• Sonuç bulunamadı

Fama (1970) tarafından ortaya konan etkin piyasa hipotezinin tüm piyasalarda geçerli olup olmadığı birçok çalışmanın konusu olmuştur. Yapılan ampirik uygulamalarda kesin bir görüş birliği ortaya çıkmamış olup bazı durumlarda piyasadaki yatırımcıların normal üstü kar elde edebildikleri sonucuna ulaşılmıştır. Yatırımcıların nasıl normal üstü getiri sağladıklarını açıklamaya yönelik birçok görüş ortaya atılmıştır. Aşağıda açıklanacak maddelerde bu görüşlerin detayları incelenecektir.

2.3.1. Düşük Fiyatlı Hisse Senedi Anomalisi

Literatürde yer alan bazı çalışmalara göre, yatırımcıların daha fazla getiriye sahip olduğu gerekçesiyle düşük fiyatlı hisse senetlerini tercih ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan ampirik çalışmalarda kesin bir görüş birliği olmamakla beraber, hipotezi doğrulayan ve reddeden çalışmalar mevcuttur (Karan, 2004: 281).

2.3.2. Fiyat-Kazanç Oranı Anomalisi

Fiyat- kazanç oranı bir firmanın piyasa değerinin net karından kaç kat fazla olduğunu gösteren bir orandır. Bir başka tanıma göre ise, menkul kıymetin bir birimlik kazancı için yatırımcıların ne kadarlık bir tutarı ödemeye razı olduklarını gösteren bir orandır (Nargelecekenler, 2011: 166).

Basu (1977) tarafından New York Stock Exchange'de işlem gören bazı firmalar için yaptığı araştırmada düşük fiyat-kazanç oranına sahip hisse senetlerinin yatırımcılarına daha yüksek fiyat-kazanç oranına sahip hisse senetlerinden daha yüksek getiri sağladığı sonucuna ulaşmıştır. Literatürde yer alan çalışmalarda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır. Örneğin, Banz ve Breen (1986), New York borsası ve AMEX için yaptığı çalışmada Fiyat-Kazanç oranı anomalisinin varlığına ilişkin bir kanıt bulamamıştır.

2.3.3. Fiyat-Satış Oranı Anomalisi

Fiyat-satış oranı bir firmanın hisse senedi fiyatının son bir yıllık hisse başına net satış değerine oranı şeklinde bulunmaktadır. Literatürde yer alan bazı çalışmaların sonuçlarına göre fiyat- satış oranını dikkate alarak alım yapan yatırımcıların normal üstü getiri sağlayabildikleri ifade edilmiştir (Karan, 2004: 283). Senchack ve Martin (1987) ve Barbee, vd.(1996), fiyat-satış oranı anomalisinin geçerliliğini tespit eden çalışmalara örnek olarak gösterilebilir.

2.3.4. Pazar Değeri-Defter Değeri Anomalisi

Pazar değeri-defter değeri oranı bir firmanın hisse senedi fiyatının hisse başına öz sermaye değerine oranı şeklinde bulunur (Karan, 2004: 284). Bu oranın düşük olan firmaların hisse senedi getirilerinin yüksek oranlı firmaların hisse senedi getirisinden yüksek olduğu sonucu bazı çalışmalarda elde edilmiştir. Rouwenhorst (1999) ve Yıldırım (2005)’ın çalışmaları bu anomalinin varlığını desteklemektedir.

2.3.5. Haftanın Günleri Etkisi

Haftanın günleri etkisi konusunda öncü çalışma Fields (1931)’e aittir. Fields’in çalışması, cumartesi günkü ortalama getirinin cuma ve pazartesi günlerinden daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer bir çalışmada ise Osborne (1959), hisse senetlerinin pazartesi günkü getirilerinin cuma günkü getiriye göre daha düşük olduğu sonucuna ulaşmıştır. Yapılan incelemelerde haftanın günleri etkisi ile ilgili net sonuçlar olmamakla birlikte, hafta sonu piyasaların kapalı olmasından dolayı piyasaya gelen olumsuz haberlerin etkilerinin pazartesi günü piyasaları etkilediği ve bu yüzden pazartesi günkü getirilerin daha düşük olduğu fikri ağır basmaktadır.

2.3.6. Ocak Ayı Anomalisi

Literatürde yer alan çalışmalarda Ocak ayında hisse senedi getirilerinin diğer aylara göre daha yüksek olduğu sonucuna sıklıkla rastlanılmıştır. Örneğin, Rozeff ve Kinney (1976) ABD için yaptıkları çalışmada, hisse senedi getirilerinin diğer aylara kıyasla yaklaşık sekiz kat daha fazla arttığını tespit etmiştir. Haug ve Hirschey (2006)’ın çalışmaları da Ocak ayı anomalisinin varlığını desteklemektedir. Bu konuda çalışma yapan araştırmacılar, Ocak ayında hisse senedi getirilerinin yükselmesini, firmanın hisse senedine sahip olan firmaların vergi matrahlarını düşürmek için bir önceki sene sonunda bu varlıkları sattığını, Ocak ayında tekrar aldıkları zaman da hisse senedinin fiyatını artırdıklarını ifade etmişlerdir (Atakan, 2008: 100).

2.3.7. Ay İçi Anomalisi

Ariel (1987) çalışmasında, bir sene içerisinde herhangi bir ayda, ayın iki döneme bölünmesi ile getirilerin ilk 15 gün ve son 15 günde değişimini incelemiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, ayın ilk 15 gününde hisse senetlerinin getirisinin son 15 günden daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Diğer anomalilerde olduğu gibi ay içi anomalisi konusunda da kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır. Ariel’in açıklamasına göre, ücret ödemelerinin ayın ilk kısmında yapılması piyasaya likidite sağlar ve böylece hisse senetlerinin getirisi artar.

2.3.8. Tatil Öncesi Anomalisi

Resmi ya da dini tatiller öncesinde ve sonrasında hisse senedi getirilerinin ne yönde hareket ettiği, yatırımcılara normal üstü getiri sağlayıp sağlamadığı incelenmiştir. Lakonishok ve Smidt (1988) çalışmalarında, tatil öncesi ( pre-holiday) dönemde hisse senedi getirilerinin tatil sonrası (post-holiday) dönem getirilerinden daha fazla olduğu sonucuna ulaşmışlardır

2.3.9. İş Döngüsü Anomalisi

İş döngüsü anomalisine göre ekonominin canlı olduğu dönemlerde piyasada nakit akışı olur ve hisse senetlerinin getirisi normal üstü gerçekleşebilir. Piyasanın durgunluk ya da daralma eğiliminde olduğu dönemlerde ise hisse senetlerinin getirisi düşebilir (Karan, 2004: 292).

2.3.10. Firma Büyüklüğü Anomalisi

R. W. Banz (1981) NYSE'de en az beş sene işlem görmüş hisse senetlerini firma büyüklüğüne göre sınıflandırmış, yaptığı analiz sonucunda da firmaların büyüklüğü ile getiri arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğunu tespit etmiştir. Kısacası en küçük firmanın uzun dönemde en yüksek getiriyi sağlayabildiği sonucuna ulaşmıştır.

2.3.11. İhmal Edilmiş Firma Anomalisi

Sermaye piyasalarında işlem gören bazı hisse senetleri, diğerlerine nazaran daha düşük işlem hacmine sahip olabilmektedir. Bu anomaliye göre göz önünde bulunmayan, işlem hacmi düşük olan hisse senetlerinin getirisi diğerlerine göre yüksek olabilmektedir (Ergün, 2009: 31). Dowen (1989), Tripathi ve Tripathi (2006)’nin çalışmaları ihmal edilmiş firma anomalisinin geçerliliğini tespit etmiştir.

2.3.12. Hisse Bölünmesi ya da Bedelsiz Hisse Senedi Anomalisi

Hisselerin bölünmesi ya da bedelsiz hisse senedi dağıtımı yapılarak şirketin değeri düşmeden hisse senetlerinin fiyatlarının düşürülmesi yoluyla normal üstü getirinin sağlanabildiği sonucuna ulaşılan çalışmalar bu anomaliyi desteklemektedir. Söz konusu anomali, değeri düşen hisse senetlerinin zamanla hızı bir şekilde kıymetlenerek yatırımcılara yüksek getiri sağlayabilmesi şeklinde açıklanmaktadır (Karan, 2004: 295)

2.4. Spot ve Türev Piyasalarda Fiyat Oluşumunu Açıklayan Modeller