerek İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinden daha ileri bir düzenleme yapılmıştır. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinde ayrıca sendikalara ulusal federasyon ya da konfederasyon kurma ve konfederasyonlara uluslararası sendika örgütleri oluşturma veya bu örgütlere katılma hakkı da sağlanmıştır.

Bu özelliği ile Sözleşmede, 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının

116 http://www.unmikonline.org/regulations/unmikgazette/06turkish/TIntCovEcSocCulRights.pdf 08.07.2008

117 Gülmez, 2006, a.g.e., s. 113.

118 http://www.todaie.gov.tr/ihadm/bm/eko.pdf 08.07.2008

119 Gülmez, 2006, a.g.e., s. 113.

Korunması Sözleşmesinden daha genel bir anlatımla sendika hakkı düzenlenmiş ve daha geniş haklara yer verilmiştir.

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, grev hakkını açıkça tanıyan üç uluslararası Sözleşmeden biri olması dolayısıyla önemlidir. Sözleşme Avrupa Sosyal Şartı ve Çalışanların Temel Sosyal Hakları Topluluk Şartı ile birlikte bu özelliği taşıyan üç belgeden biridir. Hiçbir ILO sözleşmesinin, sözleşme metninde grev hakkından açıkça bahsedilmezken, B.M. gibi bir kuruluşun uluslararası bir sözleşmede grev hakkına yer vermesi önemlidir. Sözleşmenin 8. maddesinin 1. fıkrasının D başlığında “Bu Sözleşmeye taraf devletler, ilgili ülkenin kanunlarına uygun olarak kullanılmak koşuluyla grev hakkını sağlamayı üstlenir.” denilerek açıkça grevden bahsedilmiştir. Maddede, grev hakkının kullanılma alanı ilgili ülke kanununun görüşüne bırakılmış ve sendika hakkı da grev hakkı gibi silahlı kuvvetler personeli, polisler ve kamu yönetimi üyeleri için kısıtlanabilir kılınmıştır.

Sözleşmede grev ve sendika hakkı, silahlı kuvvetler personeli, polisler ve kamu yönetimi üyeleri (üst düzey) için kısıtlanabilir kılınmış, bunun dışında kalan çalışan kesimin grev hakkı ile ilgili düzenlemeler ülke kanunlarına bırakılmıştır. Yani Sözleşmenin Türkiye’ye getirdiği sorumluluğun tamamen grev serbestîsi olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak bu demek değildir ki, grev hakkını kısıtlayıcı kurallar koymak bu Sözleşmenin önerdiği bir yöntemdir. Grev hakkının önünü açmak önemli bir sorumluluk olmakla beraber, bu Sözleşmenin bir gerekliliği olarak yorumlanamaz. Bu noktada belirtmek gerekir ki, taraf devletlerin Sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini denetleyen Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi Raporlarında, incelenen bazı ülkeler memurlara grev hakkı verilmemesi nedeniyle eleştirilmiş ancak ortaya 8. maddeye ilişkin genel bir gözlem konmamıştır120.

Sözleşmede tamamen çalışma yaşamı veya sendikal haklar düzenlenmemiş ve genel bir haklar Sözleşmesi olma özelliği ön plana çıkmıştır. Sözleşmenin bu özelliği ve 87 sayılı ILO Sözleşmesinin doğrudan çalışma yaşamı ile ilgili bir düzenleme olması nedeniyle, her iki Sözleşmenin çatışan hükümlerinde 87 sayılı ILO Sözleşmesinin uygulanacağı 8.

120 Aynı, s. 118.

maddenin 3. fıkrasında, “Bu maddenin hiç bir hükmü, Dernek Kurma Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin ve 1948 tarihli Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesine taraf Devletlere bu Sözleşmede öngörülen güvenceleri zedeleyecek kanuni önlemler alma ya da kanunları bu güvenceleri zedeleyecek biçimde uygulama yetkisi vermez.” denilerek açıkça belirtilmiştir. İmzalanmamış uluslararası belgelerin geçerlilikleri konusunda makul karşılanabilecek görüşe en güzel örnek Sözleşmede verilmiştir. Bu durumda bu Sözleşmeye imza atmak, sendikal haklar anlamında işaret ettiği 87 sayılı ILO sözleşmesini imzalamayı gerektirmektedir.

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinin çalışma yaşamı ile ilgili 6., 7. ve 8. maddelerinin gereklerini Türkiye’nin yerine getirip getirmediği konusu tartışmalıdır. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesinin bazı ülkeler için yayımladığı raporlar doğrultusunda, Türkiye’nin Sözleşme gereklerini yerine getirdiğini söylemek güçtür. Ancak maddenin özünden anlaşılan kriterlere Türkiye’nin kamu görevlilerinin sendika hakkı kapsamında uyum sağladığı açıktır. İlgili maddeye çekince koyan ülkeler düşünüldüğünde maddenin geniş anlamda yorumlanmasının sakıncaları düşünülerek bu çekincenin konulduğu kanısına varılabilir. Bu nedenle geniş anlamda yorumlanabileceği düşünülerek konulan çekincenin Türkiye tarafından konulmaması ve eğitim hakkı ile ilgili olan ve mevzuat ile uyum sağlanamayan 13. maddeye çekince konulması, Sözleşmenin dar anlamda anlaşıldığı görüşünü desteklemektedir.

Sözleşmenin çalışma yaşamı ile ilgili olan maddelerinden çıkartılacak anlam, sendikalaşmanın ve grev hakkının tanınması ve taraf ülkenin kanunlarında sendika hakkının sayılan kısıtlamalar dışında başka bir kısıtlamaya tabi olamayacağıdır. Grev hakkı da sözleşmede yine taraf ülkenin kanunları doğrultusunda kullanılabilir kılınmıştır. Bununla beraber incelenen konu olan kamu görevlilerinin sendika hakkı bağlamında Türkiye’nin Sözleşmenin gereklerini yerine getirdiğini söylemek doğru olacaktır. Bu görüşün en önemli dayanağı sözleşmenin sendika hakkını kamu yönetimi üyeleri için kısıtlanabilir kılmasıdır. Çünkü uyum değerlendirilirken baz alınan kriter Sözleşme metnidir ve kamu görevlilerinin sendika hakkı, sözleşme metnindeki kriterlere uymaktadır. Grev hakkı açısından uyum ilgili bölümde değerlendirilecektir.