• Sonuç bulunamadı

1.3. Türev Ürünler

1.3.4. SWAP Sözleşmeleri

Swap sözleşmeleri, iki tarafın gelecekte belirli bir dönem boyunca nakit akışlarını değiştirmeyi kabul ettiği bir türev ürün çeşididir (Rechtschaffen, 2006: 172). Finansal açıdan daha anlaşılır bir tanım olarak swap sözleşmeleri, özel ya da tüzel kişiliklerin anlaştıkları meblağ üzerinden, vade sonuna kadar taksitlere bölünmüş olan anapara ya da faizlerle ilgili nakit akışlarını karşılıklı olarak takas ettikleri sözleşmelerdir (Sayılgan, 2011: 519).

Swap sözleşmeleri, sahibine elinde bulundurduğu varlık ya da yükümlülükleri tasfiye etmeden nakit akışlarını değiştirmeye olanak tanımaktadır. Örneğin, elinde hisse senedi bulunduran bir yatırımcı bu hisse senedini tasfiye etmeden daha düşük getiriye sahip olan ama daha az riskli ve sabit getirili bir hisse senedi ile takas

edebilir. Böyle bir durumda yatırımcının portföyünde iki pozisyonlu bir swap sözleşmesi bulunacaktır (Shaik, 2014: 36).

Swap sözleşmeleri birçok işleve sahiptir. Bunlardan en önemlisi, yatırımcıların varlık ve yükümlülüklerini takas etmelerine olanak sağlamaktır. Bunun yanında daha düşük maliyetle fon sağlamaya da olanak tanımaktadır. Swap sözleşmelerinin tercih edilmesinde bir diğer önemli neden de faiz ve döviz kurunda meydana gelen dalgalanmalardan korunma (hedging) isteğidir (Alkan, 2015: 159). Ayrıca swap sözleşmelerinin sağladığı arbitraj fırsatı, esnek bir yapıya sahip olması, vergi avantajı sağlaması ve işlemlerin hızlı yapılabilmesi gibi işlevleri de bu piyasanın tercih nedenleri arasında sayılabilmektedir (Sayılgan, 2011: 520).

Swap işlemleri sadece yatırımcı ve özel sektör tarafından değil, hükümetler ve merkez bankaları tarafından da kullanılmaktadır. Örneğin, ödemeler bilançosunda ortaya çıkan geçici bir açığı finanse etmek ya da ulusal paranın değer kaybetmesinden kaynaklı spekülatif döviz hareketlerini engelleyebilmek adına ülkeler swap sözleşmelerine müracaat edebilmektedirler. Ulusal para değer kaybettiğinde spekülatörler daha sağlam para birimlerine rağbet göstermeye başlamaktadırlar. Merkez bankaları da tedbir olarak spekülatörlerin rağbet gösterdiği para birimleri üzerine swap sözleşmesi yaparak o para cinsine müdahalede bulunur. Piyasadaki olumsuz hava dağılmaya başladığında da yabancı para iade edilip karşı tarafa verilen varlık iade alınır (Karatepe, 2000: 148-149).

Swaplarda sözleşmelerin başlangıç, bitiş ve ödeme tarihleri önceden belirlenmektedir. Sözleşme oluşturulduğunda değeri sıfırdır ve tarafların birbirlerine yaptığı herhangi bir ödeme olmamaktadır. Ödemelerin ifa edildiği tarihe “kuruluş zamanı” denilmektedir. Uzlaşmanın yapıldığı dönemler arasındaki zaman dilimine de “uzlaşma süresi” adı verilmektedir (Yıldırak vd. 2008: 12)

Swap kredi riskine maruz kalma hesaplamaları, dünya çapında hala önemli bir tartışma konusudur. Değeri sürekli değişen finansal sözleşmelerin kredi riskini tahmin etmenin karmaşıklığı göz önüne alındığında, takas işlemlerine kredi riskinin eklenmesi için evrensel olarak kabul edilmiş net bir yöntem bulunmamaktadır

(Banks, 1997: 209). Teoride yer alan kimi tartışmalar bazı kurumların kredi piyasalarının belirli sektörlerinde fon artırma ya da kredi vermede bilgi maliyeti, işlem maliyeti gibi avantajlara sahip olduğunu iddia etmektedir. Buna ek olarak bazı sektörlerde de hakkaniyetli eşleştirmelerin olamayabileceği ifade edilmektedir. Örneğin, uzun vadeli (10 yıllık vb.) emeklilik hesabı varlıklarını yüksek meblağ ile satan ticari bir banka, uzun vadede faiz oranlarının düşmesi ile zarara uğrayabilir. Çünkü bankaların varlıkları genelde ticari krediler gibi kısa vadeli kaynaklardan oluşmaktadır (Kidwell vd. 2012: 363). Bu tarz eksikliklerin önüne geçilebilmesi için yatırımcıların varlıkların gelecek değerleri ile ilgili daha tatmin edici tahminlerle işlem yapmaları ve piyasanın da gerekli eşleştirmeleri oluşturmaları faydalı olacaktır.

Bicksler ve Chen (1986), Arak vd. (1988) çalışmalarında swap işlemi gerçekleştiren her iki tarafın da genellikle pozitif kazanç sağladığını ortaya koymaktadır. Diğer taraftan Lang vd. (1998) çalışmasında, tarafların sağladığı kazançların içinde bulunulan konjonktüre göre değişim sergileyebileceğini ifade etmektedir.

1.3.4.1. SWAP Çeşitleri

Birçok dayanak varlık için Swap sözleşmesi yapılabilmektedir. Faiz, döviz, hisse senedi, emtia vb. gibi yaygın bir alanda sözleşme yapılabilir. Uygulamaya bakıldığında ise genelde para ve faiz swaplarının daha yaygın şekilde kullanıldığı gözlemlenmektedir. Bu çalışmada yalnızca Futures endeks işlemleri kullanılacağı için SWAP sözleşmeleri ile ilgili kavramlar kısaca açıklanacaktır.

1.3.4.1.1. Faiz Swapları

Türev piyasalarda faiz swapları en çok rağbet gören araçlardan birisidir. Faiz swapı, belirli bir anapara üzerinden faiz ödemelerinin gelecek nakit akışlarının belirli bir süre için değiştirilmesine yönelik bir sözleşmedir. Burada nakit akışlarının kaynakları farklı olmaktadır. Mesela, taraflardan birisi sabit oranlı faiz kullanırken diğeri değişken oranlı faiz kullanabilmektedir (Shaik, 2014: 38).

Faiz swaplarında anaparanın takası söz konusu değildir. Anapara, sadece ödemelerin hesaplanması için temel alınır. Tanımda da bahsedildiği üzere swap

işlemlerinde taraflardan birisi sabit faiz oranıyla borçlanırken diğeri değişken faiz oranıyla borçlanır ve bu borçların faiz ödemelerini takas ederler. Faiz oranı swaplarının büyük bir çoğunluğunda dalgalı faiz ödemeleri LIBOR (London Interbank Offered Rate) baz alınarak belirlenir. Taraflar burada değişken ya da sabit oranlı faizleri takas ederek yüksek oranlı faiz ödemelerinden kurtulmaya çalışır (Chambers, 2012: 128).

1.3.4.1.2. Para Swapları

Para ya da bir başka deyişle döviz swapı, iki tarafın belirlenen tutarda iki farklı para birimini değiştirmesi ve vade tarihi geldiğinde de değiştirilen anaparaların tekrar geri iade edilmesini içeren bir sözleşme türüdür. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere para swapı aslında vade geldiğinde parayı tekrar geri alma anlaşmasıdır (Karatepe, 2000: 161). Para swapı için yapılmış bir başka tanım ise, “farklı para birimlerinden oluşan aynı alım gücüne sahip nakit akışlarının vadesi geldiğinde orijinal para birimi şeklinde ve belirlenmiş kur üzerinden geri alınması” olarak nitelendirmektedir (Sayılgan, 2011: 532).

Para swapı sözleşmesinin oluşturulabilmesi için gerekli bazı şartlar vardır Bu şartlardan ilki, varlıkların anlaşmaya varılan para cinsi üzerinden değiş tokuşu gereklidir. Bir diğer şart, anlaşılan sermaye tutarı ve faiz oranı üzerinden faiz ödemelerinin yıllık ya da altı aylık süreçlerde takas edilmesi gerekmektedir. Son olarak swap işleminin yasal olarak muhasebe kaydında yer almaması gerekmektedir (Alkan, 2015: 160).

Swaplar hakkında yapılan açıklamalardan yola çıkarak para swapı yapılmasının gerekçeleri ve faydaları şu şekilde özetlenebilir. Farklı döviz kurları üzerinden arbitraj yaparak borçlanma maliyetleri azaltılabilir. Nakit akışlarının takası ile firmanın bilançosu dengeye getirilebilir. Son olarak, döviz kurunda yaşanması muhtemel dalgalanmalara karşı korunma sağlanmış olur.